Asel

Από Hikaray

7.6M 247K 26.2K

Küçücük bir bedeni nasıl sığdırdılar beyazlar içine? Oysa kendi halinde saf ve naif dünyadan kopuk bir kızke... Περισσότερα

1 - Can Parçası
2 - Kınalı Güzel
3 - Gelin
4 - Kelebek
5 - Kanatsız
6 - Kaçış
7 - Yeniden
8 - Nefret
9 - Hata
10 - Kocacığım
11 - Uzak
12 - Gecelik
13 - Ölümsüz
14 - Ten kokusu
15 - Benimsin
16 - Doğruluk
17 - Biz Bize
18 - Özel
19 - Yaralı
20 - Kayıp
21 - Geçmiş
22 - Huzur
23 - İhanet
24 - İntihar
25 - Melek
26 - Kurtarıcı
27 - Doktor
28 - Kanından Canından
29 - Kıskanç
30 - Bebek
Bölüm-31 Yağmur
Bölüm-32 Emanet
Bölüm-33 Kurşun Yarası
Bölüm-34 Geçmişten Gelen
Bölüm-35 Kan
Bölüm-36 Kan II
Bölüm-37 Katil
Bölüm-38 Yürek Tanem
Bölüm-39 Bal Tanem
Bölüm-41 Baba
Bölüm-42 Aşk kokusu
Bölüm-43 Hoş Geldin Hayatıma
Bölüm-44 Aşk Final
Bölüm 45- Benim ol
Kırmanşah
!
Cebri İcra
Teşekkürler! ❤

Bölüm-40 Kırılış

103K 3.3K 246
Από Hikaray

Aslında final olan bir bölümü tekrar yazdığım için beklettim sizi.


-x-

"Maalesef nedir doktor?" Diye çıkıştı Miranlı aşiretinin ağası.

"Maalesef efendim, makinemizin bozuk olmasından dolayı tam olarak göremiyorum bebeği ama," Bir kaç tuşa bastıktan sonra tüm odada yankılanmaya başlayan sesle Asel daha fazla dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

"Bebeğim..." Karnına götürdüğü narin ellerle okşadı karnını. Kulaklarına dolan kalp atışlarıyla canlanmıştı sanki tekrar, derin bir nefes alarak kendini ağlayarak rahatlattı.

Kalp seslerini duyan Çağan şaşkınlıkla kalmıştı. Bu, onun bebeğinin kalbiydi ve atıyordu!

"Şu an zaten tam olarak görmemiz gayet normal ama bebeğin durumu kalp atışlarına göre gayet iyi olduğunu gösteriyor. Bir kaç aya tam olarak bebeğinizi de görebilirsiniz."

Çağan başını zevkle arkaya itti ve olabildiğinde deli gibi kahkahalar patlamaya başladı. "Allahım, sana şükürler olsun!" Diye haykırdı. Aldığı güzel haberle yerinde durmakta zorluk çekiyordu, karnı temizlenen ve yerinden kalkmakta olan Asel'e döndü.

Asla yapmam dediği şeyi yaptı, kadının zarif bedenini sardı kollarıyla ona sımsıkı sarılarak kaldırdı. "Baba oluyorum! Ben baba oluyorum!" Bu hareketti Asel'i biraz tuhaf hissettirmişti, kocası odunun ta kendisiydi. Bu kadar sevineceğini tahmin bile edemezdi, daha çok bebeği dışlar onu istemez kendi kendine büyütür diye düşünmüştü.

"Ç-Çağan ağa." Dedi adamı mutluluktan sıyırtarak. Hafifçe al renge boyanan yanaklarıyla utandığını çok belli ediyordu.

Kocasından utanmış olması ne kadarda saçmaydı. Nedenini bilmese de bu Çağanın çok hoşuna gitmişti, yaptığı şeyin farkında olup geri çekilmesiyle sarılma kısa sürmüştü.

Bu kadın neden onu bu kadar mutlu etmeye başlamıştı? O eski sümüklü tabirini yakıştırdığı kadından zerre kadar eser yoktu. Bir türlü anlam veremiyordu, ne ara sevmişti? Ne ara kaptırmıştı buzdan kalbini bu masum güzelliğe.

