"Merhaba efendim. Ben Afira Hina Knight"
Nickholas Bey hemen ayağa kalkıp düğmesini ilikledi. Daha sonra elini uzatıp "Hoş geldin kızım" dedi. Sonra onu bir süzdü. Bu kız beklediğinden güzeldi ve oğlunun tipiydi. Şuan karşı çıksa bile onu görünce fikri değişecekti. Bir süre sonra kıza oturmasını işaret edip "Zaman ne kadar da hızlı geçti. Sen çok güzel bir kız olmuşsun." dedi gülümseyerek...
Afira ise gayet rahat bir şekilde "Öyle efendim. Hayatta her şeyi engelliyoruz ama zamanı durduramıyoruz. O akıp gidiyor. Evet, efendim büyüdüm ve güçlendim. Şuanda da ailem için buradayım.'' dediğinde Nickholas Bey karşısında oturan kıza dikkatlice baktı. Karşısındaki kız tam aradığı adaydı. Hırsı ve kendine olan güveni insanı korkutuyordu ama yine de bu durumdan hoşlanmıştı. Onda kendini görüyordu.
Afira o sırada etrafı inceliyordu.
Nickholas Bey bunu farkedip "Sıkıldın mı?'' diye sorduğunda Afira gülüp "Hayır sadece odaya bakıyordum. Gayet huzur veren bir oda diğer odaların aksine.'' dedi kinayeyle.
Nickholas Bey "Eşimin eli değdi de ondan. Kendimi evimde hissetmem için böyle bir oda yaptı" dedi gülümseyerek.
Afira "Anlıyorum efendim. Eşiniz sizi çok seviyor olmalı. Peki ya oğlunuz? Oda size düşkün mü?'' diye sordu.
Bu soru adamı tam kalbinden vurmuştu. Eşinin aksine oğlu ona asla sevgisini göstermezdi. Tek çocuktu ve şımarık büyümüştü. Annesini daha çok seviyordu.
Afira bir süre bekledi. Onun cevap vermemesi üzerine "Yanlış bir şey mi sordum'' dedi.
Nickholas "Hayır kızım. Biz baba-oğul olarak pek iyi sayılmayız. Hele ki son 1 haftadır'' dedi üzülerek.
Afira meraklı gözlerle adama bakıp
"1 hafta önce ne oldu?'' diye sordu.
"Boş ver kızım. Seninde canını sıkmak istemem.''
Afira o an anlamıştı. ''Konu benimle mi alakalı?'' diye sordu.
Nickholas bey o an sustu. Onun susması evet demekti.
''Anladım. Benimle evlenmek istemiyor değil mi?''
''Evet ama önyargılı davranıyor. Daha seni görmedi bile.''
Afira buna bozulmuştu. O kim oluyordu da onu istemiyordu. Nickholas'a dönüp ''Artık ben gideyim'' dedi ve tam odadan çıkacakken Nickholas Bey "Afira!'' diye seslendi.
Afira duyduğu isimle hemen dönüp "Buyrun efendim?" diye sordu.
"Afira sana güveniyorum. Sakın umudunu kaybetme."
Afira ise ona sadece gülümsedi. O Afira Hina Knight'tı. Onun kaybetmesi imkansızdı. O bir şey isterse mutlaka alırdı. Tıpkı Yusuke'nin dişi haliydi. Tek yapması gereken Yusuke'yi bulmaktı. Oda çocuk oyuncağıydı.
Ertesi Gün...
"Sonunda geldik."
Kızlar ''Minako burası da neresi?'' diye sorduklarında Minako ''Bizim çocukların hep geldikleri bir yer." dedi gülerek.
Usagi ''Burası biraz pahalı değil mi?'' diye etrafa bakıp sorduğunda Minako gülerek "Evet, öyle ama sorun değil. Referansımız sağlam.'' dedi.
Mamoru aklına gelenle "Çocuklar yoksa siz?" diyerek Üç Işık'a bakınca Üç Işık gülerek ''Evet bizden bu gece herkese hediye olsun.'' dedi.
Makoto ''Çocuklar hiç gerek yoktu." dedi mahçup bir sesle.
"Lafı olmaz ne demek. Bu arada biz bir şeyler duyduk. Doğru mu acaba diye sana soralım dedik.''
''Ne duydunuz?''
Üç Işık Minako'ya bakınca Makoto o an durumu anlayıp "Minako!" diye bağırır.
