•13•

9.6K 466 101
                                    

Herkese merhaba nasılsınız bakalım?

İyiyim ben..

Bölüm şarkısı: Kıraç, endamın yeter.
*
stalkyapmayageldik: Of bu nedir eriyelim mi istiyorsun?

stalkyapmayageldik: Maşallah Rabbim ne güzel yaratmış.

Sinirle telefonu attım, adam sana bir kere cevap verdi diye bir daha cevap verir mi sanıyorsun.. Evet sanıyordun. Aptal Elis. Kafamı iki yana sallayıp telefonu sehpaya bıraktım. Bıraktığım gibi çalmasa olurdu aslında... açıp kulağıma yasladım.

"Berenciğim!" dedim şuh bir sesle.

"Magazindeyim..." dediğinde şokla doğruldum.

"Nasıl yani? Ne konuda?" dedim çünkü beni niye arıyorsun yahu menajerini arasana.

"Kıyafetim olay oldu!" dedi heyecanla,

"Ay Beren bende kötü bir şey oldu sandım!" dedim elimi yüreğime götürerek.

"Yok yok, Deniz'le de konuştum yarın yemek yiyelim." dediğinde şaşkınlığım git gide artıyordu. Deniz Beren'in menajeriydi.

"Tamamdır." dedim samimiyetle.

"Deniz atacak sana yeri ve zamanı." dediğinde, "Tamam teşekkürler." deyip kapattım.

Kapının çalmasıyla ayaklandım ve koşturarak kapıya gittim, kapıyı açtığımda karşımda bir yıldır görmediğim canım arkadaşım Andaç Haznedaroğlu duruyordu. Hızla ona sıkıca sarıldım.

"Hiç değişmemişsin," dedim sıkıca sarılarak, ayrılıp içeri davet ettim.

"Buyrun, hoşgeldin!" dedim neşeyle. İçeri girdi ve etrafa bakındı.

"Hoşbuldum, hoşbuldum. Bayağı da güzel olmuş evin cimcime." dediğinde tebessüm ettim. Tanem'den önce Andaç ve Tanem'den sonra Andaç ikiye ayrılıyordu.

Tanem, adını anmak bile yüreğimi ağrıtıyordu. Benim canım arkadaşım. Çocukluktan beri yan yanaydık. Çocukluktan beri diz dizeydik. Tanem'in ailesi vefat ettiğinde Tanem bizim evde büyümeye başlamıştı. Kardeşimdi, dostumdu, sırdaşımdı. Andaç'ı ilk gördüğü zaman ve yazdığı zamana kadar yanındaydım. Her hareketini söylerdi bana. İngiltere de olmamdan kaynaklı o sıra hayatında değildim ama yine de haberi her türlü gelirdi konuşurduk da. Sonra bir gün döndüm, döndüğümde Tanem'in vefat ettiğini öğrendim. Hayatımda duyduğum en kötü haberdi, canımı kardeşimi kaybetmiştim bunun acısını bastıramıyordum. Nur'la konuştum sonrasında, olayları anlatınca Andaç'ın yakasına yapıştığımı hala hatırlıyordum. Andaç iki senede anca toparlanmıştı tabi ben Bodrum'da kalamamıştım basıp İstanbul'a gelmiştim. Annem ise hala Bodrumda'ydı.

"Kahve ister misin?" dedim sevinçle. Andaç ise salonun sol köşesine bakıyordu. Solmuş begonvile.

"Kaldırmayı unuttum." dedim hızla begonvile ilerlerken seslendi.

"Kaldırma," dedi ve iç çekti. "Oradan kaldırsanda benim içimden de kafamın içinden de bir an olsun gitmiyor zaten. Oradan kaldırsan da yüreğimden kaldıramayız. O yüzden bırak kalsın." gözlerimin dolmasıyla başka yere baktım ve hızla mutfağa girdim.

**
Bölüm sonu.

Ah Andaç, üzümlü kekim.

Son sahnede ağlamadım.

Asla ağlamadım.

Katiyen ağlamadım.

ÜNLÜ||YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin