Bölüm 52

519 21 40
                                    

Her zaman ertelediklerimiz, günün birinde bir şekilde çıkmaz mı karşımıza?.. Peki nasıl olur bu? Bir iş, bir mesele... ya da... ya da bir sır... Çok önceden anlatılması gereken bir sır...

**

~Ertesi Sabah~

Elindeki büyük dosyaları taşırken ve kafası dağınık topuz halindeyken nereye gittiğine dikkat etmiyordu Marinette. Düşündüğü tek şey eve gidip elindeki projelere odaklanmaktı. Ancak dikkatsizliği ve sakarlığı yine yakasını bırakmamıştı.

"Ağhh..."
(Adrien): Oh, b-ben çok özür dilerim, sen iyi misin?

Sesi tanımak elbette ki zor değildi. Sadece biraz... yıpranmıştı...

M: Adrien? Senin ne işin var burada?! ... Ah, yani demek istediğim, tabiki gelebilirsin, burası annemle babamın fırını sonuçta. Haha!

İkisi de birbirine baktığında yüzlerinde yorgunluk ve tükenmişlik görüyordu. Adrien'ın perspektifinden Marinette, sürekli işi olan ve moda ile ilgili bitmek bilmeyen projelerde çalışan, her şeye koşan biri gibi gözüküyordu. Ki öyleydi de.

Uğurböceği formunda her ne kadar Kedi'yle ilgilense de, Marinette olarak da yapması gereken sorumluluklar vardı. Elbette ki Kara Kedi'yi bir kenara atmıyordu, aklından hiç çıkmıyordu zaten. Ancak, yine de mezuniyetten sonra boş duramazdı. Kendi alanında çalışmaya başlamıştı, iş başvurularında bulunmuştu, birçok farklı yere...

Ayrıca; arkadaşları ve tanıdıklarına yapmayı söz verdiği şeyler de vardı. Gerçekten, Marinette ve Uğurböceği arasındaki dengeyi korumak zordu ama dayanma gücü vardı. Bu dayanma gücü çoğunlukla Kedi sayesindeydi. Ki Kara Kedi olmadan geçirdiği zamanlar da malumunuz.

Marinette'in perspektifinden Adrien ise, sefil bir durumdaydı. Ömründe onu böyle görmemişti. Gözlerinin altı şişmiş, yüzü çökmüş, saçları dağınık, kafası allak bullak bir haldeydi.

"Mezuniyetten sonra onunla hiç görüşmedim" diye düşündü kendi kendine. Bu durumdan dolayı suçlu hissetti. Eskiden yakın arkadaş olmalarına rağmen şimdi kimse kimseyi arayıp sormuyordu. Alya, Nino ve Alex de olmasa herkesle iletişimi berbat olurdu Marinette'in.

Adrien'a bakarken aklına Kara Kedi geldi. Tıpkı onun durgun haline benziyordu ama, ondan daha iyi görünüyordu. (Kk'nin maskesi yüzünden yüzü tam belli olmuyor; ne kadar bitkin, yorgun olduğu vs) Adrien'a seslenmeye başladı ama o, Marinette'in gözlerine dalıp gitmişti.

"Hey, Adrien??..." üçüncü kez sesleniyordu...

Mavi gözlerinde takılı kalmıştı onun. Marinette'in yüzünde olmayan maskeyi hayal ediyordu. Bir anlığına takılmıştı sadece ama, şimdi içinden çıkamıyordu. Uzun zamandır unuttuğunu sandığı gerçeği hatırlamıştı. O balo gecesinin fotoğrafı, Nino'nun söyledikleri...

Onunla günlük hayatta karşılaşmayı beklemiyordu. Bir an için sadece ona sarılmayı diledi ama karşısındaki, bunu tuhaf karşılayabilirdi. Yaklaşık 1 aydır görüşmüyorlardu nasıl olsa. "Hiiiç, sadece sana sarılmak istedim" diyemezdi pat diye.

O leydisi değildi; o olsa bile, her şey henüz çok gizliydi, her iki taraf için de...

Marinette sonunda Adrien'ın yüzünün önünde parmağını şıklatmaya başladı. Bir yandan da diğer eliyle dosyaları tutmaya çalışıyordu.

(Adrien) Oh, özür dilerim, bir an.. dalmışım. Sana yardım edeyim.
M: Çok teşekkürler. Benimle gel, hepsi odama çıkacak.
A: Hala burada mı yaşıyorsun?
M: Evet, bir süreliğine. Kendi işimi kurduğum zaman taşınacağım.
A: Buna sevindim...

TuhafWhere stories live. Discover now