Fırtına.

309 27 34
                                    

Ben Alvin, çocukluğum 14 yaşıma kadar güzel geçmişti. Fakat, uzun o kadar da sürmedi. O gece herkes uyurken, kapıyı birisi tıklatmaya bir-kaç kez başladı.

Şiddetli yağmur yağıyordu, kapının sesini nasıl duydum hiç bilmiyorum. Ayağa kalkıp kapıyı açmak istemedim, dışarıdaki herhangi birisi olabilirdi.

Babam için gelen Krallık askerleri olmadıklarını nereden bilecektim?

Askerlerin neden Babam için gelebileceklerini soruyorsanız, şöyle anlatıyım. Babam, Kralın bölgesinde avlandığı için tutuklanmıştı. Yakalanıp Krallığa götürülürken, Askerlere karşı koymuş, onları bir şekilde döverek, oradan uzaklaşmıştı. Ertesi gün, kapısına gelen Askerlerin üstüne kaynar su döküp, kafalarına sopayla vurarak, bayıltıp evine kilitlemiş ve oradan kaçmıştı.

Aynı zamanda kellesine,1 çuval dolusu altın ödülü konulmuştu. Bu anlattığım kısa hikayeden tamamen alakasız bir neden.

Tabii ki, bunlar ben doğmadan önceydi. Artık ormanda yaşıyoruz, ve ormanın ortasında yaşamak çoğu dertten uzak durmak demekti.

Şimdiye dönecek olursak, kapıyı açmadım, fakat sese tüm Aile uyanmıştı. Babam yorgun bir gün geçirmişti bu yüzden biraz sinirli bir şekilde kapıya yöneldi.

Kapıyı açtığı gibi omzuna bir kılıç saplandı. Babam hemen adama tekmeyi yapıştırıp kapıyı hızla kapattı. Sırtını kapıya yaslayıp yavaşça kayarak yere oturdu.

Biz ise, şaşkınlıkla bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk, her şey çok ani olmuştu. O kimdi? Neden Babama saldırdı? Babamın onlarla ne alakası var?

Babam bize doğru baktı ve saklanmamız gerektiğini söyledi. Bunu söylerken, dışarıdaki adam kapının arkasından kılıcı sokup çıkartıyordu.

"2 kişi olduklarını gördüm."

Dedi Babam. "Hâlâ burada mısınız? Saklansanıza!" Diye ekledi.

İkisi bir olup kapıyı kendilerine çekerek yerinden çıkarttılar. Babam hemen omzundaki kılıcı çıkarttı ve dövüş pozisyonuna geçti.

Adamlar bir anda kendilerini evin içine soktular ve kılıçlarını Babama doğrulttular. Babam kılıcını onlara doğru savurduğu anda, adam göz açıp kapayıncaya kadar Babamın kolunu kesti.

Bunun üzerine Babam bana doğru bakıp eliyle "Git-Git" işareti yaptı. geri adımlar atarak üst kata koşup oradaki sandığın içine girdim. Burada güvende olabileceğimi düşünüyordum.

O an ne oluyor göremesemde her şeyi duyuyordum. Hatta duymamam gereken kötü sözcükleri bile.

Bu 2 adam Babamın eski dostlarıymış ve Babamın bildiği bir şeyi söylemesi için gelmişler. Babam ise söylememekte ısrarcıydı, bu nedenle bize bu kadar saldırgan yaklaştılar.

Benim kalbim hızlı-hızlı çarpıyordu, sandığın icinde nefesim daralıyordu.

Bir anda, Annem ve Ablamın çığlık seslerini duydum. Korktum fakat aşağı inmek için sandıktan çıkmak istedim. Kapağını açmak isterken üst raflardan bir şeyleri sandığın üstüne düşürdüm. Neticede sandıktan çıkamadım. Annem "Onu öldürdün!" Diye bağırıyordu. O an anladım ki, Babamı öldürdüler.

Ani olarak kalbime bıçak sokmuşa döndüm, fakat gözlerimle görmeden inanamazdım!

Sandığı yan yatırmaya çalıştım. Sol omzumla vura-vura bir şekilde düşürdüm. İçinden çıkıp merdivenlerden aşağı doğru var gücümle koştum.

Alt kata indiğimde tamamen buz tutmuştum, titremek bile benim için çok zor hâle gelmişti. Ailem, benim biricil ailem katledilmişti! Bu yetmezmiş gibi evi de ateşe vermişlerdi.

Alvin'in MacerasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin