Uğurböceği nasıl durduğunun ancak o zaman farkına vardı. Kara Kedi'yle göz göze geldikten sonra hemen ellerini geri çekti ve ayağa kalktı. Sonrasında da kara kedi'yi kaldırdı. Kızarmış yanaklarının fazla belli olmamasını umuyordu..

Kk: Eh, inkar edemem, ben olsam ben de bana düşerdim..
Ub: Kes sesini...

Birkaç adım uzaklaşmıştı, tabi bu sırada karşı binada balkonda konuşan Alex ve Alya'dan habersizdi.. İkisi de öyle...
Kara Kedi ona doğru yaklaştı ve belinden çekti onu. Aniden olmuştu ve bunu beklemiyordu..

Kk: O zaman bu gecelik veda ediyoruz, değil mi?
Ub: Evet, yani ikimizin de gitmesi gerekiyor, ayrıca acele-
Kedi'nin gülümseyen bakışlarını görünce durdu. Kekelemenin bir anlamı yoktu. Kollarını onun omzuna doladı. Olabildiğince parmak ucuna kalktı ve gecenin karanlık sessizliğinde uzunca bir öpücük bıraktı dudaklarına. Kedi'yse belini daha sıkı sarmıştı o an. Saçında gezen narin elleri hissederken içi kıpır kıpır oluyordu..
Onlar bu anı değerlendirdikleri sırada, anı tek değerlendiren onlar değildi...

Alya ve Alex konuşurken, Alya'nın dikkatini bir şey çekmişti bir anda. Zaten karşıdan gelen ufak çaplı bir gümbürtü sesi duymuştu. Alex'le konuşurken o iki gölgeli silüeti görünce daha da şüphelendi. Ama Alex'le konuşurken ona bir şey belli etmek istemedi, ta ki bu silüetleri tanıyana kadar.

"AMAN TANRIM" diye bir çığlık atacaktı ki kendini tuttu ve kısık sesle söyledi bunu. Alex ona şaşkın şaşkın bakıyordu. "Bir sorun mu var?" diye sordu. Neler olduğunu anlayamamıştı.
"Çabuk, çabuk kameranı çalıştır, yanında, öyle değil mi, acele et, çabuk, sorgulama!"

Eli ayağa birbirine dolaşan Alex de afallaşmış bi şekilde Alya'nın dediğini yaptı, ne yaptığını neredeyse bilmiyordu bile! Deklanşör tuşuna basmasıyla fotoğrafı çekmesi bir oldu. Alya içinden sevinç çığlıkları atyordu.

Al: Neler olduğunu bana anlatacak mısın artık?
Aly: Alex, bu kadar kör olma... şunlara bak, hemen karşımızda, Uğurböceği ve Kara Kedi!..

Tam karşılarında sayılmazdı, her ne kadar binalar aynı boyda olsa da, Alex ve Alya terasta değildi, Uğurböceği ve Kara Kedi'den bir kat aşağıda duruyorlardı yani. Ancak bu onları göremeyeceği anlamına gelmezdi. Küçücük balkonda yerinde duramıyordu şimdi Alya. Alex'e de gördüğünü göstereceklen Uğurböceği ve Kara Kedi'nin ayrılmak üzere olduğunu fark etti. Yine de bakışlarını Alex'e yöneltip sordu:

"Görebildin mi onları???"
"Eee, sanırım.. onlar ub ve kk ydi öyle değil mi?"
"Ayynen öyle, buna inanamıyorum! Bunca zaman..."
"Neden böyle söylüyorsun, devriye geziyor olamazlar mı?"
Zavallı Alex o an Alya'nın yarattığı telaşla çektiği fotoğrafa bile bakamamıştı.. Alya elinden kamerayı alıp gözüne sokma derecesine getirdi Alex'in...
"A-ama bu..."
"Evet, kesinlikle!! Bunun bloğumda alacağı yer için sabırsızlanıyorum!"
"Eeem, bilemiyorum Alya, ya bundan hoşlanmazlarsa??"
"Deli misin?!! Bundan 5 yıl önce de hep şüphelerim vardı, ama o kadar resmiydiler ki anlamak mümkün değildi.. Demek bunca zaman... inanamıyorum! Nasıl bu kadar saklamışlar?!"
"Nerden biliyorsun?! Belki de yeni çıkmaya başladılar?"
"Hah! Gördün mü? Sen de merak ediyorsun işte! Mükemmel bir blog yayını olacak bu!"

Böyle demesine rağmen, Alex'in de Alya hakkında bilemeyeceği bir şey vardı: Rena Rouge.

Uğurböceği ve Rena gece birlikte nöbettelerken, Rena'nın çaktırmadan Uğurböceği'ne aşk ilişkileri hakkında sorular sorduğu oluyordu, o da bazen Kaplumbağa'yla yaşadıklarını anlatıyordu.
Uğurböceği'yse hep üstü kapalı cevaplar döz ediyor, Kara Kedi'den bahsetmiyordu bile, onun lafı açıldığında ona karşı en ilgisiz tavrını sergiliyordu, partnerden başkası değilmiş gibi bahsediyordu ondan..

TuhafKde žijí příběhy. Začni objevovat