Minako ''Ne var ya. Ben aşkımdan hiçbir şey saklamam.'' diye itiraz etti.
"Daha ortada bir şey yok. Zamanı gelince her şey netleşecek.''
"Tamam. Öyle olsun.''
Mamoru "Ben ne kaçırdım?" diye sordu merakla.
Usagi onu kenara çekip durumu anlatırken "Hani Bay Ukala var ya?'' dediğinde Mamoru "Evet,var. Ne olmuş ona?" diye sordu.
"İşte o dün Makoto'ya yarışmada ilanı aşk etti. Yarışmaya çiçek gönderip jest yaptı."
''Vay be. Ne romantik çocukmuş''
Usagi'nin o anda karnına bir ağrı saplanınca "Ah!" diye bağırmış karnını tutmuştu.
Herkes bir anda Usagi'ye bakıp "İyi misin?'' diye sorunca Usagi derin derin nefes alıp ''İyiyim. İyiyim. Sadece küçük bir sancı o kadar. Şimdi geçti.'' dedi.
Mamoru ''Emin misin?'' diye telaşla sorunca Usagi "Endişelenme ben iyiyim. Hamileliğim çok hızlı ilerlediği için sancılarımda düzensizleşti.'' dedi onu sakinleştirmeye çalışıp.
"Haklsın galiba. Hadi içeri girelim."
Onlar tam içeri girecekken Rei'nin sorusuyla dururlar. "Bu arada şuan kaç aylık hamilesin?"
"Bu günle beraber 2 ay bitmiş olacak."
Rei "Baya hızlı büyüyor.'' dediğinde Usagi ona hak verip "Evet öyle o büyüdükçe bende büyüyorum." dedi.
"Kesinlikle bu doğru." dedi Mamoru da.
Rei "Annelik sana yaradı. Daha da güzelleştin." dedi gülerek.
"Öyle mi?"
"Evet öyle. İnşaallah her şey güzel olur."
Minako "Neden şimdi öyle söyledin?" diye sordu.
"Kötü bir şey mi var?'' dedi bu sefer Ami.
"Yok önemli bir şey. Sadece öyle söylemek istedim.''
Kızlar "Tamam anladık."
Rei'nin içi hiç rahat değildi. Birkaç gündür içi sıkılıyordu ama kimseye söyleyemiyordu. Kopuk kopuk rüyalar görüyordu ama bunların ne anlama geldiğini anlaması biraz zaman alacaktı. O zamana kadar da susacaktı.
"Hadi millet parti zamanı!"
Usagi ''Tipik Minako işte.'' dedi gülerek.
Kapı açılıp içeri girdiklerinde Kızlar heyecanla ''Vay canına burası muhteşem'' diye bağırdılar.
''Size söylemiştim değil mi? Dediğim kadar varmış.'' dedi gülerek Minako.
Makoto ''Çok iyi ama ne yapacağız burada?" diye sordu.
Minako ''Şarkı söyleyeceğiz,dans edeceğiz,yemek yiyeceğiz canımız ne isterse onu yapacağız. Burası bu gece bizim. Çocuklar burayı kapattı.'' dediğinde Kızlar ''Yok artık daha neler. Çocuklar bu fazla olmadı mı?'' diye Üç Işık'a baktılar.
''Alacağımız vardı diyelim. Onlarla böyle anlaştık. Eğlenmenize bakın kızlar''
Kızlar ''Çok mahcup olduk ama pekala öyle olsun.'' dediklerinde Minako "Hadi ya oturmaya mı geldik.'' diye keyifle bağırdı.
Taiki onun bu haline gülüp Yaten'i dürtüp ''Senin Afrodit coştu yine'' dediğinde Yaten ''Ben onu öyle seviyorum. Görevini yapıyor. Senin Einstein ise gayet sakin duruyor." dedi ileride oturan Ami'yi gösterip.
Taiki ''Yaten!" diye kızmış ama kızgınlığı hemen geçmişti. "Tam benim ruh eşim işte." demeyi de ihmal etmemişti.
''Onu anladık zaten. Ona ne şüphe."
Minako ''Hadi millet. Ben başlıyorum. Hazır mıyız?'' diye bağırınca Herkes tek bir ağızdan "Evet" diye bağırdı.
Kızlar "Hadi Minako sahne senin." diye ona destek oldular.
Usagi "Ai no Senshi'yi söylesene." diye bağırınca Minako "Tamam" diyip şarkıya başladı.
"Gökyüzünde saçlarım ateş saçar
Bedenim bir alev gibi
Hayır, neden böyle oluyor
Şimdi yanıp tutuşuyorum gerçekten
Aşık olduğumda ve ıstırap çekerken
Tatlı rüyalar istesem bile
Onlar izin vermeyecek, bu onların suçu
Düşündüğüm gibi, bunu yapacak olan kişi benim
Kendi ellerimle düşmanı alt edeceğim
Evet, o zamana kadar, azmetmeliyim
Uyan şimdi, Mavi savaşçı
Ne kadar kötü olursan ol
Eğer seni seversem, sana inanacağım
Bundan yararlanmak
Senin asla yapmaman gereken bir şey
Daima seni korumak istiyorum
Senin için ileriye sıçrayacağım
Sadece aşk sınırsız bir enerji
Hadi, bunu yapması gereken biziz
Onlara kızların sahip olduğu saf yürekleri göstereceğiz
Her ne yaparsak yapalım, her şeyde, azmetmeliyiz
Kalplerimizde yemin ederek, aşkın savaşçıları
Hadi, bunu yapması gereken biziz
Kendi ellerimizle düşmanı alt edeceğiz
Evet, o zamana kadar azmetmeliyiz
Uyan şimdi, aşkın savaşçıları..."
Minako şarkıyı bitirince "Evet sırada kim var?" diye sordu.
Makoto "Üç Işığı sahneye alalım bence." dediğinde Usagi ve Mamoru "Bizce de." dedi
Üç Işık "Bence siz çıkmalısınız." dediğinde Usagi ve Mamoru itiraz edip "Hayır önce siz." dedi.
Üç Işık "Tamam" diyip sahneye çıktı.
Şarkıları söylemiş sıra Usagi ve Mamoru'ya gelmişti. Üç Işık Mamoru ve Usagi'ye bakarak ''Hadi sıra sizde.'' dediklerinde Usagi ve Mamoru "Tamam." diyip sahneye çıktılar.
Şarkıyı söylemeye başlarlar.
''Neşe saçan yüzünü görünce tuvalin üzerinde sersemlerim
Garip, ne zaman dokunsam yüzüne tatlı bir déjà vu hissederim
Çünkü hep olmak istiyorum, hep yanında boyadığın rüyaların
Kalbimle nazikçe silmek istiyorum gözyaşlarını sonsuza dek
Mon cher, sevdiğim sensin, mon ami, sen çok hoşsun
Rüyalarımız kalplerimizin içinde birbirine bağlı
Mon cheir, aşık oluyorum sana doğru, mon ami, fısıldıyorum sana
Birlikte gerçeğe dönüştürelim hadi
"Je t'aime...", Aşkın Etüdü
La la la, duymaya başlıyorum güzel melodiyi....
Rüyalarımızın hoş melodisi...
Çiçekler gibi, yıldızlar gibi
Tüm aşkımızla söyleriz
Espoir umut için bir ad, la mer, deniz tarafından kucaklanmak
Çalalım bağsız rüyaların bestesini hadi
Espoir, eğer sana sahipsem, la mer, eğer benimleysen
Rüyalarımız bir gün parlayacak
"Je t'aime...", Aşkın Etüdü
"Je t'aime...", Aşkın Etüdü"
Herkes süper diye bağırınca Makoto "Hadi yeter ya. Biraz da yemek yiyelim." dedi.
Usagi ve Mamoru "Tamam" diyip aşağıya inerler.
Herkes yemek yerken sahnede biri beliverir. Müzik çalmaya başlarken herkes sahnedekinin kim olduğunu anlamaya çalışır.
Çocuklar garsonu çağırıp onun kim olduğunu sorunca Garson tanımadığını ama buradan birisini tebrik etmek için bir şarkı söyleyeceğini söylediğinde herkesin dikkatini bir kelime çekti. 'Şarkı mı?'
Garson "Evet öyle" dedi.
Mamoru ''Peki buranın bu gece kapalı olduğunu söylediniz mi?'' diye sorduğunda Garson ''Evet, söyledim ama sizin onu tanıdığınızı ve özel davetli olduğunu söyledi.'' dediğinde herkes şaşırmıştı.
Kızlar ''Kimmiş bu ya?'' diye merakla birbirlerine sordular.
