TENİ TENİME [BxB]

By maryjane5555

1.2M 57.7K 15.7K

Yalnız kalmış Aden'le kimseye dokunamayan Aslan'ın hikayesi... Kitapta şiddet, sex, taciz, uyuşturucu, cinay... More

Tanıtım
1. Çöp
2. Tokat
3. Dokunuş
4. Bücür
5. Zorla davet
6. Pijamalı Güzel
7. ikinci dokunuş
8. Kara gözlünün Kıskançlığı
9.ilk öpücük
10. Aşk & Nefret
11. Deli mutluluk
12. Sevgili
13. Panik Atak
14. uykucu
15.
16. Pişman
17.
18. Yeni iş
19. Kudurtmaca
21. Teselli
22.
23.
24. Güvendesin
25.
26.Gün
27. Bağış Gecesi
28. Şok!
29. Cılız Ceylan
30.
31.
32.
33.
34
35
36.
37. beş paralık
38. şirket
39.
40.
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
54.
55.
🖤
56.
57.
58.
59.
60.
61.
62.
63.
64.
65.
66.
67.
68.
69.
70.
71.
72.
73.
74.
75.
76.
77.
78.
79.
80.
81.
82.
83.
84.
85.
86.
87.
88.
89.
90.
91.
92.
93.
94.
yoklugumda olanlar
95.
96.
97.
98.
99. Veda

20.

16.9K 859 121
By maryjane5555

Deli oğlan bir hışımla odadan çıkınca şaşkın ve öfkeli adamları arkasında bırakmıştı. Levent ve arkadaşları da onun peşinden odayı terk ederken Aslan öylece orada kalmış içerideki garsonların ona korkarak bakmasını umursamadan sakinleşmeye çalışıyordu. Pek de başarılı olduğu söylenemezdi.

Eldivenli ellerini dağılmış saçlarına atıp geriye yatırırken derin bir nefes aldı. Aden'in nasıl da başkalarının yanında tenini sergilemiş olmasını kabullenemiyordu. Onu bilerek kırışı aklına geldikçe ne kadar büyük bir salaklık yaptığını şimdi daha iyi anlıyordu. Aden'in onu böyle her seferinde yerle bir edip geride bırakması, o zayıf bedenine rağmen bu kadar cesur davranışlar sergilemesine, ona karşı her kaybedişinde daha da aşık oluyordu adam.

Yanındaki garsonların şimdi farkına varıyormuş gibi çocuklara baktı. Ürkütücü sesiyle "Aden'in boynuna ne oldu?" diye sorunca çocuklar korkuyla birbirine bakmış sonra biri cesaretini toplayıp konuşmuştu.

" Çocuğu buraya getirdiğimizde birden deli gibi boynunu silmeye çalıştı. Sonrada kustu biz de bir şey anlamadık." dediğinde biri diğer çocuk çekingen bakışlarını Aslan'a çevirip "Şeyy öptü o adam çocuğu ondan oldu sanırım." dediğinde bu Aslan için son nokta olmuştu.

Hiçbir şey söylemeden odayı terk ettiğinde karşısına çıkan herkesi yok edecekmiş gibi olan bakışlarıyla çok korkutucu görüyordu. Yürürken cebinden çıkardığı telefondan kayıtlı numaraya tıklayıp kulağına götürdü.

"Nerede ?" diye sorunca karşı taraf hemen cevap vermiş Aslan bir şey söylemeden kapamıştı telefonu. Mekandan çıktığında Kemal'i arabanın başında beklerken görmüş hızlı adımlarla yanına gidip hemen arabaya binmişti. Kemal içeride olanları az çok öğrendiği için o da en az Aslan kadar delirmişti. Üstelik Aden'in orada çalışmasına sebep olduğu için de çok pişmandı.

Kemal, Aslan'ın ardından arabaya binmiş gideceği yere bir an önce ulaşmak için sabırsızlanırken arabayı çalıştırıp gaza bastı. Aslan yumruk yaptığı ellerine bakarken Aden'i düşünmeden duramıyordu. Az önce içeride duyduğu şeyle çocuğun yara olmuş boynu gözünün önüne gelince yumruğunu bir kaç kere önündeki koltuğa geçirmişti.

Kemal, Aslan'ın neden bu olaya bu kadar delirdiğini anlamıyordu. Bunu Aden'in onun hayatını kurtardığı için borçlu hissetmesinden dolayı yaptığını düşünüyordu. Yıllardır abisinin yanında hiç kimseyi görmediği için aklına Aden'e karşı duygusal bir şeyler hissedebileceği gelmiyordu.

"Aden nerede?"

"Abi bizim çocuklardan birini peşine taktım. Haber verecekler."

Aslan arabanın camını açıp gözlerini kapatarak derin nefesler aldı. Aden'in orada çalışmasını istemiyordu. Biliyordu onu bu şekilde rahatsız edip rahat bırakmayacaklarını. Tahmin ettiği gibi de olmuştu. Levent'e onu işten çıkartmasını gecenin sonunda uygun bir dille söyleyecekti ama bu şekilde olması onun da hoşuna gitmemişti. Levent'in güzel oğlanlara zaafının olduğunu biliyordu eğer bu gece Aden ona saygısızlık etmeseydi emindi ki Levent ona bağırır çağırır ama yine de kovmazdı. Aden'i üzeceğini bilerek kovulması için o kötü sözleri söylemiş yine kırmıştı sevdiği çocuğun kalbini ama o an Aden'i o işten çıkarması için en doğru zamandı.

Derin bir off çekip kafasını koltuğa dayadı. Birazdan yapacağı şeyler onu asla rahatlatmayacaktı en azında birazcık da olsa içinin ateşini alabilirdi. Onu tek rahatlatacak şeyin ela gözler olduğunu biliyordu Aslan.

Depoya vardıklarında Aslan hemen arabadan inmiş içeriye doğru yürümüştü. Yürürken ceketini çıkartıp Kemal 'e uzattı. Ardından gömleğinin manşetlerini yukarıya bir kaç kez katladıktan sonra belindeki silahı yerinde sağlamlaştırdı.

Beyaz floresan ışığının altında başından akan kanlardan yüzü gözü kan içinde olan adamı sandalyeye bağlı şekilde görünce yürüyüşünü hızlandırmış karşısında ona ne olduğunu anlamaz gözlerle bakan adamın yüzüne yumruğunu geçirmişti. Etrafındaki adamlara "çıkın dışarı" diye bağırdı. Herkes sırayla odayı terk ederken Kemal kapının girişinde duruyordu.

"Kemal sen de çık!"

"Abi!"

"Çık!"

Kemal, daha fazla itiraz etmeden depodan çıkmış kapıyı kapatarak önünde beklemeye başladı. Aslan, zaten kafasından kan akan adamın yüzüne aldığı darbeyle burnundan da oluk oluk kan akışına baktı bir süre.

"Seninle aynı ortamda nefes almak bile mide bulandırıcı" dedi adama bakarak. Adam başına geleceklerin az çok farkına varınca Aslan'a yalvarmaya başladı ama Aslan onu duymuyordu.

"Hangi elinle dokundun ona?"

Yaralı adam ilk anlayamamıştı. Aslan ona bağırarak tekrar sorunca çaresizce "Sağ" dedi.

Aslan, sandalyeye bağlı adamın arkasına geçerek belindeki silahı çıkarıp mermiyi namluya sürdü. Hiç bekletmeden adamın sağ eline sıktığında adam acıyla çığlık atıp ağlayarak yalvarmaya başlamıştı. Tekrar adamın önüne geçip Aden'i zorla kucağına oturttuğunda temas eden dizlerine birer tane daha sıkınca çığlık sesleri deponun dışına kadar gidiyordu.

Aslan'ın içi hala soğumamıştı silahını beline geri koyup yumruklarını sıkarak adama doğru eğildi.

"Öptün mü onu?" Bayılmak üzere olan adam gözlerini zar zor açık tutabiliyordu. Aslan Adamın kan bulaşmış saçlarından tutup sertçe kafasını geriye doğru çekip tekrar sordu.

"Öptün mü onu?"

Adamın boğazında hırıltılı bir "E-evet" çıkınca Aslan'ın gözleri kararmış saçlarını çektiği adamın yüzüne arkaya yumruklar atıyor adamın bayıldığını bilmeden vurmaya devam ediyordu. Ne eldivenine bulaşan kanlar ne de beyaz gömleğine sıçrayan kanlar o an umurundaydı.

