sorular

8K 958 519
                                    

"Hyunjin?"

"Gel." Seungmin odanım kapısını açıp içeri girdi ve kapıya yaslanıp çekingence elindeki kitabı gösterdi.

"Hala matematik hatırlıyor musun?" Hyunjin başıyla onaylayıp yatağında doğrularak yanını patpatladı. "Bakalım, çözebiliyor muyum hala?"

Seungmin kitabı açıp, fonksiyon sorularıyla harmanlanmış logaritma sorusunu gösterdiğinde Hyunjin bir süre soruya bakmış, ardından çözüp cevabı kontrol etmişti. Doğru olduğunu görünce anlatmaya başladı.

"F'nin tersini alırsam Logaritma olur, değil mi? Bu işaret de birleşim işareti, a gördüğüm yere F'in tersini yazarsam cevap kolayca çıkıyor."

"Birleşim işaretine kadar çözebilmiştim ama o kısım yok. Bana fonksiyon anlatabilir misin?" Hyunjin kendisine tatlı tatlı soru soran gence hayır demek istemese de, hala çalıştığı ve yetiştirmesi gereken vize konuları vardı.

"Bu konuyu atlayıp diğerleriyle uğraşsan olur mu? Vizelerim bittiğinde anlatırım." Seungmin başıyla onaylayıp kitabı kucağına aldı, ardından durup biraz bekledi ve kollarını yanındaki gencin boynuna sardı. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır, sadece sorunu çözdüğün için teşekkür sarılışı." Hyunjin gülerek Seungmin'in ince belini sarmış, ardından saçlarını karıştırıp ondan ayrılmıştı. Seungmin odadan çıkarken arkadaşına el sallayıp, çoktan uyuyan Minho'yu rahatsız etmemek için saatlerdir çalıştığı mutfağa indi. Kitaplarının yarısı mutfakta duruyordu.

Gece üçe kadar çalışmış, sabah dokuzda uyanıp bir şeyler atıştırarak kafeye geçmiş ve orada bulduğu her fırsatta soru çözmüştü. Öğleden sonra Jeongin de geldiğinde soru çözecek daha çok vakti olmuştu.

"Hey, Jeongin! Bu soruya bakar mısın?"

"Yapamadığın soruları işaretlesene, hepsini anlatırım." Seungmin başıyla onaylayıp o sayfanın kenarını büktükten sonra kitabı kenara iterek insanların siparişlerini almaya gitti.

İş saatlerinin bitiminde o kadar yorulmuştu ki, ayakta uyuyacak hale gelmişti.

"Seungmin ağabey, anlatmamı ister misin? Çok yorgun görünüyorsun."

"Sorun değil, bir süre daha uyanık kalabilirim. Lütfen soruları anlat, birçok soru var." Jeongin büyüğünün koluna girip onu yürütmeye başladı.

"Öyleyse bize gelmeye ne dersin? Felix ağabey eve gitmesi gerektiğini söyledi ve sabah açamayacağım için anahtarı bana bırakmaz." Seungmin bir süre düşünüp başıyla onayladı.

"Chan için sorun olmazsa-"

"Ne benim için sorun olmazsa?" Kapıdan çıktığı gibi karlılaştığı bedenle şaşırsa da gülümsedi.

"Çözemediği sorular varmış, ben de anlatmak için bize çağırdım. Gelebilir, değil mi?" Chan kardeşini başıyla onaylayıp çantasını almak için elini uzattı. "Seungmin ağabeyinkini al, benim çantam hafif."

"Hayır, gerek yok."

"Var, ayakta uyuyorsun. Ağabey al çantasını." Chan kardeşine gülerken Seungmin'in sırt çantasını kavradı.

"Asla susmayacak, en iyisi alayım da motoru soğusun."

Chan, Seungmin'in bırakmak zorunda kaldığı çantayı aldıktan sonra yine arka sokağa bıraktığı arabasına önden ilerlerken; Seungmin koluna giren çocuğun kolunu sıktı. "Küçük cadı."

"Sus sus, senden hoşlanıyor kullan bunu."

"Ya git be, çıkarcı pisliğin teki miyim ben?" Jeongin kahkaha attığında Chan omzunun üzerinden arkasındaki ikiliye bakmış, ardından önüne dönmüştü tekrar.

kaçak damatlarWhere stories live. Discover now