Bölüm XI

7.8K 652 214
                                    

Üç arkadaş birinci kattaki kullanılmayan kızlar tuvaletine geldi.

"Myrtle?" diye seslendiler. Birkaç saniye sonra ortaya çıktı. Onu gördüklerine bu kadar sevinecekleri akıllarına gelmezdi.

"Tam olarak nasıl öldüğünü öğrenmek istiyoruz." dedi Mine.

"Tuvalette ağlıyordum. Sonra bir ses duydum. Biri bilmediğim bir dilde konuşuyordu. Erkek olduğunu anlayınca ona gitmesini söylemek için kabinden çıktım ve öldüm."

"Nasıl yani? Bir anda mı öldün? Bir şeyler görmedin mi?" diye soruları sıraladı Harry.

"Tek gördüğüm büyük sarı gözlerdi." dedikten sonra Myrtle çığlık atarak kendini klozete attı.

Etraflarında bir ipucu aramaya başladılar. Az sonra Mine, musluktaki yılan kabartmasını fark etti. Bir şeyler fısıldadı ve musluklar ayrıldı, zeminde bir boşluk açıldı. Kısa bir tereddütten sonra atlamaya karar verdiler.

Uzun bir inişten sonra toz toprak bir zemine düştüler. Biraz ilerlediler ve sonra yer sallanmaya başladı. Deprem gibi bir şeydi ama kimse ölmedi. Kaya parçaları yuvarlanıp bir duvar oluşturdu ve Harry'yi, Mine ve Ron'dan ayırdı. Koca kayaları hareket dahi ettiremediler. Harry yolun kalanını yalnız gitmek zorundaydı.

Etrafı sularla kaplı büyük bir yere geldi. Az ileride, yerde yatan Justin'i gördü. Hemen onun yanına koştu. O sırada yanlarına biri daha gelmişti.

"Tom? O yaşıyor mu?" diye sordu Harry.

"Evet, şimdilik."

"Ona yardım etmeliyiz. Hogwarts'a dönmeliyiz." dedi Harry.

"Korkarım bunu yapamam. O güç kaybederken ben güç kazanıyorum. Evet, Sırlar Odası'nı açan kişi Justin Finch-Fletchley'di. Basiliski salan ve duvara tehdit mesajını yazan da oydu."

"Neden?" Harry afallamıştı.

"Çünkü ben yapmasını söyledim. Tabii o ne yaptığını bilmiyordu. Bir çeşit transtaydı diyebiliriz. Her neyse, bilmeni isterim ki artık bulanıkları öldürmekle ilgilenmiyorum. Aylardır tek bir hedefim var. O da sensin. Nasıl oluyor da sıra dışı hiçbir büyü yeteneği bulunmayan bir çocuk tüm zamanların en büyük büyücüsünü yenmeyi başarıyor? Lord Voldemort tüm güçlerini yitirirken nasıl oldu da sen bir tek izle kurtulmayı başardın?"

"Bundan sana ne? Voldemort senden çok sonra yaşadı."

"Voldemort benim geçmişim, bugünüm ve geleceğim." dedikten sonra asayla havaya Tom Marvolo Riddle yazdı ve bir asa hareketiyle harfler yer değiştirdi: I am Lord Voldemort*

Tom, basiliski serbest bıraktı. Basilisk Harry'ye karşı atağa geçerken, Fawkes pençesinde Seçmen Şapka'yla yanlarına doğru uçuyordu. Seçmen Şapka'yı Harry'ye attı ve basiliskin gözlerine saldırarak onu kör etti.

Seçmen Şapka'nın içinde beliren kılıcı alan Harry, yüksek yerlere tırmanarak basiliskin hizasına yetişti. Birkaç başarısız denemeden sonra kılıcı ağzına saplayabildi. Bunu yaparken basiliskin dişi koluna batmıştı.

"Birkaç dakika sonra öleceksin."

Harry bu söze aldırmadı. Koluna saplanmış dişi çıkardı. Seçmen Şapka'nın içinde beliren günceyi aldı ve dişi ona sapladı. Bunu yapmasıyla birlikte Tom ışıklar saçarak yok oldu.

Harry öleceğini kabullenmişti. Fawkes'ın ona doğru uçup yanında konmasıyla yüzüne bir gülümseme yerleşti. Fawkes'ın gözünden dökülen göz yaşı Harry'nin yarasını iyileştirmişti.

"Tabii ya! Anka göz yaşının iyileştirici özelliği var." dedi Harry. "Teşekkürler, Fawkes."
____________________________

*Ben Lord Voldemort'um (çn)

Hogwarts'ta Türk CadıWhere stories live. Discover now