Bölüm 31.

313 13 9
                                    

Tüm ailesi etrafında pervane olan genç kız, tüm uğraşları görmezden gelip kendisi için yapılan hiç bir şeye tepki vermiyordu. Bir tek o acı çekmişti sanki. Belki o fark etmemişti ama tüm aile bu acıdan nasibini almıştı. Babası, annesi, abileri, bir an olsun  yalnız bırakmayan yengeleri. Biraz gülsün diye herkes gözlerinin içine bakıyordu.
Yine her zamanki umursamazlığıyla odasına kapanmış sessizce kitabını okuyordu. Doktor aras arada gelip kontrollerini yapıp gidiyordu. Asra ne kadar inatçıysa, Aras o kadar sabırlıydı. Kızın gereksiz isyanlarına kulaklarını tıkamıştı genç doktor. Ne kadarda:
Gelme artık. İstemiyorum!. desede,  Aras genç kızı dinlemiyor. İnatla gelmeye devam ediyordu.
En son geçirdiği krizde, Odasında ulaşabildiği her şeyi kırıp dökmüş, sonrada cam kırıklarının üzerine düşmüştü. İstemeden kendisine zarar vermişti genç kız. Elisa onu yerde kanlar içinde bulduğunda ürkek bir güvercinden farksızdı. Az evvel yıkıp döken o değilmiş gibi titriyordu. Elinde kolunda ve başında derin kesikler vardı. Doktor çağırılıp gereken her şey yapılmıştı. Sakinleştiricilerle uyutulmuştu bir süre.
Günler böyle akıp gitmişti. Bu zaman diliminde Asra ile yakından ilgilenmişti Aras. Kafası dağılsın diye bir çok kitap getirmişti okuması için. Evden biri de kolaylıkla pansuman yapabilirdi aslında. Fakat, doktor Aras türlü bahanelerle Asra'yı yalnız bırakmıyordu.
Bazen:
"Hastamızın yaraları enfeksyon kapabilir"
Oluyordu Bahanesi, Bazende:
"Alması gereken ilaçlar."
Nerdeyse her gün konağa uğrayıp bir doz asra alıyordu. Sanki onun o güzel gözlerini görmese işleri yolunda gitmeyecekmiş gibi hissediyordu.
Emir'in düğününde gördüğü bu asi güzeli çok beğenmiş, Memleketine benzetmişti.
Karadeniz kadar asiydi karşısındaki peri kızı. Ama zoru severdi doktor aras. Parmağında yüzük olmaması rahatlatsada, bir sevdiği varsa düşüncesi aklını kurcalıyordu genç adamın.
Emirle konuşup niyetini açıkça belli edecekti en yakın zamanda. Dostunun arkasından iş çevirmek Ona göre bir hareket değildi. çünkü. Güzeller güzeli peri kızı kaderine yazılsın diye elinden geleni yapacaktı. Bir tarafta güvercin kadar ürkek bir kız, Öte tarafta ona yuva olmak isteyen bir adam.
Soydemir konağı sessizliğini koruyordu. Evin neşesi elisaydı. Onunda sesi soluğu çıkmıyordu bu ara. Olanlar yormuştu taze gelini. Ruh gibi geziyordu ortalıkta. Solgundu bir kaç zamandır. Bu durum Zümrüt hanımın dikkatini çeksede, Elisanın üzerine gitmek istemedi. Evliliğinin tadını çıkaramadığı gibi Üstüne bir de bir çok dertle dertlenmişti.
Yaprak döker bir yanımız, Bir yanımız bahar bahçe.
Bu söz anlatıyordu Elisanın ruh halini.
Tam, Esaretten kurtuldum, evlendim. derken, Hiç bilmediği topraklarda birilerinin acısına ortak olurken bulmuştu kendisini. Ama yinede şikayet etmiyordu genç kadın. Payına düşen hüzün de olsa, mutluluk da olsa sabırla karşılıyor; Allah'tan gelen ne varsa rıza gösteriyordu.
Adım atacak mecali yoktu. Sabah kahvaltıya bile inememiş, tüm gün odasında uyumuştu.
Berivan'ın getirdiği kahvaltı tepsisine dokunmamıştı bile. Canı hiç bir şey yemek istemiyordu. Göz kapaklarına tonlarca ağırlık binmişti. Gözlerini açmakta zorlanıyordu.
Güçlükle yataktan kalkıp üzerini düzeltti Elisa.
O yatmayı sevmezdi ki.
Dağınık yatağı toparladı. Yorulmuştu hemen. Koca konağı temizlese umurunda olmazdı ama, şimdi ufak tefek şeyler bile zorluyordu onu.
"Sanırım mevsim geçişlerinden."
deyip üzerinde  durmadı.
kaşlarını çatıp Berivan'ın getirdiği tepsiyi kucakladı.
Kahvaltılıklar midesinin bulanmasına neden olmuştu. Severek yediği salatalıkların kötü kokmasına bi anlam veremedi.
Oflayıp odasından çıktı.
Dikkatle merdivenlerden inmeye çalışırken yer ayağının altından kayıyordu sanki.
Elindeki tepsi gürültüyle düşerken Elisa tutunacak bir yer aradı.
Konak halkı ne olduğunu idrak edemezken bir çığlık koptu genç kadının dudaklarından.
"Zümrüt anneee!"
diyebilmişti güç bela.
Sonrası koskoca bir karanlık, Sonrası Çağresizlik, Sonrası bekleyiş.

LAVİNİAWhere stories live. Discover now