7. Bölüm

21.9K 1K 51
                                    

Ben her şeyi anlatmayı bitirdiğimde Safiye Teyze burnunu çekti. "Yazık sabiye." derken yanında oturan Nesrin Teyze sırtını sıvazladı onun. Aklına Buse gelmişti büyük ihtimalle.

Annem kucağımdaki bebeğe bakarak konuştu. "Ne yapacaksın peki?

"DNA testi yapıp benim kızım olmadığını kanıtlayacağım."

Buse, küçük bir çocuk edasıyla beni anneme şikayet etti. "Onu tekrar yetimhaneye bırakacak Zehra Teyze."

Annem başta olmak üzere, odadaki herkes bana onaylamaz bakışlar atarken konuştum. "Onu tekrar yetimhaneye bırakacağımı hiç söylemedim. Ama onu yanımda da tutamam. Benim kızım olmadığını kanıtlayayım, ona kalacak bir yer ya da bakacak bir aile bulurum."

Aklıma direkt Feyza gelirken kafamı iki yana sallayarak bu düşünceyi kafamdan attım. 'Düzeltme, Duru'yu kimseye vermek istemediğin için bu düşünceyi kafandan attın.' Kes sesini iç ses!

"Neden bakamazsın Göksel?" dedi Nesrin Teyze.

"Çünkü çalışıyorum."

"Kızım çalışan bir sürü anne var." dedi Banu Teyze.

Ada göz devirmeden önce konuştu. "Göksel normal bir insanın iki katı çalışıyor Banu Teyze."

"A-a. Niye?" diye sordu annem. Sonra devam etti. "Patronun çok mu zorluyor seni?"

Buse benden önce konuştu. "Yok Zehra Teyze. Patronu, çalışma, dese bile çalışıyor bu. Kendine acı çektirmekten zevk alıyor galiba. Göksel! Sen mazoşist misin yoksa?"

"Mal!"

Safiye Teyze ve annem aynı anda bana yastık atıp, aynı anda konuştular.

"Terbiyeli konuş!"

"Sataşma yeğenime!"

Onlara göz devirdiğim esnada kapı çaldı. "Sabah sabah kim geldi?" diye sordu annem.

"Saat on bir olmuş anne ne sabahı?" derken kapıya adımladım. Kapıyı açtığımda tanımadığım bir adamla yüz yüze geldim.

"Göksel Işık?"

"Evet benim."

"Mağazamızdan sipariş ettiğiniz beşik geldi. Kurulumu biz yapacağız."

"Tabii, buyrun." deyip kenara çekildim. Yanındaki bir adamla büyük koliyi alıp içeriye girdi. Ailemin şüpheci bakışlarını görmezden gelerek onları misafir yatak odasına yönlendirdim. Ada yanıma gelip fısıldadı. "Ne oluyor?"

"Duru'ya beşik aldım. Onu getirmişler ve kurulumunu yapacaklarmış."

Ada'nın kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Ardından yüzünde bir gülümseme oluştu. "Demek yanında kalmayacaktı öyle mi?"

"Kısa süreli bir şey Ada. Küçücük bebek ya yatağımda, ya da bebek koltuğunda dolanıyor."

"Neden misafir odası?"

"Annem burada olduğu süre boyunca bu odada kalacak. Küçük şeyle o ilgilenir. O sırada ben de işlerimi hallederim ve DNA testini yaptırırım."

Ada sırıtıp hafifçe omzuma vurdu. "Tabii tabii. Ondan." dedi ve gitti yanımdan. Bazen Ada'yı anlamak için ekstra efor sarf ediyorum. Ve işte bu da onu anlamadığım anlardan biri.

Beşiğin kurulumu yapıldıktan sonra bana uzattıkları kağıttaki gerekli yerlere imza attım. İki çalışan da evimden gittikten sonra gecikmiş kahvaltı masasına oturduk. Buse yine küçük şeyle ilgileniyordu. Çocukları gerçekten çok seviyordu.

"Daha ne kadar buradasınız?"

"Daha dur kızım, yeni geldik."

"Anne işim başımdan aşkın ne kadar kalacağını söyle, ona göre planlama yapmam gerek."

