•37•

5K 258 61
                                    

Herkese merhaba!

Nabersiniz??

Bölüm şarkısı: Tan taşçı, söyleme. (Canlı versiyon.)
**
Uyandığımda gözlerimi ellerimle ovuşturarak yataktan kalktım, uyuşmuş hareketlerle duvara doğru yürüdüm ve bir çizik daha attım. Bugün bu kafeste birinci ayımdı. İlk iki hafta bağırıp çağıran benim yerime artık sessiz bir kız gelmişti. Kendimi iğrenç hissetmenin yanında, sanki yaşamıyordum. Sanki ölmüştüm de gömenim yoktu.

Günün tek hareketi olan mesaj geldiğinde uyuşuk hareketlerle telefonu aldım.

X: Bugün başlıyoruz, zeki bir kız isen neden burada olduğunu hemen anlayacaksın. Ama değilsen şansına küs.

Artık korkmuyordum, tamam korkuyordum. Hala beni engellemediğini gördüğümde hızla ellerimi klavyede gezdirdim.

Elis: Ne olacak bugün?

x: Baksana belalar atıp, hır gür çıkarmadığında daha katlanılır oluyorsun.

Elis: Ne bekliyordun ki, gerçekten merak ediyorum; beni kaçıran bir adama bela atmamam mı gerek? Aptal mısın o kadar?

Ve engellemişti, kameraya karşı kahkaha attım; "Aptalın tekisin." dedim kahkahalarla. Sonra bana vermiş olduğu telefonu yere patlattım. "Ulaşama da gör gerizekalı!" diye devam ettim kahkahalarla. Sinirlerim bozulmuştu.

Günün geri kalanında, o beni yıldırmasına izin vermeden evde yaptığım sporlardan yapmaya başladım. Önce esneme hareketlerini, sonra yerimde biraz koştum, ardından şınav, mekik ve squat gibi hareketleri yaptım. Gün içinde sürekli tekrar ettiğim bir döngüydü ve her gün yeni bir hareket ekliyordum. Saat altı gibi odaya yemek bırakılıyordu. Odanın kapısının hapishanelerdeki gibi bir açılma yeri vardı, hani tecritte olan... Yemek sokmak için... Sonra tekrar kilitleniyor ve gidiliyordu.

Banyoya girip duş aldım sonra yine aynı kıyafetleri giydim. En sevmediğim şey de buydu, bunların arasına buna mı takılıyordum bilmiyorum... başta takılmıyordum lakin kendimle o kadar çok zaman geçirmiştim ki artık takılıyordum.

Odadan gelen sesle hızla odaya döndüm, kameranın yanındaki hoparlörden sesler gelmeye başladı. Gelen sesi tanıyordum, annemdi.

"Beni bu işe karıştırmamalıydın!" diye bağırdı annem, ne işinden bahsediyordu?

"Sen onu ölüm emrini vermeden önce düşünecektin!" diye bağırdı bir adam. Bu sesi tanımıyordum. Annem neler söylüyordu, bu adam neden bahsediyordu?

"Önüme çıkmasaydı, ölmeyecekti." dedi annem acımasız bir sesle, damarlarımda akan kan dondu. Ellerim başıma gitti, sanki kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Annem katil miydi? Annem birinin nefesi mi kesmişti?

"Sus!" diye bağırdığımda odanın kapısının kilit sesini duydum.

Odanın bir tarafına kaçarak gelen kişiye baktım. Tüm bedenim titriyordu. Korkuyordum.
***
Bölüm sonu!

Heyecanlı yerlerde kesme hastalığı bırak peşimi...

Bakalım neler olacak, tahminlerinizi bekliyorum.

Sizce Elis'in annesi neden birini öldürmek istemiştir?

ÜNLÜ||YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin