tuhaf izin

5.4K 566 317
                                    

"Seslendiniz mi?"

"Duymadılar, kapı da kilitliydi." Jisung konuştuğunda Jeongin dudak büzdü.

"Ben çok acıktım, onlar sonra yese olmaz mı?" Felix başıyla onaylayıp tabaklara yemekleri koymaya başladı.

Bütün tabakları doldurup otursa da başlayamamıştı, içi rahat etmiyorfu. "Akşam da çıkmadılar odadan, bir daha sesleneyim." Felix, oturduğu yerden kalktığında hepsi ona bakmış, ardından yemeye devam etmişlerdi.

Üst kata çıkıp kapıyı tıklattığında birkaç tıkırtı ve adım sesi duymuştu. Bir dakika kadar sonra kapı açıldı, üst bedeni çıplak olan Seungmin kapıya yaslanarak uyanmaya çalışıyordu.

"Günaydın. Kahvaltıya çağıracaktım." Seungmin saçlarını karıştırıp yutkunarak yanağını kapıya yasladı ve pürüzlü sesiyle konuştu.

"Günaydın." Odanın içine kısa bir bakış atıp dudak büzdü. "Siz yiyin, bizim odadan çıkmamız uzun sürecek biraz."

"Peki, gelin ama tamam mı? Akşam da bir şey yemediniz, hasta olursunuz." Seungmin arkadaşına gülümsedi.

"Geliriz Lix, teşekkür ederim."

"Seni daha sonra utandıracağım." Felix'in sırıtışıyla Seungmin gülüp kapıyı kapattı.

Derin bir nefes alıp yavaşça yatağa çıktıktan sonra dudaklarını sevgilisinin dudaklarına bastırdı. "Christopher."

"Şöyle seslenme." Chan gözlerini aralayıp dağışmış saçlarıyla sevgilisine gülümsedi.

"Neden, çok uzun ama ben sana öyle seslenmeyi sevdim." Seungmim yatağa uzanıp sevgilisinin göğsünde parmağının ucunu gezdirirken Chan sırt üstü yatmış tavana bakıyordu.

"Susamışım."

"Dün, nefes almama izin verseydin bu kadar susamazdın." Chan gülerek sevfilisine döndü. "Liseli Christopher hızlı zamanlarını yaşıyordu. Liseliyi mi beni mi seçiyorsun?"

"İkisi de harika." Chan dirseğinden destek alarak Seungmin'in üzerine doğru eğilip boynunu öpmeye başladı, aynı zamanda elini beline yerleştirmiş, hafifçe hareket ettirip huylandırıyordu.

"Chan!"

"Söyle." Hafifçe geri çekilip sevgilisinin alnına düşen saçları geriye attı. "Çok güzelsin."

"Dikkatimi dağıtıyorsun, bir şey diyecektim." Seungmin Chan'ın omzundan hafifçe ittiğinde Chan alnını göğsüne yaslayıp gülmüştü.

"Söyle diyorum."

"Kahvaltı yapıyorlar. Biz de inelim. Acıktım."

"En son buraya geldiğimizde yedik, acıkmışsındır tabii." Chan yataktan kalkıp duşa ilerlerken kapıya yaslanıp sevgilisine döndü.

"Duşa geliyor musun?"

"Ne?"

"Hala liseliyi görmek istiyorsan gel." Seungmin gülerek yatağa yayıldı.

"Sen bu azgınlıktan nasıl medeniyete ulaştın?"

"Hızlı zamanlardı. Yaşlandık. Geliyor musun gelmiyor musun?"

"Sevişirsek gezmeye halim kalmaz. Yap sen banyonu." Chan zorlamaktan vazgeçip, kapıyı kapatma gereği duymadan, banyoya girmiş ve duşunu almaya başlamıştı. Seungmin, yatağa çapraz uzanmış, sevgilisini kesiyordu.

"Şov yapma."

"Banyo yapıyorum, ne şovu?" Chan, gülerek başlığın altında saçlarını geriye attığında Seungmin dil çıkardı.

kaçak damatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin