Bölüm 34.

234 12 12
                                    

Kâbus gibi bir akşamdı. Korkuyla hayırlı bir haber bekleyen Soydemir ailesi kötü bir haber almaktan deli gibi korkuyordu. Bugüne kadar çok acı çekmiş, çok kayıp vermişlerdi. Ama güzeller güzeli Elisa'yı kaybetmek istemiyorlardı.

   Elisanın merdivenden düştüğünü duyan herkes soluğu hastanede almıştı. Kimi destek için oradaydı, kiminin ise derdi bambaşkaydı. Kara haber tez duyulur sözünün en büyük örneğiydi hastane koridorunda toplanan insan topluluğu.

  Emir karısından güzel bir haber almak için ellerini açmış dua ederken bir duvarın dibine çöküp, başını ellerinin arasına aldı. Yüzü kasılmıştı. Gözleri yuvalarından fırlayacak gibi duruyordu. Bir saatten fazla olmuştu hastaneye geleli ama hiçkimse çıkıp birşey söylemiyordu. Tüm doktor ve hemşireler Emir'in yanından geçip gidiyor, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.

" Kahretsin!" derken yumruğunu duvara geçirdi genç adam. Asmin kardeşinin yanına koşup kolundan tuttu. " Yapma! " derken Emir'e sımsıkı sarıldı. Emir'in elinden akan kan zemine damlıyordu.

Asmin "Ablan kurban olsun sana. Ne olur kendine gel Emir'im.  Hadi eline baktıralım bak çok kötü olmuş. " diyerek Emir'i ikna etmeye çalışıyordu.

"  Abla benim elim değil, kalbim acıyor. Bu acıya dayanamıyorum. Kimse çıkıp da birşey demiyor kafayı yiyeceğim. Karım orada öyle yatarken benim elimden hiçbir şey gelmiyor!  " diyen Emir,  kanlı elini kalbine bastırdı. " Abla ne olur Elisa'ma bir şey olmasın. Ben onsuzluğa dayanamam abla. "

Yıkılmaz gibi görünen Emir gitmiş yerine elinden oyuncağı alınan bir çocuk gelmişti sanki. Ağlamaktan utanmıyordu Emir. Çocuklar gibi ağlıyor, ağalar yıkılmaz  sözünü yerle bir ediyordu.

" Üzülme ablasının kıymetlisi. İnan bana gelinimiz iyi olacak." derken boş bir sandalye bulup Emir'i   oturttu Asmin. Genç adamın ayakta duracak Mecali yoktu. Urfa yıkılmış da Emir altında kalmış gibiydi. Devran ağa elini oğlunun omuzuna koyup teselli etmeye çalışırken. Erkam bir an olsun kardeşini yalnız bırakmıyordu. Aile bağları çok güçlüydü Soydemir ailesinin. Birinin tırnağına taş değse hepsinin içine kor alevler düşüyordu.

  Oğlunun çaresizliğini görünce kendisini suçladı Zümrüt Hanım. Elisa'nın halini görmesine rağmen tutup kolundan hastaneye götürmemişti. Götürseydi şayet şimdi gelini içeride canıyla cebelleşmek zorunda kalmayacaktı. Şu saatten sonra ahlanıp vahlanmak çare olmayacaktı. Bunu bilen Zümrüt Hanım hayırlı bir haber almak için dua etmeye devam etti.

O sırada Aras ve Asra'da hastaneye geldiler. Genç kız abisine yanaşıp ellerini tuttu. Asra'm diyen Emir, kız kardeşini kollarının arasına aldı. " Abi ne olur güçlü ol. Bak göreceksin Elisa iyi olacak. Hatırlamıyor musun yıllar önce de beni beklemiştiniz bu hastane koridorunda? Ama bak şimdi iyiyim yanınızdayım. Elisa da iyi olacak. O da bırakmayacak bizi. "

" İnşallah kardeşim. " diyen Emir, Asra'yı alnından öpüp uzaklaştı. Haklıydı kardeşi, Elisa iyi olacaktı. Nasıl ki Asra bırakmamıştı ailesini, Elisa da bırakmayacaktı.

"Siz benim geç bulduğum ailemsiniz iyiki kaderimiz bir yazılmış. Ne olursa olsun. Ne yaşarsak yaşayalım. Ben hep burada, sizinle olacağım. Acıysa acı mutluluksa mutluluk tüm imtihanlarımızı birlikte göğüsleyeceğiz birlikte sabredeceğiz." demişti Elisa.

Geç bulduğu ailesini erken bırakıp gitmezdi güzel karısı. Emir bu sözlerin sıcaklığına güvenerek dua etmeye devam etti. Aras doktorlar ile konuşup döndüğünde Emir yüz ifadesinden hiçbir şey anlayamadı. " Elisa nasıl kardeşim? Bir şey öğrenebildin mi? " diye sordu. " Öğrendim." diyen Aras, elini kardeşi gibi gördüğü adamın omuzuna koydu. " Öğrendim ama... "

"Ama ne Aras?" Diyen genç adam sinirlenmişti. Ne olduysa bir an önce öğrenmek istiyordu. Ama Aras yemin etmiş gibi taksit taksit konuşuyordu. Bu da Emir'in çileden çıkmasına neden oluyordu.

" Aras bir sedyede senin için getirmelerini istemiyorsan konuş artık!  Zira benim dayanacak gücüm de sabrında kalmadı. " Emir'in tehditleri doktor Aras'ı güldürmüştü.  " Tamam kardeşim sakin ol anlatıyorum. "  derken Asra'ya takıldı bakışları. Bu kız tüm dengesini alt üst ediyordu. Boğazını hafifçe temizleyip konuşmaya başladı.

" Doktor arkadaşlarla görüştüm. Elisa yengeye birçok tetkik yapılmış. Korkulacak bir şey yok gibi görünüyor. Muhtemelen açlık ve yoğun strese bağlı bir baygınlık geçirmiş. Birkaç kan tahlili yapılmış fakat onların sonuçları henüz çıkmamış. Herşey netleşince bize kesin bilgi verecekler. Zaten Kendine gelmiş yenge odaya aldıklarında görebilirsiniz. "

Şükür nidaları birbirine karışırken Emir derin bir nefes aldı. Can dostum dediği doktor Arasa minnetle bakarken " Dile benden ne dilersen." dediğinde. Doktor Aras anın şokuyla "Kız kardeşin Asra'ya talibim." diye karşılık verince. Bu söz hastane koridoruna bomba gibi düştü.

LAVİNİAWhere stories live. Discover now