King's Cross istasyonuna geldiklerinde, Mine'nin içinde garip bir his vardı. Sanki burayı son kez görüyormuş gibi hissediyordu. Bu sene neler olacağına dair bir fikri yoktu. Belki de gerçekten son kez görüyordu buraları. Bu yüzden her anın kıymetini bilmeye baktı.
Eskiden yaptıkları gibi, arkadaşlarıyla kucak dolusu şekerleme satın aldılar.
Kompartıman sevdiği insanlar ve şekerlemelerle doluydu. Ancak hiç kimse eskisi gibi huzurlu hissetmiyordu.
* * * * * *
Hogwarts'a vardıklarında neşeleri biraz olsun düzelmek üzereydi ki yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmenleriyle tanıştılar: Dolores Umbridge. Dolores, müdür yardımcılığına atanmıştı. Öğrencilere kan kusturacak tipte biriydi. Kimse ondan hoşlanmamıştı.
Dumbledore klasik konuşmalarından birini yaptı ve Seçim Töreni başlamış oldu. Birinci sınıflar, heyecanla bina seçimi için sırada bekliyordu.
"Ne kadar da heyecanlılar. Birinci sınıftaki hâlimi hatırlıyorum da... Ben de böyleydim. Her şeyden habersiz..." Mine hüzünlenmişti.
Cadı olduğunu ve en iyi büyücülük okullarından biri olan Hogwarts'a kabul edildiğini öğrendiğinde nasıl da sevinmişti. Birbirinden güzel dersler görmüştü, bir sürü arkadaşı olmuştu. Kendini buraya ait hissediyordu. Burada yalnız değildi.
Geçmişiyle yüzleşmeye başladığı günden beri işler sarpa sarmıştı.
Birinci sınıfa, her şeyden habersiz; güzel vakitler geçirdiği günlere dönmek istiyordu.
Yaşadıkları, yaşına göre çok ağır şeylerdi. Artık sıradan bir hayat istiyordu.
* * * * * *
Mine, tören sonrası Harry'le karşılaştı. Harry, artık yara izinin acımadığını söyledi.
Mine'nin yara izi de henüz acımamıştı.
"Bu iyiye işaret, değil mi? Yani, Voldemort artık yok?" dedi Harry.
"Bilmiyorum..." dedi Mine. "Deniz fırtınadan önce çarşaf gibi olur."