Bölüm.29

155 22 16
                                    

Bu bölüm sana gelsin güzellik. Aslhnyks

Erkam sinir krizi geçirme eşiğine gelen kardeşine " Ne oldu Emir?" diye sorarken, kardeşinin vereceği cevabın hayra alamet olmadığını biliyordu. Sinirden gözleri kan çanağına dönmüş yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Ha - halam sabaha karşı ölmüş. " derken avucunda sıktığı bardak paramparça oldu. " Elin kanıyor!" diyen Elisa'yı duymadı genç adam. Onu böyle öfkelendiren Şehnaz hanımın ölümü değil aşiretin aldığı kahrolası karardı.

" Neeeeee! Na - nasıl öldü abi? O - o ölemez!  Ölemez o abi! " Feryadı konağın duvarlarına çarpan Asra bayılırken Emir'in elinden akan kan zemine damlıyordu. Erkam bayılan kardeşini odaya çıkardığında Berfin de ona eşlik etti. Kalbi sıkışan Devran ağa güçlükle ayakta duruyor, Zümrüt hanım kocasının yanında durup ona destek olmaya çalışıyordu.

  Çok kızgın ve kırgındı Şehnaz'a Devran ağa. Kızının halini gördükçe kahrolsa da ölüm haberi yıkmıştı yıkılmaz denilen adamı. Acısı yakıp kavursa da tek damla gözyaşı akıtmayacaktı Devran. Akacak her damla yaş Asra'sına ihanet olurdu biliyordu.

  Elisa Donup kalmış tek kelime edemiyordu. Herkes sessizlik yemini etmiş gibiydi. Ta ki Emir konuşuncaya kadar.

" Baba, baba aşiret toplanacakmış. Baba o kadının canına bedel kardeşimi alacaklarmış benden. Ölmeden kardeşini mezara koy diyorlar baba. Ölürüm baba. Ölürümde kardeşimi vermem onlara. Ağa diyorlar ya bana! Beni kardeşimle sınarlarsa onlara merhamet etmem! Urfa şahidim olsun kardeşimin gözünden bir damla yaş akarsa o yaştan önce yaşa sebep olan düşecek toprağa! Yemin olsun Asra'ya uzanan eli kırarım!  Ona uzanan dili keserim! Ne ölüm kararı çıkacak bu konaktan ne de düğün kararı! "

Gözü karaydı Emir'in, yaparım dediyse yapardı. Biliyordu Devran ağa. Neyse ki başına gelecekleri bilen adam tedbirini almıştı. Devran ağa tek kelime etmeden oğlunu dinledi.

"Ben arkanızdayım oğul sen merak etmeyesin. Şehnaz'ın ettiklerinin bedelini benim Asra'm ödemeyecek. "

  Devran ağa elini oğlunun omuzuna koyup konuştuğunda Emir az da olsa rahatladı. "Babam sözümüz bir ya kimse beni ezip geçemez artık.ucunda ölümde olsa bu iş olmayacak. "

" Olmayacak oğlum." diyerek Emir'in sırtını sıvazladı Devran ağa. "Bak ellerin çok kötü olmuş odana çık da Elisa gelin yaranı temizleyip sarsın. Üstüne başına çeki düzen ver. Neredeyse gelirler. "

Emir babasına hak verip odasına çıktı. Haklıydı babası. Şimdi güçlü durmak zorundaydı. Ne Asra'yı kurban verecekti töreye ne de başka kızları. Kocasının dağılışını gören Elisa da hemen ardından yukarıya çıkmıştı.

"Berivan! Berivan bak hele kızım. " Ağasının lafını ikiletmeyen kız " Buyur ağam." diyerek gelip Devran ağanın hemen karşısında durdu. " Temizleyin şuraları kızım. Aşiret toplanacak. Bir de benim ilaçlarımı getirin."

"Tamam ağam." diyen kız söylenenleri yapmak için oradan uzaklaştı. Devran ağa sessizce gözyaşı döken karısının yanına yaklaşıp başparmağıyla yaşlarını sildi.
" Ağlamayasın Zümrüt hanım kızımızı töreye kurban vermeyeceğim. İlla kan dökülecekse benim kanım dökülecek. Bir Can gidecekse canım evladımın yoluna feda olsun." Zümrüt hanıma avutmak için demiyordu bunları. Evladının hayatı söz konusuysa gerçekten yapacaktı. Kocasının sözleri merhem olmuştu Zümrüt hanımın anne yüreğine. " Allah seni başımızdan eksik etmesin." diyen kadın kocasına sarılıp kalbinin üzerinden öptü. "İyi ki burası benim yuvam olmuş." dediğinde yıllar önce yaşananlar bir film şeridi gibi geldi gözlerinin önüne.

  Ne fikri sorulmuştu. Ne de insan yerine koyulmuştu evleneceksin dediklerinde. Daha 16 yaşındaydı değersiz bir eşya gibi Devran'ın ayaklarının önüne atıldığında. Evleneceksin demişlerdi ve bitmişti. Ne kadar dirense de karşı koyamamıştı onlara. Olmaz dedi diye sabaha kadar dövülmüş, her tarafı yara bere içinde kalmıştı. Başlık parası karşılığında babası olacak adam satmıştı kızını. Allah'tan devran ağa insaflıydı da tüm yaralarını sarmış, tüm yaşadıklarını unutturmuştu. Şimdi aynı şeyleri kızı yaşasın istemiyordu Zümrüt hanım.

