SAKA VE SANRI

By Maral_Atmc6

18.2M 1M 1.6M

"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin fa... More

(1) Kiminle Evli?
(2) Aşkın En Çirkin Olanı.
(3) Karım Mı?
(4) İlk İzlenim İçin Berbat Bir Başlangıç.
(5) Metres!
(6) Masa Altı Oyunlar.
(7) Teklif Edilen Para.
(8) Babam Gibi...
(9) Bahis
(10) Sanrı'nın Karısı.
(11) Güzellikle Veya Zorla!
(12) Kalbini Ört Üşümesin.
(13) Öpmek Geldi İçimden.
(14) Çağırın Gelsin!
(15) Mahşerin Resmi.
(16) On Bir Milyonluk Öpücük.
(17) İlk Hediye.
(18) Gönül Suçu.
(19) Kırılmışsa Kanatları.
(20) 13 Haziran Etkisi.
(21) Gitme Üzerinde Eflatun Bir Elbise Var!
(22) Son Öpücük
(23) Kusursuz Kaos.
(24) Beni Nasıl Unutursun?
(25) İhtiras
(26) Denemedim Demeyeceğim.
(27) Kaçış Planı.
(28) Soğuk Savaş.
(29) Karım Ol!
(30) Beni Benimle Aldat.
(31) Kralın Tahtı Yıkıldı.
(32) Her Şeyi Benden İste.
(33) Erkek Dayanışması.
(34) Soğuk, Çok Soğuk.
(35) Bunu Bana Nasıl Yaptı?
(36) Bir Menekşe Kokusu. (Sezon finali)
Duyuru
(37) Nefesim Gidiyor
(38) Gözlerime Ağlamayı Öğretti.
(39) Ellerimle Gömdüm Seni
(40) Tüm Umutlar Tükendiğinde...
(41) Beni Affetmenin Bir Yolunu Bul
(42) Seni Tekrar Kaybedemem
(43) Sol Göğsümdeki Damga
(44) Masadaki Şüpheli Yemek
(45) Kal Dersen Kalırım
(46) Uyanmaktan Korktuğum Bir Rüyasın.
(47) Hamile Miyim?
(48) İstenmeyen Bebek
Alıntı
DUYURU

Giriş.

1.2M 25.7K 70.1K
By Maral_Atmc6

Başladığınız tarihi buraya bırakın.
06/5/2022 (yayınlanma tarihi)

Önemli bir not: Bu bölüm erkek karakterin düşmanı olan Duha'yı konu alıyor. Herkesin kafası karıştığı için bu notu sonradan ekliyorum. Esas oğlan Karun ve esas kız Bige. Bu bölüm ise Karun'un düşmanının kurduğu tuzağı anlatıyor. Bu bölüm sayesinde Karun ve Bige'nin nasıl evlendiğini daha iyi anlıyorsunuz.

İkinci not: bölümdeki isimleri ilk kez duyduğunuz için size biraz karışık gelebilir ama zamanla alışıyorsunuz.

Saka ve Sanrı aslında Bige ve Karun.

Bu sabah aldığı haberle Duha Tunus ofisinin içinde sinirden dönüp duruyordu. Rengin, sevdiği kadın evleniyordu hem de ezeli düşmanıyla! Yıllardır âşık olduğu kadın onun yerine Karun'u seçmişti! Hayır, Duha bu evliliğe izin vermeyecekti. Bu evliliğin olmaması için gerekirse Karun'u bile mezara gönderebilirdi. Duha'ya ait bir kadınla evlenmeye kalkışmak bile kendi ölüm fermanını imzalamaktı. Rengin onundu, sadece onun. Odanın içinde şuursuzca dönüp dururken elinin tersiyle masanın üstündeki her şeyi yere itti. Rengin ondan başka kimseyle olamazdı! Ellerini masaya bastırıp hızlı hızlı nefesler aldığı için nefes sesleri odada duyulan tek şeydi.

Burnundan nefes aldıkça göğüs kafesi şişiyor ve yükselip alçalıyordu. Gerilen sırt kasları her an üzerindeki gömleği ikiye ayıracakmış gibi görünüyordu. Yaşadığı öfkenin adrenalinden olsa gerek terlemeye başlamıştı. Siyah saçlarının dipleri nemlenmiş, alnındaki ter damlacıkları camdan yansıyan günışığıyla parlıyordu. Rengin'in ihaneti kalbini ezdiği için kömür karası gözlerinde henüz dökmediği kanların intikamı vardı.

Rengin'i düşündükçe baş döndürücü çehresi öfkeyle kasılıyor, yanak kasları seğiriyordu. Daha birkaç gün önce onunla birlikte olan kadın onun yatağından çıkmış ve Karun'un yüzüğünü parmağına takmaya gitmişti. Duha kendini hiç bu kadar aciz ve sefil hissetmemişti.

Rengin onu bitirmişti.

Omzuna giren şiddetli ağrıyla dişlerini sıkarak yerinde sendeledi. Birkaç adım arkaya atıp kendi sebep olduğu dağınıklığın içinde bocaladı. Sol kolunu tutarken güç bela iri bedenini bir koltuğa atmayı başarmıştı. Bileğini sıkıca tuttuğu sol eline bakınca parmaklarının hissizliğini gördü. Sol elini oynatmaya çalıştı ama başaramadı, parmakları hiç kıpırdamadı.

Acı acı tutulan sol eline bakarken gözleri dolarak güldü. "Ah ulan Rengin." Gözlerinin siyahı biriken yaşlarla ışıldadı. "Bana verdiğin zararın bir sonu yok!" Duha ona ne istediyse hep vermiş, dünyayı onun ayaklarının altına sermişti. Onu mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapmıştı ama Rengin için yeterli olmamıştı. Düşmanına gittiğine göre onun için yaptığı hiçbir şey Rengin için yeterli değildi.

Çalışma odasının kapısı açılınca içeri giren Kadem'i gördü. Sadık adamı kimse onu bu halde görmesin diye kapıyı hemen kapatmıştı. "Abi iyi misin?" dediğinde Duha gözleriyle köşedeki dolabı işaret etti. "İçecek bir şeyler ver bana." Hâlâ ara sıra sol elini kontrol ediyor, Kadem'e belli etmeden parmaklarını hareket ettirmeye çalışıyordu. Kadem dolaba doğru yürüyünce felç geçirmiş gibi görünen elini dizinin üzerine koydu. Bu sık sık başına geldiği için birazdan geçeceğini iyi biliyordu. Belki de bu sefer geçmezdi. Son zamanlarda doktor kontrolünü çok ihmal ediyordu.

Kadem dolaptan viski şişesini aldı ama bardaklara uzanmıştı ki Duha, "Bardak kalsın," deyince başını sallayıp ona doğru yürüdü. Açtığı şişeyi Duha'ya uzattıktan sonra kendisine bir sandalye alıp onun karşısına oturdu. Duha'nın neden bu halde olduğunu ne yazık ki iyi biliyordu. Bugün Karun'a karşı kaybettiği bir gündü.

Duha şişeyi kafasına dikip nefessiz kalana kadar içti. Sabah aç karınla içtiği şey boğazını asit gibi yakıp geçmişti. İçkiyi dudaklarından uzaklaştırıp derin bir nefes aldı. "Neden?" diyerek cevabını bulamadığı bir soruyu ona sordu. "Karun'u neden bana tercih etti?" Bu sabah öğrendiği tek şey Rengin'in evlilik haberi değildi. Son iki yıldır Rengin'in sadece onunla değil Karun'la da görüştüğünü öğrenmişti!

Meğerse iki yıldır iki adam arasında gidip geliyor ve en iyisini seçmeye çalışıyormuş! Duha sevdiği kadının sadakatinden şüphelenip onu hiç takip ettirmemişti. Üstelik Rengin'i düşmanlarından korumak için onu hep sır gibi saklamıştı. Rengin'i hedef haline getirmemek için onunla olan ilişkisini hep gizli tutmuştu. Böyle yaparak Rengin'in işini kolaylaştırdığını hiç anlamamıştı. Duha ile olan ilişkisini kimse bilmediği için bu âlemdeki başka bir adamla da rahatça düşüp kalkıyormuş! Onu aldatmıştı hem de iki yıl boyunca. Erkekler bu konuda kendilerini çabuk ele verirdi fakat kadınlar yıllar boyunca gizleyebilirdi. Tıpkı Rengin'in yaptığı gibi!

Ve görüştüğü adam Karun Kalender'di! Ondan ölesiye nefret ettiğini bildiği halde ona gitmişti!

"Kenan ile konuştum," diyen Kadem'in sesiyle içmeyi bırakıp ona baktı. "Duyunca şoke oldu çünkü ne o ne de Karun gerçeği bilmiyormuş. Abi Karun henüz Rengin'in seninle olan ilişkisini bilmiyor çünkü iki yıldır Rengin ile ciddi bir ilişkisi varmış." Bunları söylemek Kadem için hiç kolay değildi ama gerçek buydu. Bir kadının sadakatsizliğini hayretler içinde izliyordu.

Kadem, Duha'nın çaresizliğini görünce yenilgi içinde başını eğdi. Silah tutmaktan nasırlar oluşan parmaklarını saçlarına daldırdı ve kahverengi tutamlarının her birini dağıttı. Böyle bir rezilliğin içinde nasıl çıkacağını o da bilmiyordu. Rengin'in ne yapmaya çalıştığını çok düşünmüş ama mantıklı bir cevap bulamamıştı. Bu âlemdeki herkes Duha ve Karun'un arasındaki husumeti iyi biliyordu. Her an birbirlerinin gırtlağına çökecek iki adamın arasındaki düşmanlığı iyice hat safhaya taşımıştı. İkisiyle de iki yıl boyunca gizli bir ilişki yürütmesi ve içlerinden biriyle evlenmeye kalkışması akıl karı değildi. Bu alelade bir aldatma olamazdı. Karun'un can dostu Kenan ile görüşmüş ve Kenan'da onunla aynı fikirdeydi.

Rengin'in Duha'yı aldatması kabul edilemezdi ama o kadar adam varken onu can düşmanıyla aldatması akıllara farklı bir soru getiriyordu. Rengin bunu planlı yapmış olabilir miydi? Kenan'ın da şüphelendiği gibi ikisiyle yaşadığı bu ilişki aslında bir planın parçası olabilir miydi? Rengin'in amacı iki tarafı birbirine kırdırmak olabilir miydi? Kenan ve Kadem bu şüphelerinden henüz kimseye bahsetmemişti ama ikisi de Rengin'i araştırmaya başlamıştı. En baştaki gibi sıradan bir araştırma değil bu sefer kapsamlı bir araştırma başlatmışlardı.

İşin aslını öğrenene kadar Kenan'ın yapması gereken tek şey Karun'un Rengin ve Duha arasındaki ilişkiyi öğrenmemesiydi. Karun iki yıl boyunca Rengin'in onu aldattığını öğrenirse hiç acımaz onun işini bitirirdi. Rengin'in amacını ve bu işin arkasında birilerinin olup olmadığını anlamanın tek yolu Rengin'in bir süre daha yaşamasıydı. Bu yüzden Kenan gereken cevaplar bulunana kadar Karun'dan gerçeği saklayıp o kadına tahammül etmek zorundaydı.

