YENİ PATRONUM 2

Galing kay sarviyan

1.3M 72.5K 10.9K

TÜM KİTAP YAYINDA !! Higit pa

YP 2 / BÖLÜM / 1
YP 2 / BÖLÜM / 3
YP 2 / BÖLÜM / 4
YP 2 / BÖLÜM / 5
YP 2 / BÖLÜM / 6
YP 2 / BÖLÜM / 7
YP 2 / BÖLÜM / 8
YP 2 / BÖLÜM / 9
YP 2 / BÖLÜM / 10
YP 2 / BÖLÜM / 11
YP 2 / BÖLÜM / 12
YP 2 / BÖLÜM / 13
YP 2 / BÖLÜM / 14
YP 2 / BÖLÜM / 15
YP 2 / BÖLÜM / 16
YP 2 / BÖLÜM 17
YP 2 / BÖLÜM / 18
YP 2 / BÖLÜM / 19
YP 2 / BÖLÜM / 20
YP 2 / BÖLÜM / 21
YP 2 / BÖLÜM / 22
YP 2 / BÖLÜM / 23
YP 2 / BÖLÜM / 24
YP 2 / BÖLÜM / 25
YP 2 / BÖLÜM / 26
YP 2 / BÖLÜM / 27
YP 2 / BÖLÜM / 28
YP 2 / BÖLÜM / 29
YP 2 / BÖLÜM / 30
YP 2 / BÖLÜM / 31
YP 2 / BÖLÜM / 32
YP 2 / BÖLÜM / 33
YP 2 / BÖLÜM / 34
YP 2 / BÖLÜM / 35
YP 2 / BÖLÜM / 36
YP 2 / BÖLÜM / 37
YP 2 / BÖLÜM / 38
YP 2 / BÖLÜM / 39
YP 2 / BÖLÜM / 40
YP 2 / BÖLÜM / 41
YP 2 / BÖLÜM / 42
YP 2 / BÖLÜM / 43
YP 2 / BÖLÜM / 44
YP 2 / BÖLÜM / 45
(Sezon Final - İkinci Serinin Sonu)
3. KİTAP İSİM İSTEKLERİ - 3 ADET ÖNEMLİ DUYURU

YP 2 / BÖLÜM / 2

44.9K 2.4K 221
Galing kay sarviyan


"Ayça Hanım uyanıyor."dediğinde duyduğum bir bebek sesi ve bir kaç fısıltıyla gözlerimi bulanık bir şekilde araladım ve alaycı tonda tekrar ettim.

"Demek Ayça Hanım ha?"dedim kafamı alayla diklemeye çalışırken.

Gözlerimi araladığımda kucağında ki Sibel'i sakinleştirmiş ve eline oyuncağını vermişti. Beni gördükten sonra Sibel'i Mert'e verip at kuyruğu yaptığı kahverengi saçlarını arkaya savurdu ve kahkaha atarak yanıma geldi.

"Bir an ben öldürmeden ölmenden korktum."dediğinde boynumda sarılı bir şeyin olduğunu farkettim.

Kanamanın durması için yapılmıştı belli ki.

"Ne fark eder?"

"Şöyle canım. Planlar değişti. Mert, seni bebeklerin doğana kadar öldürmemiz gerektiğini söylüyor. Bebeklerin doğduktan sonra onları Aras'a götüreceğim ve kahraman olacağım. Seni öldüreceğiz ve Mert'in intikamı alınacak. Bir taş da iki kuş..."diyerek ellerini çırptı ve heycanla gülümsedi.

"Bebeklerimi senin gibi birisine emanet edeceğime sen şu odadan çıkmak için arkanı döndüğün saniye kendimi öldürürüm."

Tiksintiyle attığım bakışlara sert bakışlar ve biçimli kalkık kaşlarla cevap verdi ve biraz daha yaklaştı.

"Sanırım Sibel'in iyiliği için bunu yapmazsın."dedi fısıldayarak.

Sonra benden bir adım uzaklaştı ve arkasını dönerek Sibel'i kucağına aldı.

"Hem bu süre zarfı içerisinde Sibel'i yanında tutmayı düşünüyorum. Son aylarını geçirip ona veda edersin."dedikten sonra Mert'e dönüp ona hitaben konuşmaya devam etti.

"Bak ne kadar da vicdanlı bir kızım Mert."diyerek göz kırptı.

Aman tanrım, şu anda görmek istediğim son sahne, onların flörtleşme sahnesiydi. Ayça, sanırım Mert'in bana karşı olan hislerini bilmiyordu. Bilmiyordu ki ona göz kırpıyor ve aynı zamanda Mert'in beni öldürmeme teklifinin arkasında bir hainlik aramıyordu.

Aslında ona söylemek ve erkenden ölerek ondan kurtulmak istiyordum. Hem böylelikle Mert'inde kuyusu kazılacaktı.

Ağzımı açacağım sırada Mert'in susmam gerektiğini söyleyen jest ve mimikleri durdu beni. Kucağında Sibel'le öylece kaç göz işareti yapıyordu.

Göz kırparak 'Ne ayaksın'bakışı attım. Karşılık vermeyip Ayça'nın hala konuşan ve kendi kendine zırvalayan bedenine dönünce bende Ayça'nın konuşmasına odaklandım.

"Ona iyi bakılacak. Ne isteniyorsa verilecek. Sıcak bir evde tutun Mert. Dışarı çıkması kesinlikle yasak. Emre'ye de söyleyin gitsin ve Tufan'dan cinsiyetlerini öğrensin."

Benden öğrenemeyeceğini anlayacak kadar beni tanıyan Ayça'nın hayatımda bana ihanete edebilecek son kişi olduğunu düşünmek beni ürpertiyordu. Son kişi oysa diğerle napsaydı?

Kucağında ağlamaya yüz tutmuş Sibel'i tıpışlayarak susturmay çalışan Mert, Ayça'nın çıkışıyla çocuğu yere koydu ve hemen arkama geçip elimin ve ayaklarımın ipini çözmeye başladı.

"Bu kadar mı değersizim gözünde. Karnından çocukları çekip alındıktan sonra ameliyat masasında bırakalıbilecek, köpekten farksız birisi miyim?"

"Kapa çeneni ve ayaklanmaya çalış. Bu gün kahvaltı bile etmemişsin."

"O köpek Emre mi söyledi sana?"

"O benim adamım. Ayça'nın değil. Fark ettiysen Taner de benim adamım."dedikten sonra yanıma geldi ve kolumdan tutup güçsüz bedenimi ayağa kaldırmakta bana yardımcı oldu.

Bir elini ağzına koymuş, ağlamaktan yüzü gözü kızarmış, kıvırcık sarı saçları dağılmış Sibel, son zamanlar hızlanan yürüyüşüyle bir çırpıda yanıma gelip bacaklarıma sarıldı.

"Kızım, canımın için."dedikten sonra kucağıma almaya kalkışacağım sırada eğilen bedenimi Mert durdu ve söylendi.

"Hop hop. Ne yaptığını sanıyorsun sen. Karnın burnun da iki tane bebeğin var. Düşüreceksin."

Bakışlarım ilginçleşirken onun benim hakkımda artık ne söylediğini kestiremiyordum.

"Onlar benim mutluluğum Mert. Hadi onları ve beni öldür de bu işkenceden kurtulalım."dedikten sonra yüzünde oluşan düşünceli halleri iyice inceledim.

"Öldürmek senin için bu kadar zor olmamalı. Üstelik eminim Aras babanı öldürürken eminim bir saniye bile gözünü kırpmamıştır. Hatta bıçağı defalarca kez göğsüne saplamıştır."derken hem bir yandan beni hızlı öldürmesi için öldürme metodunu bilinç altına yerleştiriyor hem de beni öldürmesi için gaz veriyordum.

Elini çenesine götürüp biraz daha düşündükten sonra yerde ki Sibel'i aldı ve kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı.

"Uğraşma. Seni öldürmeyeceğim."

Puflayarak peşi sıra yürüdükten sonra kapıya geldiğimizde Emre'nin elinde ki siyah bezi gözüme bağlamasını istedi. Emre elinde ki siyah bezi gözüme yaklaştırana kadar nefret dolu bakışlarımı bir an bile ondan ayırmadı. Hatta bir an tereddüt içinde olacaktı ki bakışlarını Mert'e çevirdi ve sorgular anlamda ona baktı.

Mert kafasıyla onayladıktan sonra gözlerim kapandı. Kolumdan tutup beni çekiştirmeye devam ederken yavaş ve özenli yürüyordu.

"Kafanı eğ ve koltuğa bin. Kucağına Sibel'i yatırıyorum dikkatli al. Biraz daha sola otur. Hah, tamam. Şimdi Sibel'i kucağına veriyorum ha..."

Talimatları verirken acaba gözümde ki bandı çıkarsa daha mı kârda olurduk diye düşünmeden edemedim.

Araba çalıştıktan sonra kucağıma verilen Sibel'in hareketsizliğinden uyuduğunu anlamıştım. Göğsüme yasladım ve doya doya kokusunu çektim içime. Bir an ona bir şey olma düşüncesi, Ayça'nın ona bir şey yapacağı düşüncesi karnımda ki bebeklerin bile stres altına girmesini sağlarken, bu kargaşadan nasıl sağ çıkarım diye düşünmeden edemiyordum.

Ama Allah şahitki eğer bu kargaşadan sağlam çıkarsam, Aras'ı ve o harimini sağ koymayacağım...

Kim bilir, belki de Aras'ların holdinginde benden nefret eden o sarışın orta yaşları geçmiş kadın bile Aras'ın kırıklarından biridir... Düşüncesi bile berbat.

Aradan yarım saat geçtiğinden şüphem kalmayınca konuştum.

"Mert. Nereye gidiyoruz?"

"Birazdan gideceğimiz yere varacağız Ayza Hanım."diyen sesin sahibinden nefret ettiğimi anladığımda elimi Sibel'in belinden yavaşça çıkartıp Emre'nin gözlerine bakabilmek için gözüme götürdüğümde Emre'nin tehdit edici sesini duydum.

"Eğer Ayza Hanım, o gözünüzdekini çıkartırsanız, arabayı durdurup elinizi bağlayacağım ve başka bir eve götüreceğim."

"Aras sana güvenmişti. Cihat'ın ihanetinden sonra veya bize ihanet ettiğini sandığımızdan sonra güvenmişti."

"Ve ben de size güvendim Ayza Hanım. Ama görüyorum ki Ayça Hanım'a yapmadığınız eziyet kalmamış. İşte bu yüzden bende iyinin yanında yer aldım. Sizden sadece intikam almak istiyor, size zarar vermeyecek korkmayın."

Çıldırmak üzereydim. Şimdi de Ayça onu yalanlarıyla doldurmuş, saf ayağına mı yatmıştı?

"Emre."dedim soru soracağımı belli eder bir tonda.

"Buyurun Ayza Hanım."

"Sana bir soru sormak istiyorum."

"Tabi ki. Soruları severim."dedi gülümsediğini ifade eder bir şekilde. Hatta hafiften alaya alır gibiydi.

"Önüne konulan bir bilgiye ne derece güvenirsin?"

"Nasıl yani?"

"Basbayağı. Önüne konulan bir bilgiye inanmak için neler yaparsın. Önüne konulur konulmaz araştırmadan körü körüne inanır mısın yoksa araştırır gerçekliğini kanıtladıktan sonra mı inanırsın?"

Biraz kekeledikten sonra anlamadığını hala anlamıştım. Aras,bundan sonra yanına seçeceği yardımcılar için IQ testi yaptırmalıydı.

"Mesela sana şu dışarda ki sarı ve parlayan şey güneş değil de bir balon desem. Sıcaklığı o vermiyor da ABD'nin yaptığı bir makina tüm dünyayı ısıtıyor ve soğutuyor desem... İnanır mısın?"

"Elbette inanmam Ayza Hanım."

"Peki neden?"

"Çünkü benimle alay geçtiğinizi düşünürüm."

Sabır dilercesine nefes alıp büyük bir hiddetle bıraktım.

"Peki Mert... Sana alay ettiğimi düşündüren şey ne olur?"

"Tabi ki de söylediğiniz. Çünkü orada bir güneşin olduğu ve onun ısısıyla tüm dünyayı çevrelediği kanıtlanmış bir şey."

"Hah."dedim tam da istediğim cevabı almışcasına. Devam ettim.

"Peki Ayça'nın sana söylediği bu bilgiye inanmak için nasıl bir araştırma yaptın Emre?"

Aradan düşünmek için uzun ama benim cevabımı alma isteği için kısa bir süre geçtikten sonra sonunda çekinmeden cevapladı Emre.

"Hiçbir şey."

"Vicdanınla oynamış senin. Mert de Ayça da."

"Peki Ayza Hanım siz ney iddia ediyorsunuz?"

"Ayça'nın beni öldürmek isteyişi ve masum olmadığı."

"Neden masum değil?"

"Sen tanımazsın ama Selma diye bir yardımcısı daha vardı bunun. Arkadaşlardı. Onu öldürdü ve sıra bana geldi. Ve daha Allah bilir kaç tane kız öldürdü, öldürecek. Sırf Aras'ın eski sevgilisi oldukları için. Beni de..."

"Sizi de karısı olduğunuz için öldürecek öyle mi?"dedi alayla konuşup.

"Ayça'nın aksine ben bu iddiamı kanıtlayabilirim."dedim kendimden emin bir şekilde.

"Nasıl?"dedi sorgulayan bir ses tonuyla.

"Durdur arabayı."dedim.

Araba durmayınca ve Emre'den ses gelmeyince sakin bir tonda konuştum.

"Gözlerimi açmanı veya beni aşağı indirmeni istemeyeceğim. Zaten Sibel uykuda. O uykudayken değil kaçmak yerimden dahi hareket etmem."

Araba durdu.

"Koltuktan kalkmana gerek yok. Bana dön ve şu boynumdaki kan lekeli bezi çıkart."dedim.

Gözümde ki bezin yarattığı koyu siyahlığa aldırmadan Emre'nin bana inanma isteğini içimden büyüttüm. Boynumdaki yara izini az önce Ayça yapmıştı ve bence bu yeterli bir kanıttı.

Elini yavaşça boynumda ki sarılı beze götürdü ve aşağıya indirdi.

"Geldim geleli Ayça'nın yanındayım. Bana ondan başka kimse yaklaşmadı, zaten o kimseyi yanıma yaklaştırmaz. Ellerim bağlı olduğu için kendime de zarar veremem. Zaten zarar vermek isteseydim direk boynumu keser atar ve bu eziyetten kurtarırdım."

"Peki bunu neden yaptı?"

Aslında sormasında bir salaklık aramadım. Bulunduğu şokun etkisiyle dediklerimi ve düşüncelerini pekiştirmek ve tam anlamıyla kavramak istiyordu.

"Dediğim gibi... Ayça, Aras'ın eski sevgilisi ve Aras'a dair olan bütün kızları yakıp kül etmek istiyor. Sorun şu ki aslında Ayça'yla ortak bir yanımız olabilir. Yakıp kül etmek... Aras'ı bulduğumda yapacağım ilk şey bu olacak!"

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

22K 896 20
Kimliksiz; seni öyle bir soyarım ki anadan üryan kalırsın Siz; Ukala herif. Sen önce gitte nezaket dersi al, ondan sonra birilerine ders vermeye kalk...
935K 65K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
813 253 44
Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve zorluklara rağmen hayatına devam etmeye çalışan bir kızın hikayesi.