Benim Uğruma

Oleh esslala

149K 8.4K 923

Bu programda "Benim Uğruma" adıyla yayımlanan ilk hikayedir. Kimler aklını yitirecek kadar sınanmadı ki? "Y... Lebih Banyak

1) TATLI TELAŞ
2) BEKLENEN GÜN
3) GERÇEK GİBİYDİ
5) FARKLI BAKIŞLAR
6) ŞAŞKINLIK
7) BEKLEMİYORDU TABİ
8) ONLAR BENİM AİLEM
9) KOKUSUNDA HUZUR BULDUM
10) KENDİMİ BİLİYORUM
11) ÖFKE
12) NE YAPIYORUM ?
13) SPAYDİ
bilginize
14) ULTRA İĞRENÇ
15) YERİN DİBİ
16) YARDIM ET
17) İTİRAF
18) YAPAMAM
19) İHTİYACIM VAR
20) BİR NEDENİ OLMALI
21) HADİ ONU SAVUN BANA
22) UZUN SÜRE SONRA
23) İLK YARDIM
24) CİDDİ DEĞİL
25) CİDDİ Mİ DEĞİL Mİ ?
Tanıtım...
26) GERİ DÖNDÜM
27) BİZİ BIRAKMAYACAK
28) YETERLİ BİR SEBEP
29) ZARF
30) SÜPRİZE HAZIR OL
31) ARTIK EMİNİM
32) NE OLUYOR?
33) İÇİMDEKİ CANAVAR
34) BEKLEYİŞ
35) SIR PERDESİ
36) SIR PERDESİ (2)
37) KENDİNİ YIPRATIYORSUN
38) KABUS MU?
39) ÇARESİZLİK
40)BURAM BURAM HUZUR
41) DUYGULARIN DANSI
42) SAHİ?
43) HAYRETLER İÇİNDE
44) KARMAKARIŞIK
45) OYUN?
46) ZORLUK
47) ZORLUK 2
48) YOL GÖSTER
49) SENİN İÇİN
50) SENİN UĞRUNA
51)BENİM UĞRUMA (FİNAL)
YAKINDA!!

4) BU NEYDİ ŞİMDİ

6.3K 322 83
Oleh esslala


Yoldaşlarım 😍 ben sizi tutmayayım 💘💘 İyi okumalarr👻

Yok yok kesin affedilmeyecek bir günah işlemiş olmalıyım yoksa böyle bir şey başıma neden gelsin ki. Sahiden bu ne şimdi, bu adamın burada ne işi var ki? Dur bir dakika yan dairem, taşınma olayları, bu gün Defne Hoca'nın söyledikleri, yoksa! Hayır hayır olamaz olmamalı, yan daireme taşınan Hoca Bey mi yani. Lütfen şarhoş olduğundan dolayı yanlışlıkla gelmiş olsun. Bu korkunç bir tesadüf olsun lütfen.

Şoktan hala çıkamamıştım ama kahverengi gözlerini bana diken Hoca Bey ile göz göze geldiğimde hala ayakta durabildiğini anladım. Zorlandığı her halinden belliydi. Bana sinsice sırıtarak

"Seni görmek beni mutlu etti Elif Hoca" dediğinde kelimeler ağzından yuvarlanarak çıkmıştı ve yanlış anlamadıysam böyle demişti. Duyduklarım karşısında bir adım geriledim. Hala aklı yerinde olmadığı belli oluyordu. Daha fazla bana bakan ne o kahverengi gözlere ne de çarpık sinsi gülüşüne bakmaya tahammülüm yoktu. İstemsizce kaşlarım çatıldı ve

"İyi akşamlar. Gitmeliyim" diyerek kendi daireme yöneldim. Bir bu eksikti tam da yan dairem ne alt ne de üst tam yan dairem, olacak gibi değildi. Kendi kendime söylenirken sinirlerim tavan yapmıştı ve bundan dolayı çantamdan anahtarlarımı zor bela bulup kapıyı açtım. İçeriye girmek için daha adımımı bile atmadan biri tarafından ittirilmenin verdiği beklenmedik olayla ağzımdan kaçan ufak çaplı çığlığa engel olamadım.

Bunu yapan tabi ki de Hoca Bey idi ama bu deli cesaret, nasıl? Şuan benim evimde ve aklı yerinde bile değil. Cidden ama ben bu olayları yaşamak zorunda değilim. Yok tanımıyorum da. Adam gittikçe kendisine daha da olumsuz yaklaşmamı sağlıyor. İçimde cingan çıkaran Elif'i susturup sakince

"Gider misiniz evimden?" diyerek sorumu sorarken bir taraftan yüzüne bakıyordum. O ise içindeki alkolle olan savaştan mağlup gelmiş bana bir adım atmıştı ancak ikinciyi atamadan önümde öylece yığılıp kalmıştı. Birkaç saniye öylece tepkisiz kalıp önümde yığılmış adamı izlemiştim.

Çok fazla panik biri olmasamda düşerken kafasını kapının yanındaki sehpanın sivri ucuna çarptığının kanıtı kafasından kulaklarına kadar süzülmekte olan kandı. Ona öylece bakarken içimdeki vicdan yoksunu Elif kapının önündeyken at dışarıya , alma başına belayı desede ben vicdansız Elif'i susturup kendime geldim ve kendimce bulunduğum duruma sitem ediyor olsamda Hoca Beyi içeriye almam gerektiğini anlayıp, bulunduğu yerden kaldırmaya çalışmıştım ama yok adam taş gibi yerinden oynamıyor ki. İçimde yatan boğa gücümü uyandırıp Hoca Bey'i sürüklemeye başladım.

Güç bela Hoca Bey'i koltuğa uzattığımda nefes nefese kalmıştım, daha sonra kafasındaki yaradan akan kanın durmuş hatta kurumaya yüz tuttuğunu fark ettim. Vicdanlı Elif olaraktan iş başına geçerek yarasını temizledim ve hemen sonra güzelce sardım. Ardından kendi işlerime döndüm.

Odamın dağınık olduğunu önceden fark etmiş olmam ve bu durumu pek önemsemediğimden dolayı yaklaşık bir saattir bulunduğum odamdan çıkamadım. Ara vermeden odamı düzeltmeye odaklanmıştım. Elbise dolabımın da ayrı savaş alanı olduğunu bilirdim de artık bu savaşı sonlandırmak adına duruma el attım ve çok şükür zor da olsa düzenleme işim bitmişti.

Durmaksızın koşturmamın ardından çok fazla yorulmuştum ve sırtımı hızlıca yatağımla buluşturup, gözlerimi kapattım. Derin nefesler alıp verirken aniden gözlerimi açıp yerimden fırlamam uzun sürmedi. Çünkü yaklaşık iki saattir yabancı bir adam evimdeydi ben tamamen unutmuştum onu. Hızlı adımlarla salona doğru ilerledim. Aslında gizliden çıkıp gitmesini umuyordum ama umduğum gibi olmadı malesef.

Hoca Bey her ne kadar içtiyse hala bıraktığım şekilde deliksiz uyuyordu. Tabi ben o, uyanmadan evimden gitmeden rahat edemezdim. Böyle düşünmekte haklı olduğumun farkındaydım ve böyle düşünmem gayette normaldi.

Her neyse diyerek yattığı yerin tam karşısındaki koltuğa geçtim. Tabi ki onu izlemek gibi bir niyetim yoktu. Kimi kandırıyorum ki, ben fark etmesem de gözlerim Hoca Bey'e kayıyordu. Aslında bakılmayacak biri değildi ki son derece yakışıklı ve sahip olduğu erkeksi yüz hatları sayesinde benim bakmam ya da bir başkasının bakması çok normaldi. Şuan hem yakışıklı hem de masum bir şekilde uyuyor olduğunu düşünüyor halde bulunca kendimi birden afalladım ve aklıma gelen sinsi bakışları sayesinde hızlıca çektim gözlerimi üstünden. Sehpanın üstünde yer alan kitabımı aldım ve okumaya başladım...

----------------------------------

Kitap okumaya kendimi o kadar kaptırmıştım ki yarısına bile gelmiştim. Kulağıma gelen sesle irkildim.

"Gitme" "Bırakma beni" "Anne" "Gitme ne olursun" sesin sahibi Yiğitti ve göründüğü üzere uykusunda sayıklıyordu o da yetmezmiş gibi çok fazla terliyordu. Yerimden kalkıp yanına gittiğimde uykusunda olmasına rağmen yüzüne baktığımda acı çektiğini bakar bakmaz anlamam uzun sürmedi. Alkolden olabilir miydi acaba? Elimle alnına dokunduğumda yanacak gibi hissedince elimi hızlıca çektim. Bu olanların yanında bir de ateşler içindeydi. Ne yapmalıyım şimdi. Daha önce böyle bir durumla hiç karşılaşmadım ki ben.

Ara ara annesine sesleniyordu ve acısından olsa gerek kıpraşıyordu yattığı yerden. Durum bu şekilde devam ederken daha fazla seyirci kalamayıp, soğuk su ve bez hazırlayarak hemen baş ucuna oturdum.

Anladığım kadarıyla annesini kaybetmişti ve gördüğü rüyalardan da etkileniyordu. Zaten rüyasında annesini gördüğü ortadaydı. Gerçekten bulunduğu duruma üzülmüştüm.

Alnına tuttuğum bezler işe yaramıştı. Ateşi düşmüştü ve sayıklaması da kesilmişti.

Saat çok geç olmuştu. Ama hala uyuyordu. Anlamadığım tek şey neden bu kadar içmişti? Bir insan neden bu kadar içerdi ki?

-------------------------------------------

Gözlerimi açmakla her ne kadar zorlansam da zor bela açmıştım. Hayır Elif burada uyumuş olamazsın. Şu an dün Hoca Bey'in üzerindeki pikeyle selamlaşıyordum. Sanırım uyuya kalmış olmalıyım. Yattığım yerden hızlıca doğrulup kafamı Hoca Bey'in olduğu tarafa çevirdiğimde, kahve cennetini andıran gözlerle buluştu gözlerim. Yorgun bakıyordu ve bu oldukça normaldi.

"Günaydın" demesiyle kendime gelmiştim ve

"Hala buradasınız" diyerek yanıtladım Alkolün etkisinden olsa gerek o sinsi bakışlar bu gün yerini masumluğa bırakmıştı. Aslında her zaman sinsi bakışları yerine böyle baksa ne kadar da iyi olur diyerek iç geçirirken

"Teşekkür ederim" demesiyle afalladım ve afallamam sonucu kafamı sağa sola hareket ettirerek kendime geldim. Bir nevi mahçup olduğunu bildiren bakışlara sahipti şu an. Ne yapmalıyım ki, pek tanımıyorum sonuçta karşımdaki Mete olsaydı "Aaa hiç sorun değil abim" derdim bunu kesinlikle karşımda duran adama söyleyemezdim. O yüzden fazlaca tepkisiz ve umursamazca

"Sadece yardım ettim. Artık iyi olduğunuza göre gidin lütfen benim de okula gitmem gerekiyor" diyerek konuşmamı sonlandırdım. Ardından vereceği tepkisini beklemeden odama yöneldim. Evet isteyince kutuplar kadar soğuk bir ortam yaratabiliyordum.

Saate baktığımda bir oh çekip rahatladım. Şükürler olsun ki geç uyanmamıştım ve hazırlanmak için harakete geçtim. Her zamanki gibi kısa sürede hazırlanmıştım. Odamdan çıkıp içeriye yönelirken gitmesini umduğum kişi gitmemişti. Koltukta oturmuş ve kafasını iki elinin arasına almış ofluyordu. Umursamadan

"Hala neden buradasınız?" sorumu sorarken sert çıkışmışta olsam yüzüne bakmaya devam ediyordum. Ayağa kalkıp bana lanet okuduğum aslında bir yandan da yakıştırdığım gülüşünü gönderdikten sonra yüzündeki ifade yine masumluğa dönmüştü. Pek anlam veremesem de

"Dün..." dedi ve cümlesini tamamlamadı.

"Dün ..." dedim cümlesini tamamlamasını ima eden bir ses tonuyla,

"Dün bir şey yaptım mı ? Hatırlamıyorum ve gereksiz konuşmuşta olabilirim. Gereksiz rüyalarda görmüştüm o yüzden soruyorum" diyerek cümlesini tamamladı.

"Ha evet alkolün verdiği şuursuzlukla beni terbiyesizce evime ittirip az daha inme indiriyordun daha sonra salakça sırıtıyordun" her ne kadar bunları söylemek istesemde

"Hayır, bayıldınız ve size yardım edip eve getirdim. Uyku esnasında" dedikten hemen sonra birden sustum. Bir dakika bu adam rüyasında "Gitme, Anne, Bırakma beni" derken şimdi neden rüyasına gereksiz diyordu? Anne sonuçta neresi gereksiz bu rüyanın diye düşünürken, Hoca Bey'in

"Uyku esnasında..." benim yaptığımı yapıp cümlemi tamamlamamı istersecine konuşup sorar gözlerle bakıyordu. Oysa soğuk bakışlar atmıştım ben.

Bense düşüncelerimi bir köşeye atıp

"Uyku esnasında, annenize sesleniyordunuz ve fazlasıyla acı çeker gibi bir haliniz vardı" diyerek cümlemi bitirdim. Hiç beklemediğim bir şekilde

"Hiçbir şey duymamış, görmememiş gibi davran. Yardımın için tekrardan teşekkürler" dedikten hemen sonra ciddi ve öfkeli bakışlarını gözlerimden çekip hızlıca evimden çıktı.

Ben ise neden bu kadar sinirlendiğine anlam verememiştim. Kendi kendime

"Bu neydi şimdi?" demekle yetinmiş şaşkın bakışlarımla kalakalmıştım.

Oy-yorum eksik eyleme güsselll yoldaşş😍







Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

16.4K 546 41
İnsan hiç adını bilmediği birisine aşık olur mu? Olmaz demeyin çünkü ben oldum Hemde çok fazla... Aslı'nın adamına kavuşma hikayesi bu ... Çıkmaz s...
269K 17.2K 59
Ne ben ayırmıştım gözlerimi ondan. Ne de o. Şu an için aklımdan geçen tek düşünce gözlerine baktığım bu insanın bana ne yaptığıydı. Kendimi bilmesem...
9.2K 264 4
İzmir, beş yıl önce Savaş ve Sevda'nın aşkına şahit olurken beş yıl sonra Savaş ve Sevda'nın sessizliğinde boğuldu.
7.1M 413K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...