Bana aynı anda "Öküz!" diyen Ada, Buse ve Safiye Teyze'yi duymazdan geldim.

"Bir hafta falan kalırım her halde."

"On gün olsa?"

"Benim de evde işim var, tek sen misin meşgul olan?"

"Bahçenle ilgilenmekten başka işin var da benim mi haberim yok? Bahçendeki çiçeklerini Feriha Teyze sular senin için, çok da şey etme. Birkaç gün daha kalmalısın. Sen Duru'ya bakarsın, ben çalışırım, sonra da testi yaptırırım ve kurtulurum bu dertten."

"Kız sen sanayi devrimi mi geçirdin? Makinalaştın mı evladım sen? Ne bu robotik robotik hareketler? Kalbini çıkardın da dondurucuya mı sakladın yavrum sen? Sen eskiden böyle değildin, niye duygusuz duygusuz, kalpsiz kalpsiz, robot kılıklı bir şey oldun?" dedi Safiye Teyze duygusal bir ses tonuyla.

Derin bir iç çekip anneme baktım, bana cevap vermesi için. "Kız kime diyorum ben?" dedi Safiye Teyze beni dürterek.

"Evet, kalbimi Antarktika'ya kargoyla yolladım. Oldu mu?"

Annem masanın altından bacağıma tekme attı. "Terbiyeli ol! Düzgün konuş! Ben seni böyle mi yetiştirdim? Büyüklerini tersleme, onlara sesini yükseltme. Annene emir vermeden önce de rica etmeyi öğren."

Sinirle güldüm. Ben tam konuşacakken Ada konuşmaya başladı. "Zehra Teyze, fazladan birkaç gün daha kalmanı rica etsek senden? Biz çocuk bakmaktan anlamıyoruz, günlerdir Neriman Teyze'ye yük oluyoruz. Göksel şu aralar ciddi anlamda çok yoğun. Kendine durduk yere iş çıkarmıyor. Zaten yığınla, bir ton işi var. En azından onun işleri hafifleyene kadar Gökçe'yle sen ilgilensen olur mu?"

Annemin çatık kaşları ve sert yüz ifadesi yumuşarken "İyi bari, öyle olsun." diye mırıldandı.

Ada anneme gülümsedikten sonra sert bir ifadeyle bana baktı. "Ti comporti come se non avessi davvero sentimenti."(Gerçekten duyguların yokmuş gibi davranıyorsun. [Google Çeviri]) diye mırıldandı İtalyanca. Oturduğumuz masada onun dışında sadece ben İtalyanca bildiğim için bunu diğerleri anlamasın diye dediğini anlamam zor olmamıştı. Omuz silktim. Bu hareketime ve umursamazlığıma göz devirdi.

Ada her zaman duygusuzlaştığımı söylerdi zaten. Bunu sürekli yüzüme vurup eskisi gibi davranmadığımı söylerdi. Bunun yüzünden kavga etmişliğimiz bile var. Ona 'o zaman benimle arkadaş olma, memnun değilsen' tarzında bir cümle kurmuştum yanlış hatırlamıyorsam. O da kapıyı çarpıp çıkmıştı evden. Kavga ettiğimizde Buse'nin evindeydik çünkü. Ondan birkaç dakika sonra bende çıkıp evime gelmiş ve çalışmıştım. Günlerce konuşmamıştık. Aramızda kalan Buse iki gün içinde kararını verip Ada'nın yanında durmuş ve onun haklı olduğunu söylemişti.

Ben de onlara, artık böyle olduğumu ve beni bu şekilde kabul etmeyeceklerse keyiflerinin bileceğini söylemiştim. Ben bunu söyledikten sonra Ada ve Buse birden benimle barışmıştı. Ben bunları söylerken ikisinin de yüzü yumuşamıştı birden. Bu olayın üstünden bir yıl geçti ama nedenini hala anlamadım.

O günden beri, ne zaman benim kalpsizleştiğim söylense Buse hemen beni neşelendirmek için saçmalar, Ada'nın ise sert bakışlarının altında üzüntü ve acıma duyguları belirir.

Ne var yani biraz duygusuzlaştıysam o şirket duvarları arasında?

Ya da babam sayesinde...

Beklenmeyen Misafir (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin