27.bölüm

105K 2K 160
                                    

2015 yılında Güven Bana'yı yazarken temsili bir Eymen yoktu. Herkesin hayal ettiği gibi olsun istemiştim. Gerçi her zaman her karakter öyle... Ama sonra Xavier mavi gözlü olsaydı tam Eymen demelere başladım :D Benim için bir parça Eymen'dir kendileri. Multimediada görebilirsiniz

Keyifli okumalar :) 

"Onun kollarında mı uyuyorsun yani? Katilimin kollarında..."

Eymen nefretle yüzüme bakarken yapacağım açıklamayı düşünüyordum. Ne diyecektim ki? Haklıydı. Ama katili olduğunu bilmiyordum ben. 

"O senin katilin mi gerçekten?" diye sordum kısık sesle. Çünkü Yağız'ın ağabeyimi öldürdüğüne inanamıyordum. 

"Evet." dedi Eymen gözlerimin içine bakarak. Daha önce hiç bu kadar nefret dolu görmemiştim gözlerini... 

"Ama o... O çok iyi Eymen. Böyle bir şeyi yapmaz." diye mırıldandım. Sarılıp uyuduğum adam bunu yapmazdı. 

"Katilim o. Katilim o. Katilim o..."

Aniden gözlerimi açtığımda yüzüme vuran güneş ışığıyla suratımı buruşturdum. Saat kaçtı bilmiyordum ama henüz erken olduğu belliydi. Otelde kaldığımız günkü gibi Yağız yine bir kolunu belime sarmış, yüzüstü yatıyordu. Yeni çıkmaya başlamış sakalları beni gülümsetirken ben de onu uyandırmamaya çalışarak yan dönüp yüzünü, uyuyuşunu izlemeye başladım. Yakışıklıydı. Karizmatik ve zaman zamanda tatlı bir havası vardı. Soğuk güzelliği olan insanlardan daha çok insanın içini ısıtan bakışları vardı. Belimdeki kolunu biraz daha sıktıktan sonra kaşlarını çattığını fark ettiğimde merakla onu izlemeye devam ettim. Rüya mı görüyordu? Başını anlamsızca kıpırdattığını görünce bir an uyandırmak istedim. 

"Yağız. Yağız uyan!" diyerek elimi yeni çıkan sakallarında gezdiriyordum. İlk defa ona iyi gelebilmek isterdim. O aptal kâbusların insanı içten içe nasıl bitirdiğini en iyi ben bilirdim belki de. "Yağız uyan!" diyerek koluna dokunduğumda birden gözlerini açarak kolumu büktü ve aniden üzerime çıktı. Korku ve acıyla yüzüne bakarken sonunda benim olduğumu fark etti ve tehlike dolu bakışlarının yerini şaşkınlık ve üzüntü aldı. 

"Armin..." diye mırıldanarak kolumu bıraktığında derin derin nefes alarak anlamsızca başımı salladım. Hâlâ üzerimde olması durumu daha da zorlaştırıyordu. "Üzgünüm ben..." 

"Rüya görüyordun, ben o yüzden uyandırmak istemiştim." dedim açıklama gereği duyarak. Ama bir yandan da kendime itiraf etmek istemesem de korkuyordum. Demin gördüğüm kişi bambaşka bir Yağız'dı. Eymen'in katil dediği Yağız'a benzeyecek kadar tehlikeli bakıyordu. "Kâbustu." diyerek kendini tekrar yatağa attı. "Özür dilerim. Bir an senin olduğunu fark edemedim." 

"Önemli değil." diyerek yataktan çıkmak istediğimde kolumu nazikçe tutarak beni durdurdu. "Lütfen. Benden korkmanı istemiyorum." dediğinde boş gözlerle suratına baktım. Korkuyor muydum? "Benden korkuyor musun?" Sanırım korkmuyordum. 

"Hayır." diye mırıldanarak tekrar yattım. "Korkmuyorum. Sadece biraz tedirgin oldum işte." "Özür dilerim." diye tekrarladığında onu duymazdan geldim. İsteyerek bana asla zarar vermezdi. Rüyamdaki Eymen de gerçek değildi ve benim aptal bilinçaltım bana oyun oynuyordu. 

"Ne gördün?" diye sordum ona doğru dönerek. Yağız da sol tarafına doğru dönmüş bana bakıyordu. 

"Aptal bir kâbustu. Boş ver." dediğinde bakışlarımı ondan çekerek karşı duvara sabitledim. Üç yıldır gördüğüm rüyaları tam anlamıyla kimseye anlatmamıştım. Rüyamdaki Eymen bu sefer yanılıyordu ve benim güvenebileceğim bir şeyler paylaşmak isteyeceğim tek kişi Yağız'dı. 

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Där berättelser lever. Upptäck nu