Hafif çatılan kaşlarıyla kafasını salladı. Yok, aşık değildi. Evet bu mümkün değildi -olmamalıydı- derince soldu nefesini burnundan. Şu an ne demesi gerekiyordu hiç bir fikri yoktu, sus pus kalmışlardı. Kapının açılıp kapanmasıyla giden hemşireyi geç fark etmişlerdi.

Kadının eline uzandı. Parmaklarını geçirdi eline, yaptığı harekete anlam veremese de devam etti. "İyi olduğun için teşekkür ederim..." Söylediği cümlenin ne kadar saçma olduğunu fark ettiğinde dişlerini sıktı.

Oldum olası hiç beceremezdi güzel şeyler söylemeyi. Odun demek daha basit olurdu aslında, masif bir ağaç parçasıydı tam olarak. Aşk, sevgi geçici şeyler olarak görürdü hep.

İnsanlar sevdiklerinin canını yakmayı severlerdi. Bu doğru değildi belki de ama kendini böyle alıştırmıştı oysa o Asel'e kıyamıyordu artık.

Ellerinden ayrılan elleriyle parmak uçlarıyla karnında daireler çizdi. Şimdi burada... Onun kanından, onun bir parçası olan bebeği mi vardı. Gururlu sırıtmasıyla dalıp gitmişti.

"Neden sırıtıyorsun ağam?" Dedi kadın merakla. "Ağam... Demeyi bıraksan artık?" Dudaklarının kenarını ısıran kadın donup kalmıştı. "Ne demeliyim ağam?"

İnadına mı yapıyordu? İlla utandıracaktı Çağanı.

"Hatırlıyor musun, bir keresinde bana 'kocacığım' demiştin," yutkundu. "Yine desene?" Alaylı ses tonuyla kadının yanaklarını deli gibi kızartmıştı.

"Ç-Çağan iyidir." Dedi geçiştirerek.

"İyimdir tabi." Gözlerini devirdi Asel nefesinin altından ufak bir mırıltıyla cevap verdi adama. "Tabi, öylesindir. İntikam yemini edip hayatımı mahfeden ağa bozuntusu."

"Efendim?" Dedi Çağan kaşlarını kaldırarak.

"Konağa gidelim mi ağam? Bizi merak ederler." Duraksadı, "Yani... Çağan."

Bu daha iyidi kulaklarında.

-x-

Aldıkları güzel haberle konağa dönen çift, konağın kapısında Miranlı ailesinin merak dolu bakışlarıyla karşılaşmışlardı.

Züleyha ağlamak üzereydi. Ateş başını eğmiş bakamıyordu bile, ailenin babası Ahmet ağa başını sallamakla yetindi.

"Hadi içeri geçelim." Dedi Çağan durgun bir ses tonuyla. İçeri yavaş yavaş giren aile salonda yerlerini almışlardı.

Derin bir nefes alan Çağan, Asel'e baktı. Kadın adeta huzur saçıyordu artık gözlerinde. "Başımıza gelen kötü şeyler..." boğazını temizleyen ağa sözünü tamamlamak istese de tam olarak ne diyeceğini bilmiyordu.

"Unutmak kolay olmayacak tabiki." Elini karısının karnına götürdü nazikçe.

"Ama üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz..."

Dudaklarını teslim alan kocaman sırıtışla baktı ailesine. Kendinden gurur duyduğu her halinden belliydi.

Gözleri dolmaya başlayan yaşlı kadın yerinden kalkarak sarıldı oğluna.

Ağabeyi derin bir nefes aldı, başını arkaya itti. Dudaklarının arasından kayan o cümle saplanmıştı Asel'in kalbine.

"Görüyor musun Deniz gözlüm... İzliyor musun bizi?" Kolunda hissettiği ufak dokunuşla bakışları kaydı hamile kadına. Parlayan meraklı gözlerle bakıyordu Ateş'e.

Onu sakinleştirmeye çalışıyordu, başarmıştı. Deniz gözlüm dediği kadının kardeşiydi. Aşk ne kadar mucizeviydi.

Çağanın yaptığı hataları düşünmeye yeteri kadar vakti olmuştu. Karısının yokluğunda öyle üzülmüştü ki ona hissetmeye başladığı duyguları sonunda anlayabilmişti.

Semra hatasından utanıyordu. Bir gecelik bir ilişkiydi, Asel küçüktü. Ona dokunamazdı... Kendini tatmin edecek başka ne yapabilirdi ki? Of. Yinede kalbine batıyordu hatası.

En çokta o gün Asel'in peşinden gitmeyişi. Şimdilik sakin duruyordu Asel, sanki unutmuş gibiydi.

Asel'e baktı, kaçamak bakışlarla onu izliyordu. Ateşle konuşurken etrafına yaydığı mutluluk onun yanındakinden başkaydı... Kıskanmamıştı. Ne kıskanacaktı ki? Ağabeyi Dilan'a aşıktı hala, yirmi senedir unutmamış şimdi mi unutacaktı.

İkiliye bakarken dalıp gitmişti. Şimdi düşündü de, Asel çok benziyordu Dilan ablaya.

O yüzden Ateş, aşık olmaya başlayabilir miydi karısına?

Mavimsi gözleri, onun yüzünden aldığı güzellik... İkiz sayılırlardı bir bakımdan.

Ateşin eli kardeşinin karısının karnındaydı. Gülüşüp, sohbet ediyorlardı. Dişlerini sıktı, yüz hattı iyice gerilmişti.

Bir hırsla karısının yanına gitmiş beline dolamıştı kolunu. "Ee, ne konuşuyorsunuz?" Dedi araya dalarak. "Amca oluyorum demek ki, bebeğe bir şey olmamış çok şükür."

"Evet çok şükür." Dedi onaylayarak.

Daha da sıkı kavradı karısını. Kendine çekti kıskançlıkla. Sanki 'uzaklaş, bana ait' diyordu.

Bu durumdan en rahatsız olmaya başlayan Aseldi. Belini tutan elleri itti isteksizce, geriye doğru adım attı. "Kocam olabilirsin ama bana yaptıklarını unuttum sanma. Sırf bu bebeğin hatırına iyi davranıyorum sana. Sabrımı fazla zorlama..."

Söylediği son söz buydu ve öylece daha fazla konuşmadan yukarı odaya gitmişti.

Üzgün, şaşkın olan Çağan ve onun o suratına sırıtarak gülen Ateş kalmıştı geriye.

-x-x-x-

Bu bölümü değerli bir arkadaşa ayırdım. Bana mesaj atıp, benim hikayemden cesaretlendiğini söyledi. Bu beni o kadar çok mutlu etti ki, fikirlerini benimle paylaştığında hayran kalmıştım. Aşk dolu, hayata yeniden dönmeye çalışan, töreye karşı gelmiş güçlü bir kadını ele alan bu hikayeyi herkese tavsiye ederim.

-Hikaray.

Töre aşk'a engel midir? Veya aşk dedikleri töreyi ezecek kadar güçlü mudur!

Hicran bu soruların hiç birini cevaplayamıyordu işte artık. Babasına baş kaldırmış sevdiğimi adama emanet etmişti kendini! O dağ gibi adama emanet etmişti yüreğini. Oysa o, yüreğini kapıp göç etmişti bu dünyadan. Geriye sadece bir avuç toprak bırakarak...

Yeniden sevebilecek miydi birini bilmiyordu! Töre'ye karşı gelmişti bir kere, güvendiği dağda yitip gitmişti.

Geriye sadece ufak anılar bırakarak yok olmuştu. Töre diyerekten koparttıkları bu narin çiçeği hangi aşk tekrar sulayıp yaşama döndürecekti?

Aşk dolu bir hikayeyle sizin okumanızı bekleyen sayfalar var. Hicranın Yarasına ortak olun...

Hicran Yarası.
Yazar: beyaz-kanat

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

23.2K 2.9K 38
Şimdi hiç bilmediğim bir yerde, doğru düzgün tanımadığım insanlara muhtacım. Ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Ailemi nerede ve nasıl bulacağımı...
ÇİRKİN ❅ Από Büşra

Ρομαντική

5.7M 233K 33
Terk edilmiş genç bir kadın, başkalarının onun için çizdiği gelecekte oynamak yerine kendi bir hamle yapar ve onun aksine ailesinin göz bebeği olan b...
6.1K 890 10
kendisinin en büyük düşmanı olarak bilinen jeon jungkook'tan gizlice hoşlanan taehyung, ona anonim bir şekilde mesaj atmaya karar verir.
207K 10.6K 55
Söylediklerini kabullenmeyerek kafamı iki yana salladım. Ona doğru uzandığımda ellerimi göğsüne koydum. Gözyaşlarım dur durak bilmiyordu. "Hayır, Kuz...