İnönü'den Önceki Beyaz Ev | S...

Autorstwa ashrari2

4.3K 389 360

Çocukluğundan beri yurt dışında yaşamını sürdüren Semih, dedesinin ölüm haberi ile birlikte İstanbul'a gelir... Więcej

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46

13

75 9 4
Autorstwa ashrari2

"Alo! Şefim günaydın. Yoldaysan hiç şubeye uğramadan geçen seferki ormana gel."

Arabasıyla emniyete yol alan komiser Kenan, Arda'nın aramasının ardından rotasını değiştirdi. "Bu sefer elimden kaçamayacaksın Semih efendi!"diye söylenerek gaza yüklendi. Daha önce bir kol ve bir parmağın bulunduğu ormanlık alana doğru seyretti.

İki gündür gecesi gündüzü Semih olmuştu. Semih'in İstanbul'a dönmesinin ardından bulunan iki uzuv canını çok sıkmıştı. Uzuvlardan daha fazla canını sıkan şeyse, uzuvlara ait cesetlerin ya da yaralıların halen bulunamamış olmasıydı.

Kol ve parmağın bulunması ile birlikte Semih'in tüm hareketlerini mercek altına almıştı. Adli tıp raporları Semih'i doğruluyordu. Bulunan parçaların bedenlerinden tahmini koparılma zamanları, Semih'in uçağının İstanbul'a inmesinden öncesine aitti. Ayrıca Semih'in kendi hakkında verdiği tüm bilgiler teyit edilmişti.

Ama Kenan bir defa Semih'i kafaya takmıştı. Bulunan uzuvların Semih ile bir bağlantısı olduğundan adı gibi emindi. Ancak henüz aydınlatabilecek bir done bulamamıştı. Cinayet vakalarının çok büyük bir kısmını ya aynı gün ya da ertesi gün aydınlatır, katillerin kaçmasına fırsat tanımadan enselerdi. Ne zaman ki iki günü geçse o iş sarpa sarar ve uzardı.

Anlık işlenen cinayetlerde katiller, olayın sıcağı sıcağına mutlaka hatalar yapar ve bir şekilde kendilerini ele verecek izleri arkalarında bırakırlardı. Ne zaman ki iki günü geçse o zaman katiller olayın şokunu atlatmış olurlar. Dolayısıyla daha soğukkanlı düşünerek hareket ederler ve rahatlıkla delil karartma ya da kaçma yoluna başvururlardı.

Kenan aynı zamanda iki gündür gizlice Semih'i izletiyordu. Semih'in mezarlığa gitmesinden, mahallede dolaşmasından haberdardı. Hatta Arden ile içtiği kahveye, derenin karşısındaki bir binanın çatı katından bizzat kendisi eşlik etmişti.

Ayrıca Beyaz Ev'e girip çıkanları da takip ettirmişti. Çalışanlar dışında bir avukat, iki mali müşavir ve güvenlik kamerasını takan teknik ekip girip çıkmışlardı. Hepsinin de peşine adamlar takmış, haklarında bilgiler edinmişti. Ancak tüm uğraşlarına rağmen henüz Semih'i suçlayabilecek bir ize rastlamamıştı.

Adli tıptan gelen DNA raporları parmak ve kolun farklı kişilere ait olduğunu doğrulamıştı. Önörgüleri de doğru çıkmıştı. Kol, 20'li yaşlarında bir genç kıza aitti. Parmak ise aynı yaşlarda farklı birisine... İkisinin de kimlikleri henüz tespit edilememişti. Türkiye'deki tüm hastane polislerine resmi yazı yazmış, kesik bir parmak veya kol vakası ile başvuru olursa anında bilgi talep etmişti. Ancak herhangi bir dönüş gerçekleşmemişti. Kayıp şahıslar dosyalarından, uzuvların ait olabileceği kişilerin listesini almıştı. Yüzlerce, hatta binlerce kayıp gencin isim listesi geldi. Ayırt edebilmesi imkansızdı.

