Chan Bey

7.4K 790 309
                                    

Chan, çalan alarmını susturup Seungmin'in üzerine attığı bacağını yavaşça okşayarak onu izliyordu. Güzel bir sabahtı.

Dün akşam, ateşli öpüşmelerinin ardından, Chan ileri gitmemek adına geri çekilip Seungmin'e aldığı çikolatayı vermişti. Seungmin, sanki içinden haşin bir erkek çıkmamış gibi, tatlı tatlı çikolatasını yerken Chan onun kıyafetlerinden bir şeyler giyip yatağa girmiş, Seungmin'in inatla yedirmeye çalıştığı çikolataları yememek için çabalamıştı fakat kazanan Seungmin olmuştu. Ardından sohbet edip, arada birbirlerini öperek uyuyakalmışlardı ki, Chan, neredeyse tüm hayatı boyunca uyuduğu en uzun uykudan uyanmıştı.

Chan, Seungmin uyanmadan gitmeme kararı alıp sevgilisini izlemeye başlamıştı ki Seungmin'in alarmı çalınca uzanıp onu da kapatarak dudaklarını Seungmin'in dudaklarına bastırdı. Seungmin uykusu açılmasa da yarı uyanık haliyle dudaklarını araladığında Chan gülerek geri çekildi. "Günaydın güzelim, işe gitmemiz gerekiyor." Seungmin birkaç mırıltı çıkarıp Chan'a sıkıca sarıldı.

"Keşke gerekmese, ne olur yani akşama kadar yatsak şöyle." Chan elinin altındaki pürüzsüz tene hafifçe vurdu.

"Ben gitmesem olur ama sen gitmesen Felix seni boğazlar." Seungmin dudak büzüp, yastıktan başını kaldırmadan ona baktığında Chan yaslandığı elini başından çekip dağılmış saçları düzeltti.

"Keyfim kaçtı."

"Emin ol Felix, boynundakileri anlatırken çok keyiflenecek." Seungmin gözlerini kocaman açıp ellerini boynuna koyarken Chan sevgilisinin yanağını öpüp, yataktan kalktı.

"Chan! Çok kötüsün!" Chan banyoya girerken gelen bağırışla gülerek kapıyı kapattı. "Yalan söylemişsin, ödüm koptu Felix'in sorularına maruz kalacağım diye."

"Yani iz bıraksam hoş olmaz mıydı?"

"Jeongin'e kötü örnek oluyorsun." Seungmin yine, sanki dün Chan'ın sınırlarını zorlayan o değilmiş gibi, utanıp kaçamak cevaplar verirken Chan'ın odaya girmesiyle hızla odadan çıkmıştı.

Chan, dün çıkardığı kıyafetleri tekrar üzerine geçirip dağınık yatağı topladıktan sonra telefonunu eline alıp gelen mesaj ve mailleri kontrol ederken Seungmin odaya girmiş, üzerindekileri çıkarıp dolabın önüne oturmuştu.

"Ne giysem ki, acaba Hyunjin'den mi giysem." Dolabın aynasından kendisine dik dik bakan sevgilisiyle göz göze geldiğinde Chan konuştu.

"Giy tabii, çok yakışıyorlar." O kadar tehditkâr bir tonda söylemişti ki, Seungmin'in onu kızdırma isteği kaçmıştı. Chan, çok baskın bir karakterdi.

Seungmin dolabından kot pantolon ve kazak alıp giyindikten sonra Chan'la beraber aşağıya inmişlerdi.

"Beni bırakmasan mı?"

"Felix'ten niye bu kadar çekiniyorsun? Gözlerimizin önünde Changbin'i boynundaki zincirlerden çekip öpmese hak vereceğim ama..." Chan Seungmin'in arabaya binmesini beklerken konuşunca Seungmin gözlerini kaçırdı.

"İşte, bu yüzden çok açık konuşuyor. İma bile değil, açık açık söylüyor."

"Maalesef güzelim, bunu durduramayacağımıza göre bugün seni bırakmam daha iyi olur. Daha sonra sana neden seni bıraktığımı sorar ve sen de gece sizde kaldığımı, sevgili olduğumuzu ve çikolata yiyip uyuduğumuzu söylersin. Felix de artık ima yapmayı keser çünkü için içinde resmi olarak ben olmuş olurum. Bu kadar, bin şimdi. Çenem yoruldu." Chan arabaya bindiğinde Seungmin de çantasını kucağına alıp oturmuştu.

"Bugün hastanede kalacağım." Seungmin araba ilerlerken konuştuğunda Chan onayladı.

"Seni bırakırım. O saatte boş otobüs bulamazsın."

kaçak damatlarDonde viven las historias. Descúbrelo ahora