Herkes geldiğine göre grup tamamlandı. Millet tanışa dursun bende fırsattan istifade Doruk'u süzeyim dedim. Tam dönüp gözlerinin içine bakıyordum ki... Oda ne ? O gözler bana mı bakıyor? Vay canına... Bakışıyoruz. Ne diyorum ben ya? Kendine gel Arya! Hemen bakışlarımı geri çektim. Bir an utandığımı hissettim. Utku'da Bade'yi kese kese bir hal oldu. Anlamıyorum sen Utku Andaç dergilerde boy boy güzel kızlarla fotoğrafları olan kişisin bizim bu Bade'yi mi süzüyorsun. Ama Allah var kuzenim diye demiyorum çok güzel bir kız. Ne yalan söyleyeyim Utku ile de yakıştılar. Ben düşüncelerimle boğuşurken Ecem konuşmaya başladı.
-Neyse kızlar geldiğine göre bizde gidelim.
-Bekleyin kızlar beraber gideriz.
-Sağ ol Utku ama daha fazla yük olmayalım. Hem zaten arabada da sıkışmayalım siz rahat rahat gidin. Biz taksiyle döneriz.
-Olur mu öyle Arya ya! Hem bak Bade uzaklardan gelmiş hiç taksilerde sürünmeyin ben sizi götürürüm.
-Yalnız Utku bizimkiler Yunanistan'dan geldiler sizinkiler Amerika. Sence de annenler yorgun değil mi? Hani uzun yol ya.
-Aynen Utku siz gidin teşekkür ederiz tekrardan. Biz taksiyle döneriz.
-Aaaa olur mu öyle şey evladım. Koca bebeklerim sizin arabalarınız nerede?
-Sevim teyze ya koca bebek ne!
-Kızma Dorukcum. Siz benim koca bebeklerimsiniz ne yapayım yani.
-Annem koca bebek karizmayı bozuyor ya.
Hahhhhhhhhhh! Karizmaymış. Ukala şey. Yalnız bu koca bebek lafına kahkahalarla gülmemek için son anda dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu arka dörtlü, mafyaya benzeyen -çakma mafya çetesi- bu amca ve teyzenin yanında beyefendi kesildi. Vay vay vay bunları da mı görecektin Arya!
-Neyse çocuklar bunu Sevim teyzenizle sonra konuşursunuz ben çok yorgunum evime gitmek istiyorum. Şu konuya bir çözüm getirelim. Bade sen bizimle gel kızım. Belli ki bizim bu sıpa en çok seni sevdi. Baksana geldiğinden beri sana bakıyor gözümden kaçmadı.
-Baba!!!!
-Kesme sözümü canım oğlum yanlış bir şey söylemiyorum ki. Hadi bakalım senin için sorun olur mu Arya gideceğin yere bırakır seni Utku.
-Aaa.. şey..
-Tamam zorlamıyorlar seni Bade gelmek zorunda değilsin.
-Ahh hayır Utku gelirim tabi ki de ama sen şimdi ailenle takılırsın diye ben çekinmiştim.
Utku'nun bu sözler üzerine 32 diş sırıtmasıyla bizlerde güldük. Nasılda mutlu oldu kıyamam. Bu çakma mafya bozuntusu olan arka dörtlü yola mı geldi?
-Hayır ya sen bizimkileri boş ver.
-Bizi sevmediğini bu kadar belli etmeseydin bari oğlum.
-Olur mu annem çok seviyorum sizi.
-Tabi çok belli.
-Anne!
-Tamam, tamam. Hadi Bade gel bizimle.
Bade bana ve Lidya'ya döndüğünde Utku ile gitmek istediğini gözlerinden anladım.
-Hadi git canım sen yurtta görüşürüz.
-Lidya?
-Git kuzum ben Arya ile giderim.
-Peki kızlar görüşürüz.
-Görüşürüz.
Bade Utku ile giderken ben, Lidya, Ecem, Demir ve Doruk kaldık.
-Hadi kızlar bizde gidelim.
-1 dakika. Bizim arabalar gelir birazdan sizi bırakırız. Boş yere taksilerle uğraşmayın.
Doruk bizi bırakmayı mı teklif etmişti. Yoksa bu hayal dünyamın bana kurduğu saçma bir oyun mu? Doruk! Ben daha nelere şahit olacağım.
-Gerek yok Doruk biz buradan bir taksiye atlar gideriz. Teşekkürler.
Ne diyorsun sen Ecem ya! Ne taksisi! Burada Doruk bizi bırakmayı teklif ediyor sen yok diyorsun! Kızım sen kafayı mı yedin. Bu fırsat kaçar mı?
-Of Ecem uzatma işte arabalar gelmiştir bile hadi.
-Ya Demir! Off iyi bari hadi gidelim kızlar.
Bu konuşmanın üzerine Demir Lidya'nın valizlerini alarak arabaya doğru yürümeye başladı. Doruk bey elleri ceplerinde ilerliyor. Derken aklıma gelen ve şansıma lanetler okuduğum o an geldi. Benim bankaya gitmem gerek! Lanet olsun tüm paramı kıyafetlere harcadım ve bankadan gidip para çekmem lazımdı. Şansıma bir kez daha lanet ettim.
-Şeyy... Bir dakika siz gidin kızlar benim bankada işim vardı.
-Seni tek bırakmayalım bizde gelelim.
-Sizi Demir bıraksın kızlar benimde bankada işim var Arya'yı ben bırakırım.
Doruk beni mi bırakır? Beni... Doruk... Bırakmak... Banka... Lanetler okuduğum şansım... Ayyy Arya kendine gel!!
O değil de ben o kadar kendine gel Arya diyorum bir türlü gelemedim gitti. Hadi hayırlısı. Konumuza dönelim.
-Gerek yok Doruk ben giderim.
-Siz kızlar neden bir teklifte bulunulduğunda nazikçe kabul etmek yerine kabul etmiyorsunuz ve bizi uğraştırıyorsunuz.
-Kusura bakmayın Doruk Bey! İşinizden gücünüzden ettik sizi.
-Arya! Öyle demek istemediğimi biliyorsun. Hadi gel uzatmayalım bende gidiyorum zaten bırakırım seni.
Eee artık kabul edeyim değil mi? Bence de evet. Kızlar Demir ile birlikte giderken bende Doruk'un peşine düştüm. Arabada geçen sessiz yolculuğumuzun ardından bankada ki işimi hallettim. Yine arabadaki sessizliği koruyoruz derken Doruk'un telefonu çaldı.
-Efendim.
-........
-Ne! Nerede?
-.......
-Tamam bekle geliyoruz iyi misiniz?
-.......
-Tamam geliyoruz.
-Ne oldu?
-Demir kaza yapmış.
-Ne! Ecem? Lidya? İyiler mi?
-Lidya'nın bacağı sıkışmış. Ecem ve Demir iyi. Ambulansı çağırmışlar yoldaymış.
-Hemen gidelim. Tanrım. Kızın Türkiye'de ki ilk gününde başına gelenlere bak. Lütfen iyi olsun. Doruk hızlı sür.
-Arya yeterince hızlı sürüyorum.
-Daha hızlı sür!
-Bana bağırma.
-Tamam özür dilerim ben sadece korktum.
-Tamam iyiler sakin ol bir şeyleri yok.
Doruk'a kafa salladım. İçim içimi yerken Demir'in arabası göründü. Ambulans ve polis araçlarını da gördüm. Hızla arabadan inip koşmaya başladım. Görevliler Lidya'yı sıkıştığı yerden çıkartmaya çalışıyordu. Ecem kaldırıma oturmuş ağlıyordu. Demir' de ona sarılmıştı. Sarılmıştı? Demir Ecem'e sarılmıştı. Neyse ki şuan bunu düşünecek vaktim yok. Lidya arabada görevlilere canının yandığını söylüyordu. Ecem'e döndüğümde Demir hala ona sarılıyordu bende bu yüzden onun yanına gitmedim. Lidya'ya dışardan korkmaması gerektiğini söyledim. Neler oluyordu böyle? Neden aksilikler peşimizi bırakmıyor?
Lidya'yı çıkarıp ambulansa götürdüler. Demir'de bu sırada Ecem'i Doruk'un arabasına koymaya çalışıyordu. Koşup Ecem'i Demir'in kollarından aldım. Titriyordu canım benim.
-Sakin ol canım. Geçti herkes iyi.
-Araba Arya. Üstümüze üstümüze geldi. Arya ölüyorduk! Demir arabayı son anda durdurmasaydı eziliyorduk.
-Şşşştt. Geçti.
Ecem'i biraz olsun sakinleştirebilmiştim. Doruk Cem ve Utku'yu arayıp olanlardan haberdar ederken bende Bade'yi aradım.
Hastaneye geldiğimizde Cem, Doruk ve Bade' de danışmadaydı. Hemen yanlarına gittik. Bade'de ağlıyordu. Lidya'nın oda numarasını öğrenip yanına gittik. Bacağı sıkıştığı için biraz zedelenmişti. Neyse ki basit bir sargıyla halledilmişti.
Arka dörtlü hastane işlemleri ile ilgilenirken biz kızlarda Lidya'nın yanına gittik. İyi olduğunu söyleyip bizi biraz da olsa rahatlatmıştı. Doktor gelip çıkabileceğimizi söylediğinde Lidya'yı hazırladık. Tam çıkmak üzereyken içeriye arka dörtlü girdi.
Herkes kurtulduk dercesine bir yüz ifadesi barındırırken Cem dikkatimi çekti. Şok olmuş gibi bakıyordu. Lidya'ya baktığımda oda ağrısını falan unutmuş gibi şok olmuş derecede Cem'in bakışlarına karşılık veriyordu.
-Lidya?
-Cem?
Hadi bee sizde mi? Siz ne ara tanıştınız ya?