Bölüm.18

177 23 3
                                    

Emir'in ıslığının sesi arabanın içinde yankılanırken. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Her zaman sinirlerini bozan İstanbul trafiği bile moralini bozamıyordu şu anda.
Eli yüzü kir içinde mendil satan ufak bir kız çocuğu görünce aracını uygun bir yere çekerek araçtan indi Emir.
Bu SOĞUKTA tek başına küçücük bir kız çocuğunun burada olması hiç adil değildi.
Merhaba ufaklık diyerek küçük kızın yanına yaklaştı.
Kendisine tuhaf tuhaf bakan kızın neden o şekilde baktığını anlamıyordu taze damat adayı. Kız dikkatle adamın yüzünü inceleyerek abi sen dayak mı yedin? Diye sordu.
Hayır ufaklık. Onu da nereden çıkardın? Dediğinde Kız eliyle emiri göstererek. Çok yakışıklısın ama hmm Şey. Nasıl desem ki. Üstün başın dağılmış. Ceketinide giymeyi unutmuşsun abi dediğinde. Emir durumu anlayarak üstünü başını düzeltmeye başladı.
Şirketteki halleri gözünün önüne gelince ufak bir kahkaha attı. Şu tatlı ufaklık kendisini uyarmasa herkese rezil olacaktı. Tüm mendillerini ben alıyorum. Diyerek poşeti küçük kızın elinden aldı.
Aslında bu mendilleri almasına gerek yoktu ama. Kızın daha fazla burada beklemesini istemiyordu. Kıza bir miktar para uzattıktan sonra eve gitmesini söyleyerek aracına yöneldi.
Kız tebessüm edip uzaklaşırken. Emir aracını sürmeye başladı.
Neyseki o dağılmış hallerini küçük kızdan başkası görmemişti. Şirkettekileri saymazsa tabi. Kendisini uyarmadıkları için onlara da ufak bir hesap soracaktı elbette.
Şimdi düşünmesi gereken daha önemli şeyler vardı. Ölüm çiçeği denilen kızı bir ömür kalbinde yeşertmek gibi mesela.
Narindi Lavinia. Kırılgandı. Kendisine o mesajı hangi şartlarda atmıştı bilmiyordu ama. Kızın utancından yüzüne Bakamayacağını biliyordu emir.
Zamanı geriye alıp evlenme teklifini kendisi edemeyecek'sede bu durumu nasıl çözeceğini biliyordu.
Abisine mesaj yazıp ailesiyle görüşüp durumu anlatmasını istedi.
Şirkette yaşananlardan sonra dedikodu tayfasının çoktan Urfaya haber uçurduklarından emindi.
Abisi arayıp ailesine durumu izah ettikten sonra kendisi de görüşecekti En yakın zamanda.
Aracını bir çiçekçinin önünde durdurup araçtan indi. Merhaba diyerek çiçeklerde göz gezdirmeye başladı. Kızın hangi çiçekleri sevdiğini bilmediği için. Çiçekçiden güzel bir buket yapmasını rica etti.
Heyecanlı damat yerinde duramıyordu. Buyrun efendim dedikten sonra. Özenle hazırlanan Buket'i Emire uzattı kadın.
Emir ödemeyi yaparak teşekkür ettikten sonra hızla çiçekçiden ayrıldı.
Havanın kararmasına az bir süre vardı. Çiçekleri arka koltuğa yerleştirip bir alışveriş merkezine doğru yola çıktı.

