kar

6.4K 654 284
                                    

Mnet Asya Müzik Ödülünü almalarının ve Felixlerin tatile gidip gelmelerinin üzerinden tam bir ay geçmişti.

Seungmin ve Jeongin üçüncü denemeye girmişlerdi ve gün geçtikçe netleri daha da düzgün oluyordu.

Jeongin, söz verdiği gibi denemelerken fen derslerine vakit ayırmayı başarabilirken, Seungmin daha fazla net çıkarmak için her an soru çözüyordu.

Yine, hep birlikte kafede buluştukları bir akşamdaydılar.

Hava şartları kötü olduğu için yapılan ve bozulabilecek olan yiyeceklerden çok kaldığı için Felix gelmelerini söylemişti. Sohbet ettikleri eğlenceli birkaç saatin ardından Jisung yine Minho'yla eve dönüyordu.

Bir ay önce Felix'in aldığı hediyenin(!) kutusunu dahi açmadan ortadan kaldırmışlardı.

"Jisung, ayakta uyuyorsun resmen."

"Az kaldı eve." Jisung mırıldanırken Minho derin bir nefes aldı.

"Bebeğim, bırak ben süreyim."

"Araba sürmesi sevmiyorsun." Jisung inatla sürmeye devam ederken şerit değiştirirken sinyal vermediğini bile fark etmemişti. Yanlarından geçen araba kornaya basarken Jisung dudağını ısırdı, kaza yapmaktan kıl payı kurtulmuştu.

"Sağa çek şu lanet arabayı. Sürmeyi sevmiyorum ama seni seviyorum Jisung, aptal bir şey yüzünden seni kaybedemem." Jisung sinyali verip sağ şeride geçtikten sonra arabayı durdurmuştu. Minho'yla yer değiştirdiklerinde Minho sinirle koltuğa oturup arabayı çalıştırdı.

"Bırak süreyim diyorum, sürmeyi sevmiyorsun diyorsun. Kaza yapsak daha mı iyi?" Jisung dudak büzerek sevgilisine bakarken Minho gözünün ucuyla ona bakmış, ardından derin bir nefes almıştı.

"Bir an için çok korktum. Gözünü açık bile tutamıyorsun, seni aptal bir inat yüzünden kaybetmekten çok korktum."

"Özür dilerim, çok fazla süt içtiğim için böyle oldu." Minho ciddiyetini kaybederken gülüp sevgilisine baktı.

"Beni sinirden kudurtup, birkaç saniye sonra yumuşacık bir adama nasıl çevirdiğin hakkında hiçbir fikrin yok, öyle değil mi?" Jisung başını iki yana sallarken gözlerini kapatmıştı.

"Yarın pazar, öğlene kadar uyuruz."

"En büyük hayalim bu hafta pazarın gelmesiydi. Hiç uyuyamadım." Minho mahalleye girip arabayı yavaşlatarak sürmeye başladığında Jisung kemerini çözmüştü. Araba iyice yavaşlayıp durduğunda inmiş ve uykusunun anında kaybolmasına şahit olmuştu.

İkisi eve girerken Jisung Minho'dan sonra girip kapıyı kilitlemiş ve üzerindekileri çıkara çıkara odasına ilerlemişti. Sabah duş aldığı için bunu es geçip kendini yatağa bıraktığında Minho da her geldiğinde giydiği kıyafetleri giyip yatağa yattı.

"Benim minik bebeğim çok mu süt içmiş?"

"Aramızda iki yaş var, ne minik bebeği?" Jisung sevgilisine sokulurken Minho sevgilisinin saçlarını okşuyordu.

"Olsun, bebeğimsin benim."

"Dışarı çıkalım mı yarın?"

"Kar yağacak."

"Beraber oynarız işte, lütfen?" Jisung sevgilisini tatlı ve uykulu bir sesle ikna etmeye çalışırken Minho başıyla onayladı.

"Çıkalım güzelim." Jisung mutlulukla sevgilisinin göğsüne sokulup gözlerini kapattığında Minho onu son kez öpüp uyumaya başlamıştı.

Sabah, Jisung soğukla üşüyerek uyanmış ve ılık bir duşun ardından kalın kıyafetleriyle beraber yorganın altına girmişti. Minho, burnuna dolan şampuan kokusuyla gözlerini aralayıp sevgilisinin alnını öptü.

kaçak damatlarWhere stories live. Discover now