Kurtların Dansı

By Elizabethstark1

111K 9.9K 26.9K

2019 Wattys Ödülleri - Tarihi Kurgu Kazananı Serinin TÜM KİTAPLARI bu çalışma ALTINDADIR. Aşk mı özgürlük mü... More

Bilgilendirme:Ülkeler ☯️
Bilgilendirme:Karakterler☯️
Bilgilendirme:Haritalar ☯️
Yeni Kitap-Gazap Tanrısı'nın Çocukları
Gümüş Dansçı☯
Saray Hanımı☯
Kuzgun Prens☯
Tüccarın Arzusu☯
Benim İnsanlarım☯
Çoban ve Koyun☯
Bağlanmaya Başlamak ☯
Duyguları Yaşamak☯
Güven☯
Kuzgunun Anlamı☯
Acı Kabus☯
Kalp Kırıklığı☯
Şahin☯
Ateşi Öpmek☯
Kurt Koruması☯
Hainlik☯
Doğruyla Yanlış☯
Karanlık Yüz☯
Yapayalnız☯
Kusur Dalgaları☯
Gurur☯
Korku Denizi☯
Esaret☯
Denge☯
Kalpteki Acı☯
Kral ve Söz☯
Kızıl Gökyüzü☯
Hain Soyu☯
Koca Bir Yalan☯
Seçim☯
Ateş ile Barut☯
Son Akşam☯
2.Kısım Akreplerin Şifası◑
Gelecek&Geçmiş◑
Aşkı Dilemek◑
Jayce'in İzleri◑
Şifa◑
Ayashri'nin Boşluğu◑
Yalnızlığı Paylaşmak◑
Duygularla Yüzleşme◑
Kalpteki Yer◑
Kusursuzluk◑
Aşk,Adalet ve Ölüm◑
Vazgeç◑
Her Şeye Rağmen◑
Gül Kokusu◑
☯ ◑Sohbet, Detaylar, Tatlı Spoiler◑☯
Yasemin Çiçeği◑
Kutsal Hediye◑
Canavar◑
Kalmam Lazım◑
Zayıf Olmama◑
Bir Piç◑
Eve Dönüş◑
Ömür Boyu◑
Nasıl Ölmeliyim?◑
Yeni Bir Yaşam◑
Benim Zamanım◑
Tek Doğrum◑
Kıskançlık◑
Kanlı Yol◑
Karışmak◑
İlk Emir◑
Bilinmezliğe Yolculuk◑
Buzdan Kalp◑
Yalanlarla Dans Etmek◑
Acı Çektirmek◑
Hayata Tutunmak◑
Birleştiren Güç◑
Aptal İnat◑
Onu Seviyorum◑
Zehir Ustası◑
Beni Öldüremezsin◑
Dutarse Tacı◑
Gurur Kırmak◑
Ruh Eşi◑
Son Dans ◑
Kırık Çocukluk◑
Baskı ◑
Hayal Etmek◑
Aydınlığa Yürümek◑
Tehlikeli Kıskançlık ◑
Kemiren Kuşku◑
Basit Bir Sorun◑
Geleceği Görmek◑
Cezalandırmak◑
Erken◑
Sevdiceğim, Lütfen Ölme◑
Benim Ülkemsin◑
Boş Bakışlar◑
Kuzgun Öfkesi◑
3.Kısım:Şahinlerin Yükselişi♕
Kalplerin Kraliçesi♕
Ben Kralım♕
Hayaller İçin Savaşmak♕
2019 WATTY KAZANANI
İnce Hesaplar♕
Yosun Gözler♕
Nefes Almak♕
Avcı♕
Kaos Rüzgarı♕
Sınırları Yıkmak♕
Mum Alevi♕
Kalbimdeki Sancı♕
Yeşim Taşı♕
Sadece Benim♕
Güven Sorunu♕
♕Ufak Tefek Spoiler-Sohbetler-2♕
Karmaşık Düşünceler♕
Kol Düğmesi♕
Endarieh'in İzi♕
Kemiren Kuşku♕
Korkunun Merhameti♕
Zehrin Oyunu♕
Büyüyen Hayeller♕
Ben İyi Değilim♕
Kontrol Kaybı♕
Maskeli İnsanlar♕
Latafah'ın Öfkesi♕
Yaşamak İntikamdır♕
Kanlı Oyun♕
İçimdeki Fırtınalar♕
Zaman ve Değişim♕
Çocuklar Gibi♕
Kurt Kanı♕
Loya İçin♕
Zalimlerin Yolu♕
Keşke♕
O, Güçlü Bir Adam♕
Ateşler ve Küller♕
Sapkın Kraliçe♕
Hükümdar Öldürmek♕
Leydi Loya♕
Deli Kral♕
Savaşçı'nın Onuru♕
Tokat♕
Akreplerin Zehri♕
Gül ve Kılıç♕
Adalet Nerede?♕
Hüküm♕
Hissizlik♕
Asla Unutma!♕
4. Kısım:Kuzgunların Çığlığı♔
Buz ve Ateş♔
Kraliçe ve Anne♔
Küstah Prenses ♔
Sönmeyen Ateş♔
Zehirli Oyun♔
Karşı Çıkmak♔
Kar ve Kül♔
Vicdan Öldürmek♔
Papatya & Gül♔
Kraliçe Olmak♔
Doğru İnsan♔
Serçe♔
Serseri Kalp♔
Yaz Rüyası♔
Halk Kahramanı♔
Duyguların Büyüsü♔
İhanet Kıvılcımları♔
Ükhel'in İşareti♔
Kırmızı♔
Larastka'ya Sadakat♔
Sürgün mü, Hediye mi?♔
Leydi Prenses♔
Buz ve Ateşin Dengesi♔
Ufak Bir Sorun♔
Akıllı Planlar♔
Savaşın Rengi♔
İntikam Açlığı♔
Kendimle Olan Savaş♔
Kraliçe'nin Bedeli♔
Yolun Sonu&Sevilmek♔
Geri Döndüğümde♔
Yarım Kalmak♔
Adaletin Hükümdarı♔
Büyük Kral♔
Masal ve Gerçek♔
Ölüm Ağı♔
Hükümdar Katili♔
Beni Bırakmayacaksın♔
Kuzgun Kraliçe&Zehir Kralı (Final)♔
♔Kapaklar♔
Yeni Kurgu - Kadim Ruhlar -2021

Bir Mucize◑

394 48 153
By Elizabethstark1

◑BÖLÜMÜ OYLARSANIZ VE YORUMLARSANIZ SEVİNİRİM!

EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA KÜTÜPHANEDEN ÇIKARIP, BİR DAHA EKLEYİN VEYA BENİ TAKİP EDİN.

Bölüm Şarkısı:  Billie Eilish, Khalid - lovely

Yayınlanma Tarihi: 30.08.2019 (00:23)

Aşağıda Aiden, Anisa var.

İyi Okumalar!

Larastka Krallığı - Kantre - Ulu Saray

Loya

Önümde kart oyunundaki Kraliçe kartı vardı. Karttaki resim siyah beyaz bir şekilde çizilmiş iken kırmızı kalın çizgi boynundaydı. Kan gibi damla damla lekeleri vardı. Kart açık açık bir tehditti. Saraylıların beni sevmediğini biliyordum. Yaptığım her şey onlara zarar veriyordu. Kral'ı istediklerini yönlendiremedikleri için beni suçluyorlardı. Kral'ı onlardan koruyordum. Jayce'in gerçek bir kral olması lazımdı ve ben bunun için çabalıyordum.

İnce bir ip üstünde yürüdüğümün farkındaydım. Düşersem ateşler beni yakacaktı. Kendimi koruyamam lazımdı. Jayce'in yokluğu beni o ateşlere daha yakın kılıyordu. Ne zaman bana karşı gelse düşmanlarımın yüzlerindeki çirkin gülümsemeyi görüyordum. Şimdi de masama kart bırakmışlardı. Esip gürlesem bile anlamı yoktu. Hizmetkarlarımda casuslar vardı ve hep olacaktı. Önemli olan bu kartta olduğu gibi boynumda kanlı bir leke olmamasıydı.

Karta bakarak "Lütfen, lütfen Larastka'nın idam edilen ilk kraliçesi ben olmayayım." dedim ve derin bir nefes aldım. Kapım tıklandığında ise kartı çekmeceme koymuştum.

Gel sesimle içeri gelen Aiden idi. Mavi gözleri, yaramaz gülümsemesi ile karşımdaydı. Saraydaki konumumu tehlikeye düşmesi için düşmanlarım onu koz olarak kullanmaya hevesliydi. İlk başta hayır, bunu yapamaz desem bile Aiden'in bana hayranlığının imkansız bir aşk olduğunun farkına varmıştım. Onu defalarca kendimden uzakta tutmaya çalışmıştım ama olmuyordu. Beni dinlemiyordu ve hırçınlaşıyordu. Jayce ile aralarında gerginlik oluyordu. Bunu görmek istemiyordum. Jayce, tekti ve ailesinden birini yanında görmeye ihtiyacı var iken bunu bozamazdım.

Aiden oturmuştu. Oldukça rahat bir tavırla bana bakıyordu. Aiden "Neyin var, Loya?" dedi ve gülümsemeye zorladım kendimi.

Boynuma dokunarak "Bir şey olduğu yok." dedim.

"Seni tanıyorum. Yosun gözlerinde bir korku var." dedi ve ayağa kalktım. Pencerenin önüne geçmiştim. Artık dayanabileceğimi düşünmüyordum. Olmuyordu. Bir ileri bir geri yapmaktan sıkılmıştım. Açık açık uyarmazsam yaşanacak felaketin önüne geçemezdim. Kollarımı kavuşturarak Aiden'e bakmıştım.

"Bugün masama utanmadan bir tehdit mesajı bırakmışlar. Bir kraliçe kartı vardı ve boynu kırmızıyla çizilmişti."

"Hemen cezalandıralım. Kim buna cürret edebilir?"

"Cürret ediyorlar çünkü açığımı buldular. O da sensin, Aiden! Senin davranışlarını bana karşı kullanıyorlar, Jayce'i dolduruyorlar ve Jayce'i benden uzak tutmayı bu şekilde başarıyorlar."

"Delirmişsin. Beni suçlaman anlamsız!"

"Yerli yersiz abartılı övgüler, sürekli koruma çabaları, her daim odama dalmalar! Bunu yapan kim, Aiden? Ben hayal görmüyorum değil mi? Seni uyarıyorum. Arkadaşça hoş zaman geçirdiğimiz için iyi niyetli davranıyorum ama bu niyetimin devamı olmaz."

"Bunların hepsi masumane ve sen bunu çirkinleştiriyorsun."

"Masumane olmayı çoktan geçti bunlar. Ben açık açık diyorum, Aiden. Ben Jayce'e sadığım ve bu böyle olacak. Düşmanlarım her ne kadar hakkımda ihanet içinde deseler bile umurumda değil. Aiden, bana karşı sınırlarını bil." dedim ve ayağa kalkmıştı.

Karşıma geçmişti ve ona kaşlarımı çatarak bakıyordum. O ise bana aldırmıyordu. Üstüme geliyordu ve sırtımı duvara yaslamıştım. Yaklaşma bana desem bile aldırmıyordu. Mavi gözleri derin bir hüzne bürünmüştü. Titreyen  eli ilk önce saçlarıma değmişti. Narince parmakları geziyordu. Daha sonra eli yüzüme değecek iken elini ittirmiştim ve o derin bir nefes almıştı. Bakışları benden yana değildi ama tekrar baktığında kafamı iki yana salladım.

Aiden "Keşke çok farklı olsaydı, Loya. Her şeyin bambaşka olmasını çok isterdim. Jayce yerine ilk benimle tanışsaydın her şey çok farklı olabilirdi." dedi ve yutkundu.

"Ne benden sana yâr olurdu, ne de senden bana! Aiden bunu düşünmen bile delilik!"

"Ateşin kendisine yürüdüğümün farkındayım, bu ateşin beni yakıp kül edeceğini biliyorum ama engel  olamıyorum. Ateşi hissettikten sonra vazgeçebilmek mümkün mü?"

"İmkansıza koşuyorsun, sonunda ölüm olur. Ne olur, ne kendini yak ne de beni yak. Benim hayallerimi mahvetme." dedim ve derin bir nefes almıştı. Çaresizliğini yansıtıyordu.

"Ne yapayım o zaman? Bunu söyle bana." dedi ve gözlerimi kaçırdım.

Yere bakarak "Bir çözümü olacak elbette ama bunu aklından sakın çıkarma. Jayce'i bana karşı kışkırtma." dedim ve ona baktım.

"Peki, sen nasıl istersen öyle olsun. Lütfen, bir gölge gibi sana yakın olmama izin ver. Seninle aramda bir şey olamaz, bu imkansız ama beni kendinden uzak tutma." dedi ve ben parmağımla kapıyı gösterdim. Aiden ise başını eğip  çıkmıştı.

O gittiğinde ise yere çökmüştüm. Midemdeki bulantı yüzünden elimi karnıma koymuştum. Aiden sorununu çözmem gerekiyordu yoksa boynu kesilen kraliçe olmam kaçınılmazdı. Jayce beni bu sarayda tamamen korur diyemiyordum. Kendi kendimi korumam gerekiyordu. Tanrıça Yasher, sesimi duy lütfen sesimi duy. Bu zamana kadar çekimser kaldım, kabul ediyorum ama şimdi bir mucizene ihtiyacım var. Tanrı Arynad, kalbimdeki hırsları anlayamazdı ama sen anlayabilirsin gerçekten varsan elbette. Şimdi bir çıkış yoluna ihtiyacım var. Lütfen, lütfen kendimi korumam için bir yol göster.

Kapım tıklanmış ve gel sesimle içeri Luinan gelmişti. Beni çökmüş halde görünce şaşırmıştı. Yanıma hızla gelmiş, ayağa kaldırmıştı. Koltuğa oturttuğunda elimi ağzıma götürdüm. Kusmamak için kendimi zor tutmuştum. Luinan bana su bardağını uzattığında zar zor içmiştim. Bu beni bir nebze rahatlatmıştı ve ona baktım. Kaisra'ya hemen yetiştireceğini biliyordum ama onunla uğraşacak halde bile değildim.

Luinan "Majesteleri, iyi misiniz? Renginiz solmuş, saray hekimlerini çağırabilirim." dedi ve kafamı salladım.

"Gerekmez, boşu boşuna bir şey olmasını istemiyorum. Sen neden geldin?" dedim.

"Şey, Leydi Yamuna beni gönderdi. Kral'ın doğum günü daveti için hazırlanmanız lazım ama siz bir türlü gelmediniz, o da beni gönderdi."

"Jayce'in doğum günü! Nasıl aklımdan çıktı? Ah, hemen hazırlanmam lazım." dedim ve ayağa kalktım. Çalışma odamdan çıkmıştım.

Hazırlanmak için küçük giysi odasına gelmiştim. Yamuna ve hizmetkarlarım beni bekliyordu. Onlara gülümsediğimde Yamuna rengimin solgun olmasından endişelenmişti. Önemli bir şey yok demiştim ve hazırlanmama yardım etmişlerdi. Gül kokulu sularda yıkanmıştım. Geceye özel omuzlarımı açıkta bırakan gece mavisi bir elbise diktirmiştim. Saçlarımı ise toplatmış ve gümüş renkli ağla sardımıştım. Ağdaki minik safirler parlıyordu. Minik safir tacımı ise yerleştirmiştim. Küpelerimi ve damla şeklindeki safir kolyemi takmıştım. Hazırdım. Solgunluğumu gidermek yüzüme hafif pudra sürmüş ve yanaklarıma pembelik vermiştim.