kısa bir yolculuğun ardından aracı park edip indi. Karşıdan karşıya geçip. Bir süre vitrinlerde göz gezdirdi. Önce takılardan başlamaya karar verdi.
Kendisini karşılayan görevliye de yüzüklere bakacağım diyerek yüzükleri getirmesini istedi. yapacağı satışın kârını düşünerek tüm özel tasarım olan yüzükleri getirip Emir'in önüne koydu görevli kız.
Aşırı abartılı olan modelleri es geçip zarif ve şık görünen yüzüklere baktı. Minik taşlarla süslenmiş hepsinden farklı görünen yüzüğü eline alarak bunu almak istiyorum diyerek kıza uzattı.
Elisa'ya yakışacağını düşündüğü bir bileklik ve kolyeyi de alarak paket yaptırdı. Ödemeyi alıp paketleri Emire uzatan kız neredeyse Emir'in içine düşecekti.
yine bekleriz derken arsızca göz süzmeyi ihmal etmemişti. Ters bir bakış atıp dışarıya çıkan emir. Bir daha bu kızın yüzünü görmek istemiyordu.
kıyafet reonuna geçerek elbiselere bakmaya başladı. Aradığı gibi bir model bulamayınca yardım istemeye karar verdi. daha önce hiç elbise almamıştı ki bir kadına. Nasıl bir şey alacağını da bilmiyordu aslında.
Oflayıp yardımcı olmak için yanında bekleyen kızla konuşmaya başladı. nişanlım için nikahta giyebileceği beyaz bir elbise üzerine de uygun bir örtü arıyorum dediğinde.
Kız bekleyin lütfen. Hemen getiriyorum deyip Emir'in yanından uzaklaştı.
Beklerken elisa'ya mesaj atmaya karar verdi. "İşlerim uzadı bir saate kadar geleceğim" yazıp gönderdi.
Gözünü telefondan ayırdığında yanında duran kızı fark etti. Kusura bakmayın lütfen. Sizi fark edemedim. Kız kibarca önemli değil diyerek getirdiği elbiseyi emire gösterdi.
Bembeyaz. gelinliği anımsatan çok hoş bir modeldi. Elisanın üzerinde hayal ederken gözleri Parıldadı Emir'in. Alacağım diyerek kızla birlikte kasaya yürüdü.
Kızın paketlediği elbiseyi alarak ödemeyi yaptı. Alışveriş merkezinde işi bitince. Aracının yanına gelerek paketleri bagaja koyduktan sonra aracına binerek En yakın camiye doğru yola düştü.
Bu gün bu işi halledecekti.
Her şey çok hızlı gelişmişti. Dün ona yarın evleneceksin deseler güler geçerdi. Şimdi ise yana yakıla imam arıyordu.
Uzun zaman önce alıp aracında sakladığı gözyaşı şişesini cebine koydu. Hikayesinden çok etkilenip almıştı. Mutluluktan dökülen gözyaşlarını o şişede biriktirip saklarsan dileklerin kabul olurmuş.
Söylenenler ne kadar doğruydu bilmiyordu fakat. Bu güzel günün imzası olacak o inci tanelerini bu şişede bir ömür saklamak istiyordu.
Yaklaşmakta olduğu camii görünce oh be diyerek derin bir nefes aldı. Aracı durdurup dağılmak üzere olan cemaatin içine karışarak selam verdi.
Cemaat selamını alırken hoca buyur kardeşim diyerek kendisine yaklaştı. Emir durumun aciliyetini anlatarak nikah kıydıracaklarını söyledi. hoca bu kalbi temiz genci geri çevirmek istemediği için yanına iki şahit alarak Emir'in gösterdiği araca yöneldi.
Yanlış anlaşılmasın diye üstü kapalı olanları anlatmıştı hocaya. Elisa Zor durumda kalsın istemiyordu emir. Neyseki hoca çok sorgulamadan gelmeyi kabul etmişti.
Otelin önünde durduklarında kalbi yerinden çıkacak gibi olmuştu. Hocam buyrun öncelikle size bir çay ikram edeyim diyerek araçtaki paketleri aldı.
Onlar çayını içerken Elisa hazırlanırdı nasılsa. Hoca ve şahitler bir masaya geçip otururken. Emir garsonlardan birine kendileriyle ilgilenmelerini rica etti.
Tabi efendim diyen garson siparişleri alırken. Emir müsade isteyip yukarıya çıktı.
Kapıyı tıklatıp beklemeye başladı. Kapı açılmayınca tekrar tıklattı. Ki, kimsiniz? Demişti kız korku dolu sesiyle.
Emir benim deyince hemen kapıyı açmıştı. Bunlar senin için derken çiçekleri uzattı Emir. Elisa teşekkür edip çiçekleri aldığında mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
Oysa mesajına cevap gelmeyince emir kendisine kızacak sanmıştı kız. Şimdi ise ne diyeceğini bilmiyordu. Ben, ben şey. Şşt lütfen konuşma ve sadece beni dinle Elisa.
Ben bilmem öyle süslü laflar etmeyi. Romantik olacağım dersem sana yalan söylemiş olurum. Lafı uzatmadan direk konuya gireceğim. Bana ailem olur musun demiştin ya? Olurum Elisa.
Eğer kararından eminsen. Bu evliliğin gerçek bir evlilik olacağını bilmeni istiyorum. Benim sorunluluklarım var. Koskoca bir aşireti ben yönetiyorum. Eğer ki elimi tutup gelinliğinle o konağın kapısından girersen ailem ailen olur. Urfa memleketin. Ve kalbim bir ömür senin.
Emir konuştukça Elisa mutluluk gözyaşları dökmüştü. Hiç düşünmeden kabul ediyorum demişti kız. Emir gözyaşı şişesini kendisine uzatıp incilerini bunun içine akıt dedikten sonra.
Elindeki paketleri Elisa ya uzatarak sen hazırlan ben 5 dakikaya kadar geliyorum. Misafirlerimiz var demişti. Kız paketi açıp içindeki bembeyaz elbiseyi görünce gözleri kamaştı.
Hemen banyoya geçip hazırlanmaya başladı. Örtüsünü de takınca işi bitmişti. Abdestli olduğu için tekrar alma gereği duymadı.
Yanında 3 adamla gelen Emir'in ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu Elisa. Bir köşeye geçip sessizce beklemeye koyuldu. Emir eliyle yanını işaret edince geçip oturdu kız.
Hoca ve şahitler kendi aralarında konuşurken. Birazdan Allah katında karım olacaksın diye Elisanın kulağına fısıldadı emir. Elisanın rengi kırmızıdan Mora dönerken.
Hoca karşısındaki kızın yaprak misali titrediğini görünce İsimlerinden başlayarak gerekli soruları sormaya başladı. İkisi de kendilerine soru sorulmadıkça konuşmuyorlardı. Hoca mehir olarak ne istersin dediğinde Elisa sessiz kaldı.
Emir kalem ve kağıdı alarak bir şeyler yazdıktan sonra kağıdı hocaya uzattı. Hoca peki evladım diyerek nikah duasını okumaya başladı.
Şahitlerin huzurunda kıyılan nikah akdi gerçekleşince. Hoca hayır duası ettikten sonra müsade istedi. Emir teşekkür ederek taksi çağırdıktan sonra kendilerini yolcu etti.
İşte şimdi güzel gözlüsüyle yalnız kalmıştı.
Daha geçenlerde gözlerimi oyup elime vermek isteyen kız nereye kayboldu acaba? Diyerek kızın çenesinden tutarak başını kaldırdı.
Sen artık ölüm çiçeği Lavinia değil. Benim hayatımı cennete çeviren Elisa'm olacaksın derken.
Helalimsin dediği kadının alnından öperek kalplerini bir ömür birbirine mühürledi.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin