Elindeki oyuncak kısa kısa ve sürekli olarak titremeye başladı.. Elindeki oyuncağa da medet ummuyordu bazenleri.... Öyle bir an geliyordu ki kendisini karşısındakinin tamamen bir yabancı olduğuna inandırıyordu... Sırf bu yüzden birkaç kez cevap vermediği olmuştu o titreşimlere... Tabi o zaman Kara Kedi'yi ne kadar endişelendirdiğinin farkında değildi... (özellikle Marinette halindeyken -sivil formu- basmadığı zaman)
Şimdiyse bitkin bir halde, yavaş yavaş ve uzun aralıklarla cevap veriyordu o titreşimlere... mecali kalmamıştı..

3 yıldır onu aramak... asla vazgeçmeyecekti ama onu aramaktan yorulduğu bir gerçekti... İlk yıl kendi hayatını düzene sokmakta zorluk çekmişti bu yüzden... Şimdiyse... moda tasarımı okumaya başlamıştı... Üniversiteliydi artık... Gün içinde uğraşıp kafasını dağıtabileceği birçok şey vardı elinde... Boş zamanlarında asmalı çatıya gidip tasarım yapıyordu... ama özellikle Kara Kedi ile ilgili tasarımlar...
Onun kostümünü... 3 yıl önce balo gecesinde giydiği smokini çiziyordu... ve bazen de bunları değiştirerek farklı çizimler elde ediyordu... Son zamanlardaki merakıysa, yüz çizmekti...
Bu konuda biraz ilerleyince, asmalı çatıya geldiği o gecelerde kara kedi'nin yüzünü çizmeye çalışıyordu... Elindeki fotoğraftan da yardım alıyordu bazenleri... ancak yine de merak ediyordu.. Acaba değişmiş miydi?... yüz hatları tıpkı onunkiler gibi oturmaya başlamış mıydı??.. çok merak ediyordu.. ama merakını ancak yaptığı çizimlerle bi nebze savuşturuyordu..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Uğurböceği?..."
Bu ses... kimden gelmişti??.. arkasını döndü... her yer karanlıktı, sadece silüeti görüyordu.. Ama gözleri bu iri cüsseden birini tanımıştı sanki... Kara Kedi....
Hızlıca ayağa kalkıp birkaç metre ötesinde olan Kara Kedi'ye sarıldı...
Ub: Demek, sonunda... (gözlerinden yaşlar süzülür) geldin işte... sonunda... artık buradasın... sen.. iyi misin Kara Kedi??
Yalnız, alacağı cevabın bu olmasını beklemiyordu:
"Uğurböceği benim, Kağlumbağa..."

Yıkılmıştı... gözleri dolduğundan etrafı iyi göremiyordu ana geriye çekilip baktığında, bu kişinin gerçekten de kaplumbağa olduğunu anladı... Silüeti kara kedi sanmıştı... Hayalindeki Kara Kedi ile karıştırmıştı onu.. Dünyası başına yıkılmıştı şimdi...
Ne yaptığını bilmeden atıldı kaplumbağanın üstüne.. onun göğüslerine vurmaya başladı.. bir yandan da ağlıyordu... kabullenmek istemiyordu...

Ub: HAYIR! Bu sen olamazsın, Kara Kedi nerede o zaman, söyle! Seninle miydi? İstemiyorum, sen Kara Kedi olmalıydın... şimdi neden.... (sonunu getiremez)
K: (O da ne yapacağını bilemez, elini Uğurböceği'nin omzuna koyar) Üzgünüm, ben o değilim.... çok üzgünüm...
Kaplumbağa Uğurböceği'ni teselli etmeye çalışıyordu ama 3 yıllık bu acıyı, 3 saniyede nasıl bitirebilirdi ki, iki kelam sözle?...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Tabi konu Kara Kedi olunca, haliyle de o gece Kara Kedi Uğurböceği'nin aklından hiç çıkmadığı için, olanların hepsini görmüştü. Görmüştü görmesine ama.... şu durumda en çok yanan o olmuştu... Çünkü bu sahneyi gördüğünde aklında direkt olarak eskiden Uğurböceği'nin ona delikte gördüklerini anlattığı olay gelmişti. Bir zamanlar sürekli leydisinden anlatmasını istediği olay....
Uğurböceği'nin sözünü kesip "ben de dayanamayıp seni o ızdıraplı halden kurtarıyordum" dediği an geldi aklına...
Şimdi de deneseydi ya... Kurtarsaydı onu bu ızdıraplı halden.... "sorun yok, her şey düzeldi" deseydi... ama yapamıyordu.. eli kolu bağlıydı... Şimdi Uğurböceği'nin delikte gördüğü bu olayın gerçekleşip bi anda gözlerinin önüne serilmesi, ateşten bir ok saplıyordu kalbine....

Uğurböceği "Kara Kedi" dediği an yüreği sızlamıştı.. Kaplumbağayı kendisi sanıp ona sarılması da cabası... nasıl yakıyordu içini....
"Sen Kara Kedi olmalıydın"... evet, şu anda kaplumbağanın yerinde kendisi olmalıydı.. haksızlıktı bu. Sonra onları izlemeye devam etti.. Uğurböceği'ne dikkat etti. Onu başta aşağı süzdü... Tıpkı 3 yıl önce, Uğurböceği'nin kendisine anlattığı gibiydi şu anda o. Uzun saçlıydı, gece gibi kara saçları vardı... beline kadar uzanıyordu...
Peki ya nasıl oldu da Uğurböceği'nin delikte gördükleri gerçek olmuştu?? Aslında bakılırsa o da deliğe düşme tehlikesine kapılıp da içeriyi gördüğü zaman, çıktıkları anda ub&kk oyuncaklarını görmüştü... ve sonrasında deliğe hapsolduğu zaman, ub&kk oyuncaklarıyla iletişim kurmuşlardı -her ne kadar tek taraflı gibi olsa da-
Şimdi tekrar dokunmak istedi... o upuzun saçlara...

Zafer Takı'nın orada dokunamadan geri çekmişti elini... Bu sefer de salıktı yine saçları... ama ıslak değildi... yine de kaplumbağanın gitmesini bekledi... Leydisiyle baş başa olmak istiyordu..
Uğurböceği kendine gelip de Kaplumbağa'yla konuştuktan sonra, kaplumbağa oradan ayrıldı.
Uğurböceği gidecek gibi duruyordu ki, Kara Kedi hızlı davranıp elindeki butona bastı...

Yoyosunun yanındaki titreşimi duyan Uğurböceği eline aldı onu.. Çatının kenarına doğru gelip oturdu.. Yanına da hala titreşmekte olan kk oyuncağını koydu. Sonra ses kesildi. Bu sefer kendi butonuna basmaya başladı. Şimdi Kara Kedi'nin elindeki ub oyuncağı titriyordu.. Kara Kedi de gelip leydisinin yanına oturdu.. Kendisinin gözleri doluydu, uğurböceğininkiler ise ağlamaktan şişmişti.. son kez ub'nin gönderdiği titreşime cevap verdikten sonra oyuncağı cebine koydu.. Saçlarına dokunuyordu şimdi.. Ve tabiki aradan geçen uzun zamandan sonra tekrar bu kadar yakınlaşabilmişti leydisine... Yalnızca Ub'nin kendisine en ihtiyacı olduğu zamanlarda ona bu kadar yaklaşabildiğini biliyordu.. gerçekten bithap bir vaziyete gelmişti uğurböceği...

Aklına bir şey geldi...Tıpkı o akumalıyı yendiği gecede yaptığı gibi, fısıldasaydı kulağına..?
Kulağına doğru eğildi ve konuşmaya başladı..
"Merak etme leydim, çok yakında, göreceğiz birbirimizi..."
O sırada Uğurböceği'nden bir cevap alacağına dair pek bir ümidi yoktu, ama Uğurböceği konuşunca gözleri parladı...
"Biliyorum, sadece dayanmakta güçlük çekiyorum..."
Leydisinin cevap vermesini beklemiyordu... Çok şaşırmıştı.. umutlandı... tekrar fısıldadı kulağına..
"Yanındayım leydim, beni duyuyor musun?"
Ama bu sefer Uğurböceği Kara Kedi'nin aksi yönü olan sağ tarafa çevirdi başını
"Elbette duyuyorum, karşımdasın işte.."
Kafa karıştırıcıydı.. Kime seslenmişti öyle?? Tekrar ub'ye kulak kesildi:
"Bazen, hayalini canlandırmak bile, çok zor geliyor... ne dediğimi ben bile bilmiyorum... gerçekle hayali karıştırıyorum.."
Demek buydu... hayal olarak görüyordu.. ama bi şekilde kendisinin söylediği şeyleri duyuyor olmalıydı.. Ancak Ub için bu, hayalden kopma seslerdi...

Derken Uğurböceği ayağa kalktı.. sabah oluyordu... güneş doğmak üzereydi... Şimdi bu uykusuzlukla uyusa akşama kadar kalkmazdı yataktan.. Yoyosunu uzak bir yere atıp çektiği an o kuleden uzaklaştı...
O sırada Kara Kedi'nin görmüş olduğu silüet de yavaş yavaş kayboldu... Güneşin doğuşunu az da olsa görmek güzeldi... 3 yıldır mahsur kaldığı bu yerde, ne gün doğumunu görüyordu ne de gün batımını....

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin