•30•

7K 336 47
                                    

Herkese merhaba!

Nasılsınız?

bölüm şarkısı: Pinhani, dünyadan uzak.
**
Yılbaşı gecesi..

Andaç'ların evinde; Nur, Hamza, Asil Merih ve ben şöminenin yanındaki yılbaşı ağacının altına dizmiş olduğumuz hediyeleri dağıtmaya başladık. Herkes sırayla verecekti Nur başladı.

"Bu sana." dedi Nur yeşil renkli kutuyu bana uzatarak, pembe renkli kutuyu ona uzattım. "Bu da sana." dedim gülümseyerek. Hediye paketini açtım, içinde krem, siyah geçişli güzel bir çanta vardı. "Bayıldım." dedim sevinçle ve ona sarıldım. Ben ona çok istediği elbiseyi almıştım.

"Allah'ım sen resmen mübarek bir insansın." demişti sevinçle. Nur diğer hediyeleri de verdi: Andaç'a saat almıştı, Andaç ona bileklik almıştı. Asil Merih'i çok tanımadığı için ona da riske girmemiş ve saat almıştı. Asil ise Nur'a küpe almıştı. Hamza'ya hediyesi özel olarak vermek istediği için sıra Hamza'ya geçmişti.

"Buyrunuz Elis Hanım." dedi bana gri bir kutu vererek. "Teşekkürler." dedim şimdiden, kutuyu açtığımda çok zarif bir saat olduğunu görmemle gülümsedim.

"Ay çok zevklisin." dedim sarılırken bende ona hediyemi verdim, "Bakalım beğenecek misin?" dedim gülerek. Kutuyu açtığında şaşkınlıkla bana baktı: "Kızım efsanesin ya." dedi sarılarak. Çok isteyip bulamadığı Anadolu Efes Basketbol maçına bilet... Yer kalmadığı için bulamamıştı. Hamza'nın Andaç'a hediyesi oyun konsoluydu, Andaç ise ona tavla almıştı.

"Siz sürekli oyun mu oynuyorsunuz işi kolaylaştırmak için değil mi bu hediyeler?" dedi Nur elini beline koyarak. Asil Merih omzumdaki eliyle bana sarılmayı hiç kesmemişti, hatta hediyeleri bile diğer eliyle veriyordu... Düşüyorum ona biri tutmasın ya!

"Yok aşkım olur mu öyle şey?" dedi Hamza Andaç'a kaş göz yaparak, Andaç, Hamza'nın omzunu sıktı: "Yakalandık kardeşim." dediğinde kahkaha attık.

"Seni çok tanımıyorum kardeşim, o yüzden kolaya kaçtım." dedi Hamza Asil'e hediyesini vererek, Asil gülerek: "Aynen bende öyle kardeşim." dedi o sırada Asil ve Kırlangıç bacaklarıma dolandı,

"Oy siz sevgi mi istiyorsunuz?" dedim gülerek boylarınca eğilip yavrularımı sevmeye başladım, Nur Kırlangıç'ı kucağına alarak sevmeye başladı, Hamza da Asille oynamaya.

"Bu da sana." dedi Andaç elindeki siyah kutuyu bana vererek. "Teşekkürler ve bu da sana." dedim siyah kutuyu ona vererek. İkimizde aynı anda hediyeleri açtık.

"Yaa." dedim ona sarılarak, "Yeni yılımız kutlu olsun." dedik birbirimize. Bana Tanem'in benim için gezdiği yerlerden biriktirdiği kart postalları vermişti. Bende ona Tanem'in bu hayatta sahip olduğu ilk şeyi vermiştim. Kar tanesi motifli kolyesi, annesinden ona kalan tek şeydi. Tanem ben giderken uğur olması için bana vermişti.

"Ben giderken uğur olsun diye ilk sahip olduğu annesinden ona kalan tek şeyi vermişti bu artık sana uğur getirsin." dedim sımsıcak gülümseyerek.

"Teşekkür ederim." dedi gözleri dolu doluydu, "İzninizle." deyip yanımızdan gözleri dolu ayrıldı. Odaya çöken sessizlikle Asil Merih'e döndüm:

"Sevgilim, benimle gelir misin?" dedim elimi uzatarak, elimi tuttu gülümseyerek: "Sen iste yeter ki cehennem olsa da gelirim." dedi gülümseyerek.

"Nereden öğreniyorsun bu lafları ?" dedi el ele merdivenleri aşarak.

"Diziden." dedi omuz silkerek. "Yılbaşı postu attın mı sen?" dedim alayla. Güldü, "Unutmuştum bak aşağıda fotoğraf çek beni de yükleyim." dedi gülerek. Terasa geldiğimizde göz ucuyla ona baktım. Teras'ta her yerde led ışıklar vardı, hemen kenarda yılbaşı ağacı vardı, yerlerde puflar vardı.

"Çok güzelmiş burası, bak burada çekilebilirim." dedi gülerek sonra koşturarak çam ağacının yanına gitti.

"Hadi çekiver." dediğinde şokla ona bakıyordum.

"Sen ciddi misin?" dedim şaşkınca başını salladığında telefonumu çıkarıp onu çekmeye başladım.

"Bak kafanı hafif sağa ey, omuzlarını dikleştir birazda cool bak." dediğimde gülmemek için kendini zor tuttuğunu biliyordum.. "Bak olmadı böyle keko gibi çıktın! Dediğimi yapsana ya!" diyor ve onu boğuyordum.

"Tamam tamam vardır onların içinden." dedi ve yanıma çöktü. Yan yana puflara oturup Asil Merih fotoğrafları arasından seçtik. Çektiğimiz fotoğrafı yükledikten sonra bana döndü: "Senle de çekilseydik ya burada." dediğinde gülümsedim.

"Nur'a söylerim çeker sonra, şimdilik selfie çekilebiliriz." dediğimde gülümseyerek bir kaş selfie çekildik.

"23.55" dedi saate bakarak, "Beş dakika kaldı." diye ekledi heyecanla. Bugün çok farklıydı.

"Bugün çok farklısın." dedim mest olmuş bir şekilde.

"Senin etkin." dediğinde gülümsedim ve gözlerimin içine ışıl ışıl bakan gözlerine içim gidiyordu.

"Senden güzel olmasa da umarım seversin." dedi hiç anlamadığım bir zamanlama ceketinin cebinden çıkardığı kutuyu bana uzattı. Simsiyah kadife bir kutuydu, "Çok zarifsin teşekkür ederim." dedim kutuyu elinden alarak. Kapağını açtığımda, yazılı pırlanta bir kolye olduğunu gördüm,

Asil&Kırlangıç& 02.01.2018.

"Bu çok güzel." dedim mest olmuş şekilde, sımsıkı sarıldım ona, "Çok ince düşünülmüş." diye ekledim boynunu öperek.

"Güzel sevgilim, sana az bile." dedi sarılmaya devam ederken.

"Bu da benim hediyem." dedim gülümseyerek.  Kutuyu ellerimin arasından aldı ve hızla açtı.

"Bunun olmadığını nerden anladın?" dedi şaşkınca, "Yıllardır bunu arıyorum." diye ekledi şaşkınlıkla. Asil Merih'in plak koleksiyonu vardı, o gün plaklarının olduğu ağaç eve girdiğimizde hepsini incelemiştim.

"Dikkatimi çekti diyelim." dedim hınzırca gülerek, Neşet Ertaş, 97 albümü..

"Burnu fındık, ağzı kahve fincanı. Şeker mi? şerbet mi? Bal Acem kızı, bal Acem kızı." dedi yüzümü avuçları içerisine alarak. Alnını alnıma yasladı, havai fişekler atmaya başladı. Gözlerimiz kapalı, benim ellerim onun yüzünde, parmaklarımız birbirimizi severken fısıldadık.

"Mutlu yıllar, acem kızım."

"Mutlu yıllar, Merih'im."
**
Bölüm sonu.

Ağağağağağğağağağ 796 kelime!

Bu ara çok uzun bölümler yazıyorum kim yazar texting de 796 kelime kıymetimi biliniz bol yorum bekliyorum!

ÜNLÜ||YARI TEXTİNGDonde viven las historias. Descúbrelo ahora