•43•

4.7K 269 46
                                    

herkese merhaba!

Nasılsınız?

bölüm şarkısı: Serdar Ortaç, mesafe
*
Alparslan beni o eve geri götürmüş lakin bu sefer salonda karşılıklı oturuyorduk. Ne yapmak istediğini anlamıyordum.

"Amacın ne?" dedim titreyen bir sesle.

"Annenin elinde benim hayatımla ilgili bir koz var, annen herkesin zaaflarını bulup onlara karşı kullanan bir insan." dedi ve sustu, sonra konuştu: "Üç aydır buradasın annen kızına karşılık bile kozunu yollamadı. Seni bu kadar mı sevmiyor?" dediğinde sanki etimi bir jiletle defalarca kesmiş gibi acıyla dondum. Söylediği şeylere anlam veremiyordum. Annem beni bu kadar mı sevmiyordu?

"Çok garip." dedi dizlerine elini koydu, titreyerek konuştum: "Annem burada olduğumu biliyor mu?" dediğimde alayla başını salladı. O bile bana acıyordu.

"Beni kendini kurtarmak için kaçırdın?" dedim doğrulatmak için, "Hangi şehirdeyiz?" diye eklediğimde gülerek doğruldu.

"Türkiye de değiliz." dedi ve ekledi: "Bir arkadaşın var seni durmadan arayan, Andaç Haznedaroğlu. Onun yüzünden yerini bir kaç kez değiştirdik. En sonunda ise Türkiye'den ayrıldık. Şu an Roma'dayız."

Şokla yerimden doğruldum, şaka mı yapıyordu?

"Şaka yapıyorsun?" dedim şok ifadesiyle gülerek kafasını iki yana salladığında çaprazımdaki vazoyu alıp ona attığımda küfür ederek ayaklandı.

"Kızım ne yapıyorsun!" diye bağırarak benim yanımdan hızla geçti.

"Manyak!" diye bağırarak diğer vazoyu da ona attığımda kurtuldu. "Ben üç buçuk aydır bu yerde ne bok arıyorum! Ayrıca sen buraya beni nasıl getirdin!" diye bağırdığımda gülüyordu.

"Özel uçağımla." dedi gülerek. "Ülkeye nasıl soktun?" dediğimde yine güldü.

"Buna mı takıldın gerçekten?" dediğinde duraksadım.

"Sana ne!" diye bağırdım. "Annemde vermiyormuş istediğini bırak artık." dedim çaresizce.

"Verecekmiş, neden konuşuyoruz sanıyorsun şu an." dedi gülmeye devam ederek.

"Sen niye sürekli gülüyorsun ya!" diye bağırdım dayanamayarak.

"Takas ne zaman?" dedim sinirle.

"Anneniz ne zaman isterse." dediğinde sinirle dişimi sıktım. "Ben konuşayım." dediğimde duraksadı.

"Turp gibi olduğunu anlayıp hiç vermesin." dedi olmaz anlamında kafasını sallayarak.

"Sesimi duyarsa kıyamaz," dediğimde kahkaha atmasıyla sinirlerim iyice bozulmuştu. Annemin bana kıyamayacağına inanmıyordu. Artık bende inanmıyordum gerçi.

"Yalvarırsam sırf kızı olduğum için gelir." dedim çökmüş bir vaziyette tek istediğim kurtulmaktı. Evimi, köpeklerimi ve Merih'i. Merih'i öyle çok özlemiştim ki, burnumda tütüyordu. Ona sarılmayı, onu sevmeyi çok özlemiştim.

"Merih'im nasıl?" dedim birden pat diye, beklemediği şaşkınlığından belliydi.

"Filmi çıkıyor." dedi gülerek, şaşkınca ona bakıyordum. "Görünene göre iyi, içini bilemem." diye ekledi omuz silkerek.

Ben kaçırılmışken beni aramak yerine film mi çıkarmıştı?
**
Bölüm sonu.

ÜNLÜ||YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin