53. Bölüm

7.3K 530 55
                                    

Arkadaşlar 49. bölüm yayımlandıktan sonra yayımdan kaldırıp yeniden yazdığım bambaşka bir bölümü yayımlamıştım. Sanırım ben yeniden yayımladıktan sonra okumayanlar var. Okumadıysanız okumanızı öneririm.

Ha bir de hareket, aksiyon isteyenler vardı (siz biraz daha zorlarsanız Göksel'i uzaylılar kaçıracak) gelsin o zaman aksiyon.

İyi Okumalar :)
...

Göksel'in Ağzından

"Şimdi sen yemek mi yapacaksın?"

"Evet." dedi Özgür büyük bir rahatlıkla.

"Zehirlenme ihtimalimiz yüzde kaç?"

"Sıfır."

"Emin misin?"

"Evet. Ben çok iyi yemek yaparım. Gordon Ramsay tatsa kaşık atar. O derece yani."

"Bence 'mutfağımdan s**tir git' deyip o kaşığı alnının ortasına atar gibi ama sen bilirsin. Özgüvenini öldürmeyelim şimdi."

"Şu an hiç ölmedi abla! Allah razı olsun. Tavşanını alıp götüreyim de gör." deyip Duru'yu ters bir şekilde kucağına aldı. Tepetaklak duran küçük canavar bana bakıp gülerek ellerini çırptı.

"Düzgün tut çocuğu!"

Oflayıp Duru'yu makyaj masasına oturttu. Sonra bana döndü. "Sana akşam yemeği vaktine kadar küsüyorum, haberin olsun." dedikten sonra Duru'yu kucaklayıp gözden kayboldu.

Onun arkasından bakıp gülerken telefonum titredi. Ekrana bakınca kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Bilinmeyen numara mı?

Telefonu açmadım, birkaç çalıştan sonra sustu zaten. Ancak sustuktan kısa bir süre sonra tekrar çaldı.

Merakıma yenik düşüp telefonu açtım.

"Alo?"

Bir süre sadece düzensiz nefes alıp verme sesleri duydum.

Telefon suratıma kapanınca, telefonu kulağımdan çekip boş gözlerle ekrana baktım birkaç saniye.

Sonrasında omuz silkip Özgür odama gelmeden önce yaptığım işe -ki bu iş yeni başladığım dizinin ilk sezonunu bir oturuşta bitirmek oluyor- geri dönerek bilgisayarı kucağıma çektim.

Özgür gelmeden önce izlemekte olduğum bölümü bitirip yenisine geçmiştim ki, odamın kapısı şiddetle açıldı. Önde Buse, hemen ardında Ada odaya daldı. Ada Buse'yi tutmaya çalışırken Buse yatağıma doğru koştu. Ada tişörtünden tutup çekince sendeleyip yatak ucuna doğru düştü. Onun hemen peşinden düşen Ada, arkadan tek koluyla boynuna sarılıp boştaki eliyle ağzını kapattı. Nefes nefeseyken, ellerinden kurtulmaya çalışırken ağzında ki el yüzünden boğuk bir şekilde bağıran Buse'yi zar zor tutarak  gözünün önüne düşen siyah saçlarına üfledi. Hafifçe hareketlenen saç tutamı tekrar gözünün önüne düşünce başını sallayarak gözünün önünden çekilmesini saçladı. Buse başını geriye atarak önüne düşmüş saçlarından kurtulmak isterken yanlışlıkla Ada'ya kafa attı. Ada acıyla inleyip geriye çekildi ve burnunu tuttu. Buse özür dileyerek ona dönüp burnuna bir şey olmuş mu diye kontrol ederken ben ise mala bakar gibi onlara bakıyordum. Ne olduğunu anlayan var mı?

"N'oluyor?"

İkisinin de gözleri aynı anda bana dönerken Buse yıldırım hızıyla yatağıma tırmandı. Ada "Buse!" diye ciyaklayıp peşinden geldi ve üstüne atladı. İkisinin üstüme düşeceğini anladığım an bilgisayarımı kurtarmak amacıyla hemen komodinin üstüne bıraktım.

Beklenmeyen Misafir (Tamamlandı)Onde histórias criam vida. Descubra agora