Zamanın Üçüncü Tekili

By antided

213K 16.5K 2.7K

Batı için hayatındaki en değerli varlık, ikizi Doğu'ydu. Doğu, ikizine en az ismi kadar zıt bir karaktere sah... More

(0.0)
(0.1)-Çırak
(0.2)-Dönüş
(0.3)-Emanet
(0.4)-İstanbul
(0.5)-Fırtına
(0.6)-Rastlayış
(0.7)-Rest
(0.8)-Plan
(0.9)-Duymak
(1.0)-Yeniden Tanışmak
(1.1)-Ruhun İlk Zelzelesi
(1.2)-Seçim
(1.3)-Afallayış
(1.4)-Ölüm
(1.5)-Tuzak
(1.6)-Hırsızlık
(1.7)-Ukala
(1.8)-His
(1.9)-İhanetin Tadı
(2.0)-Bilinmezlik
(2.1)-Bir Kurşun Üç Ceset
(2.2)-Tanışma
(2.3)-Fedai
(2.4)-Tetik
(2.5)-Boşluk
(2.6)-Yüzleşme
(2.7)-Doğu ve Batı
(2.8)-Vazgeçmemek
(2.9)-Hırs
(3.0)-Bitmek ve Başlamak
(3.1)-İddia
(3.2)-Denge
(3.3)-Yenilmek
(3.4)-Batı'nın İntikamı
(3.5)-Taş, Kağıt, Makas
(3.6)-Sevmenin İtirafı
(3.7)-Çuvallayış
(3.8)-İkizler
(3.9)-Çocuklar Yaşamalı
(4.0)-Katliam
(4.1)-Sembol
(4.2)-Açıklama
(4.4)-Zamanın Değeri
(4.5)-Rol Değiştirme
(4.6)-Katlanış
(4.7)-İlk aşama
(4.8)-Şans
(4.9)-Bıçak Sırtı
(5.0)-Cellat
(5.1)-Konuşan Şarkılar
(5.2)-Aşkın Sırılsıklam Hali
(5.3)-İsteme Töreni
(5.4)-Hüznün Eşiği
(5.5)-Aşkın Tadına Varmak
(5.6)-Tebessüm
(5.7)-Kural
(5.8)-Huzurla sevmek
(5.9)-Sürpriz
(6.0)-Kuşkunun Kırıntısı
(6.1)-Zaman Geçer, Hikaye Aynı Kalır
(6.2)-Sırra Kadem Basmak
(6.3)-Son Düzlük
(6.4)-Sonun Sözü
(6.5)-Finalin İlk Yüzü
(6.6)-Finalin İkinci Yüzü
(6.7)-Ağacı Kesersin, Umutların Yok Olur
(6.8)-"Final"- Ve Geriye Sadece İzler Kalır

(4.3)-Belirsiz Güven

2.2K 186 21
By antided

İçsel bir yangını, sadece kalbin gözyaşları söndürebilir.

🍁

Batı Poyraz

"Evet sayın seyirciler, gündemimize bir son dakika haberiyle devam ediyoruz. Ünlü iş adamı Diyar Altun ve birkaç korumasının cesedi sabah saatlerinde bir bekçi tarafından bulundu. İhbar üzerine olay yerine intikal eden polis ekibinin ilk izlemlerine göre bu cinayetin arkasında oldukça profesyonel kişiler var. Medyada saygınlığıyla ve yardımseverliğiyle tanınan Diyar Altun'un şirketindeki çalışanlardan biri ifadesinde birkaç gün önce de şirkette bir siber saldırı olduğunu ve iş adamının eşini aldattığı fotoğrafların ortaya çıktığını söylemesi olayı iyice karıştırdı. Diyar Bey'in eşi, konu hakkında sessizliğini sürdürürken iş ortaklarından Memduh Bey, bu durum için oldukça üzüldüğünü ve faillerin her kimse bir an önce bulunup adalete teslim edilmesini talep ettiğini söyledi." Batı, kumandayı alıp diğer kanala geçti. Televizyondaki bütün haberler Diyar'ın ölümünden bahsediyordu. Bu kanalı da değiştirecekken gördüğü adamla duraksadı. Kucağındaki kediyle yanındaki tekli koltuğa oturan Duygu ekranda gördüğü yüzle geriye yaslandı ve parmaklarını kedinin kulağına götürüp hafifçe kaşıdı. O masadaki adamlardan biri olan Mümtaz Ünsal, "Diyar çok iyi bir eş ve arkadaştı." dedi sahte olduğunu kızın bile zor anladığı bir hüzünle. "Son zamanlarda üstüne çok gidiliyordu ve tamamen sahte fotoğraflarla önce itibarını yok etmek istediler. Bunu başaramadıklarındaysa onu haince kıstırıp canını aldılar. Ortaktan öte kardeşim olan Diyar için çok üzgünüm. İnanın bana, bu işin sorumlularının hapiste çürümesi için elimden geleni yapacağım."

Kameraman Mümtaz'a biraz daha yaklaştı ve muhabir "Mümtaz Bey, bunun bir intikam cinayeti olduğu yönünde iddialara ne cevap vereceksiniz?"

Mümtaz başını iki yana salladı. "Acımız oldukça büyük arkadaşlar, pek konuşmak istemiyorum ama şunu bilmenizi isterim ki Diyar karıncayı bile incitmeyen biriydi. Diyebileceğim tek şey, iyi olanların düşmanının çok olduğu."

"Altı ay kadar önce Onur Bey'in de ölüm haberini almıştık, Mümtaz Bey. Sizce bu bir seri katil vakası mı?"

"Bilmiyorum, olabilir. Artık savcılığa ait bu dosyada daha fazla bilgi verebileceğimi sanmıyorum. İyi çalışmalar."

Mümtaz, Diyar'ın evine siyah takım elbisesiyle giderken Duygu "Seni öldürecekler," diye mırıldandı. "Adamın nefreti buradan bile belli oluyordu."

Batı dudağını bükerek televizyonu kapattı. "Karıncayı bile incitmeyen adamın onlarca insanın ölümüne sebep olduğunu bilip bunu söylemelerinde kaldım ben, gözlerine bakmaya zaman olmadı hiç. İnsan canının değeri ne kadar ucuz olmuş değil mi kızıl?"

"İşler bu şekilde yürür," dedi Duygu. "Kendine burjuva adını veren bir sınıf güçlüdür ve zayıfları ezer. Onlar da bu sınıftan ve önemli olan tek şey kendi hayatları."

Batı güldü. "Biliyor musun, onları tek tek indireceğim."

"Fazla hızlı gitmiş olmaz mısın?" Duygu kucağındaki kediyi bırakıp öne doğru eğildi. "Hız beraberinde dikkatsizliği de getirir ve geçtiğin yerlere dikkat etmezsen dönüş yolunu bulamazsın."

"Umrumda değil," Batı ayağa kalktı. "En başından beri yapmam gereken buydu, kızıl. Geç bile kaldım. Ayrıca bil diye söylüyorum ben bu yola geri dönmek için değil ölmek için çıktım. O herifi çoktan öldürmeliydim. Düşünsene, belki de büyük patron öldüğü için bu işler sekteye uğruyor ve zavallı insanlar bağımlı olmaktan kıl payı kurtuluyor. Bunun için, her şeye değer."

"Sen fedakar aptalın tekisin biliyorsun değil mi?" Duygu iç çekti. "Kendini kötü göstermek için bir tarafını yırtıyorsun ama kalbin hala on yaşındaki o çocuğa ait. Masum ve fedakar."

"Belki." Batı elini havada öylesine salladı. "Bunun çok önemi yok aslında. Bazen kahraman olmak istersin ve olursun da ama bunu senden başka kimse bilmez." Tek kaşı kalktı. "İslam dinide ne derler bilirsin: "Bir elin ne verdiğini diğeri görmemeli." Ben de canımı veririm olmadı, kimsenin bilmemesi bunu değiştirmez ya."

"Ben dinle ilgilenmem kızıl, Tanrı var ama yolu bana düşmez kızıl, ben kötü bir adamım kızıl,"  Duygu sesini kalınlaştırıp Batı'nın taklidini yaptı. "Sen yalancının tekisin yakışıklı. Benden söylemesi."

Batı kendi tekli koltuğunda yayıldı iyice. "Sadece adaptasyon yeteneğim fazla gelişmiş. Ki senin de benden pek farkın yok. Bunu tartışmayalım, ikimiz de zararlı çıkarız."

"Hep böyle kalsak ya," Duygu gözlerini kapattı. "Bir parça huzurlu, biraz özgür... Zaman keşke şimdi dursa."

Batı iç çekti. "Keşkelere başlarsak liste uzayıp gider, kızıl. Zamanı durduramaz veya geri alamayız ama geleceği şekillendirebiliriz." Güldü. "Hem biz nasıl kötüyüz? Plan falan kurup birilerinin canını yakmak yerine oturmuş felsefik sözlerlle dertleniyoruz."

"Kötülerin de kalbi var demek ki," dedi Duygu da ayaklanarak. "Her neyse. Bana öğle yemeği ısmarlarken bunu konuşmaya başlayabiliriz."

Batı gözlerini kıstı. "Seni harika bir yere götüreceğim."

Duygu işaret parmağını kaldırıp ona salladı. "Aklından kötü şeyler geçiyorsa bunu yapmanı tavsiye etmem. Oldukça sinirli bir gündeyim."

"Senin sinirli olmadığın gün yok ki kızıl," diyerek saçlarını karıştırdı Batı. "Daha dün üç adamı haşat ettin. Sayende bütün mahalle şeytan taşlar gibi bizi taşlayacak en sonunda. Valla evi basarlarsa seni teslim eder kaçarım haberin olsun."

Duygu elinin tersiyle Batı'yı ittirdi. Gidip üstünü değiştirirken gülümsüyordu ama babasının önceki gün söyledikleri de hala aklını kurcalıyordu. Batı her ne kadar böyle konuşsa da Duygu olası bir tehlikede onun kendi canını hiçe sayarak kızı kurutacağını biliyordu. Bu kendisine özel bir durum değildi zira Batı'nın yaratılışında fedakarlık vard ve ne yaparsa yapsın bunu değiştiremiyordu. Her zamanki gibi koyu renkli kıyafetlerini giyip dışarı çıktı Duygu. Batı da onu bahçede bekliyordu. Yerlerini bulmak bile an meselesiydi, Duygu bunu biliyordu ve buna rağmen rahatlıklarından ödün vermemenin de ikisine özgü olduğunu kanıksamıştı. Normal bir ilişkileri yoktu, normal bir hayatları hatta normal bir kişilikleri bile yoktu. Onlar için kullanılabilecek en kibar terim, kaçık oluşlarıydı. Ve bu saatten sonra bir de kaçak. Evet, kesinlikle tüm hayatları kaçmak -daha doğrusu kaçmamak- üzerine kuruluydu. Hepsi buydu.

Batı motoruna binecekken Duygu onu durdurdu. "Ben sürmek istiyorum."

"O kadar da değil," diye güldü Batı. "Benim de centilmenliğimin bir sınırı var kızıl ve bilirsin o benim için değerli. Daha önce mecbur kaldığım için sana izin vermiş olabilirim ama şimdi kızımı pençelerine verecek değilim." Duygu savaşa hazırlanır gibi ellerini kaldırdı. Batı da aynı pozisyonu alırken "Taş, kağıt, makas." diye seslice söylenerek elini kağıt şeklinde düz tuttu. Bu oyun iyice oturmuştu yaşamlarına. Duygu'nun makas işareti yaptığını gördüğünde omuzlarını indirerek homurdandı. "Tamamen şans." Kız, ona havada öpücük atarak öne bindi. Batı da arkasına oturup elini beline sararken hala söylenmekle meşguldü. "Bir hile yapıyor olmalısın. Her defasında sana yenilmem, akıl karı değil."

"Çok konuşuyorsun." diye motoru çalıştırdı kız. "Bunun yerine yolu tarif etsen diyorum."

Batı gözlerini devirerek ağzının içinde bir şeyler homurdandı. Birkaç dakika sonra tarif ettiği yere geldiklerinde önce kendisi sonra kız indi motordan. Batı, anahtarı cebine atıp önden yürümeye başlarken Duygu geldikleri yeri inceliyordu. Bir deniz kenarıydı burası. İleride balık ekmek yapan bir seyyar satıcı, gerisindeyse kokoreççi vardı. Batı, sağa dönüp tamamen denize dönük olan karavanlardan birinin yanına gitti. Etrafta dizilmiş desteksiz sandalyeler ve eski ahşap masalara bakarken kaşları inip kalktı. Gözleri Batı'ya döndüğünde genç adamın ona alayla baktığını fark etti. Batı muhtemelen kızın buraya gelmekten hoşlanmayacağını sanmıştı. Zira bu havada böyle eski bir yere gelmek pek sağlıklı değildi ama kız bunu umursamazdı. Bir prenses olarak yetişmemişti neticede. Sandalyelerden birine otururken karşısına da Batı geçti. Batı iki tane dürüm isterken Duygu "Dört olsun o usta." diye bağırdı. Etraftaki birkaç kişinin yüzü ona dönerken kız umursamadan "İki de ayran." diye tamamladı siparişini. Batı gülerek kızı izlerken çok sürmeden yemekleri geldi. Duygu iştahla dürümünü ısırmaya başlarken gözleri bazen denize kayıyor bazen de Batı'yı buluyordu. Batı da arada bir baktığı kızın iştahını gördüğünde ona hem biraz daha hayret ediyor hem de bir o kadar ısınıyordu. Duygu ara vermeden ilk dürümünü bitirip ikinciye geçtiğinde Batı kendisininkini zor bitirmişti. Adeta yarışırcasına ikinci dürüme aynı anda başladıklarında ne kızın ne de Batı'nın pez etmeye niyeti yoktu. Aralarındaki sessiz rekabetin galibi Duygu olduğunda "Yuh," diyerek son lokmayı ağzına attı Batı da. "İçinden ayı çıktı senin." Elini kıza doğru uzattı. "Beni de yiyebilirsin doymadıysan. Hem sen kilo almaktan da mı çekinmiyorsun ruh hastası?"

"Bana ne canım?" dedi Duygu ayranından da yudum alırken. "Ben kendimi her halimle severim oğlum. Gerisi boş. Üstelik ben iki yer on koşarım. Hayatımızda aksiyondan bol ne var?" Batı sırıttı. Kız haklıydı. Her günü yeni bir macera içinde geçiyor, ikisi de sürekli bir bilinmezliğin peşinden koşturuyordu. "İştah önemli," diye sürdürdü Duygu. "Benden sana bir tavsiye Batı, ne yaşanırsa yaşansın hatta ölüm döşeğinde bile olsan yemeğini ihmal etme. Hayatta bundan güzel bir şey yok. Bence midemiz bizi mutlu etmek için var olmuş. Bunun başka açıklaması olamaz."

Ayranını bitirdiğinde dudağının kenarında kalan beyazlıkla Batı masanın üstündeki peçeteyi aldı ve ayran kalan yere sürdü. Duygu'nun gülüşü yüzünde solarken Batı geri çekilerek peçeteyi buruşturdu ve "Üzgünüm," dedi. "Öyleyken seni ciddiye alamıyordum."

Duygu yüzünü buruşturarak ayağa kalktı ve elini karnına bastırdı. "Şiştim."

Batı da kalktı. "Ben şahsen hala senin yaşıyor olmanın şokundayım. Tamam ben de yemeği severim ama sen kıtlıktan çıkmışsın bildiğin."

Duygu masanın üstündeki çöpleri alıp bir kısmını Batı'nın eline tutuşturdu. "Bunları çöpe at da bir işe yara. Anca çene. Sessiz erkekler her zaman daha gizemli ve çekicidir, bunu bir dene yakışıklı."

Batı onu taklit ederek çöplerini ilerideki çöp kutusuna attı ve arkasını döndü. Duygu ile birlikte hesabı ödemeye geldiklerinde "Alman usulü," dedi kız. "Aksini kabul etmiyorum. Teklif dahi etme."

"Zaten etmeyecektim," dedi Batı. "Ben her yemeği sana ısmarlarsam sokaklara düşerim. Sende bu iştah varken her koyun kendi bacağından." Duygu dilini çıkararak parasını ödedi. Aynısını Batı da yapıp adamla vedalaşarak yürümeye başladığında "Buraya sık gelir misin?" diye sordu Duygu. "Adam sana çok babacan bakıyordu."

"Ustamla gelirdik," diye mırıldandı Batı. Dalgınlaşmıştı. "Dertleşme yerimiz gibi bir şeydi burası. Babam öldüğünden beri buraya ilk gelişim."

Duygu gözlerini kaçırdı. "Baban sana ihanet etseydi bile onu böyle görmeye devam eder miydin Batı?" Genç adam başını ona çevirdiğinde Duygu omuz silkti. "Yani mesela Doğu'yu senden gizleyen o olsa ya da ne bileyim aileni bildiği halde sussa..."

"Onur Poyraz'dan bahsediyoruz," dedi Batı sözünü keserek. "O bu hayatta güvendiğim tek insan belki de. Ayrıca son nefesinde bile kardeşimi bulmamı isteyen biri böyle bir şeyi neden yapsın? Onu tanımadığın o kadar belli ki... Düşüncesi bile aptalca."

Duygu dudaklarını sıktı. Ne diyecekti? Evet çok aptalca ama gerçek bu mu? Peki Batı? O bunu nasıl kaldıracaktı? Yeterince acı çekiyorken bir de bu gerçekleri yüklenmesi bir yere kadardı. En nihayetinde Batı da bir insandı. Derin bir nefes aldı Duygu.

"Haklısın "

Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 57.9K 42
Nefes alış verişlerim gittikçe azalırken gözlerimin karardığını hissettim. Ağzıma dayanan astım ilacımı hissederken dudaklarımı araladım. Derin bir n...
3.7M 88.4K 62
🔞+18 içerik vardır, 18 yaşından küçük ve rahatsız olanların okumaması tavsiye edilir.🔞 Elini bacak aramdaki sıcaklığa soktu.Kadınlığıma dokunduğund...
213K 16.5K 69
Batı için hayatındaki en değerli varlık, ikizi Doğu'ydu. Doğu, ikizine en az ismi kadar zıt bir karaktere sahipti ama onun deyimiyle diğer yarısıydı...