Kadem ise her şey açığa çıkana kadar Duha'yı dizginlemeliydi. Karun'a bir kez daha savaş açması iki taraf için de ağır kayıplara neden olurdu. Bu da o kadının işine gelirdi. Kadem ona istediğini vermemek için bu öfkeli adamı yatıştırmalıydı. Duha bu kadar öfkeliyken her an her şeyi yapabilirdi.
Kadem birkaç ay önce yirmi sekiz yaşına giren genç bir adamdı. Duha'dan sadece iki yaş küçük olmasına rağmen şu zamana kadar ona karşı hiç saygıdan kusur etmemişti.

Ona hayatını borçlu olduğunu hiç unutmaz, tüm kalbiyle ona minnet duyardı. Kendini ona adamışken olası bir tuzağa düşmesine izin veremezdi. Karun ve Duha birbirleriyle her konuda yarışan iki güçlü adamlardı. Birileri onlara hiç bulaşmadan Rengin aracılığıyla ikisini birbirine kırdırmayı planlıyor olabilirdi. Duha bu kadar öfkeliyken ve Karun aşktan kör olmuşken bu işi çözmek onların en yakınlarına, yani Kadem ve Kenan'a düşüyordu.

Ortak çıkarlar söz konusu olduğu için Kadem bir süre Kenan'a tahammül edebilirdi.

"P*ç yediği yemeğin hesabını bile bana ödetti!" Kısık sesle Kenan'a küfrederken Duha onu duymadığı için şanslıydı. Karşı taraftan kimseyle görünmek istemiyordu.

Kadem, Duha'nın aklını ölümcül planlardan uzaklaştırmak için ona farklı alternatifler sunmaya başladı. "Abi istersen Rengin'in uygunsuz fotoğraflarını ifşa ederek de Karun'u kızdırabiliriz. Öldürmek son seçeneğimiz olsa?" Zaten onu öldürmek de kolay değildi. Yıllardır denedikleri için bu konudaki başarısızlıkları bir hayli fazlaydı.

Kenan'a sorsan onun için de Duha ölümsüzdü çünkü onlar da yıllardır aynı şeyi deniyorlardı.

Duha duyduklarına inanamayarak Kadem'e bakmaya başladı. "Rengin'in uygunsuz fotoğraflarını paylaşmak mı dedin?" Elindeki içki şişesini sıkarken doğru duyup duymadığından emin değildi.

Kadem başını salladı. "Evet, elinde mutlaka birkaç fotoğrafı vardır." Emin olmak için kaşlarını kaldırdı. "Var değil mi?"

"Seviştiğim kadınların çıplak fotoğraflarını çeken biri gibi mi görünüyorum?"

"Evet."

"Kadem!" Duha sesini yükseltince hemen, "Affedersin abi," diyerek ciddi ifadesini korudu ama gözlerini kısarak, "Hiç mi yok?" dedi. Duha'nın fırlattığı şişeden son anda sandalyeden atlayarak kurtuldu. Bunun cevabı hayır olmalıydı.

Kadem ayağa kalkıp yerdeki kırık şişeye kısaca baktı. Odadaki dağınıklığa yenisi eklenmişti. Duha'nın öfkeden çakmak gibi yanan siyahlarıyla karşılaşınca tekrar, "Affedersin abi," dedi ve ceketinin önünü düğmeleyip yeniden onun karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Sadece fotoğraf olayına atılırsak bizi parmaklarla ilgili kötü şöhretimizden kurtarır diye düşündüm." Onlara yanlış yapan insanların bir parmağını kesip koleksiyon yapıyordu. Kadem onun ilginç zevklerini sorun etmiyordu ama parmakları Kadem'le kestiriyordu. En azından akşam yemeğini iğrenerek yemek istemiyordu. Ya da parmaklarını kestiği insanlarla aynı ortama girince Duha'nın yanında kendisini cellat gibi hissetmek istemiyordu. Her düşmanının serçe parmağını koparmak yerine onları soyup çıplak fotoğraflarını çekmek daha az mide bulandırıcı olabilirdi.

Duha arkasına yaslanıp, "Karun'un tüm parmaklarını istiyorum," deyince Kadem irkilerek panikledi. "Abi Karun kafamı gövdemden ayırır," diyerek hızlıca konuşunca Duha dişlerini sıktı. "Benden korkmuyorsun ama o itin adı geçince bile titriyorsun!" dedi fakat Kadem sırıtarak, "Kenan'da Karun'un karşısında çok rahat ama senin karşında nefes bile alamaz," diyerek farklı bir bakış açısı sundu. Herkes en yakınındaki kişinin samimiyetine göre hareket ederdi.

"Kenan senin kuman mı Kadem?" Duha bunu ciddi ciddi merak ediyordu. "Her konuda onunla yarışıyorsun."

"Sende Karun ile yarışıyorsun."

"Kadem!"

"Affedersin abi."

"Affetmeyeceğim bir andasın sus artık!" diyerek sert bir ifadeyle onu uyardı. Çoğu zaman Kadem'in Karun'un adamı olmasını istiyordu. En azından onun yerine Karun denen p*çin sinirleriyle oynardı. Hâlâ kâbus görünce yastığını alıp Duha'nın odasına geliyordu! Neyse ki artık sabah uyandığında Kadem'i yatağında değil odadaki koltukta uyurken buluyordu.

Dışarıdan bakıldığında yirmi sekiz yaşında olgun biri gibi görünebilir ama Kadem'in çoğu davranışı hâlâ çocukcaydı. Biraz daha üzerine gelirse Rengin'in fotoğraflarını ifşa etmek yerine Kadem'in rezilliklerini ifşa edebilirdi. Sağ kolunun her gece yatmadan önce evdeki tüm ışıkları açtığını, gizli gizli çilekli süt içtiğini ve cebinde hâlâ şeker taşıdığını bilmek Rengin'in çıplak fotoğraflarından daha ilgi çekici olabilirdi.

Kadem'in atlatamadığı çocukluk travmalarının cezasını yıllardır o çekiyordu.

Duha tekrar sessizleşince suskunluğu Kadem'i endişelendirdiği için, "Ne düşünüyorsun?" diye sordu kaygılı bir ifadeyle. Konuşmayı bıraktığı an aklını Rengin ile meşgul ettiğini iyi biliyordu.

Duha kısık bir sesle, "Karun'u ortadan kaldırmayı," deyince Kadem güldü ve ofisin camından karşıdaki devasa binayı işaret etti. "Keşke bunu Karun gelip karşımıza holding dikmeden önce söyleseydin. Bir günde yok olacak gibi görünmüyor," dediğinde Duha'nın gazap dolu bakışlarıyla karşılaşınca başını eğdi ve suçlu çocuklar gibi kısık bir sesle, "Affedersin abi," dedi. Gün içinde Kadem'in en sık kullandığı cümle bu olmalıydı.

Tekrar bir sessizlik oluştuğunda bu sefer Kadem onu konuşturmaya çalışmadı. Tüm girişimleri başarısız olduğu için onun sessizliğine ortak olmaya karar verdi. Fakat bu seferde yaptıklarıyla Duha'yı kızdırmaya başlamıştı. Çünkü cebinden çıkardığı çilekli şekeri hışırtılar çıkartarak açmış ve ağzına atmıştı. Ceketinin cebini karıştırıp küçük bir krem kutusu çıkartınca Duha büyük bir sabırla onu izliyordu.

Kadem'in olduğu ve diğer herkese gösterdiği kişiyi birbiriyle kıyaslayarak onu izliyordu. Kahverengi saçları tarak yüzü görmemiş gibi dağınık görünürdü ama aslında onları her gün tarayıp özellikle dağınık bir hale getirirdi. Depoda işkence ettiği adamlar onun soğuk gözlerine bakmaya korkardı, lakin Duha'nın yanında gözleri hiç soğuk bakmazdı. Aksine her defasında ela gözleri küçük bir çocuğun haylazlığıyla ışıldardı. Onu tanımayan kimse Kadem'in gerçekte nasıl biri olduğunu anlayamazdı.

Kutunun kapağını açmasını izledi. İnsanların parmağını kopartan parmağı krem kutusuna daldı. Çıkardığı kremi parmağıyla yüzüne sürmeye başlamasını Duha şaşkınlık içinde izlemeye başladı. "Ne zamandır krem kullanıyorsun?" Karun'u nasıl öldüreceğini konuşmak yerine Kadem'in kullandığı kremi konuşuyorlardı!

Kadem büyük bir titizlikle parmağındaki kremi yüzüne sürerken, "Güneş kremi," dedi. Sakallarına değdirmeden kremi yüzüne sürmeye çalışıyordu. Zaten doğru düzgün tıraş olmasını bile beceremediği için hâlâ Duha onu tıraş ediyordu! "Son zamanlarda cildim çok tahriş olmuş. Güneş yanıklarından koruyor."

Duha hiçbir şey anlamadığı halde anlıyormuş gibi başını salladı. "Önemli bir şey olsa gerek."

Kadem yüzündeki pembe kremi işaret etti. "Çok işe yarıyor hem bu krem çilekli." Son kısmı söylerken fazla heyecanlanmıştı.

"Kadem onu yemeye kalkışırsan bu sefer beynini dağıtırım!"

"Abi kremi niye yiyeyim?" diyerek yanaklarındaki kremi tenine yedirmeye başladı. "Yüz kremi yenilmez."

"Sabunda yenilmez ama en son çilekli diye banyodaki sabunu yemeye kalkıştın," diyerek gözleriyle kucağındaki krem kutusunu işaret etti. "Tadına baktın değil mi?"

Kadem cevap vermekte tereddüt edince Duha sinirden güldü. "İyi miydi bari?" dediğinde Kadem yüzünü buruşturup, "İğrenç bir tadı var," deyince Duha bu haldeyken bile yüksek sesle güldü. İçinde çilek olan her şeyi yemeye kalkışırdı.

Sırf bu yüzden alerjisi olmasına rağmen dolaptaki her şey çilekli şeylerden oluşuyordu.

Kadem ona zarar verecek şeyleri tüketmesin diye Duha, kendisine zarar veren bir meyveyle dolabı dolduruyordu.

Kadem avuç içleriyle yüzüne sürdüğü kremi cildine geçirdikten sonra krem kutusunun kapağını kapattı. Kutuyu cebine koyduktan sonra başını kaldırıp Duha'ya baktı. "Rengin seni Karun ile Karun'u ise seninle aldatmış. Karun henüz bunu bilmiyor." Karun'un da burada kurban olduğunu bilirse belki öfkesi biraz yatışır diye düşündü. Tekrar Kalender'lere bulaşmak iyi bir fikir değildi.

"Karun'un bilmediğini tahmin edebiliyorum," dedi tükürürcesine. "Başka bir adamın kadınına göz koyacak kadar haysiyetsiz değil." Ama burada bilmediği başka bir şey vardı: Rengin tam olarak kimin kadınıydı? İkisinin de Rengin ile iki yıllık bir ilişkisi varken bu kadın kimi kiminle aldatmıştı?

Kadem yeni çıkmaya başlayan sakallarını kaşırken, "Şimdi ne yapmayı planlıyorsun?" diye sordu. Kadem'e kalsa çoktan Rengin'in infazını gerçekleştirirdi çünkü bu adamlar için ihanet ölüm demekti. Fakat bu işin arkasında kimlerin olduğunu öğrenmeden bunu yapamazdı.

Duha'nın gözlerinde gördüğü öc duygusuyla kolay bir ölüm planlamadığını anladı. Duha strateji uzmanı olduğu için her zaman aklına hiç olmayacak planlar gelirdi. Zaten yaptıkları iş de tam olarak strateji üzerineydi. Karun'un güvenlik şirketinin karşısındaydı onların şirketi. Karun'un işi insanlara koruma sağlamaktı fakat Duha'nın işi tamamen manipüle üzerineydi. Özellikle seçimler zamanında ülkenin her yerinde insanlar onlara gelirdi.

Onlar için gereken tüm seçim kampanyalarını hazırlayıp insanları manipüle etmek onların işiydi. Hiçbir vasfı olmamasına rağmen bir adamı Meksika'nın başkanı yaparak isimlerini her yere duyurmuşlardı. Adam onlara hatırı sayılır bir para ödemişti ve karşılığında Duha'dan ona seçimleri kazandırmasını istemişti. Bu işlerde Duha ve ekibi en iyisiydi. Önce Roberto denen adamın hayatına çeki düzen vermişlerdi.

Roberto adaylığını koymadan önce onlara gelerek akıllılık yapmıştı. Böylece gazetecilerin hedefi olmadan Duha ona ait tüm skandal haberleri mahkeme kararıyla sildirtmişti. Sitelere düşen çirkin haberlerin hepsini ortadan kaldırması onun için zor olmamıştı. Gece hayatını ve kadınları ona yasaklamış ve seçimler başlamadan önce Roberto'yu birçok hayır işine zorlamıştı. Halkın gözünü boyamak için yapılan bağışlar, sevilen çocuklar ve korunan kadınların haberleri için Roberto'yu zorlamıştı. İstediği pozlarla medyayı doldurmuştu.

Roberto seçimler için adaylığını koyduğunda Duha'nın hackerlari rakiplerinin karanlık sırlarına erişim sağlamış ve sırasıyla her biri için yeni skandallar patlak vermişti. Böylece Roberto gibi işe yaramaz bir adamın şansını yarı yarıya çıkarmışlardı. Mikrofonlara konuşacağı şeyler bile Duha'nın ekibi tarafından önceden ona veriliyordu. Gereken anketler, afişler ve sloganlar bile onlar tarafından hazırlanmıştı. Hatta parayla satın aldıkları insanları kamera önüne çıkartıp Roberto lehine konuşturmuşlardı.

Duha Meksika halkının gözünü boyayıp uzun uğraşlar sonucu Roberto'yu onların başına getirmişti. Evet, Roberto gibi rezil bir insana o seçimi kazandırmışlardı. Onlar manipüle ve strateji uzmanlarıydılar. Roberto'ya kazandırdıkları bu seçim onların adını her yere duyurmuştu. Bu yüzden Kadem, Duha'nın Rengin ve Karun için yeni planını merak ediyordu. Çünkü Karun gücünü Duha ise zekâsını konuştururdu. Zaten yaptıkları iş bile bunu ortaya koyuyordu çünkü birinin işi strateji taktikler, diğerinin işi ise güvenlik, yani güçtü.

Gözleri ağır ağır dizindeki elini izlerken Duha, "Bu evliliğe izin vermeyeceğim," dediğinde Kadem onun kararlı bakışlarından çoktan bir şeyler düşünmeye başladığını anladı. "İkisi de çok istemelerine rağmen asla evlenemeyecek. Evet, onlara bu mutluluğu yaşatmayacağım."

"Aklından ne geçiyor? Onlara nasıl engel olacaksın?"

"Ben değil aralarına giren bir kadın engel olacak." Dizindeki sol elini yavaşça sıkıp açmaya başladı. Nihayet elini yeniden kıpırdatmaya başlamıştı.

"Karun'a Rengin'in benimle olan ilişkisini söylemek onun için ödül olur." Bunu yapmayacaktı. Rengin'in nasıl bir kadın olduğunu gösterip ona iyilik yapmayacaktı. Bunu yaparsa Karun, Rengin'i siler ve yoluna devam ederdi. Rengin ile evlenmeyi düşündüğüne göre en az Duha kadar onu çok seviyor olmalıydı. İşte Duha onu büyük sevgisinden vuracaktı. Araya giren bir kadın ikisini birbirinden uzak tutacak ve bir araya gelmelerine engel olup onlara acı çektirecekti.

Kadem, "Bu nasıl olacak?" diye merakla sordu. "Karun'u sende iyi tanırsın hayatında bir kadın varken asla başka bir kadına yan gözle bakmaz."

Duha güldü. "Böyle biri olduğu için hayatına bir kadın girmeli. Eğer evlenirse karısından nefret etse bile ona ihanet edemez." Evlilik lafını duyunca Kadem kahverengi gözlerini irice açtı. Şaşkınlığı yüzünden okunurken Duha başını salladı. "Evet, Rengin'den önce davranıp Karun'u evlendireceğiz."

Duha çoktan her şeyi planlamıştı. Ne Karun ne de aralarına girecek olan kadın evlendiklerini bilmeyecekti. Hayır, bu öyle sahte bir evlilik olmayacaktı çünkü geçerliliği daim olsun diye nikah gerçek olmalıydı. Bu yapılabilirdi evet, bu mümkündü. Nikahta sahtekarlık yapılarak ortaya gerçek bir evlilik çıkartılabilirdi. Böyle şeyler yapmak Duha'nın uzmanlık alanına girdiği için Karun'un evliliğini planlamak onun için çok basit bir işti.

Kafası karıştığı için Kadem hiçbir şey anlamamıştı. Başını omzuna doğru eğip, "Abi şu işi daha detaylı anlatsan?" dediğinde Duha az da olsa mutluydu. Kurduğu planın detayları birazda olsun ona rahat bir nefes aldırmıştı.

Duha, "Bana para için anasını, bacısını hatta kendisini bile satacak birini bul," diyerek ayağa kalktı.

"Kendini bir kadına Karun Kalender olarak tanıtıp kadını kendine âşık edecek. Kadın ona sırılsıklam âşık olunca onunla evlenecek ama Karun Kalender ismiyle evlenecek." Bu plan kusursuz olmalıydı.

Parmaklarını açıp kapatarak egzersiz yaparken planından Kadem'e bahsetmeye devam etti. "Karun'un kimliğindeki fotoğrafı onun fotoğrafıyla değiştireceğiz. Bu şekilde nikah işlemlerini başlatacağız. Kadın bunu bilmeyecek çünkü nikâh kıyılana kadar her şeyle biz ilgileneceğiz. Düğüne kadar adamlarımız kadının gölgesi gibi olacak. Evleneceği adamın bir sahtekar olduğunu biz isteyene kadar öğrenmeyecek. Bir sahtekardan her kadının hayalini süsleyen bir adam yaratacağız. İyimser, düşünceli, romantik ve ağzı iyi laf yapan birine dönüştüreceğiz." Başını çevirip onu şaşkınlık içinde izleyen Kadem'e baktı. "Bunlar hep yaptığımız şeyler." Kötü bir ürünü süsleyip onu değerinin iki katı fiyatına satmak onların işiydi. Bu iş için fazladan efor harcamalarına bile gerek yoktu. Kimlikteki fotoğrafı değiştirerek gerçek bir nikâh kıyılabilirdi.

Pencereye doğru yürürken ellerini pantolonun ceplerine koydu. "Kimlikte kullanılan fotoğraf dışında diğer her şey gerçek olduğu için nikâhın iptalini isteyemezler." Bunu ilk kez yapan kişi Duha olmayacaktı çünkü bunun benzerlerini daha önce duymuştu. Nikâhta hilekarlık gerçekten yapılabilirdi.

Zaten nikah kıyılır kıyılmaz nikah cüzdanındaki fotoğrafta dahil olmak üzere kayıtlardaki tüm fotoğrafları Karun'un fotoğrafıyla değiştireceklerdi. Buldukları adam düğüne kadar her gün Karun'un imzasını çalışacaktı. Nikah kıyılırken attığı imza bile Karun'a ait olmalıydı. Karun'un avukatları bu nikâhtaki açıkları bulmasın diye çok temiz çalışmalılardı. Yasalar önünde Karun gerçekten onların seçtiği bir kadınla evli olmalıydı. Duha planladığı bu şeylerin hepsini yapacaktı fakat ortaya ne kadar kusursuz bir iş çıkartacağını henüz o da bilmiyordu.

Kadem ayağa kalkıp ona doğru yürüdü. "Diyelim ki planladığın gibi onu evlendirdik ama kadını boşayabilir veya onu vurup bir saniyede dul kalabilir." Karun'un kadından kurtulması bu kadar kolayken neden onu evlendirmekle uğraştıklarını anlamamıştı.

Duha camdan dışarıyı izlerken, "Evet, bu saydıklarını yapabilir," diyerek başını salladı. "Bize Karun'a bunları yaptırmayacak bir kadın lazım." Seçecekleri kadın konusunda hata yapamazlardı çünkü zayıf bir kadın seçmek onun ölümüne neden olabilirdi.

Gözlerini Kadem'e dikip, "Her konuda Karun'a ters bir kadın bul," dedi. O piç kurusuna mutlu olacağı bir kadını bulacak değildi.

Duha hızlı bir şekilde istediği kadının özelliklerini saymaya başladı. "Dağınık bir kadın olsun ama nasıl giyindiğini bilecek kadar da özenli. Karun gibi bir adamı istediği an ters köşe yapacak kadar zeki, fakat onu sinirden deliye çevirecek kadar da aptal olsun. Mümkünse hiç ailesi olmasın." Tek başına yaşam savaşı veren insanlar en küçük rüzgârda sarsılmayacak kadar güçlü olurlardı.

"Rengin'in tam tersi bir kadın olsun ki Karun onda sevecek hiçbir şey bulamasın. Nefret ettiği bir kadınla evli kalmak onun cezası olmalı bu yüzden kadının Rengin'le hiçbir benzerliği olmamalı. İnatçı, kolay kolay geri adım atmayan ve gururlu biri olmalı. Karun'un çevresine girecekse düşmanları tarafından bir günde ortadan kaldırılması işime gelmez. Bu yüzden kendini korumayı bilen birisi olsun. Öyle bir kadın olsun ki hem Karun'a hem de Rengin'e cehennemi yaşatsın." O kadın farkında olmadan Duha için çalışacaktı çünkü Rengin'in yeniden Duha'ya dönmesini sağlayacaktı. İhaneti bile Duha'nın kalbinden onu söküp atamıyordu. Rengin sürünerek de olsa ona yeniden gelecek ve ondan af dileyecekti.

Evet, onu Karun'dan geri alacaktı!

Kadem homurdanarak, "Tarif ettiğin gibi bir kadın bulmak çok zor," deyince Duha'nın dudakları kıvrıldı. "Zor ama imkânsız değil. Bizimkilere haber ver araştırmaya başlasınlar. Bakalım Karun Kalender'in müstakbel eşi nereden çıkacak." Oysaki aradıkları kadın bu şehirde bile değildi.

Kadem başını sallayarak kapıya doğru yürüdüğünde, "Kadem," diyerek onu durdurdu. Camdan Karun'un ofisini izlerken derin bir nefes aldı. "Bulacağın adam kadına elini bile sürmeyecek. Unutma o kadın yakın bir zamanda Karun Kalender'in karısı olacak. Yaşamak istiyorsa ona elini sürmez." Karun'u evlendirmeye kalkışıyor olabilir ama duracağı yeri de iyi biliyordu. Karun onun adıyla bir adamın evlendiğine bile tahammül edebilirdi. Fakat onun adını kullanarak karısıyla düşüp kalkan bir adamın varlığını öğrenirse kan gövdeyi götürürdü. Duha bile bu kadar ileri gitmeye cesaret edemezdi.

Karun'un hassas olduğu konuları iyi bildiği için bu kadar ileri gidemezdi.

Karun görünürde bir güvenlik şirketini yönetiyordu. Ancak sadece müşterilerine koruma sağlamıyordu aynı zamanda onlara tehdit oluşturan herkesi ortadan kaldırıyordu. Çok temiz çalıştığı için asayiş bile işin karanlık boyutunu ortaya çıkartamıyordu. Fakat gerçek buydu, Karun Kalender her işini illegal yollarla halleden karanlık bir adamdı. Duha'da onlardan biri olduğu için yeraltı dünyasında işlerin nasıl yürüdüğünü iyi biliyordu. Bu adamlar mafya değildi çünkü mafyalar bile destursuz onların bölgesine girmeye cesaret edemezdi. Bu adamlar hepsinden daha öteydi. Saygın ama karanlık. Sahip oldukları mal varlıkları onları Türkiye'nin sayılı zenginlerinin içine dahil ediyordu. Ülke ekonomisine büyük bir katkıda bulunan milyon dolarlık adamlar olarak görünüyorlardı ve öyleydiler de. Fakat bu paranın kaynağı hayal dahi edemeyecekleri işlerden geliyordu.

Siyasetin içindeydiler lakin onlardan biri değillerdi. Yaptıkları işler bile birbirleriyle bağlantılıydı. Duha kimin koltuğa geçeceğine karar verir, Karun ise o kişiye koruma sağlardı. Fakat gazetelere poz veren o adamlar bile onların kuklasıydı. İstedikleri konum için Duha'ya, yaşamak için de Karun'a gelirlerdi. Bunun için onlara servet yağdırırlardı. Dünyanın her yerinde hatrı sayılır müşterileri vardı ve onlar değil, Duha ve Karun onları seçerdi. Bu şehir onlara aitti çünkü perde arkasında istedikleri gibi yönetiyorlardı. Bu yüzden ikisinden de kurtulmayı isteyen çok fazla kişi vardı. İşin komik tarafı onlar da birbirinden kurtulmayı istiyordu çünkü bir ipte iki cambaz oynamazdı. Lakin tüm düşmanlarını kolayca saf dışı bırakan bu adamlar, bir tek birbirlerini alt edemiyordu.

Bugün Rengin'i ondan alarak Karun kazanmış gibi görünebilir.

Fakat yarına kazanan Duha olacaktı çünkü daha o, Rengin ile evlenmeden başka bir kadının kocası olacaktı.

İstanbul'da kurulan tuzaklardan bihaber Adana'da yaşayan bir kadın, bugün kaderinin değiştiğini henüz bilmiyordu. Bige dahil olacağı tüm tuzaklar ve kirli oyunlardan habersiz bir şekilde son huzurlu saatlerini yaşıyordu.

İşin trajik yanı yaptığı bu planla Duha'da başına geleceklerden bihaberdi çünkü oynadığı bu kirli oyunda bir değil iki kadın kurbandı.

Evet, Elay adında bir kadın kocasının onu aldatacağından habersiz bir şekilde mutfağında kurabiye yapmakla meşguldü. Kocasının para için başka bir kadını baştan çıkartacağını, sahte bir isimle o kadını kendisine âşık edeceğini henüz bilmiyordu. Elay henüz aldatılacağını, ihaneti tadacağını bilmiyordu. Ve en acısı Elay henüz karnındaki bebeği bile kaybedeceğini bilmiyordu.

Duha kimin ahını aldığını Elay ile karşılaşana kadar asla anlamayacaktı.

Bugün bu odada kurulan bir tuzak hepsinin hayatını kökünden sarsmaya gebeydi.


Tanıtım videomuza bakmadan geçmeyin.😌































Ve yeni kurgumuzun tanıtım bölümünü de böylece okumuş oldunuz. Lütfen paragraf arası yorumları eksik etmeyin çünkü ilk kurgunun heyecanıyla hepsini okuyacağım. 🌺

Tanıtım esas adamın düşmanı olan Duha ile ilgiliydi. Normalde tanıtımda esas karakterleri konu alırdım fakat bu sefer öyle yapmadım. Karun ve Bige'nin evliliğinin hangi amaçla planlandığını öğrenmeniz için giriş bölümü Duha'yla ilgili olmalıydı.

Kısa bir tanıtımdı ama zaten giriş bölümleri hep bu kadar olur. Kurgu hakkında bir fikir edinmeniz için kısa tutulur. Sanırım artık Karun ve Bige'nin hangi şartlarda evleneceğini daha iyi anladınız.

Bu yapılamaz, bir başkasının kimliğiyle gizli bir evlilik mümkün değil demeyin çünkü gerçekte de bu yapılmış. Bunun birçok örneği var zaten bu konuyu kaleme almam gerçekten yapılmış olmasıydı. Evet, geçen yıl haber başlıklarını süsleyen bir haberden esinlenerek Saka ve Sanrı'yı yazmaya karar verdim.

Kurgudaki evlilik tamamen gerçek olaylardan esinlenilmiştir.

Doğrudan o haberin detaylarını vererek üçüncü şahısları hedef haline getirmek istemiyorum fakat sizlere o haberin benzerlerinden bahsedebilirim.

Mesela bir adam evli olduğu halde başka bir kadına âşık oluyor ve kadına kendisini abisinin ismiyle tanıtıyor. Abisinin adını kullanarak kadını kendisine âşık ediyor ve onunla da evleniyor. Abisinin kimliğindeki fotoğrafı kendi fotoğrafıyla değiştirerek evleniyor.

