Bölüm 43

371 25 138
                                    

Olivia*

~Bölüm sonundaki nota bakabilirsiniz...
┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄

Kk: N-neden? Ben mi bir şey yaptım? Kötü bir şey mi oldu? Ben.. özür dilerim..
Ub: Hayır, hayır öyle değil.. (birkaç adım daha uzaklaşır) Yani demek istediğim, ben... ha.. haa... hıĞaapşu (ehm* hapşurma efekti*)
Kk: Sen iyi misin?
Ub: Hasta olmam dışında, evet...
Kk: Oh, geçmiş olsun leydim-
Ub: Ve tam da bu yüzden bana yaklaşmaman gerekiyor, sen de hasta olucaksın...
Kk: Bence bu dediğin biraz zor leydim, bunu ikimiz de biliyoruz...
Ub: Yine de fazla yaklaşma... Zaten stresli bi dönemden geçiyorsun...
Kk: Neyse ki nerdeyse bitmek üzere...
Ub: Senin için nasıl geçiyor? Yani sınavların?
Kk: Oh, fena değil... Ama bilirsin, belki babam olmasaydı-
Ub: Bi adam nasıl kendi oğluna böyle davranabilir?! Aklım almıyor!! Senin için ne kadar üzüldüğümü ve endişelendiğimi kelimeler anlatamaz... Sadece.. Uugghhh!!

~Uğurböceği köpürmüştü. Tanımadığı bir adama karşı olan kinini kusuyordu, bu konuda daha önce böyle bi tepki vermemişti. Ellerini başının arasına alıp öfkesini gizlemeye çalıştı. Gözlerini sıkıca kapattı. Gerçekten tanımadığı bu adama aşırı sinirlenmişti. Tekrar gözlerini açtı..

Ub: Keşke bir şey yapabilsem...
Kara Kedi ona doğru yaklaştı.. Elini onun yanağına götürdü.. Onun bu tepkilerini normal karşılıyordu. Bunlar kendisinin odasına çekildiğinde yaptığı hareketlere benzerdi.. Yüzü alabildiğinin en yumuşak halini almıştı uğurböceği'ne karşı.. Diğer eliyle de yüzünü tuttu ve ona bakmasını sağladı.
Kk: Önemli değil, elbet bir gün geçmek zorunda.. hem, üniversite bittiğinde onun yanında kalacağımı sanmıyorum..
Ub: Sahiden mi??..
Kk: Evet.. küçük, sakin bi daireye taşınsam bile yeter bana..
Ub: Oh....(bir şey diyecekken tekrar hapşırır)
Kk: Selpak??
Ub: olur..
Kara Kedi Uğurböceği'ne okyanus kokulu bir selpak verir. Evet, kendisi de yanında peçete bulunduruyordu son zamanlarda.

~Güzel selpak reklamı yaptım önce paramı sonra alkışımı alayım... ᕙ(⇀‸↼‶)ᕗ \(・◡・)/

Ub: Teşekkürler...
Kk: .... (dalmış ve ub'ye düşmüş gözlerle bakar)
Ub: Hey, öyle bakmayı kes... zaten berbat görünüyorum..
Kk: Hiç de bile...
Ub: Mor göz altları ve kırmızı bi burunla mı? Emin misin? Agh, bari sesim böyle çıkmasaydı (öksürür)
Kk: Nasıl olduğun umrumda değil, sonuçta sensin, ben de seni her şeyinle sevdiğime göre..
Ub: (burnunu tutup sesini daha da garipleştirerek) "Oh, ben kara kedi, ne zaman olursa olsun flört etmeye ve abartıya bayılırım.. oh, size de merhaba hasta ve güzel bayan, sizi sevdiğimi biliyor muydunuz? Oh, öyle mi? Artık öğrendiniz.."
Normalde bu durumlarda karşı tepkiye geçen kara kedi, kendini gülmekten alamamıştı. Ayrıca, uğurböceği sesini öyle yaptığı zaman daha da komik oluyordu..
Kk: Hahahahahahah, leydim, gerçekten... Şu dönemde yüzümü güldürdüğün için sağol... Ama.. ehm.. dediklerim geçerli...
Ub: Bunu biliyorum... ben de seni seviyorum kedicik... (gülümser)
Kk: Eee, bu gece devriyede nereye gidiyoruz?
Ub: Eyfel kulesi ve çevresi... Son zamanlardaki akumalar o taraflarda çıkmıştı...
Kk: Tamamdır...

{Eyfel Kulesi'nde geçen sıkıcı ve uzun 2 saat nöbetten sonra}
Kk: Uggh, hiç hareket yok.. Bazen akuma çıksa da heyecan yaşasak diyorum...
Ub: (öne doğru yaslandıkları demirden başını kara kedi'ye çevirirerek) Canına susadın herhalde?! Her şey sakinken ve düzenliyken daha iyi, sence de öyle değil mi?
Kk: Maah, pek sayılmaz.. Akuma olduğunda seni daha fazla görebiliyorum en azından.. Gerçi, şimdi yanına alabileceğin bir sürü müttefikin var, doğru..
{Sola doğru iki adım atar}
Ub: Hey, benden uzaklaşıyor musun? Senin yerinin asla doldurulamayacağını bildiğini biliyorum...
Kk: Benim yerimi şu an aramızda bulunan 2 metrelik boşluk dolduruyor...
Ub: Bunu yapmamızı senin için söyledim işte, anlasana! İkimiz de hasta olursak..
Kk: Hasta olursak ne? Ne olabilir ki?! (Gittikçe yana doğru adımlar atarak uğurböceği'ne yaklaşır) En azından bu sefer uzak kalmamıza gerek kalmaz..
Ub: Şu an bana yeterince yakınsın zaten, değil mi?

TuhafWhere stories live. Discover now