Bölüm VIII

6.3K 617 472
                                    

Boş dersinden yararlanan Mine, kullanım dışı olan kızlar tuvaletine gitti. Myrtle ortalarda gözükmüyordu. Bir köşeye oturup, okula gizlice soktuğu cep telefonundan Fred'i stalklamaya başladı. WhatsApp durumuna, Instagram fotoğraflarına ve tweetlerine bakıyordu.

O sırada tuvaletin kapısı açıldı. Mine, telefonu saklayacak vakit bulamamıştı bile.

Kapıdan giren kişinin Harry olduğunu görünce rahatladı.

"O elindekiyle ne yapıyorsun öyle?"

Harry aslında senelerce mugglelarla birlikte yaşadığı için televizyon, telefon gibi cihazlara alışıktı. Hatta Reha Muhtar en sevdiği televizyon muhabiriydi. Ancak telefona bir türlü anlam veremiyordu.

"Hiç." dedi Mine. Ardından telefonu cübbesinin cebine attı. "Asıl sen burada ne yapıyorsun?"

"Şey... Acaba benimle Noel Balosu'na gelir misin? Davet edecek birini bulamadım ve yalnız gitmek istemiyorum."

"Yani beni son şans olarak mı görüyorsun?" Mine'nin sesi darılmış gibiydi.

"Hı? Yo yo hayır. Sadece-"

Mine, Harry'nin koluna vurdu ve gülerek: "Şaka yapıyorum." dedi. "Ben Fred'le gidiyorum. Neden Luna'ya sormuyorsun? Onun da henüz kavalyesi yok."

Bu fikir Harry'nin hoşuna gitmişti.

Kapıdan çıkmak üzereyken geri döndü: "O iPhone 6 Plus değil mi? Bükülüyor diyorlar onun için?"

"Ya bi bitmediniz &+^%$½$" diye bağırdı Mine.

Harry gittikten sonra Mine telefonu bükmeyi denedi. Biraz zorlayınca telefon harbiden büküldü. Ancak büyücü dünyasında bu bir sorun değildi.

"Reversus Revolvus!"

* * * * * *

Mine, baloya hazırlanmak için yatakhaneye döndü. Kızlar, Mine'nin tahmin ettiği gibi telaşlı gözükmüyordu. Normalde düğüne falan gidilecekse, tüm kızlar bir odaya toplanır alelacele makyaj, saç falan yapardı. Ana baba günü gibi olurdu her yer.

Mine'nin kafasında deli sorular vardı: Acaba görümce topuzu mu yaptırsaydı? Göbeği çıkmasın diye korse giymeliydi yoksa internette gördüğü bir saatte zayıflatan karışımı mı hazırlamalıydı? Neyse, dedi Mine; aklını toparlamak için orta şekerli bir Türk kahvesi yaptı. 

Ravenclaw öğrencileri, insanları görünüşlerine göre yargılamamayı iyi biliyordu. Kızlar, güzellikleriyle değil; zekâlarıyla takdir görmek istiyordu. Bu yüzden yüzlerine "badana" yapma gereği duymuyorlardı.

Gel gelelim ki, Türk cadı Mine, bu durumu başta yadırgamıştı. Yanında getirdiği saç simleri, eyeliner, ruj, bb krem vesaire çöpe gidecekti. Zaten Avon'dan almıştı, çok üzülmeden hepsini çöpe attı ve arkadaşları gibi; yüzüne güzel bir gülümseme yerleştirdi. Lacivert elbisesini giydikten sonra baloya hazırdı.

* * * * * *

Balo için büyük bir salon hazırlanmıştı. Ayrıca The Weird Sisters grubu canlı müzik yapacaktı.

Mine, kavalyesi Fred'le salona girdiğinde tüm gözler ona çevrilmişti. Herkes ona bakıyordu. Mine kasıla kasıla yürürken Fred'in "Hey dişinde kahverengi bir şey var." demesiyle, herkesin neden ona baktığını anladı ve dişindeki telveyi temizledi.

Adrian, baloya Hufflepuff öğrencisi Hannah Abbott'la; Adele ise Neville ile katılmıştı.

Mine hemen Twitter'a girip atarlı bir tweet attı: "Sizin hayallerinizden biz vazgeçtik ;)););)))"

Mine'nin yakın arkadaşı Cho, anında favladı; Luna, retweetledi.

Balo boyunca canlı müzik eşliğinde dans ettiler. Son zamanlarda yaşadıkları şeylerden sonra böyle eğlenmek iyi gelmişti. Ayrıca Fred ve George sürekli şakalar yapıp onları güldürmüştü.

Balo bitti ve öğrenciler yavaş yavaş yatakhanelerine dönmeye başladı.

Fred, Mine'ye eşlik ediyordu. Ravenclaw Ortak Salonunun önüne geldiklerinde Fred, Mine'yi alnından öptü.

"Bir erkek bir kadını dudağından öperse sevgilisi olur, sevgilisinden ayrılabilir ama bir erkek bir kadını alnından öperse alın yazısı olur. Alın yazısı değişir mi hiç?"

"Ya Fred, Allah belanı versin. Karagül'ü mü izliyorsun ya?"

Hogwarts'ta Türk CadıWhere stories live. Discover now