Yatak odasına geldiğimde ise Jayce aynada kendisine bakıyordu. Lacivert giyinmişti ve ona yakışmıştı. Güzel gözlerini daha canlı kılıyordu. Ona sarılmıştım. Derdimi, üzüntümü unutmak istiyordum. O ise saçlarımdan öpmüştü.

"Doğum günün kutlu olsun, sevgilim!" dedim ve dudaklarını öpmüştüm.

Jayce "Senin varlığın bana armağan." dedi şefkatle. Gözlerindeki sevgiyi görmek güzeldi. Ben bu sevgiye ait iken bir başkasıyla olamazdım ki!

"Seni seviyorum, Jayce. Her şeyden, herkesten daha çok seviyorum."

Alnımı öptükten sonra bana bakmıştı."Ben de seni seviyorum ama gözlerinde neden saklı bir hüzün var?" dedi.

"Bir şey olduğu yok, gayet iyiyim. Sadece bugün biraz yoruldum, hepsi bu." dedim ve elini tuttum. Ona tehdit kartını, Aiden'in yasak tutkusunu demeyi uygun görmüyordum. Kendim halledebilirdim. Eğer Jayce öğrenirse sarayda yer yerinden oynardı. Kaosla beslenmeye hevesli insanlar çok iken buna kalkışamazdım. En uygunu kendimin sessiz sedasız çözmesiydi.

"Hadi, şu kutlamaya inelim."dedi ve beraber odadan çıkmıştık.

Salon kalabalıktı ve bahar dalları ile süslenmişti. Hem krallarının doğum günlerini kutluyorlar hem de soğuk kıştan kurtuldukları için seviniyorlardı. Kaisra maskeli bir eğlence olmasını istemiş olsa bile ben hayır demiştim. Buna gerek yok. Jayce zaten kutlamaları sevmiyor iken bu işi abartmak anlamsızdı. Basit bir eğlence hem Jayce'i memnun ederdi hem de önemli bir gün kutlanmış olurdu.

Masamıza geldiğimizde Kaisra abartılı bir coşkuyla ayağa kalkmış ve oğlunun tekrardan doğum gününü kutlamıştı. Jayce ise tamam anne, yeter diyerek terslemişti ama Kaisra'nın umurunda değildi. Alışmıştı sonuçta. Jayce'in ona sevgi dolu sözcükler kurması onu şaşırtırdı. Masamıza oturduğunumuzda ise masadakiler tek tek kutlamıştı ve Jayce teşekkür etmişti. Yemeğe başlamıştık. Jayce'in en sevdiği yemekler vardı, bu onun hoşuna gitmişe benziyordu. Lord Eduard, bu duruma şakacı bir şekilde yaklaşırken gülmüştü.Lord Jason ve kızları da masamızdaydı.Kızlarının ikisi de masamızdaydı. Irene nişanlısı Ronald ile yan yana oturmuştu. Anisa ise Irene'nin karşısındaydı. Sessizce yemeğini yiyordu. Herkes tek tek hediyesini açıklar iken en sona Lord  Jason kalmıştı.

Lord Jason "Majesteleri, size 23. yaş günü hediyesi olarak ailemiz adına çok özel bir at hediye etmekten onur duyarım. Çocukluğunuzda babanızla sık sık ava çıkar, at gezileri yapmaktan hoşlanırdınız. Buna uygun bir hediye seçmek istedim."

Jayce "Memnun oldum, Lordum. Onu bir an önce görmek istiyorum." dedi hevesle.

Lord Eduard "Kral'a uygun hediyeler seçilmiş. Kralımızın bu kadar çok sevilmesi çok güzel." dedi ve önündeki eti kesmişti.

Kaisra bana bakarak "Sen ne uygun gördün, Loya?" dedi. Hizmetkar çağırmış, hediyemi getirmesini istemiştim. Hediyem gelmişti. Siyah, kadife kutuyu Jayce'e vermiştim. Jayce merakla açmıştı. Karşısındaki gümüş hançere şaşırmıştı. İşlemelerle süslenmiş, kınında Jayce'in gözlerini andırdığını düşündüğüm lapis lazuli taşları olan bir hançerdi.

Jayce hançerdeki taşlara dokunurken "Çok hoş, ince işlemeleri var ve keskin bir hançer." dedi.

"Aslında eski bir Azinkayt geleneğine göre bir hediye vermek istedim. Dine bağlı bir durum. Tanrıça Yasher, Tanrı Arynad'a bir hançer hediye etmiş. Arynad bu hançerle kötücül ruhlara karşı savaştığı söylenir. Aynı zamanda bu hançer ile birleştikleri anlatılır ve çiftin sembollerinden birisi olmuştur. Azinkayt'da eğer birisi birine bir hançer hediye ediyorsa her daim yanında olmak istediği anlamına gelir. Ben de sana bir hançer hediye ederek her daim yanında olmak istediğimi gösteriyorum." dedim.

Kaisra "Oldukça saçma, güneyli zırvalarıyla dolu bir hançer!Bir hükümdara yakışan bir hediye mi? Daha anlamlı bir şey beklerdim." dedi ve omzumu silkmişti. Memnuniyetsizliği yüzünden belli olurken Jayce annesine kaşlarını çatmıştı. Bana döndüğünde ise mavi gözleri daha sevgi dolu olmuştu.

Jayce gözlerime bakarak "Bu hançer, her daim belimde olacak. Tıpkı senin gibi her daim yanımda olacak. Çok anlamlı bir hediye, hayatım. Teşekkür ederim." dedi ve elimi öpmüştü.

"Hediyemi sevdiğine sevindim. Umarım o hançere asla bir kan değmez. Bu hançeri sadece kendini savunurken kullanmanı istiyorum." dedim.

"Bu hançere asla kan değmeyecek. Çok anlamlı bir hediye, sevgilim. Uzaklara düşsek bile varlığını bu hançerle hissedeceğim."

Aiden ikimize bakarak "Çok şanslısın, kuzen. Loya'nın kıymetini bilmelisin, seni nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyor." dedi ve Jayce buz gibi bakışlarla ona bakmıştı.

Jayce "Loya, benim bu hayattaki şansım oldu. Zor anımda her daim yanımda olan bu kadını bırakmam mümkün mü? Onun bana zamanında dediği gibi ben onunla mutsuz olmaya bile varım." dedi ve şarabını içmişti.

Kaisra "Senin de böyle bir evlilik yapman gerekmiyor mu, Aiden? Nereye kadar böyle başıboş dolanacaksın? Evlenmemen için herhangi bir sorun yok."

Aiden "Ben böyle olmayı seviyorum, teyzeciğim. Benim için hiç üzülme."

Lord Eduard "Hakkınızda evli kadınların aklını çelmek gibi tatsız bir dedikodu var, Aiden. Bu dedikodudan kurtulman gerekmez mi?" dedi ve Lord Eduard'a baktım. Lord Eduard ise sinsice gülümsemişti. Huzursuzluğumu bastırmak için şarabımı yudumlamıştım.

"Nahoş bir dedikodu." dedim.

Aiden ilk önce Kaisra'ya sonra Lord Eduard'a bakarak "Aslı olmayan şeylere inanmanız çok komik, açıkçası. Bence sizde kendiniz hakkında çıkan dedikodulara bakın. Ben nasıl sorgulamıyorsam ve inanmamayı tercih ediyorsam siz de aynı şeyi yapın." dedi. Sesindeki sertlik, bakışlarındaki donukluk Lord Eduard'ı sindirmiş iken Kaisra huzursuzca kıpırdanmıştı.

"Aiden'in dediklerine ve dürüstlüğüne inanmamız en güzeli. Kral'ın Kuzeni olduğu için çevresinde onu kıskananlar çok oluyor ve tatsız dedikodular çıkartıyorlar."

Jayce "Ben de buna katılıyorum. Aiden'i kıskanıyorlar. Kendine dikkat et, kuzen." dedi ve ona baktı. Sesindeki alaycılık Aiden'i gülümsetmişti.

Aiden "Kral ve Kraliçe'nin bana inanması yeterli." dedi ve bunalmıştım. Masadaki gerginlik beni iyice yormuştu. Uzaklaşmak için Jayce'i dansa kaldırmıştım.

Jayce ile dans etmiştim ama bir yerden sonra kendimi iyice bitkin hissetmiştim. Jayce'e belli etmek istemiyordum. Herhangi bir bahaneyle yanından ayrılmıştım ve çaktırmadan salondan ayrılmıştım. Biraz hava almak iyi gelecekti. Dışarıda bahçeye çıkan merdivenlere çıkmış ve temiz havayı içime çekmiştim. Bu iyi gelmişti. Lord Eduard'ın tatsız konuşmasının üstüne temiz hava iyi gelmişti. Kafaya bir şeyleri takmamalıydım. Bedenimi hasta etmemeliydim. Biraz bitki çayı ile destek almalıydım.

Başım dönerken bir anda arkamdan itilmiştim. Ah diyerek bağırırken merdivenlerden yuvarlanmıştım. Karanlıkta beni iten eller, yüksek merdivenlerden yuvarlanmamı istemişti ve dengemi kaybetmiştim. Kafamı çarptığım için gözlerim kapanmıştı. Gözlerimi açtığımda ise yatak odamdaydım. Oda kalabalıktı. Jayce'e baktığımda ise yüzü endişeli olsa bile mutlu bir yanı vardı. Saçlarımı okşurken yaram acıyordu, başımda sersem bir ağrı vardı.

"Merdivenlerden birisi beni itti." diye fısıldadım ve Jayce şaşırmıştı.

Jayce "Kendiliğinden düşüp bayılmadın mı?" dedi ve kafamı iki yana salladım.

"Başım dönüyordu zaten  ama bir anda her şey oldu. Şimdi de başım ağrıyor, canım acıyor."

Jayce odadaki Vadim'e bakarak "Hemen Kraliçe'ye tuzak kuran bu haini bul, Vadim." dedi ve Kaisra oğluna baktı.

Kaisra "Bulunması imkansız değil mi? Belki hayal gördü. Başı döndüğünü kendi dedi, karanlıkta yanılsama olamaz mı?"

"Anne, delirdin mi yoksa senin işin mi?"