Yediği sert yumruklardan sonra adamın yüzü gözü dağılmış kan içinde kalmıştı. Aslan ondan tiksinerek elini saçlarından kafasını ittirerek çektiğinde baygın adamın kafası önüne doğru düşmüş hiç hareket etmiyordu.

Vurmaktan nefes nefese kalan adamın ağzından sinirle karışık bir kahkaha yankılandı boş depoda.

"Bir kere daha benden nefret etti!" dedi sinirle gülerken.

Kapıya doğru yaklaşıp açtığında dışarıda onu bekleyen adamları yüzü de dahil her yerine kan sıçramış patronlarına hayretle bakıyorlardı. En çok da Kemal'in bakışları Aslan'ın üzerinde geziniyordu. Kemal kafasını yan çevirip içeriye doğru baktığında sandalyesi yere yan düşmüş kanlar içindeki adamı yerde görünce kendisi ne kadar hıncını alamasa da abisi tarafından alınması onu da bir nebze olsun rahatlatmıştı.

"Aden'den haber var mı?"

"Sahilde tek başına oturuyormuş abi" Aslan Aden'in yalnızlığına üzülüp hızlı adımlarla arabasına bindi. Biner binmez elindeki kanlı eldivenleri bir kenara fırlatıp Kemal in uzattığı peçeteyle yüzüne sıçrayan aşağılık adamın kanlarını silmeye çalıştı.

"Nereye gidiyoruz abi?"

"Sahile "dediğinde Kemal şaşırmış ama bir şey demeden arabayı çalıştırıp sahile sürmüştü. Aden'in olduğu yere geldiğinde Aslan arabadan inmiş Aden'e çok yakın bir yerden bir ağacın arkasına geçerek yalnız çocuğu izlemeye başlamıştı. Şuan öyle çok yanına gidip ona sarılmak, üzerinde kalan iğrenç izleri ondan silip atmak istiyordu ki ama yapamazdı.

Bir süre daha yalnız çocuğu izlemiş daha sonra arabaya geri dönmüştü. Kemal'e bakıp "Sen Aden'in yanına git. Eve götürmeden önce hastaneye götürüp boynuna baktır sonrada hemen eve götürüp geri dön. Çocuklardan birini de kapısında bırak belli etmeden onu izlesin. "dediğinde Kemal şoktan şoka girerken sadece "Tamam abi" diyebilmişti. Abisinin bu Aden merakı Kemal'i garip gelmiş bir yanda da Aden'i sevdiği için abisinin ona arka çıkıp korumasına sevinmişti.

Aslan, sürücü koltuğuna geçip istemeye istemeye oradan ayrıldığında Kemal yavaş adımlarla Aden'e yaklaşmış "Bana da oturmak için yer var mı?" diye sorduğunda dalmış oğlan birden ürkerek geri çekilmiş Kemal olduğunu görünce rahat bir nefes vermişti. Ağlamıştı... Kemal , Aden'in ağlamaktan kızaran gözlerini görünce kalbi daha çok acıdı. Aden'in cevabını beklemeden yanına oturup denizi izlemeye başlamıştı.

"Şuan sana ne iyi gelir söyle bana hemen yapayım bücürüm yeter ki o gözlerinden bir damla daha yaş akmasın!"

Aden, Kemal'in ona böyle bir şey söylemesinden daha da duygulanmış zaten hazırda bekleyen yaşları süzülmüştü üşümüş beyaz yanaklarından.

"Benim için patronunu öldürebilir misin?"

Continue Reading

You'll Also Like

3.1K 945 34
(Not: kitabın asıl konusunun gerçeğe dayandığını biliyor muydunuz? Artık biliyorsunuz. Hitler'in meşhur deneylerinden biri de kitabımda yer verdiğim...
2.2K 238 11
Her şeyden önce söz vardı ve söz Tanrı'ydı. Bir Melek ve Şeytan'ın imkansız hikayesi 11 bölümlük kısa bir hikaye:)
TAKINTI By 🌙

Teen Fiction

1.8M 32.5K 36
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.5K 109 7
Uzun süre sonra karşılaşan ve aşkları alevlenen iki kadının hikâyesi.