Abisi de bir kadın sevip evlenmeye kalkışıyor fakat nikâh işlemlerini yaparken ona zaten evli olduğunu söylüyorlar. Bunun mümkün olmadığını iddia ediyor lakin yasalar karşısında adam gerçekten evli hem de hiç tanımadığı bir kadınla. Tabii daha sonra küçük kardeşinin onu evlendirdiği ortaya çıkıyor. Zaten bu işin altında adamın kardeşi çıktığı için haber gazetelere düşüyor.

Yani gerçekten nikâhta bile sahtekarlık yapılabilirmiş. Bunu özellikle anlattım çünkü okuyanların zaten böyle şeyler ancak kitaplarda olur demesini istemiyorum. Nikah geçersiz olmalı, hak var hukuk var böyle bir evlilik mümkün değil. Hemen ortaya çıkar gibi şeyler söyleyip mantık hatası olarak görmelerini istemiyorum çünkü bu gerçekten daha önce yapılmış. Üstelik daha bu ne ki bir adam da yıllar sonra evli olduğunu hatta çocuklarının bile olduğunu öğreniyor. Bütün bunlar gerçekten yaşanmış olaylar olduğu için bu konuda kitap yazmaya karar verdim. Gerçek olaylardan esinlenerek bir şeyler yazmak benim için hep daha ilgi çekici olmuştur. Bu yolla sizlere bazı şeylerin sadece kitaplarda ve filmlerde sınırlı olmadığını göstermek istiyorum.

Burada bir türlü link paylaşamadığım için bahsettiğim haberlerin linklerini bırakamıyorum. Kopyala yapıştır yaptığım linkler bölümde açılmıyor.

Fakat Instagram kullananlar bugün orada storylerimi takip etsin çünkü bu konuyla ilgili bazı haberlerin linklerini orada paylaşacağım.

En basitinden Google'da "Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün mü?" Yazın hemen benzer haberler çıkıyor. Ya da "Abisinin kimliğiyle evlenen adam," yazarsanız yukarıda bahsettiğim haber de hemen çıkıyor.

Şimdi gelelim bu bölüm tanıdığımız iki adama. Duha Tunus 30 yaşında genç bir iş insanı. Tabii yaptığı çoğu iş yasadışı ama konumuz bu değil çünkü Duha zaten kurgudaki kötü adamlarımızdan biri.

Evet, bu kurgumuz 25-30 yaş arasındaki karakterlerden oluşuyor.

Bu kurguda iki kadını çok sık okuyacağız. Bunlardan biri Bige Efil Saka. Doğduğunda dedesi ona Bilge, babası da Efil ismini vermeyi istemiş. Fakat nüfus dairesindeki adamın yanlış anlamasıyla kimliğe Bige Efil olarak geçmiş ve böyle olmasına karar vermişler. Bir harf eksikliği onun adını belirledi diyebiliriz. Peki, neden mi bu iki ismi seçtim? Aslında öyle derin bir anlamı yok sadece kulağa hoş geliyor.😆

Karun ismini ise Medusa'nın Ölü Kumları kurgumuzda yazdığımdan beri kullanmak istiyordum. Orada Elzem'in anlattığı o kısa hikâye, yani Prenses Ari ve General Karun öyküsünü okuyan biliyordur. İşte ta o zamanlar o kısmı yazarken Karun ismini bir kurgumda kullanmaya karar vermiştim.

Duha ismini ise teravihden sonra okuduğum Duha süresiyle aklıma geldi. Bu isimde olan insanlar var mı bilmiyorum ama hoşuma gitti.

Elay ismini ise CNR fuardaki imza günümde aklıma kazıdım. Orada kitabını imzalarken kıza doğru dönüp adını sorduğumda Elay demişti. Adı çok hoşuma gittiği için yeni kurgumda onun adını bir karaktere vereceğimi ona söylemiştim.

İlk kez bir kurgumda karakterler evli olarak başlangıç yapıyor. Bu benim için de çok yeni bir şey çünkü bu tür kurgularda giriş kısmı çok bellidir. Ya zorla evlenirler, ya görücü usulüyle, ya berdelle ya da evlenmeye mecbur kalırlar. Kitaplardan bahsetmiyorum çünkü genelde zoraki evliliklerin sebebi ülkenin her yerinde bu saydıklarımdan biridir. Ben yeni bir şey denemek istedim ve çok az bilinen bir evlilik biçimini sizler için konu aldım. Üstelik bunu gerçek olaylardan esinlenerek yapmak istedim. Umarım ortaya hepimizin memnun kalacağı bir kurgu çıkar.

Yeni bölümde görüşmek dileğiyle hepiniz Allah'a emanet olun canlarım.💙

Continue Reading

You'll Also Like

901 165 12
Bir odaya girdiğimde etraf oldukça karanlıktı bu yüzden hızlıca pencereyi bulup pereleri kapattım ve hemen ardından ışıkları açtım. Ama doğru odaya g...
636K 22K 63
"Anlıyorum çok iyi anlıyorum ben sizi, orda ne duygular içinde olduğunuzu anlıyorum." "Anlayamazsın öğretmen yaşamadan anlayamazsın en yakınını kaybe...
533K 56.6K 53
Finalden sonra kaldırılacak...
13.7K 1.3K 18
❝𝖹𝖺𝗆𝖺𝗇 𝖻𝖺𝗓𝖾𝗇 𝗄𝖺𝗍𝗂𝗅𝖽𝗂𝗋, 𝗒𝖺𝗌̧𝖺𝗇𝗆ı𝗌̧𝗅ı𝗄𝗅𝖺𝗋ı𝗇ı 𝗈̈𝗅𝖽𝗎̈𝗋𝗎̈𝗋.❞ ********** "Neden?" Biraz da olsa sakinleşen yüz ifadem...