24.bölüm

105K 2K 147
                                    

Multimedia: Kendileri bir zamanlar seçtiğim Buğra olur ^-^ 

Keyifli okumalar :) 

Boş boş odamın içinde otururken Eymen'le anlaştığımız saatin gelmesini bekliyordum. Arkadaşlarımla her zaman gittiğim parkta buluşacaktık. Beni açıkça uyarmıştı. Annemlere söylemeyecektim yoksa görüşmemize engel olabilirlerdi ve ben Eymen'le görüşmeye devam etmek istiyordum. Odamda oturmaya devam ederken annemin içeri girmesiyle ayağa kalktım. "Hayırdır nereye?" diye sordu annem. 

"Arkadaşlarımla parka gideceğiz." diye mırıldandım. Onlara yalan söylemek hiç hoşuma gitmiyordu ama doğru söylersem buluşmama izin vermezlerdi. Kendi çocuklarını neden birbirlerinden ayırdıklarını anlayamıyordum henüz. 

"Armin, bu durum babanın hoşuna gitmiyor. Arkadaş edinmek istiyorsun bunu anlıyorum ama..." 

"Kimseye güvenmiyorum anne, yemin ederim." dedim inanması için gözlerine bakarak. Tamamen olmasa da doğruydu. Tam anlamıyla kimseye güvenemiyordum. Sonuçta küçüklükten beri babamın söylediği tek şey vardı. "Yeri geldiğinde herkesi silebilmelisin Armin. Kimseye sırtını dayama." 

"Her neyse, tamam." dedi annem kısık sesle. "Bunları daha sonra konuşuruz. Geç kalma sakın." Annem odadan çıktıktan sonra ben de montumu giyerek merdivenlerden indim. Daha erkendi ama evde bekleyeceğime parkta beklerdim. Park eve çok uzak değildi ve hızlı hızlı yürüyerek parka vardım. Bir banka oturup Eymen'in gelmesini beklemeye başladım. Çok geçmeden o da gelmişti zaten. Uzun boyluydu. Kumral dalgalı saçlarıyla mükemmel görünüyordu. Onu öyle incelerken az da olsa benzediğimizi fark ettim. Onun gözleri de maviydi, tıpkı benim gibi. Sadece... Sanırım o daha canlı bakıyordu. Karşıma geldiğinde ben ayakta dikilmiş ona bakarken o hiç zaman kaybetmeden bana sarıldı. 

"Küçüğüm..." diyerek saçlarımı koklarken gözümden düşen yaşlara engel olamadım. 

"Özür dilerim. Seni unuttuğum için özür dilerim." 

"Saçmalama bir tanem." diyerek beni banka tekrar oturttu. "Asıl seni bırakmak zorunda kaldığım için ben özür dilerim." 

"Artık gitmeyeceksin değil mi?" diye sordum ağlamaya devam ederek. Anılarımı hatırlamıyor olabilirdim ama onu sevdiğimi bir şekilde en derinimde hissediyordum. 

"Gitmeyeceğim." diyerek tekrar sarıldı. Birkaç dakika öyle kalmışken aklımdaki soruları sormak için ondan biraz uzaklaştım.

"Kaç yaşındasın?" diye sordum utanarak. Ağabeyinin yaşını bilmeyen tek kardeş bendim sanırım. 

"Yirmi iki, prensesim." diyerek gülümsedi. Bana özlemle bakan gözleri gülümsememe neden oluyordu. Daha önce hiç bu kadar sevildiğimi hissetmemiştim. 

"Neden gittin?" diye sordum ağlamaya başlayarak. 

"Kötü işlere bulaştım Armin. Aptal bir çocuk gibi ailemizin sözünü dinlemedim ve hepimizi tehlikeye atacak işlere bulaştım." dedi gözlerini kapatarak. Pişmandı. 

"Nasıl kötü işler?" diye fısıldadım. "Neden kurtarmadı babam seni? Neredeydin bunca zaman?" "Hepsini yanıtlayacağım. Bana güveniyor musun?" diye beklentiyle sordu. Bakışlarımı ondan kaçırarak biraz düşündüm. 

"Babam kimseye güvenme dedi ama..." diye mırıldandım.

***

"Güveniyorum!" diye bağırarak yataktan doğrulduğumda ağlamaya başladım. "Yemin ederim güveniyorum abi." 

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin