Benim Uğruma

De esslala

149K 8.4K 923

Bu programda "Benim Uğruma" adıyla yayımlanan ilk hikayedir. Kimler aklını yitirecek kadar sınanmadı ki? "Y... Mais

1) TATLI TELAŞ
2) BEKLENEN GÜN
3) GERÇEK GİBİYDİ
4) BU NEYDİ ŞİMDİ
5) FARKLI BAKIŞLAR
6) ŞAŞKINLIK
7) BEKLEMİYORDU TABİ
8) ONLAR BENİM AİLEM
9) KOKUSUNDA HUZUR BULDUM
10) KENDİMİ BİLİYORUM
11) ÖFKE
12) NE YAPIYORUM ?
13) SPAYDİ
bilginize
14) ULTRA İĞRENÇ
15) YERİN DİBİ
16) YARDIM ET
17) İTİRAF
18) YAPAMAM
19) İHTİYACIM VAR
20) BİR NEDENİ OLMALI
21) HADİ ONU SAVUN BANA
22) UZUN SÜRE SONRA
23) İLK YARDIM
24) CİDDİ DEĞİL
25) CİDDİ Mİ DEĞİL Mİ ?
Tanıtım...
26) GERİ DÖNDÜM
27) BİZİ BIRAKMAYACAK
28) YETERLİ BİR SEBEP
29) ZARF
31) ARTIK EMİNİM
32) NE OLUYOR?
33) İÇİMDEKİ CANAVAR
34) BEKLEYİŞ
35) SIR PERDESİ
36) SIR PERDESİ (2)
37) KENDİNİ YIPRATIYORSUN
38) KABUS MU?
39) ÇARESİZLİK
40)BURAM BURAM HUZUR
41) DUYGULARIN DANSI
42) SAHİ?
43) HAYRETLER İÇİNDE
44) KARMAKARIŞIK
45) OYUN?
46) ZORLUK
47) ZORLUK 2
48) YOL GÖSTER
49) SENİN İÇİN
50) SENİN UĞRUNA
51)BENİM UĞRUMA (FİNAL)
YAKINDA!!

30) SÜPRİZE HAZIR OL

1.3K 119 0
De esslala


Gün geçtikçe sayımız artıyor. Neredeyse 20K olmak üzereyiz 💙
Hepinize teşekkür ederim ponçikkalpleer. İyi okumalar canlarımm 💙💛💜💟🖤💚

Mete YILMAZ'a
Sen arkandan iş çevirilsin istemezsin ancak Elif öyle yapıyor. İlişkisi var ve bu ilişkideki başrollerden biri de Yiğit'in olduğunu bilmeni isterim.

Saatlerdir elimdeki zarfa tek kelime etmeden öylece bakıyor ve yazılanları okuyordum. Odada bulunanlar ise şaşkın ve bir o kadar meraklıydı. Bu zarfın gönderilme amacını bir hayli merak ediyordum. Bu kadar basit bir şeyi kim yapardı ki. Fazla çocukça bir davranış değil miydi? Yoksa sadece bana mı öyle geliyordu? Gelen mesaj neyi barındırıyordu böyle? Mete ile aramızı bozmak mı istiyordu yoksa Yiğitle aramızda olacak bir şey varsa olmasını mı istemiyordu ya da ıhh bilmiyorum ancak bilmek istiyordum. Amaç neydi?

Geçen saat içerisinde Yiğit bana olan hislerini anlatmıştı Mete'ye ancak aramızda net bir şeyin olmadığını söylemeyi ihmal etmemişti. Elbette söyledikleri doğruydu. Aramızda büyütülecek bir şey yoktu. Mete ise bu durumu beklenenin aksine anlayışla karşılamıştı ancak en başından ona söylemesi gerektiğini vurgulamadan geçmemişti.

Ne yapmalıydım nasıl davranmalıydım? Herhangi bir fikrim yoktu. Nasıl hareket etmem gerektiğini dahi bilmiyordum yada nasıl düşünmem gerektiğini. Sadece elimde olan kağıt parçasına bakıyordum ve sürekli bir şekilde okuyordum. Her kelimesi aklıma kazınmıştı adeta. Yine okumaya başlamıştım ki zarf elimden çekilmiş ve saniyeler içerisinde sert bir şekilde parçalar haline getirilmişti. Bunu yapan kişi Cansuydu. Bu yaptığıyla tüm düşüncelerim toz bulutu gibi dağılmıştı.

Kısa sürelik etrafıma bakınma gereksinimi duyduğumda üzerimde birden çok gözün olduğunu fark etmem pek uzun sürmedi. Her bir bakışta beklenti vardı. Bunu anlamak hiç zor olmamıştı. Ancak ben ne yapacağımı dahi bilmiyorken beklentilerini nasıl karşılayacaktım ki? Bu durum beni daha da çıkmaza sokuyordu. Çok daha zorlanıyordum. Bir şeyler kopuyordu sanki. Eksilen bir şeyler vardı. Gözlerim doluyordu bu durum karşısında. Daha kötüsü ise göz yaşlarımı tutabilecek gücü kendimde bulamadım ve bir iki damlanın firar etmesine engel olamamıştım. Hızlı bir şekilde bulunduğum yerden kalktım ve balkona yöneldim. Şu anda hava almak bir hayli iyi gelecekti.

İliklerime kadar üşüyor ancak bunu umursamayacak derecede aklımın başka şeyler ile meşgul olmasına engel olamıyordum. Dönüp dolanan tek bir soru vardı aklımda. "Kim?" Lanet olsun ki cevap yoktu. "Hasta olacaksın Elif." Diyerek arkamdan seslenen Yiğit'e dönüp bakmamıştım bile. Kollarım göğüs hizamda kenetlenmiş öylece boşluğa bakıyordum. Sadece beynimin buz haline gelmesini ve asla erimemesini istiyordum.

Beklediğini alamayan Yiğit bu defa yanıma gelmişti derin bir nefes verişin ardından da "Şu anda ne düşündüğünü tam olarak bilmiyorum ancak iyi olduğunu bilmek istiyorum." Sesi o kadar sıcak o kadar endişeliydi ki sıcaklığını kendi üzerimde hissettirmişti sanki. Yönümü ona döndüm ve kısa süre de olsa gözlerine baktım. Susmamı istemiyor benden bir şeyler duymak istediği her halinden belli oluyordu.

"Ben, ben bilmiyorum Yiğit. Kim olduğunu, benden ne istediğini bilmiyorum. Bu olanları nasıl biliyor bilmiyorum. Bana bu kadar karşı kimin olduğunu bilmiyorum ama bilmek istiyorum." Yiğit'in şefkat dolu bakışlarına sığınmıştım. O öyle bakarken hiçbir şekilde yalnız olmadığımı hissediyordum. Sadece Yiğit değildi gözlerimin içine aynı şefkatle bakan Mete de aynısını hissettiriyordu. Şu anda gözlerime bir abi şevkatliyle baktığı gibi.

Yiğit'in isteği üzerine içeri geçmiştik. Kerem'in gitmiş olduğunu Mete'nin ise gitmek için beni beklediğini öğrenmiştim. Şimdi ise beni omuzlarımdan tutuyor dik duruş sergilememi sağlamaya çalışıyordu. Dediğim gibi bir abi edasıyla gözlerimin içine bakıyor ve yalnız olmadığımı hissettiriyordu. Omuzlarımı bıraksa yere kapaklanacak gibi hissediyordum oysa. Yine de yüzüne zor bir şekilde gülümseme yerleştirebilmiştim. Farkındaydı zoraki olduğunu ama elinden birşey gelmiyordu. Alnıma uzanıp öptü ve gitti.

Cansu ise bir hayli endişeliydi. O endişeli olduğunda sürekli gözleri etrafı tarar bir noktaya odaklanmazdı eğer odaklanırsa akacak olan göz yaşlarının haddi hesabı olmazdı. Ağlamaya hazırdı şu anda ancak ağlarsa benimde ağlayıp susmayacağımı biliyordu o yüzden kendini tutuyordu. Bana gelip sımsıkı sarılıp derin nefesler aldığında gözlerimi kapatmıştım. Şu an yere çöküp ağlamak kaçınılmazdı ama bunu Cansu'ya yapamazdım. Benden ayrıldıktan sonra boğuk bir sesle iyi geceler demiş ve hızlı bir şekilde odasına yönelmişti. Bizlerden birine bir şey olmasına dayanamıyordu. Konu biz olunca bir hayli hassas oluyordu.

"Elif" Beni kendime getiren sesin sahibine eğik olan başımı kaldırdım ve öylece baktım. Ne söylemeliydim ki Yiğit'e? Şu anda sadece susmak ve öylece durmak istiyordum. Kısa bir anlık dalgınlığım bu defa Yiğit'in sesiyle kesilmemişti. Ani bir şekilde ayaklarım yerden kesildiğinde Yiğit'in beni kucakladığını anlamıştım. Ağzımdan kısa bir şaşkınlık nidası dökülürken öylece Yiğit'e bakmaya devam ettim.

"Sanırım odana gidip uyumaya niyetin yok." Dediğinde hala bakmaya devam ettim ardından derin bir nefes aldım ve kollarımı boynuna dolayıp başımı sert göğsüne yasladım. "Yalnız kalmak istemiyorum. Birinin yanımda olduğunu hissetmek istiyorum." Diyerek fısıldamıştım. Yalnız kalınca iyi hissetmeyecektim. Belki de oturup sabaha kadar ağlayacaktım ancak yanımda biri olursa bu şekilde olmayabilirdi. Yiğit başını bana doğru eğmiş ve "Bugün yalnız kalmana izin vermeyecem Elif." Demişti ben ise o sırada kokusunu içine çekmekten başka bir şey yapmıyordum. "Odanı göstermeyecek misin?" Diyerek sorduğunda parmağımla koridorun sonundaki odayı işaret ettim.

Odaya doğru ilerlediğinde sessizliğimi koruyordum. Kısa olan koridoru hızlı adımlarla çabuk sürede kat etmesiyle odaya gelmiştik. Önce beni nazik bir şekilde yatağa bırakmış ve o çok sevdiğim üzerinde kedi patileri olan örtüyle de üzerimi örtmüştü. Bugün uyuyana kadar değil uyuduktan sonra da yalnız kalmak istemiyordum. Kendimi biliyordum böyle zamanlarda bir hayli korkar uykumdan sıçrayarak uyanırdım. Bunun olmasını istemiyordum.

"Gitme Yiğit. Yanımda kal. Varlığını hissetmek istiyorum." Ben fısıltıyla yavaş bir şekilde konuşurken Yiğit bir saniye olsun gözlerini üzerimden ayırmamıştı. Olumlu anlamda başını hareket ettirdikten sonra iki kişilik geniş yatağımda yerini kısa sürede almıştı. Ben normal bir şekilde sırt üstü uzanırken Yiğit sağa dönük dirseğinden destek almış bir şekilde beni izliyordu. Yanımda olması endişelerimden bir nebze de olsa uzaklaşmamı sağlıyordu. Daha çok rahattım işte.

"Gitmeyeceğim Elif, bugün değil hergün yanında olacam. Seni asla yalnız bırakmayacam." O konuşurken ben ona bakmıştım o da bana. Gözlerinden akan samimiyet ve bunun getirdiği doğrulukla içim daha da rahatlıyordu. Bir süre daha birbirimize sessiz bir şekilde bakmıştık sadece baktık. Uykum gelmişti bunu bulanıklaşan görüşümden anlamıştım. Önce aramızdaki mesafeye baktım daha sonra Yiğit'e ardından mesafeyi kapattım ve yavaşça ona yaklaştım. Onun bana bir sözü vardı ve ben yapmazsam o yapmazdı bunu biliyordum o yüzden ben yapmıştım. Yiğit ona alan yaklaşımı fark ettiğinde ise soru sorarcasına konuşmuştu. "Sarılıyorum o halde?" Dediğinde göğsüne yerleştirdiğim başım yeterli bir cevap olmuştu eminim. Çünkü kısa sürede güçlü kolları üzerimde hissetmiştim. Sonrasında ise varlığının verdiği huzurla gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim.

Gözlerimi tanıdık olan kokunun burnuma hucüm etmesiyle tam olmasada aralamıştım. Gözleri üzerimde olan Yiğit'i gördüğümde mırıldanarak "Günaydın" demiş ve gülümsemiştim. Aynısını o da yapmıştı ben normal gülümsemeye devam ederken aklıma saat gelince aniden yerimden doğruldum ve "Saat kaç?" Diyerek sordum. Yüzünde en ufak bir mimik oynamadan rahat bir şekilde "10:30" demişti.

Sesi beynimde yankı yapmış gözlerim yuvalarından çıkmak için can atarken sadece şaşkın bir edayla "Okul?" Diyebilmiştim. Hiç bir şey olmamış gibi bakmaya devam etmiş ve ardından gülmeye başlayıp "Şuan görülmeye değersin Elif."

Karşımda gülme krizine giren adama öylece bakmaya başlamıştım ve saatin o saat olmadığını anlamıştım. Somurtmaya başlamış ona değil başka yere bakarken halimi fark etmiş olmalı ki hemen geri adım atmıştı. Derin nefes almış ve "Tamam gülmüyorum." Demişti ben bir şey demeden o "Okuldan sonra sana süprizim var. Beni usluca evde bekle." Dediği anda kafamı kaldırıp onun ışıldayan gözlerine baktığımda göz kırmıştı ve burnuma hafif dokunuş yapıp muzipçe gülümsedikten sonra odadan çıkmıştı tabi arkasında şaşkın bir benden habersiz.

Süpriz dedi. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ne yapacaktı acaba? Ah, ama ben çok merak ederdim ve günümü bu meraklı halimle nasıl geçirebilirdim ki?

"Günaydın" Cansu'nun neşeli çıkan sesiyle kendime gelmiştim ve gülümseyerek bende "Günaydın" demiştim. Yüzüme bir şeyler varmış gibi bakmış ve ardından "Yiğit gitmiş." Dediğinde derdini anlamıştım. Yine eğlenmek istiyordu belli ki de nerden biliyordu Yiğit'in burada olduğunu? Yüz ifadem düşüncelerimin aynası olduğundan Cansu ne düşündüğümü anlamış olmalıydı.

"Erkenden odana geldim ama sizi uyurken görünce ses çıkarmadan tekrar odama geçtim. Ama Elif o kadar tatlıydınız ki durup izleme isteğimi zor bastırdım. Kapı sesini de duyunca yanına koştum." Duyduklarıma sadece gülümsemiş ve ellerimi saçlarıma daldırıp oyalanırken Cansuya bakıp "Şey evet. Gece tek kalmak istememiştim." Dedikten sonra başımı önüme eğmiştim.

"Hadi ama Elif bu şekilde uzak durma. Sana sergilediği tavrı bir başkasına yaptığını düşünmüyorum. En önemlisi sana olan bakışlarını gördüm derinden bakıyor her defasında gözlerinin içi parlıyor ve son olarak senin için bir hayli değişti bunun farkındasındır umarım. Farkında olmadığını söyleme bana." Farkındaydım. Her geçen gün fark etmiştim değiştiğini. Benim uğruma nelerden vazgeçtiğini görmüştüm.

Annemden sonra Cansu'dan da Yiğit'i onaylayan fikirleri öğrenmiştim. Bu beni mutlu etmenin yanı sıra karamsarlığa çekiyordu. Evet, Yiğit'e karşı boş değildim ancak ona nasıl davranacağım konusunda bir fikre de sahip değildim. Bu kadar toy olup onu üzmekten bir hayli korkuyordum. Bu yüzden ne yapacağımı bilmiyordum.

~~~~

"Cansu abartma lütfen en fazla ne olabilir ki. Dolabımdan uzak dur Cansu!" Hata bende ben niye Yiğit süpriz yapacak dedim ki? Ah Lanet olsun dolabımı darmaduman etti resmen daha yeni düzeltmiştim oysa. Dakikalardır dolabımla konuşuyor bana kulaklarını kapatmıştı adeta.

"Cansu!" Diye bağırdığımda bana bakmadan "Beni oyalama Elif seni süslemem lazım." Hadi ama uzun süredir dolabımla konuşuyordu resmen. "Dolabımı mı süsleyeceksin Cansu." Bıkkın bir şekilde konuşmuş ve gözlerimi devirmekten geri durmamıştım. "Hayır canım. Bak bunu üzerine geçiriyorsun hemen." Bana uzattığı siyah elbiseye bakarken o elbisenin hangi elbise olduğunu dahi bilmiyordum. Sonrasında "Saçlarını da bana bırak ayrıca makyajı hiç dert etme." Öylece Cansuya bakarken en ufak bir harekette bulunmamıştım.

"Cansu dışarı çıkacağımızı söylemedi ki bu kadar hazırlanmam gerekmiyor lütfen." Cansu gözlerini kısıp bir süre bana baktıktan sonra "Hadi ama Elif. Bay romantik ben varken sana bu evde süpriz yapmayacaktır. Giyin hemen!" Tek kelime etmeme dahi izin vermemişti.

Yiğit'in mesajının ardından Cansu bir hayli hızlanmış ve beni iki saate hazırlamıştı. "Cansu abartmadın mı?" Odamdaki boy aynasının karşısında kendimi süzerken söylenmiştim. Cansu ise benim aksime beğeniyle süzüyordu. "Hayır tatlım hiç alakası yok. Bak mesela üzerindeki dizlerinin üzerinde biten dar siyah elbiseye bayıldım. Unutmadan bir ara bana ver bunu olur mu? Dahası sana at kuyruğu bir hayli yakışıyor gerçekten sürekli yapmasanda arada yapmalısın." Demiş ve beni beğeniyle süzmeye devam etmişti. Oysa ben onun aksine sıkıntılı nefesler veriyor heyecanımı bastırmaya çalışıyordum. Bu esnada kapının çalmasıyla yerimde kalakalırken Cansu'nun beni ittirmesiyle kendime gelmiş ve anlamadan sevgili arkadaşım sayesinde kendimi kapının yanında bulmuştum.

Sevimli arkadaşım kapının arkasına saklanmış kapıyı açmam için beni dürterken derin bir nefes alıp kapıyı açmıştım. Karşımda gördüğüm kişi ile omuzlarım düşmüş rahatlamıştım. Gelen kişi Yiğit değil Keremdi. Şaşırmış bir şekilde beni baştan aşağı süzmüş ve ardından gözlerindeki şaşkınlık yerini beğeniye bırakmıştı.

"Nefes kesiyorsun Elif." Demiş ve o esnada sesi tanıyan Cansu kapının arkasından fırlayıp benim yerime söze girmişti. Bense belli belirsiz gülümsüyordum. "Sen mi geldin Kerem geç içeri hadi." Kerem olumlu bir şekilde başını hareket ettirirken bende geçmesi için kapıdan çekilmiştim. Cansu ile beraber odaya ilerlerken bende kendi odama tekrardan geçmiştim.

Boy aynasının karşısında yerimi alırken tekrardan çok abarttığımızı düşünmeye başlamıştım. Ancak çalan kapı daha fazla düşünmeme izin vermemişti. Koşar adımlarla kapıya geldiğimde hiç beklemeden açmıştım. Bu defa karşımdaki Yiğitti. Gözleri gözlerimde takılı kalırken herhangi başka bir yere bakmamıştı. Eğilip az da olsa yaklaştığında "Bütün gün gözlerim üzerinde olacak." Demişti. Ben başımı önüme eğip kızarmakla meşgulken tekrardan konuştu. "Süprize hazır ol Elif."

Yani bir tık yapmadan geçmez beni de üzmezsiniz 😍 Ponçikkalpler aşkına 🙃

Continue lendo

Você também vai gostar

2M 73K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
350K 22.6K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
268K 12K 67
Her insanın acılara tepkisi farklıdır. Kimisi ağlar bağıra bağıra. Kimisi susar en derininden. Kimisi ise gülümser acılara inat. Ve kimileri de Asiye...
266K 1.5K 4
Ben Elif; Kimden oldum,kimden doğdum bilmem.Hayata yenik başladım belki ama yılmadım,yorulmadım.Beni bırakan ailem yerine ben kendi ailemi kurdum.Ail...