Bölüm.33

180 15 6
                                    

Nice savaşlardan sağ çıkmış'tıda. Bir kadının tek damla gözyaşında boğulmuştu Urfa aşiretinin güçlü ağası.
O değilmiydi Zümrüt hanımın gösterdiği tüm kızları evlenmek istemiyorum diyerek elinin tersiyle iten? Ne olmuştu'da bir kıza böylesine vurulmuş'tu.
Esir olmuştu bir kadının gece karası gözlerine. bu gönüllü bir esaretti ne zorlayan vardı, nede zorlanan.
Allah ol demiş, kader Elisa ve Emir için tecelli etmişti.
Hayali bir el Emir'in Boğazını sıkıyor. Nefes almasını zorlaştırıyordu.
Kravatını çekiştirip yere fırlattı. Koskoca Urfa yıkılmış, Emir göçük altında kalmıştı sanki.
Gömleğinin düğmelerini açıp nefes almaya çalıştı. Boğulacakmış gibi hissediyordu genç adam.
Sanki tüm duvarlar üzerine geliyor. Ölecekmiş gibi hissediyordu.
Allahım onu benden alma diyerek bakışlarını Yerde öylece yatan kadına dikti. dengesini altüst etmiş. Onu kalbiyle mantığı arasındaki savaşta savunmasız bırakmıştı yarasıyla gelen yari. Elisa hiç bir çaba göstermeden kalbinin güzelliğiyle oturmuştu Emir'in gönül tahtına. Hiç bir güç söküp alamazdı Elisayı Emir'in yüreğinden. Allahtan başkasının gücü yetmezdi buna.
Gitme elisa. Beni bırakma derken sicim gibi gözyaşları yanaklarından zemine süzülüyordu. Elini uzatıp nabzına bakmaya cesaret edemiyordu. Kalbi elisayı kolları arasına alıp bir daha bırakmak istemezken. Mantığı ya onu kaybedersen? Diye fısıldadı. Düşüncesi bile emiri  yerle bir ediyordu.
Ölme elisa. Ne olur  ölme. Beni bırakıp gitme yalvarırım. İlk defa sevgisini açık bir şekilde dile getiriyordu. Ama ne yazık ki duymuyordu Elisa.
Duysaydı şayet gülüşü güneşi kıskandırırdı.
Bu sözler dökülürken titreyen dudaklarından. Korkarak elini uzatıp genç kadının ince bileğini ellerinin arasına aldı. Buz gibiydi. İçi titredi Emir'in. Oysa sıcacıktı karısının elleri. Neden şimdi buz gibiydi? O hep sıcacık bakardı. Neden şimdi kapalıydı kurban olunası gözleri?
Sıcacık gülümsediğini düşündü genç adam. Sıcacık bir bakışa tutundu.
Neden Allah'ım neden derken. Çok zayıf da olsa parmak ucunda yaşam belirtisi olan nabzını hissetti elisa'nın. Şükürler olsun derken. Güzeller güzeli karısını kollarının arasına alıp arabaya koştu emir.
Bir an önce hastaneye yetişmesi gerekiyordu. Korumalar başını yere eğmiş bir kez olsun bakmamışlardı Elisa geline. Onlar haya ederdi ağalarının emanetine bakmaktan.kardeşim size emanet demişti endişe dolu sesiyle ve tozu dumana katarak son hız sürdüğü arabasıyla uzaklaşmıştı. Araç uzaklaşırken. Asra sesleri duyup geldiğinde Emir çoktan hastaneye doğru yola çıkmıştı.
Ne, ne ol, oluyor bu, burada.ne, neden Aa, abim telaşla çıktı gitti? Asra sorularını ard arda sıralarken korumalar kıza verecek cevap bulamıyorlardı.
Neyseki doktor Aras Konağın büyük kapısından girmiştide korumalar derin bir nefes almıştı. Ne oluyor burda Asra hanım neden bu korumaları boncuk gibi dizdiniz buraya?
Arasın konuya bodoslama dalmasıyla sinirlendi Asra. Sanane inatçı doktor üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokma deyip tekrar ateş püsküren bakışlarını korumalara çevirdi.
Sizden bir cevap bekliyorum dedi dişlerinin arasından. Şu doktor bozuntusu yetmezmiş gibi birde korumalardan laf almaya çalışıyordu. Oflayıp tekrar sordu. Size ne oluyor burda dedim. Çabuk anlatın biriniz.
Korumalardan biri bir kaç adımla kıza yaklaşıp utana sıkıla konuştu. Has, hastaneye gittiler küçük hanım. Gelin hanım merdivenlerden düşmüş.
Korumanın gelin hanım merdivenlerden düşmüş demesiyle. Genç kız sarsılmış yere düşecek gibi olmuştu. Doktor aras sandalyesinde oturan kıza yaklaşıp düşmemesi için ona destek oldu.
A, aras dü, düşmüş diyor. Elisa merdivenlerden düşmüş. Tüm vücudu zangır zangır titreyen asra konuşmakta güçlük çekiyordu.
Şşt sakin ol Asra kimseye bir şey olmayacak tamam mı? Kötü düşünme. Sen sakin olmaya çalış. Ben şimdi emiri arayıp ne olduğunu öğreneceğim. Öğreneceğim demiştide, nasıl öğreneceği hakkında hiç bir fikri yoktu.
Kız olumlu anlamda başını sallayıp sakinleşmeye çalışırken aras korumalara dikkat etmeleri için rica etti. O telefonundan Emir'in numarasını bulup aradığında. Telefon çalıyor fakat açılmıyordu.

Avluda volta atan aras ne yapacağını bilmezken. Bir taraftan da asra için ne yapabileceğini düşünüyordu. Bu kızı böylece bırakıp gidemezdi.
O böyle üzgünken yapamazdı. Asra'nın gözünden süzülen her damla yaş ok olup arasın  kalbine saplanıyordu.
Aklına gelen fikirle genç kızın yanına gelerek konuşmaya başladı.
Seni hastaneye götüreceğim. Emire ulaşamadım. Merak ettiğini biliyorum. Seni burada böyle bırakıp gitmek içime sinmiyor. Birlikte hastaneye gidip ne olduğunu öğreneceğiz tamam mı?
Aras cevap alamayınca Asra'nın yüzüne baktı. Bomboş bakışlar ürküttü arası ama Bu krizlerle baş etmeyi öğrenmesi gerekiyordu.
Bunu düşünerek sakinleştirici vermedi. Asra bana bak. Bana bak asra. Asra kitlenmiş genç adamı duymuyordu. yeni bir kriz geçirmek üzereydi. Defalarca bu durumla karşılaşmış. Ne yapacağını biliyordu doktor aras.
Çantasındaki su şişesini çıkarıp önce elini yüzünü yıkadı. Sonra da su içirmeye çalıştı. Güçlüklede olsa bir kaç yudum su içirdi.
Etrafına bakıp kimsenin olmadığını görünce. Biraz daha yaklaştı kıza. Onu kucağına alarak koltuklardan birine yatırdı. Genç kızın başına iş açmamak için mesafesini koruyarak bileklerini kolonyayla ovmaya başladı.
Laf söz eden çok olurdu buralarda. Kıza olan ilgisini de göz önünde bulundurunca. Daha çok dikkat etti hal ve hareketlerine.
Asra yavaş yavaş kendine gelirken ellerini çekti aras bu sinirli cadı onu parçalardı aksi taktirde.
ne oldu bana? Ben buraya nasıl geldim? Az önce fenalaşan Asra değilmiş gibi sorularını ard arda sıraladı.
Kafasını toplayamıyordu genç kız. Muhtemelen yine ufak çaplı bir kriz geçirmişti.
Kriz geçirdin. Ben de seni buraya getirdim sandalye üzerinde müdahale etmekte zorlandım. diyen doktor aras aklından geçenleri doğrulamıştı.
Peki dedi asra çatallaşmış sesiyle. Abime ulaşabildin mi? Elisadan bir haber var mı? Diye sordu devamında. Aras ulaşamadım dese kesin bu kız yine fenalık geçirirdi.
Elisanın iyi olmasını dileyerek. Ulaştım. Önemli bir durum yokmuş. Emir seni hastaneye götürmemi istedi diyerek konuyu kapattı.
Tamam teşekkür ederim. Sana da zahmet olacak ama. İstersen beni korumalar götürsün. Sen yorma kendini. Zaten yeterince iş açtım başına.
Sahte bir kızgınlıkla Asra'ya baktı aras. Saçmalama. Ne diyorsun sen Asra? Ne zahmeti. Benim yerimde  kim olsa aynı şeyleri yapardı. Üzerine bir şey al gidelim hemen.
Gidelim diyen asra berivana seslenip üzerine bir şeyler getirmesini istedi. O sırada aras tekerlekli sandalyesini getirip kızın binmesine yardım etti. Sağ ol diyerek Yerleşti asra.
Hastane çok uzak değildi. Araçla gitmeyeceklerdi bu sebeple. Berivanın yardımıyla hırkasını giyerken asra. Arasın telefonu çaldı.  Emir arıyordu. Hemen Geliyorum diyerek oradan uzaklaştı. Asra'nın yanında konuşamazdı.
Emir nasılsın kardeşim diyerek telefonu açtı genç doktor.
İyi olacağız aras. İnşallah iyi olacağız. Hastanedeyiz şu an Elisa merdivenlerden düştü. Doktorlar müdahale ediyorlar şimdi daha bize bilgi verilmedi bekliyoruz.  diyen Emir'in sesi çok kötü geliyordu.
Derin bir nefes alarak cevap verdi Can dostuna aras. Olanlardan haberim var kardeşim. Çok geçmiş olsun hayırlı haberlerini alırız inşAllah.
Emir amin diyerek devam etti. Bizimkiler direk buraya geçtiler. Aklım Asra'da kaldı Sana zahmet olmazsa Asra'yı getirebilir misin? Buraya kardeşim. Olanları duyunca mahvolmuştur kız. Emir çok iyi tanıyordu kardeşini. Başına gelecekleri biliyordu.
Getiririm tabii ki kardeşim ne zahmeti. Konağa gelmiştim seninle konuşmak için. O sırada öğrenip küçük çaplı bir kriz geçirdi. Ama şu anda iyi. Sakinleştirici almadan toparlandı merak etme. Hazırlanıyor birazdan çıkacağız. Sen burayı düşünme. Yengeyle ilgilen. Yanına gelince konuşuruz zaten.
Emir peki kardeşim sağ ol diyerek telefonu kapattı.Aras ve asra hastaneye doğru yola çıkarken Emir için zaman geçmek bilmiyordu.

LAVİNİAWhere stories live. Discover now