istiyorum

7K 715 481
                                    

Sabah Hyunjin önce Seungmin'i kafeye bırakmış, sonra Jeongin'le okula gitmişti. Henüz Minho gelmediği için Seungmin dün çıkarken sildikleri kafede direkt mutfağa yönelip bir şeyler pişirmeye başlamıştı ki Felix görüntülü aradı.

"Günaydın! Gerçi burada biraz öğlen ama olsun."

"Günaydın, ailen nasıl?"

"Geçen gün bana ateş püskürten Seungminnie sen misin?" Seungmin gülerek elindeki hamuru kaplara döktü, her seferinde aynı şeyleri yapmak sıkılmasına sebep oluyordu.

"Of, o gün çok gergindim. Bir de üstüne Chan'la bozuştum, sonra beni mutfakta delirttiler, sonra ben ağlarken elimi kestim." Seungmin elini kaldırıp kameraya yaklaştırdı, kesiğe hızlı iyileşsin diye sürekli bir şeyler sürseler de hiçbir işe yaramamıştı ve hala kocaman bir kesik vardı.

"Oha lan, nasıl kesildi o?"

"Turtayı keserken arada elim kaynadı. Her neyse, öyle işte. Sonra Chan gönlümü almak için dışarı çıkardı. Sonra o günün akşamı Minho'yla Jisung şey yapmışlar, Jisung işe geç kalmış Chan delirmiş..." Seungmin durup kenara bıraktığı telefona baktı. "Siz gittiğinizden beri sadece kaos yaşamışız. Lütfen geri döner misiniz?"

"Sekiz kişi olmayınca denge bozulmuş biraz." Changbin gülerek konuştuğunda Seungmin de gülümsemişti.

"Öyle oldu. İşin şakası, sizi gerçekten özledik. Yani arayamıyoruz ama gram vaktimiz yok."

"Aman, önemli değil şurada üç gün sonra başınıza geleceğiz yine." Seungmin gülerek elindekini fırına atıp yoğrulması gerekmeyen başka bir şeyler yapmaya başladı.

"Sadece Jisung ve Minho mu, senin tabirinle, 'şey' yaptı? Sizde durum ne?"

"Güzelim, iyisin hoşsun da, şu dedikodu arayışını ne yapacağız senin?" Felix sinirlenip sevgilisine doğru sivri dille konuştu.

"Sigaram yok, içkim yok, bir dedikodum var ona da karış zaten."

"Hocam buna gol diyebilir miyiz hocam?" Seungmin alay ederken Changbin elini kalbine koyup kadrajdan çekilerek konuştu.

"Doksana taktı oğlum, gol demeyiz ne deriz?"

"Güzel, git şimdi. Dedikodu yapacağım ben. Sen de zıkkımını iç." Felix sevgilisini odadan kovduktan sonra yatağına uzandığında Seungmin kıvamı tutmayan tatlıya yüzünü buruşturdu.

"Ne yapıyorsun de olmadı?"

"Sufle, ama olmadı."

"O tarifte unu eksik yazmışım. İki bardak daha dök."

"Bu bana yapılan bir suikast eylemiydi." Seungmin gülerek unu döktükten sonra geniş kaptaki hamuru iyice karıştırdı.

"Ne diyorduk, heh, Chan'la-"

"Retro takılıyoruz. Yavaştan alıp arada saçmaladığımız hoş bir ilişkimiz var. Dahasını isteyip istemediğini az çok anlayabiliyorum ve birbirimizin frenini ayarlayabiliyoruz. Yani, dengedeyiz." Felix gülümsedi.

"En çok senin adına sevindim, diğerleri hep şanslılardı."

"Öyleydi ama benim de şansım az değilmiş. Chan'a ve size sahibim."

"Ağlayacağım, çok duygusal." İkisi gülerken Seungmin yaptığı sufleleri küçük kaplara döktü.

"Dalga geçme sevgilimle." Seungmin Chan'ın sesini duyduğunda heyecanla ona dönmüştü.

"Sufleyi yere dökeceksin!"

"Dökülmedi!" Seungmin hızla kabı doğrulturken Chan yanına gelip gülümseyerek sevgilisine arkadan sarıldı.

kaçak damatlarWhere stories live. Discover now