Bölüm 30

276 22 39
                                    

Bölüme başlamadan önce çok sorulan bir soru:
"Karakedi gittiyse mutlak güç nasıl işliyor?"
~Kara Kedi Uğur böceği hariç herkesin zihninden silindiği için ve "gerçeklikte var olmadığı" için uğur böceği mucizesi mutlak gücün taşıyıcısı oluyor. Yani Gabriel ve Nathalie'nin düşündükleri şey bu. Ancak normalde Kara Kedi mucizesi de lazım ve bunu bir tek Uğur böceği biliyor. Yani Gabriel Uğur böceği'nin mucizesini alsa bile mutlak gücü elde edemez ama böyle bir şey yaşanmayacağı için çok üstünde durmadım...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

{Geçmişe dönüş}
Adrien o gece yalnızdı. Babası denilecek o şerefsiz, Nathalie ile birlikte Japonya'ya gitmişti. Evde sadece koruması -nam-ı diğer goril- vardı. Gece dönüşüp nöbete gitmişti
~bu kısım kara kedi ve uğur böceği çıkmaya başladıktan sonraki zamanlardan biri~
Nöbet bittikten sonra, tam uğur böceği gidecekken:
Kk: Bekle, biraz daha kalamaz mısın?... Yani... bu gece yalnızım, ailem yok..
(gorile yakıyoruz 🚬)  Geceyi tek başıma geçirmek istemiyorum....
Ub: Oh, kedicik, sen hiçbir zaman yalnız değilsin ki! Gel buraya... (der ve Kara Kedi'ye yaklaşır)
Kara Kedi'nin başını kolları arasına alır ve ona sarılır. Alnına bir öpücük konduruktan sonra yeşil gözlüsüne bakar. Kara Kedinin leydisi ona sarılırken içi nasıl da ısınmıştı... Uğurböceği'nin kalp atışlarını duymuştu... hızlı ama sakin bir şekilde atıyordu... Neden huzur versindi ki bu ses ona? Yalnızdı.. Uğurböceği ise hem onunla sevgisini paylaşıyor hem de içindeki boşluğu dolduruyordu..
Sonrasında yan yana oturdular.. Bir süre sessizlik oldu..
Kk: Biliyorsun leydim, maskenin altında kim olduğumuzu bilseydik her şey daha kolay olurdu...
Ub: Ne gibi?
Kk: Mesela seninle sivil haldeyken de buluşabilirdik, sana çiçekler verirdim, seni sinemaya götürürdüm, okuldan sonra bir araya gelirdik-
Ub: Kedi, kaç kez söyledim, bunları maskeliyken de yapabiliyoruz. Hatta bu dediklerinim çoğunu yaptın zaten...
Kk: Ama leydim! Aynı şey değiller ki! Bir düşünsene!..

Konu yine kimlik meselesine gelmişti... Bu Uğurböceği'nin canını sıkan konulardan biriydi... Bu konu her açıldığında yaptığı gibi yine geçiştirmeyi yeğledi.

Ub: Bir gün Kara Kedi, bir gün o da olacak.. söz veriyorum...

(Kara Kedi'nin düşünceleri)
Al işte! Yine geçiştirmişti... Bundan zevk mi alıyordu yoksa??...
Leydisinin bu davranışlarına anlam veremiyordu...

Uğurböceği ise bu sırada düşündüklerini okurmuşçasına gözlerinin içine baktı ve konuşmaya başladı:
Ub: İnan bana, bundan zevk alıyor değilim. Ama mecburum. Sana bir şey olursa ne yaparım ben? Başına bir kötülük gelmesi, isteyeceğim son şey olur. Hele ki bu kimlikleri ortaya çıkarmamız yüzünden olursa kendimi asla affetmem. Anlıyor musun?... Kara Kedi??....
Kk: (uzun süre durgunlaşmıştır, ub tekrar "kara kedi" deyip omzuna dokununca kendine gelir)
Aah, şey, evet... ben.. yani sadece....
Durdu.. ne diyeceğimi bilmiyordu ki... öylece Uğurböceği'nin gözlerinde kilitli kaldı.. Gözlerini kırpmadan bakıyordu ona.. Ağzını açıyordu açmasına ama tek bir söz bile söyleyemiyordu... Ne demeliydi ki??..

Uğurböceği bu sessizliği bozan kişi oldu.. Sanki yine düşüncelerini okuyor gibiydi...
Ub: Merak etme, istediğinin bu olmadığını biliyorum, ama bir şey söylemek zorunda değilsin... Sadece... bazı şeyler zamanla olur... İkimizin de sabırlı olması gerek ve sonra...
Kk: Sonra..?
Ub: Her şey yoluna girecek....

{Şimdiki zaman}
Ama girmemişti işte! Hiçbir şey yoluna girmemişti!...
{Az önceki geçmiş sahnesini şu an Uğurböceği'nin hayal ettiğini düşünün}
3 yıl olmuştu.. diğer yıllar olduğu gibi her yıl Kara Kedi'nin kaybolduğu günde Montparnasse kulesine geliyordu.. O kuleye geldiği tek zaman bu zamanlardı...(akuma saldırıları hariç)
Beyaz Kedi'yi yendiği gün kara kediyle birlikte oturduğu yerde oturuyordu hep.. bu sefer 3. gelişiydi... belki bir ümit, bu sefer gelecekti yanına.... elinde küçük kara kedi oyuncağını tutuyordu...

TuhafWhere stories live. Discover now