22.bölüm

105K 2.1K 138
                                    

İnsanların alışkanlıklarından kurtulması oldukça zordu ya da bir şeye hemen alışmaları oldukça kolay. En azından bu benim için öyleydi. Şu üç yıldır insanlara hemen alışamasam da bulunduğum ortamlara hemen uyum sağlıyordum sanırım. Evet, düşüncelerim baştan aşağı bir çelişkiyle kaplıydı belki de ama durum bundan ibaretti işte. Mesela Yağız'ın evine alıştım. Bahsettiğim ve kafamda sürekli dolaştırdığım düşünce buydu. Kendi evimde kaldığım birkaç günlük zamanda bile sanki misafirmişim gibi hissettim. Buradaki rahatlığı bir türlü yakalayamadım. Yağız her zaman bana, "Bu ev senin de evi," dese de asıl gerçek bu değildi ama. Olmamalıydı. Burası Yağız Atay'a aitti ve ben ona ait olan hiçbir şeye alışmamalıydım. Hep bu düşünce içindeyken ilk defa dün gece ve bu sabah farklı hissetmiştim. Yağız'a ait şeylere alışmaktan da öte ona alıştığımı hissettim. Ne kadar kaçarsam kaçayım günün sonunda eğer kötü bir şey yaşamışsam onun kollarında güvende olmak istiyordum. Üstelik bu güvenden de öteydi. Daha fazla sıcaklık ve daha fazla sahiplik içeriyordu. Bir şekilde farklıydı. 

Ama sonu aynı bitmişti işte. Babama karşı hatta anneme karşı bile kaybettiğim güveni Yağız'a karşı da kaybetmiştim. Eymen ile arkadaş olduğunu öğrendiğim zaman beni sevmediğini çok kısa bir an düşünmüştüm. Sonra bana aşkla bakan gözler aklıma gelince yine ona kandım. Ama İpek sorduğunda cevap verememesi... Başka nasıl bir anlamı olabilirdi ki? Anlayamadığım oyunlar dönüyordu benim hayatımda. Başrolünde Yağız bulunurken beni hep ikinci plana atıyordu. Aslında, asıl hatalı olan bendim. Bana defalarca yalan söyleyen ya da bir şeyler gizleyen herkese tekrar güvenmeyi seçmiştim. Yağız Atay beni gerçekten sevmiyordu ve ben bana ait bile olmayan odamda oturmuş gözyaşı döküyordum. Elimle gözyaşlarımı silerek ayağa kalktım. Şu an saatin kaç olduğundan ya da Yağız'ın nerede olduğundan bile haberim yoktu. Arabada onun kırılmasını umarak söylediğim sözlerden sonra hiçbir şey demeden eve ilerlemişti. Zaten kapıda bizi bekleyen Rana'dan anahtarları aldıktan sonra eve girdi. En azından bir şeyler söyler ya da kızar diye beklemiştim ama o hiçbir şey yapmamıştı. Eve girdiğimizden beri ikimiz de kendi odalarımızdaydık. Tüm bunlara rağmen ateşi olduğu için onu merak ediyordum. Sabah uyandığımdan beri hiçbir şey yemediğim için de başım hafiften dönmeye başlıyordu. Odadan çıkarak mutfağa doğru ilerledim. Anladığım kadarıyla artık Rana ya da başka biri olmayacaktı evde. Yemekleri ya da temizliği kim yapacaktı bilmiyordum ama şu an ne yiyeceğim, hepsinden daha önemliydi. Belki daha önceden yapılmış bir yemek bulurum umuduyla buzdolabını açtığımda somurtarak geri kapattım. Kahvaltılıklar ve diğer ıvır zıvırlardan başka bir şey yoktu. Aslında kahvaltılık bir şeyler yesem de bana yeterdi ama aklıma birden Yağız geldi. Her ne kadar birbirimizi kırıyor olsak da o, şu an hastaydı ve hiçbir şey yememişti. Mutfağa şöyle bir baktığımda gözüme çarpan patatesleri alarak soymaya başladım. Uzun zamandır elime bile almadığım bıçak ve patatesle zorlu birkaç dakika geçirsem de sonunda hallettim. Dolaptan, gördüğüm sosisleri de çıkardıktan sonra kızartmaya başladım.

Mutfakta işim bittikten sonra kahvaltılıkları ve kızartmaları masaya taşıdım. Çay sevmediğim için yapmak aklıma gelmemişti, ben de dolaptaki meyve suyundan koydum bardaklara. Masa hazırdı işte. Belki mükemmel bir masa değildi ama idare ederdi. Yüzümde oluşan istemsiz gülümsemeyle Yağız'ı çağırmak için yukarı çıktım. 

Odasının önüne gelene kadar her şey daha kolaydı sanırım. Şimdi ne diyecektim? İçimde kaldığını hissettiğim son bir cesaretle kapıyı çaldım ama ses yoktu. Bir an evde olmama ihtimali aklıma geldi ve moralim bozuldu. Yine de tekrar kapıyı çaldım. Yine ses yoktu. Yavaş hareketlerle kapıyı açarak içeri girdim. Yorganı kafasına kadar çekmiş sırtüstü yatan Yağız'ı gördüğümde gülümsedim. Kapıyı bile duymadığına göre derin uyuyor olmalıydı. Yanına yaklaşarak seslendim. Biraz kıpırdansa da henüz gözlerini açmamıştı. 

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Where stories live. Discover now