"Bunu bana yakıştırman sana hiç yakışmadı, Jayce! Sence ben bunu yaptırır mıyım? Dikkat edersen Loya bu sarayda birçok şey yaptı ve kısa sürede kendisine düşmanlar edindi. Mevcut düzeni bozdu."

"Umarım sen değilsindir." dedi ve bana baktı.

"Aşkım, bunun bir önemi yok ve bulabileceğini düşünmüyorum. Karanlıktı, başım dönüyordu ve düştüm. Şimdi seni bu düşmem de mutlu kılan şey ne?" dedim ve Jayce'in mavi gözleri heyecanlanmıştı. Beni oturur pozisyona getirmişti, ellerimizi ise karnıma koymuştu.

Gülümseyerek "Loya, bizim bir bebeğimiz olacak." dedi ve şaşkınca ona baktım.

"Gerçekten mi?" diye fısıldadım ve kafasını salladı. Gözlerim dolmuştu.

Ona sarılırken gözlerimi kapatmıştım. İşte olmuştu. Tanrıça Yasher, bana bir mucize göndermişti. Bir yoldu bu. Bir bebek ve beni bu sarayda kalıcı yapacak olan şeydi. Çıkış yolumdu. Aiden'den beni korurdu, Kaisra'nın çirkin entrikalarına karşı yerimi sağlamlaştırmamı sağlardı. En ihtiyaç duyduğum anda bu haberi almıştım. Dayım yaratıcıların insanları asla duymadığını söylerdi. Bu konuda kararsızdım ve şimdi arzum duyulmuştu. Sessiz yakarışıma karşılık verilmişti.

Jayce'e baktığımda yanaklarımdan süzülen yaşları silmişti. Bana mutlulukla gülümsüyordu. Hala inanamıyordum. Şu an bebeğimize hamileydim. Ben, ben anne olacaktım. Ruhum bedenime sığamıyordu. Doya doya çıplak ayaklarla dans etmek, etrafımdaki herkese haykırmak istiyordum. Benim mucizem var diye bağırsam delirdiğimi mi düşünürlerdi? Yoksa beni anlarlar mıydı? Bu saraydaki korkularım, kabuslarım sona ermişti işte. Bebeğim olacaktı, Dutarse Hanedanlığı benim kanımla devam edecekti.

"Bu bir mucize!" dedim.

Jayce "Beklenmedik bir misafir, hayatımıza neşe katacak bir masum." dedi ve Kaisra'ya baktım. Onun bakışları bana karşı soğuktu.

Kaisra "Kendini kanıtladın, en azından hamile kalabileceğini göstermiş oldun Loya. Seni tebrik ederim. Bebeği kucağına aldığında emin ol şu anki halinden daha mutlu ve daha olgun olacaksın." dedi. Bakışlarındaki soğukluk hoşuma gitmiyordu.

"Ben her daim gebe kalacağımdan emindim ama siz bana güvenmedi iseniz bu bambaşka bir mesele olur." dedim. Bu mutlu anımı bozmasına izin veremezdim. Söylediği cümlede bile gizli mesajlar gizliydi. Bu kadından tiksiniyordum!

"Ben sadece bir kraliçe olarak olaya yaklaşıyorum. Hanedanın devamı önemli değil mi, Loya? Eğer hamile kalmasaydın ne olurdu? Bir kaosa sürüklenirdik."

Aiden "Yeter! Teyze, Kral ve Kraliçe'nin en mutlu anını bu şekilde mahvetmeye hakkın var mı?" dedi sertçe ve Kaisra yeğenine bakmıştı.

"Senin Loya'nın savunucusu olmaya hakkın var mı? Evli ve hamile olan bir kadın o, sınırlarını hatırlaman için diyorum."

Jayce "Bence anne kendi zehirli diline hakim olmadan başkalarını uyarma. Loya hamile kalamasaydı bile ben onu asla bırakmazdım. Andrej var üstelik! Gerekirse onu veliahtım yaparım ama Loya'dan asla vazgeçmem. Onun yatağından ayrılmam."

Kaisra "Umarım ileride de böyle konuşursun." diye mırıldandı ve odadan çıkmıştı. Ben arkasından bakarken hamile kalmamın sorunlarımı bitirmediğini görüyordum. Sadece ertelemişti. Yine de bu bana nefes almam için yeterliydi.

Vadim "Ana Kraliçe'nin tatsız konuşmasını unutalım. Kraliçe Loya, tebriklerimi sunarım. Dutarse Hanesini ve Larastka Krallığı büyük bir sevince boğdunuz.Doğacak erkek bebek ile hükmümüz güçlü olacak. Annesinin ve babasının soylu kanıyla ülkemizi ileriye taşıyacak." dedi ve derin bir nefes aldım. Bu mesele de vardı. Kız veya erkek bebek! Ne fark ederdi ki? Kız olsa da erkek olsa da çocuk, benim çocuğumdu. Kimse buna karışamazdı.

Jayce kaşlarını çatarak sertçe "Annemden ne farkın kaldı? Önemli olan bebeğimizin olması. Kız veya erkek, benim ve Loya için fark etmiyor. Bizim çocuğumuz o. Larastka'ya kurban edeceğimiz bir şey değil." dedi.

"Bir bebeğin olması önemli, kız veya erkek fark etmiyor. Bebek, benim bebeğim." dedim.

Vadim "Ben ülkenin düşüncelerini dile getirmiştim." diye mırıldandı.

"Bu çürüyen düşünceleri bir daha duymayacağım! Normal bir gebelik yaşamak istiyorum, bu tarz şeylerle uğraşmak beni yıpratır." dedim ve Vadim başını eğdi.

Odadakiler çıktıktan sonra Jayce bana ilacımı içirmişti. Ağrımı alacağını ve beni rahat uyutacağını söylemişti. Kendisi de yanıma yatınca daha huzurlu olmuştum. İçim içime sığmıyordu. Bir bebeğimiz olacaktı. Jayce'in bebeğini ben doğuracaktım. Ben onun çocuklarının annesi olacaktım. Hala şaka gibi gelse bile bu mucizeydi. Sıkıntıların beni boğmaya başladığı bir anda aniden çıkagelmişti.

Jayce saçlarımdan öptükten sonra "Bana iki hediye verdin, Loya'm. Teşekkür ederim, sana çok teşekkür ederim." dedi ve bana huzur dolu şarkı söylerken uyuyakalmıştım.

Gün ise tebriklerle geçmişti. Beni ve Jayce'i tebrik ediyorlardı. Kantre de ise büyük bir coşku olduğunu Yamuna anlatmıştı. Emrimle saray insanlara hediyeler dağıtırken birçok kişi adımı sevgiyle haykırmıştı. O insanların sevgisi de bir güçtü. Bunlar beni ülkeye bağlayacaktı. Köklerimi derinlere salacaktım ve asla devrilmeyecektim. Ulu bir çınar olacaktım. Larastka'nın en güçlü kraliçesi ben olacaktım.

Davet verilmişti. Onda neşe doluydum ve etrafıma gülücükler saçmıştım. Luinan'ın bile tatsız cümlelerini umursamamıştım. Jayce ile doya doya dans etmiş, sohbetlere katılmıştım ve gururla hamileliğimi dosta düşmana ilan etmiştm. Fakat bu tatlı rüyadan gerçeğe dönmem gerektiğinin farkındaydım. Hamile kaldım diye ipleri gevşetemezdim. Bugün mecliste hamileliğim boyunca dinlenmem gerektiği denilmişti ve buna karşı çıkmıştım. Jayce de kızmıştı. Benim hamile olmamın ülkeyi yönetmeme engel olmayacağını savunmuştu. Sonuç olarak son ayıma kadar mecliste olacaktım. Kimse beni buradan uzak tutamazdı.

Çalışma odamda işlerimi hallettikten sonra Anisa ile Irene'yi çağırmıştım. İki kız kardeşi görmem önemliydi. Her şey devam ediyordu ve benim kendimi korumam lazımdı. Bir şekilde burada kalıcı olmak istiyorsam bebeğimin geleceği olmasını istiyorsam kendimi belalardan korumalıydım. Aiden ben hamileyim diye benden uzak duracak değildi. Aşkın insana nasıl çılgınlıklar yaptırdığını Jayce'de görmüştüm. Bir kadın uğruna ülkesini terk edecekti ve Aiden neden bir kadın uğruna canını tehlikeye atmasındı ki? Bunun önlemini almam lazımdı.

Irene "Kraliçem, bizi istemişsiniz." dedi ve fincanımdaki çayımı yudumladıktan sonra gülümsedim.

"Çağırdım çünkü çok sevindirici bir haberim var. Anisa bu seninle alakalı, tatlım." dedim ve mavi gözler bendeydi.

Anisa "Nasıl bir durum?"

Dudaklarımı ısırdıktan sonra "Aiden seninle evlenmeyi düşünüyor desem ne dersin?" dedim ve şaşırmıştı. Soğuk duruşu, bu şok haberle sarsılmıştı.

"Gergeçkten mi? Oysa benimle dans etse bile ilgilenmiyordu."

"Ah, aptal erkekler! Kimileri aşık olduğu insana karşı çekinir, utanır kimileri ise aşık olduğu kadına açılır. Aiden'in dışadönük olduğuna bakma. Arkadaşımı iyi tanırım. O sana karşı hisleri gerçek olduğu için utanmış. Bu soğuk duruşun da sana açılamamasına etkili olmuş."

Anisa ablasına bakmıştı. Irene "Kraliçe doğruyu söylüyor, bakma öyle. Buz gibisin, kardeşim. Aiden'in çekinmesi çok normal. Senin mesafeli duruşunla o da mesafeli durmuştur." dedi. Anisa'yı bu sözler bir nebze ikna etmişti.

Anisa "Peki Aiden bu konuda ciddi mi? Ben öyle onun kulllanıp atacağı birisi olamam. Soylu kanıma hakaret edemez!"

"Kral'ın Kuzeni o! Nasıl böyle bir şey yapsın? Saçmalıyorsun, Anisa!" dedim.

"Onun hakkında dönen dedikoduları biliyorsunuz, lütfen beni anlayın. Hangi genç leydi böyle bir duruma düşmek ister ki?"

"Aiden'in çapkınlık maceraları olabilir ama o seninle durulacak. Hemen evleneceksiniz ki herkesin ağzı kapansın."

Irene "Çok güzel olacak, Anisa! Tıpkı babamın hayallerindeki gibi benden daha soylu birisi ile evleniyor olacaksın. Aiden seni çok mutlu edecek. Ronald ile ben nasıl mutlu oldu isem sen de olacaksın." dedi ve Anisa derin bir nefes aldı. Bakışları yerdeydi.

Anisa "Bunu onun ağzından duymadan inanmam zor. Yanlış anlamayın ama davranışları ortada. Dün davette dans ettik, sohbet ettik ama bir mesafesi vardı."

"Çünkü senin mesafen yüzünden, kardeşim. Mesafeni kırsan, o da sana yakın olacak."

"Ablan haklı ve emin ol, sana açılacaktır." dedim. Daha sonra başka konulara geçmiştik. Irene'nin nasıl bir gelinlik giymek istediği hakkında konuşmuştuk.

Lord'un kızlarını gönderdikten sonra Aiden'in gelmesini istemiştim. Çalışma odamda konuşmak iyi olacaktı. Küçük salonum gözleniyordu ama burası bana özeldi. Kaisra buraya uzansa bile çirkin dedikodularla dolduramazdı. Penceremin önünde dışarıya bakarken kapım yavaşça açılınca arkamı dönmüştüm. Aiden kapıyı kapatmış ve karşıma dikilmişti. Gözlerinde merak vardı. Ben ise ona gülümsemiştim.

Aiden "Ne oldu, Loya? Beni yanına artık çağırmazsın diye düşünüyordum." dedi ve bir buklemi parmağıma dolamıştım.

Gözlerimi kısarak "Seni çağırmazsam, sana bakmazsam çok göze batarım. İnsanlar iyice konuşurlar." dedim ve güldü.

"Zekana bayılıyorum! Seninle kimse baş edemez."

"Ben de kendime bayılıyorum, Aiden. Şimdi bu sarayda kalmak istiyor musun? Bu konu için uzun uzadığa düşünmenin anlamı yoktu. Kararımı verdim ama senin cevabın önemli." dedim ve bir adım bana doğru atmıştı.

"Ben senin olduğun her yerde olmak istiyorum." diye fısıldadı ve yutkunmuştu. Ben de ona doğru bir adım atmıştım.

"Bu sarayda dostlarım düşmanlarımdan daha az. Ben bunu istemiyorum. Bu yüzden kalman önemli."

Gülümseyerek "Başka bir şey olmayacak öyle mi?" dedi. Sesindeki ukalalık sinir bozucuydu. Eduard'ın dediği gibi gerçekten evli kadınlarla yatıp kalkmış mıydı?

Kaşlarımı çatarak "Beni o yattığın sürtüklerle bir tutma!" dedim.

"Sen asla başka kadınlarla bir tutulamazsın." dedi ve yanağımı okşayacak iken elini ittirmiştim.

"Aiden, konuyu dağıtma! Bu sarayda kalabilmen için Anisa ile evleneceksin. Onunla evlenirsen birçok şey elde edeceğim. Bir ikimizin üstündeki bulutlar dağılacak, iki ise Lord Jason bana bağlı olacak."

"Ne?" dedi. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

Rahat bir tavırla "Beni duydun. Anisa'ya evlenme teklifi edersin veya buradan defolur gidersin." dedim. Bana bir adım daha atmıştı ve dibime gelmişti. Alnı alnıma değecekti. Bu kadar yakın olmak tehlikeliydi ama istediğimi alacağımı görmem lazımdı.

Dişlerini sıkarak "Beni aciz düşürüyorsun! Cezalandırıyorsun ama bu sana olan aşkımı değiştirmeyecek göreceksin. Seni Jayce'den daha çok sevdiğimi kanıtlayacağım." dedi ve geri çekildim. Bu kadar yakın olmak yeterliydi.

"Şimdi defol odamdan." dedim ve gitmişti.

Kollarımı kavuşturup pencereye dönmüştüm. İşte oyunumu oynamıştım. Beladan kurtulmam lazımdı. Bunu yapmam için elimden geleni yapmıştım. Doğru olduğuna inandığım bir yolu seçmiştim. Bunda bir hata olamazdı. Kendi geleceğim herkesten önemliydi. Bunu yapmasaydım benim boynum kesilecekti. Oysa benim görmem gereken güzel günlerim var. O günleri görmeden ölmeyecektim. Pes etmek, benim ruhumda yoktu.

Anisa

Aiden

Aiden'in aşk itirafı için ne diyeceksiniz? Sizce gerçekten seviyor mu? Anisa ile evlenir mi?

Loya'ya gelen tehdit mesajı ve merdivenlerden itilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Jayce'e söylemeyerek doğru olanı mı yaptı?

Loya'nın hamileliği ve tepkiler için düşünceniz nedir? Sizce bebeğin cinsiyeti ne?

Loya'nın Anisa'ya yalan söylemesi doğru muydu? Onun yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Bir dahaki bölüm Jayce olacaktır! Sevgilerle!

Continue Reading

You'll Also Like

8.6M 504K 59
#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğren...
1M 98.1K 78
O bir hırsız. Dahası dolandırıcı ve yalancı. O bir profesyonel. Üstelik gerçek bir dâhi. Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.
14.3K 1.5K 16
Bedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, ara...
2.4K 1K 63
♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karş...