LAVİNİA

Bölüm.13

Ne bir telefon vardı yanlarında. Ne de sıcak tutacak kıyafetler. Lavinia için çok problem değildi soğuk hava. O sıkı giyinip tedbirini almıştı. Ama aynı şey emir için geçerli değildi. Üzerinde incecik bir eşofman takımından başka hiçbir şey yoktu.
Soğuktan yarası sızlıyor, ister istemez suratını buruşturuyordu. Kız anlamıştı bir terslik olduğunu. Aman. Kuralların canı cehenneme deyip iyi misin? Diye sormayı ihmal etmedi. Şimdi sizli bizli konuşup kavga edecek zaman değildi.
İyiyim dese yalan olacaktı. Kötüyüm dese kızı üzecekti. İki arada bir derede kalan emir önemli bir şey değil diyerek geçiştirmeye çalıştı.
Bence dürüst olmalısın diye konuştu kız tekrar. Canının yandığını söylemek neden bu kadar zor senin için? Emirde farkındaydı Lavinia'nın haklı olduğunun. Ama seni üzmek istemiyorum diyemiyordu işte.
Kadınları anlamak zordu zira. Yaram sızlıyor dese Lavinia'nın panik yapması kaçınılmazdı. Kulübede görmüştü en ufak şeyde kızım eli ayağı birbirine dolanmıştı. Ne yapsamda konuyu kapatsam diye düşünürken göğsüne saplanan ağrıyla iki büklüm oldu.
İ, iyimisin derken kekelemişti Lavinia. Soğuk.tan diye bilmişti emir kesik kesik konuşurken. Öyle şiddetliydi ki göğsüne saplanan ağrı. Konuşmakta güçlük çekiyordu.
Ta, tamam şimdi yarana bakacağım. Sakın bayılayım deme. Yüzü kireç gibi olan emir her an bayılacakmış gibi duruyordu. Kendinde cevap verecek gücü bulamadığı için öylece durup acısının geçmesini bekledi.
Lavinia yarayı görecek kadar üstünü sıyırıp sargıyı açtı. Emir kendini zorladı diye kanamasından korkmuştu fakat korktuğu başına gelmemişti. neyseki. Yarayı temizleyip güzelce pansuman yaptı.
Yarasını sıcak tutması için çantasından çıkardığı şalını dörde katlayıp yaranın üstüne koydu. Bu sıcak tutacak diye düşünüyorum. Denemekten başka şansımız yok derken geri çekildi. Emir teşekkür edip üzerini düzeltti. Lavinia çantasını sırtına takarken Bu kız bunca şeyi bu küçücük çantaya nasıl sığdırdı diye düşünmeden edemedi emir.
Az ilerde ateş yakıp etrafında toplanan bir grup insanı görünce çocuk gibi el çırpmaya başladı Lavinia. Yaşasın. Kurtulduk Nidasıyla olduğu yerde çocuk gibi Zıplıyordu.
Hey sakin ol dostum. Bizi bulmalarını İstemiyorsak önce sağlam bir plan yapmalıyız.
Bu insanları tanımıyoruz sonuçta. Başımızdan geçenleri onlara anlatamayız. Emir'in konuşması üzerine kız ne yaptığını anlayıp utançtan domates gibi kızarmıştı. Şey. Özür dilerim. Ben bir anda öyle görünce heyecan yaptım. Düşünemedim. Utançtan doğru düzgün konuşamıyordu bile Lavinia.
Tamam sorun yok. Şimdi onların yanına gidip evli bir çift gibi davranacağız tamam mı? Kaza yaptık ve aracımız kullanılmayacak durumda. Telefonlarımızı da bulamadık. Anlaşıldımı Lavinia?Onlardan yardım isteyeceğiz. Bu sebeple gerçek ismini söyleyemeyiz. Senin için kayıp ilanı vermiş olabilirler. Elisa olarak tanıtacağız seni. Kızım olmaz deme şansı olmadığı için peki deyip emirle birlikte yürümeye devam etti.
4 kişilik grubun yanına gelip selam verdiler. Kız panikten çocuk gibi Emir'in arkasına saklanacaktı neredeyse. Kızın paniklediğini anlayan emir yanına çekerek sakinleştirmek için elini tuttu.
Tuhaf bir his kaplamıştı içini. Daha önce böyle hissettiğini hatırlamıyordu. Bu tuhaf hissi yok sayıp birlikte gençlerin gösterdikleri yere oturdular. Kız rahatsız olmuşcasına kıpırdayınca emir hala elini bırakmadığını anladı. Sağ ol ya bir an hiç elimi bırakmayacaksınız sandım diye sessizce Emir'in kulağına fısıldadı Lavinia. Karımın elini tuttum diye beni suçlayamazsın değil mi?
Kız sinirden kıpkırmızı olsa da hiçbir şey söylemedi. Tüm gözler üzerlerinde iken de söyleyemezdi zaten. Ben Ece dedi içlerinden biri. Hemen yanındaki ben de burcu diyerek kendini tanıttı. Kızların kendini tanıtma konuşması bitince erkeklerde kendini tanıttı. Ben Buğra. Şu güzel kadının kalbiyim dedi İsminin Ece olduğunu öğrendiğimiz kızı gösterirken. Ben de Burak. Burcu'nun eşiğim. Konuşmalara çok fazla dahil olmayan Burak'ta kendini tanıtırken tanıtma sırası bize geçmişti.
İşte şimdi Başlıyoruz deyip konuşmaya başladım. Ben emir. Şanlıurfalıyım. Yanımdaki de eşim Elisa. Talihsiz bir kaza geçirdik aracımız kullanılamaz durumda. Telefonlarımızı da kaybettiğimiz için burada mahsur kaldık.
Eşim çok korktu. Sizi görünce yanınıza gelip yardım istemeye karar verdik. Yalandan nefret eden ben. Profesyonel bir yalancı gibi hiç takılmadan yalan söylemiştim.
Biz de kamp için gelmiştik buraya. Bugün dönüş yapacağız. Sizi de bırakırız. Çok geçmiş olsun. Umarım ciddi bir şeyiniz yoktur. Hatırımızı Soran Buğraydı. Teşekkür edip önemsiz birkaç sıyrık önemli bir şey yok diyerek konuyu geçiştirdim.
Çok kurcalansın istemiyordum. Ateşte közlenmiş patates ve yeni demlenmiş mis gibi kokan çay. Burcu hanım patates tabaklarını ve çaylarımızı önümüze bırakırken teşekkür edip yemeye başladık. İkimizde çok acıkmıştık.
kızlar Elisayla muhabbet ederken Ben de Burak ve Buğrayla konuşuyordum.
Ben gitarımı getireyim de günün finalini yapalım diyerek arabaya yöneldi Buğra. Kusura bakma dostum. Bizim Buğra müziksiz yapamaz. Müzik ruhun gıdasıymış.
Öyle diyor paşamız. Sanki ölünce arkasından şarkı söyleyecekler. Tövbetövbe.
Burak'ın söylenmelerine tebessüm etmeden edememiştim.
Eskiden ben de çok
söylerdim. Şarkı falan yani. Ama uzun zamandır söylemiyorum. Söylediklerim Lavinia'nın dikkatini çekmiş olacak ki göz ucuyla bana bakıp tekrar önüne döndü.
Ya. Çok şanslısın Elisa. Kesin kocan sana güzel güzel besteler yapıyordur. Ya ne demezsin der gibi eceye bakan kız şimdi intikam zamanı deyip emire döndü.
Hayatım bakar mısın biraz? Derken sesinden sinsilik akıyordu. Tabi bunu fark eden sadece emirdi. Söyle canım seni dinliyorum. Emir sakin bir sesle konuşmuştu. Nasılsa bu intikamın karşılığını misliyle verecekti.
Bizim için güzel bir şarkı söyler misin? Kızlar merak ediyor bana söylediğin şarkıları. Lavinia'nın konuşması üzerine Buğra gitarı Emir'in eline tutuşturup. Hadi bakalım urfalı.senden güzel bir şarkı bekliyoruz derken yerine oturdu.
Sen şimdi görürsün. Savaş başlasın deyip bakışlarını Lavinia'nın bakışlarıyla birleştirdi emir. Zarifçe parmaklarını dolaştırdı gitarın tellerinde. hoş bir melodi doldururken herkesin kulaklarını.
Onların gözü bu Çifte kumruların üzerindeydi.