  Şehnazın oğluydu Erol. Onun zalimliği tüm Urfa'nın dilindeydi. Zümrüt hanım kızının odasına geçerken Konağın büyük kapısı açılıp aşiret büyükleri içeriye girdiğinde Devran ağa onları misafirler için hazırlanan salona buyur etti. "Buyurun ağalar hoş gelmişsiniz. Buyurun oturun hele. " dediğinde öfkesi sesine yansımıştı. " Heç hoş bulmadık devran ağa. Gızın bacını senin gonağında ölüme göndermiştir. Şehnaz bu sabah son nefesini verdi. Gelinimizi doprağa goyduk da geldik. Hüküm bellidir. Ya Asra gız ölecek ya da. "

" Ya da ne AGİT ağa?! "

  Emir'in sert sesi salonda yankılanırken AGİT ağa aynı sertlikte cevap verdi. " Ya da gardaşın Garahan Gonağına gelin gelecek hüküm budur!"

" Şimdi kulaklarını aç ve beni iyi dinle Agit ağa! Bu topraklarda töre de benim! Söz de! Sen ne zamandır benim sözüm üstüne söz söyler olmuşsun de hele? Bir hüküm verilecekse onu ben veririm sen değil! Bir ceza kesilecek olsaydı Asra'ya o şimdi parmaklıklar ardında olurdu burada değil. Her şey sevdanın gözünün önünde oldu. Benim kardeşimin hiçbir suçu yoktur! Madem sizin sözünüz hükümdür. Neden polis var? Neden savcı var? Adalet sizin bizim sözümüzle sağlanacaksa nerde kaldı yasalar? Nerede kaldı kanunlar? "

  Elisa merdivenlerde durmuş kocasının konuşmasını dinliyordu. Tüm ağalar ayaklanmış Emir'in dediklerine karşı çıkıyorlardı. Kimi hüküm verilmiştir diyordu kimi töre bellidir. Kimi asra ölecek diyordu, kimi düğün olacak. Erol ile Emir de neredeyse birbirine girecekmiş gibi duruyorlardı. Daha fazla dayanamayan Elisa gelip Emir'in tam yanında durdu.

" Yeteeeeeeerrr!  Durun artık!" dediğinde tüm gözler genç kadına dönmüştü. Ağalardan biri silahını çıkarıp Elisa'ya doğrulttuğunda, Emir önüne geçti. "Sen bana silah doğrultacak cesareti nereden aldın halil ağa?   Ben o eli kırmaz mıyım? Senin içinde bir hüküm verilecek! Ama sen sıranı bekle! " Elisanın elini tutup yanına çekti Emir. " Benim kadar Elisa da söz sahibidir bu topraklarda!  Eğer buraya, karşınıza geldiyse söyleyecek bir sözü var demektir. " Kayın babasından cesaret alan Elisa Emir'in de desteklemesi ile konuşmaya başladı. Devran ağa şefkatle gelinini izliyordu.

"Hepiniz beni iyi dinleyin. Bundan sonra sen elinin hamuruyla erkeklerin işine karışma devri bitti! Artık bizi hırslarınıza kurban edemeyeceksiniz!  Asra'nın canı için pazarlık etmeye geldiniz ya? Ne biliyorsunuz da ne konuşuyorsunuz? 5 Yıl önce, Şehnaz hanım Asra'yı öldürme planları yaparken neredeydiniz? Asra tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunda neredeydiniz? Tüm bunların sorumlusu Şehnaz hanımken neredeydiniz? Şehnaz hanım kendi hırslarının kurbanı oldu. Asra ona hiçbir şey yapmadı. Buraya geldi benim namusuma dil uzattı, yetmedi Asra'yı hedef aldı. Kendisi dengesini kaybedip düştü. Biz polise ifademizi verdik. Sevda da gördü zaten. Hepiniz geldiğiniz gibi gideceksiniz buradan! Asra ne gelin olacak ne de ölecek. Sorabiliyorsanız gidin Şehnaz hanımı topraktan kaldırın ve yaptıklarının hesabını ona sorun Asra'ya değil!  Töre, töre diye geziyorsunuz ya, kadınlar yakılırken neredeydiniz? Tecavüz edilirken neredeydiniz? Başlık parası karşılığında satılırken neredeydiniz? İstismar edilirken, dövülürken, diri diri gömülürken neredeydiniz?! Çekin artık o pis ellerinizi, o zehirli dillerinizi üzerimizden!  Bizim bir canımız var. Onu da veren de alan da Allah. Biz kadınlar üzerinde söz sahibi değilsiniz. Allah kadınları sizlere sevin, koruyun, ona kendini değerli hissettirin diye emanet etti. Malınız, köleniz olarak görün diye değil. Emir ile karşılaşmasaydım şayet kurbanlarınızdan biri de ben olacaktım. Siz erkekler her yerde aynısınız. İstiyorsunuz ki kadınlar size boyun eğsin, istediklerinizi yapsın. Yok öyle bir dünya. Dövülmeden, sövülmeden. Öldürülmeden yaşamak bizim de hakkımız. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Umarım söylediklerimden ders alırsınız. " diyerek odadan çıktı Elisa.

Emir ise "Bu konu kapanmıştır. Benim kurban edilecek bir kardeşim yok! " derken herkese kapıyı gösterdi.

LAVİNİAWhere stories live. Discover now