104.Bölüm: Bırak Sende Kaybolayım (Part 2)

412 16 6
                                    

Herkese iyi Akşamlar canlar :) Hikayemin yeni bölümüyle sizlerleyim :) Güzel bir bölüm oldu.
Aşk dolu...:) Bölümün bir partı daha olacak... Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin :) İyi veya kötü... İnşallah bölümü beğenirsiniz :) Herkese iyi okumalar :)

***

'Bir saattir aynanın karşısında hem kendini izliyor hem de düşünüyordu
genç kız. Sabah kızlarla buluşmuş;
abisi ve Reika için planlarından bahsetmişti. Sonra konu değişip Bay duvara gelmişti. Minako'nun söyledikleri aklındaydı. Ne demişti o... 1.85 boyunda esmer bir adam demişti ama onu asıl şok eden çimen yeşili gözleri var demesi olmuştu. Gözleri yeşil ama Yaten'in
ki gibi değil daha koyu sanki derken düşünüyordu Minako. Sonra aklına geleni söyledi. Çimen yeşili gözler diyince genç kız bir hışımla kafasını kaldırmıştı. İşte o an büyük bir şok yaşamıştı.

O adam olup olmadığına emin olamazken Minako'nun anlattığı şeyler resmen onun profilini çizdirmişti.
Bu adam oydu galiba... Minako'nun söylediği sözle kararsızlığı netliğe kavuşmuştu. Geçen sabah yaşadığı çarpışmayı başka bir ağızdan dinlemiş ve bize anlatıyordu.

Olayın başrolünün ben olduğum bir hikaye; ne ironi ama? Gülse mi ağlasa mı bilmiyordu genç kız.

Hayat; ona ne planlıyordu acaba? Bu akşam her şey netlik kazanacaktı.

Birkaç saat sonra onu eğer oysa yeniden görecekti. Kalbi hızlanınca şaşırdı. Bu heyecan da neydi böyle? O olmasını istediği için miydi? Yoksa o olmasını istemediği için mi? Unazuki bunu anlamdıramıyordu şuan da. Bu çok garipti. Bu his ne demek bilmiyordu.
Çok değişik ve karmaşıktı.

Aynada kendisini son kez kontrol edip abisine bakmak için odasından ayrıldı. Abisi içinde bu akşam çok önemliydi. Bilmese bile derken gülüyordu genç kız.

Abisinin odasına yaklaşıp kapısını tıklattı. "Gel" sesini duyunca kapıyı
açıp içeri girdi. Abisi ayna karşısında kravatını takmaya çalışıyordu. Buna takmak denilirse... Unazuki abisinin
bu haline güldü. Yanına yaklaşıp kravatı tuttu. "İstersen ben yardım edeyim abicim" derken gözleri parlıyordu.

"Çok iyi olur" diyen abisinin sesiyle daha da gülümsemesi genişledi. Kravatı halledip geri çekildiğinde abisinin sesiyle ona döndü. "Çok göz alıcı olmuşsun!" diyordu abisi.

Bu sözle sevindi Unazuki. Ona güzel
bir gülümse armağan edip "Teşekkür ederim abi. Sende fena sayılmazsın" derken kıkırdıyordu genç kız.

Abisi şaşırıp "Ne?" diyince "Şaka şaka" dedi genç kız. "Çok yakışıklısın. Her zaman ki gibi" derken ona göz kırpmıştı. Sonra onu baştan aşağı süzdü. Gri bir takım giymişti. İçinde siyah bir gömlek; kırmızı bir kravat
ve siyah ayakkabılar... Abisi bu akşam resmen yakıyordu. Yakışıklıydı ama
bu akşam daha da yakışıklıydı sanki. Özellikle bunları giymiş; birine kendini beğendirmek ister gibi... O an aklına gelen fikirle yok artık dedi kendi kendine. Olabilir miydi? Abisi durumu öğrenmiş olabilir miydi? Yok canım dedi kendi kendine... Nereden öğrenecek? Tüm bunlar aklını karıştırırken abisinin o mest eden sesini duydu. Kızlar bu sese aşık oluyordu anlaşılan. Adını yine duyunca ona gülümseyip "Efendim abi?" dedi.

"Daldın."

"Evet; öyle oldu galiba. Düşünüyordum" derken gözleri uzaklara bakıyordu genç kızın.

Motoki merakla "Neyi?" diye sordu. "Seni" diyen kardeşine baktı. Şaşırmıştı. "Beni mi?" diye sordu Motoki.

"Evet seni hatta sizi. Reika ve seni... Olanları,yaşadıklarınızı... Ben bu duruma çok üzülüyorum. Bir şey yap ne olur!" derken sesi üzgündü.

Motoki bu sözlere üzülmüştü ama kardeşini böyle çaresiz görmek onu
asıl mahvedendi. Yanına gelip elini tuttu. "Canım" dedi sevimlice. "Bana bak. Lütfen..." derken onun itirazını duydu Motoki. "Ama abi..."

