kaçak damatlar

kaçak damat

Hyunjin nefes nefese geri çekilip kendini Jeongin'in yanına bıraktı.

"Beni oyuna getirdin."

"Bunu sevmediğini iddia edemezsin." Jeongin dağınık saçlarını geriye itip yan döndü. Hyunjin de onu taklit edip çocuğun yanağını okşamıştı.

"Hala beni civcivli pijamanla nasıl oyuna getirdiğini anlamıyorum."

"Sanki çok büyük bir şey yaptık, alt tarafı öpüştük." Hyunjin gülerek yatakta doğrulup saçlarını geriye atıp bileğindeki lastikle topladı.

"Durdurmasam hormonlarına sahip çıkamıyordun velet. Daha küçüksün, en fazla bu kadar." Jeongin de doğrulup sonda düzene soktuğu nefesiyle saçlarını da düzeltti.

"Dudağın kesilmiş."

"Birinin diş teli yapmıştır." Jeongin gülerek odasından çıkıp tuvalete girdiğinde Hyunjin de su içmeye gitmişti.

Seungmin'den kırk dakika önce aldığı mesajı görene kadar her şey gayet iyiydi. Evden çıkmak için geç kalmıştı.

Çalan kapıyla küfür mırıldandı.

~~~

Chan ısrarla Seungmin ve Minho'yu eve bırakmak istediğinde ikisi de kabul etmiş, kapının önündeki arabaya binmişlerdi.

Minho, sırf pislik olsun diye arkaya oturmuştu.

"Jisung'la çıkıyor musunuz?"

"Bugün herkes bunu merak ediyor. Henüz çıkmıyoruz ama çıkıyor gibiyiz." Minho göz devirerek konuşurken Seungmin önce gülmüş, ardından aklına gelen diyalogla utanmıştı.

"Jisung sayende harika şarkılar yazıyor, sadece söylemek istedim. Her ne yapıyorsan devam et." Minho sırıtmaya başlarken aklına gelen hinlikle sırtını dikleştirdi.

"Sen şu sıralar nasıl şarkılar yazıyorsun?"

"Öncekilerden daha iyi olduğunu düşünüyorum." Minho imayla arkadaşına bakarken konuşmaya devam etti.

"Biri mi var?"

"Hm, güzel biri." Chan arabayı kenara çekip arkasına döndü.

"İyi geceler Minho."

"Sana da." Minho arabadan indiğinde Chan, Seungmin'in bileğini tuttu.

"Bir şey mi oldu?" Chan birkaç saniye karlısındaki yüzü inceleyip elini çekti. "Hiç, yani, cumartesi günü boşum. Felix çalışma saatlerini tamamen değiştirdiğini söyledi. İzin gününe denk geliyorsa fen derslerinden birini anlatabilirim, istersen. Soru da çözebiliriz veya istediğin herhangi bir şeyi." Chan önüne dönüp ellerini direksiyona sabitledi, panik olmuştu bir an. Adını seslenmek yerine ne diye bileğini tutmuştu?

"Olur, cumartesi günü izinliyim."

"Harika, ne yapalım istersin?"

"Sadece evinizde vakit geçirsek yeterli. Biraz konu anlatır ve soru çözersin, biraz da eğlenceli bir şeyler yaparız, sohbet etmek ta da yemek yapmak gibi." Chan gülümseyerek Seungmin'e baktığında, Seungmin hafifçe el salladı.

"O zaman, iyi geceler."

"Sana da, dikkatli sür." Chan gülümseyerek başıyla onaylaymış, Seungmin'in eve girdiğini görünce derin bir oh çekip başını direksiyona yaslamıştı.

Cumartesi gününü boşa çıkarmak için fazladan mesaiye kalması gerekiyordu, yoğun ve gecesinin gündüzüne gireceği üç gün onu bekliyordu.

Yoğunluğu artmadan önce dinlenebilmek için eve sürdü.