Arda'yı özel olarak dövmecilerle görüşmesi için görevlendirmişti. İstanbul'da ne kadar dövmeci varsa Arda teker teker dolaşıyor, yetişemediği yerlere başka ekipleri yolluyordu. Koldaki dövmenin fotoğrafını tüm dövmecilere gösteriyorlar, tahmini yapıldığı zamanı ve bu dövmeden yaptıranların bilgilerini toplamaya çalışıyorlardı.

Arda sadece İstanbul ile sınırlı kalmamıştı. Diğer 80 şehre özel ve ivedi olarak resmi yazı yazdırmış, her şehirden bir ekibi görevlendirip tüm dövmecileri dolaştırarak resmi göstermelerini sağlamıştı. İşin kötü yanı ise dövmenin deseni gençler arasında en popüler olan desenlerdendi. Binlerce kişi aynı desenden çizdirmişti. Ulaşabildiklerinin iletişim bilgileri ve sosyal medya hesaplarını listelemişlerdi.

Sonuç olarak ortada binlerce genç kız ismi vardı. Üstelik bu sadece kola ait olma ihtimali taşıyanlardı. Parmağa ait henüz ellerinde hiçbir bulgu yoktu.

Kenan, yaptıkları son çalışmaları zihninden geçirerek olay yerine gitti. Yine aynı yerde, Beyaz Ev'in sınırının bitip sit alanının başladığı ormanlık alandaki otoparkta durdu. Bu kez kıyafetlerini ve ayakkabılarını değiştirmeden yürüdü. Her zamanki gibi elleri yine cebindeydi. Kolum bulunduğu noktanın 30 metre ilerisindeki şeritlerle çevrili alanı gördü. Ağaçların arasında görünmeden ilerledi. Kısa bir süre, iri gövdeli bir ağacın arkasına saklanarak meraklı vatandaş kitlesini seyretti. Geçen seferki kitle ile aynı kişiler var mı diye gözleriyle tarama yaptı. Sadece olay yerine sonradan gelen temizi görevlisi aynı kişiydi. Temizlik görevlisinin yüzüne dikkatle bakarak beynine işledi. Hemen ardından her zaman olduğu gibi kalabalığın içerisine girerek düz vatandaş taklidi yaptı.

"Abi ne olmuş burada böyle?"

Vatandaşlardan birisi, "Biz de anlamadık. Polisler samanlıkta iğne arar gibi etrafı didik didik ediyorlar,"dedi.

Kenan dikkatle şeritlerin içine baktı. Gerçekten de ne buldukları belli değildi. Şeridin arkasında duran Arda Kenan'ı fark etti. Ancak her zaman olduğu gibi göremezlikten geldi. Bu esnada Kenan, Kaş ve göz hareketleri ile kalabalığın görüntüsünün alınması talimatını Arda'ya iletti.

Uyum noktasında zirvede olan Arda, mesajı anında aldı ve olay yeri incelemenin video kamerasıyla kalabalıkta bekleyenlerin videosunu çekti.

Kalabalıktan beklediğini alamayan Kenan şeridin arkasına geçti. Arda, kuru öksürük taklidi yaparak diğer polis memurlarına rütbeli birisinin geldiğini işaret etti. Diğerleri de toparlandı.

"Hoş geldin şefim."

"Hoş bulmadım Arda. Yine ne bulunmuş?"

"Benim hesaplar tutmadı be şefim. Ben tırnak bekliyordum ama kulak çıktı."

"Ne hesabı, ne tırnağı?"

"Bak şimdi şefim; ilk olarak ne bulduk, bir kol. Arkasından ne bulduk, bir parmak. Gittikçe küçülen bir değer. Yüzdelik dilime vurduğumuzda, aynı küçülme ile bulabileceğimiz tek şey tırnak olması gerekirdi."

"Ne saçmalıyorsun Arda!"

"Aa,saçmalama deme şefim. Ben olaya tamamen bilimsel yaklaşıyorum!"