"Beni dinle. Reika ve ben...  Evet ayrıldık ama bu bir sınav bizim için." derken Unazuki şaşırıp "Sınav mı?" diye sordu.

Oda gülerek "Evet; sınav. Hayatın
bize hazırladığı acı sınavlar" derken gülümsemesi solmuştu Motoki'nin.

"Hayat mı? Ne gibi sınavlar bunlar?" diye merakla sordu genç kız.

Derin bir nefes alıp konuştu Motoki. "Hayat; bir oyun aslında. Bazen de bir ödül. Kimine göre her anı mutluluk; kimine göre her anı mutsuzluk... Ama yine de yaşamak güzel... Her şey planlı hayat denen oyunda... Doğmamız; büyümemiz, ölmemiz asıl olaylarken
bu arada yaşadığımız ve sahip olduğumuz değerler; duygular hayatın hediyesi bize. Bir bebeğin doğması, yürümeyi öğrenmesi, bir insanın aşık olması, bir kadının anne olması, bir adamın baba olması hayatın en büyük ganimetleri... Hiç hayatın kötü bir yanı yok mu dersen? Var. Olmaz mı? Her şey gibi hayatın kötü yanı var. En önemlisi ölüm... Sevdiğin birini kaybetmek... Acıların en büyüğü...

Ayrılık... Her anlamda ayrılık...
Gurbete olan özlem, sevgiliye duyulan özlem, aileye duyulan özlem gibi... Hayat; bir zıtlık yumağı... Her zaman mutlu olamazsın! Ya yaşarsın ya ölürsün... Üçüncü bir seçenek yok... Sana seçim şansı sağlar. Kader denen olguyla birlikte bu oyunu beraber oynarlar. Senin için ne yazıldıysa
o olur... Ne erken ne de geç... Kader değişir mi? Bilmiyorum... Sadece gecikebilir. Bizim yaşadığımızda işte bu. Önce mutluluğu tattık. Şimdi de ayrılığı... Bunun sonucu ne o muamma?! Şans lazım, umut lazım.
Bu uğurda her şeyi feda edip savaşmak lazım. Yoksa kaybedersin" derken Motoki susmuştu.

Unazuki ise duyduklarının şokunu atlatmaya çalışıyordu. Hayat böyle miydi yani... Ne kadar karmaşıktı böyle. Abisine baktı. Üzgündü. Bunları söylemek onu üzmüş olanları hatırlatmış olmalıydı. "Abi" dedi sevimlice. Onun üzülmesini istemiyordu. "Efendim canım" derken sesi titremişti. Bunu fark eden genç
kız "İyi misin?" diye sordu.

"Evet. İyiyim. Korkma."

"Abi üzülme lütfen. Ben bu haline dayanamıyorum." dedi genç kız üzgünce.

Motoki kardeşine baktı. Onu üzmeye hakkı yoktu. Yüzünü elleri arasına alıp okşadı. Ona bakıp konuştu. "Asıl sen üzülme. Sen hep gül. Bu sana çok yakışıyor. Bana bakma sen" derken "Abi" diye boynuna atladı genç kız.

Ağlamak üzere olduğunu anlayan Motoki onu durdurdu. "Hey! Sakın ağlama! Bak makyajın bozulur sonra" derken kardeşinin gülen sesini duydu.

"Abi ya. Bu halde bile ne düşünüyorsun?" diye sorarken Motoki "Abiler bugünler içindir" dedi gülerek. "Hadi sulu göz kalk artık. Geç kalmayalım" derken Motoki genç kız "Tamam" diyip başını salladı. Sonra aklına gelen şeyle güldü. Tam kapıdan çıkarken tekrar abisine seslendi. "Abi?"

Motoki arkasını dönüp "Efendim?" dediğinde Unazuki gülerek "Bol şans" dedi ve abisi cevap vermeden odadan çıkıp gitti. Odasına geri dönerken konuştu. "Evet, hayat yap bakalım oyununu!" derken akşam için çok heyecanlıydı. Bir an bile olsa Bay duvarı unutmuştu genç kız.

***

"Hadi Rei

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Hadi Rei. Geç kalacağız" diyen Yuichiro beklemekten sıkılmıştı.
5 dakika 10, 10 dakika yarım saati bulmuştu. Allah aşkına bu kadar saat orada ne yapıyordu bu kız? Daha fazla dayanamayıp "Geliyorum oraya" derken Rei'nin tehdit gibi sesiyle olduğu yerde kaldı. "Sakın gelme!
Yoksa seni boşarım!" diyordu karısı.

Yuichiro ise bu sözle gülmüştü. Yapar mıydı? Kesin yapardı. O an susup yavaşça "Tamam" dedi. En iyisi huyuna gitmekti.

Sailor Moon Son 1 SezonWhere stories live. Discover now