O an şarkı başlar. Adam yavaş yavaş arkasına dönüp "Başlangıcı bizim için tesadüfen başladı.
İlk önce, rüyamda bile bu aşkın olacağını bilmezdim, ama öyle." dediğinde Makoto duyduğu sesle şok olup "Bu ses." dedi.
"Tanıyor musun?" diye sordu Usagi.
"Çok tanıdık geliyor."
"Kızlar buraya bakın." diyen Minako'nun sesiyle herkes sahneye baktı. Aynı anda "Ama bu Yusuke!" diye bağırdı.
"Saçlarını kestirmiş." dedi Rei de onu süzüp.
''Çok havalı olmuş. Tipini de değiştirmiş.'' dedi bu sefer Minako da.
Yaten "Kızlar haklı. Şarkının sözlerine dikkat et Makoto" dedi gülerek.
Yusuke bu sefer şarkıyı en baştan Makoto'ya bakıp söylemeye başlar.
''Başlangıcı bizim için tesadüfen başladı.
İlk önce, rüyamda bile bu aşkın olacağını bilmezdim, ama öyle.
Kalbim gümbür gümbür atıyor
Bana gülümsemeye devam ettin ve farkında olmadan beni sevmeye başladın bile.
Bana aşık oldun, bana aşık oldun,
Benim tatlı aşkımla eridin.
Bana aşık oldun, bana aşık oldun, Büyüleyici bakışlarımla büyülendin.
Bana aşık olduğunu görüyorum
Bana aşık olduğunu görüyorum
Aşk her zaman kaderimiz gibi
Beklenmedik şekilde geliyor.
Bana sırılsıklam aşık olduğunu asla bilemezdim.
Hatta gözlerim kapalı, zaman zaman senin için oluşuyorum.
Yüzünün kızardığı zaman, farkında olmadan bana aşık oluyorsun.
Bana aşık oldun, bana aşık oldun, Benim tatlı aşkımla eridin.
Bana aşık oldun, bana aşık oldun, Büyüleyici bakışlarımla büyülendin.
Bana aşık olduğunu görüyorum
Bana aşık olduğunu görüyorum
Bende aşık oldum seninle, şimdi aşkımı sana itiraf edeceğim
Bende aşık oldum seninle, kalbim sana aşık olduğumu söylüyor
Sadece sana baktığımı görüyorsun
Seni sevdiğimi görüyorsun (Görüyorum) sonsuzda
Ve hatta ötesinde(Görüyorum) bilmeden bana aşık oldun."
Usagi sevinçle "Bu dünün sonucu herhalde." dediğinde Makoto "Galiba ama bu fazla oldu." dedi
Yusuke şarkının sonlarına gelirken Makoto'yu yanına çağırınca Makoto önce itiraz eder ama sonra ısrarlara dayanamayıp sahneye gider.
"Bana bu şansı verdiğin için teşekkür ederim."
"Bu biraz ani oldu."
"Sen benimle olduktan sonra gerisinin bir önemi yok. Seni daha çok şaşırtacağım. Bundan sonra benimle misin?"
Makoto şaşırıp "Öyle mi?" derken "Evet, her zaman." demeyi de ihmal etmedi.
Yusuke o an yere çömelir. Sahnenin tam ucunda ona bakan Makoto'ya yaklaşıp "Makoto!" diye seslendi.
Makoto efendim diyecekken o "Seni seviyorum'' dediğinde onun bir şey söylemesine izin vermeden onu öpünce salondaki herkes şoka uğrar. En çokta Makoto.
Hemen ondan ayrılıp tokadı suratına geçirirken Yusuke neye uğradığını şaşırdı.
Makoto ona kızgın bir şekilde "Sırf beni sevdiğini söyledin diye her istediğini yapamazsın! Sana şans verdiğime beni pişman etme!" diye kızdı ve kızlara dönüp "Hadi gidelim artık. Buranın tadı kaçtı." dediğinde Kızlar birbirine bakmış sonra da "Tamam" demişti.
O sırada çocuklar Yusuke'ye bakıp "Bu daha başlangıç şimdiden sana bol şans.'' diyip giderler.
Yusuke onları çok iyi anlamıştı. Bu sefer yaptığı jest istediği sonucu vermemişti.
O tüm bunları düşünürken içeri bir kız girdi.
"Ah Yusuke nerelerdesin? Herkes seni arıyor." Bu ses. Bu kızda kimdi?