Kenan Arda'dan ön bilgiyi aldıktan sonra kulağın olduğu yere doğru adımladı. Bir ağacın gövdesine yakın, toprağın üzerine taşmış iki büyük kökünün arasında duruyordu. Sanki buraya özenle yerleştirilmiş gibiydi.

"Var mı yaş, cinsiyet tahmininiz?"

Kenan'ın yanında duran olay yeri inceleme uzmanı karşılık verdi. "Maalesef komiserim. Meslek hayatımda ilk defa kesik bir kulak buluyorum."

"Fotoğraflarını çektiniz mi? Biraz inceleyebilir miyim?"

"Hallettik komiserim. Şu maşayla inceleyebilirsiniz."

Kenan, uzun bir maşa ile kulağı yerden kaldırdı. Kesik bölgesini detaylıca inceledi. Kesinlikle profesyonel bir kesikti. Hiç zorlanma olmadan, sanki lazerle ayrılmış gibi düz bir kesik...

"Şefim, bence katil veya katiller bize mesaj vermeye çalışıyorlar."

Kenan, elinde maşayla yanına çöken Arda'ya baktı. "Ne mesajı?"

"Kol ve parmaktan bir şey çıkaramadım. Ama kulak manidar. Mafya işi olabilir."

"Ne manidarı? Ne mafyası?"

"Ne mafyası olacak şefim, bildiğimiz suç işleyen mafya. Yıllar önce böyle iki ceset bulmuştuk. Ağızlarına para sıkıştırılmıştı. Mafya kapışmasından dolayı. Bir mafyanın adamı başka bir mafyaya ispiyonculuk yapıyormuş. Mafyalar yine mesaj veriyor olabilir. Para karşılığı ispiyonculuk yapanların sonu budur gibi."

"Peki kulaktaki mesaj nedir?"

"Yani yine muhbir infazı olabilir. Kulak nedir, dinleme. Bizi dinleyip başkalarına anlatanların kulağını keseriz demek istiyor olabilirler."

"Madem öyle, kol ve parmağın mesajı ne?"

"Henüz o kısma çalışmadım şefim. Malum ben tırnak bekliyordum."

Arda'nın söylediklerini bir komplo teorisi gibi düşündü. Ancak arka arkaya bulunan uzuvların illaki bir mesajı olmalıydı. Eğer bu kulak, önceki iki kişiden birisine ait değilse fail sayısı üçe çıkabilirdi. Bu durum ise Kenan'ın canının çok daha fazla sıkılmasına neden olacaktı. Olayın basına yansıması ise tam bir facianın habercisi olabilirdi. Bu nedenle olayların basına sızmaması için de ayrı bir gayret göstermeleri gerekmekteydi.

"Bu bölge daha önceden taradığımız alanda kalıyor değil mi?"

"Doğrudur şefim. Sahil boyunca kilometrelerce alanı taramıştık. Kesinlikle o günden kalma değil. Yeni bir vaka."

Kenan tuttuğu maşayla kulağı eski yerine bıraktı. Ayağa kalktı. Her zaman olduğu gibi etrafına detaylıca bakarak tam bir tur döndü. Derin bir nefes aldı.

"Yeni bir olay daha olacak Arda. Artık bu kaçınılmaz. Çok güvendiğin üç ekibi ayarla. Buraya tuzak kuracağız!"

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

211K 7.3K 32
Bora'nın üzerime gelen adımlarıyla birkaç adım daha ondan uzaklaşmak istesem de yatağa çarpan bedenimle durmak zorunda kaldım. Gözlerimin derinine ba...
952 103 15
Merhaba benim adım Hiyo lise üçe giden özgüvensiz ve ayrıca anksiyete sahibi bir kızım... Yada ben öyle düşünüyorum. Özgüvensiz #1 Başlangıç:08/11/22
7.1K 574 19
Tozkoparan iskender gölgenin devamı ! Herşey bir kurgudan ibarettir!