"Minho!" Gördüğü sevgilisine heyecanla koşup beline sarıldığında gülümsedi Minho. "Jisung, bekle, ağlıyor musun?"

"Beş dakika dedin ve telefonunu bende bırakıp gittin. Bir şey oldu sandım ama nereye gittiğini göremediğim için peşinden gelemedim, aptal." Jisung geri çekilip gözlerinden düşen birer damlayı silip Minho'ya baktı dik dik. "Neredeydin?"

"Sana dondurma buldum." Elindeki paketi sevgilisine uzattığında Jisung boynuna sıkıca sarıldı.

"Neden beni götürmedin?"

"Yorulmuştun, keşke telefonumu alsaydım. Özür dilerim." Jisung geri çekilip sevgilisinin elindeki dondurmayı işaret etti.

"Açar mısın?"

"Açayım." Paketi açıp çubuğu sevgilisinin eline bıraktıktan sonra Jisung'ın elini tutmuş onunla beraber az önce kalktığı banka gitmişti. Banka oturduklarında hafif çapraz oturmuştu. Jisung da onun göğsüne yaslanıp dondurmasının çikolatasını kırdıktan sonra emmeye başlamıştı. Elindeki dondurmayı dönüp Minho'ya uzattı.

"Yiyecek misin?"

"Dön bakayım sen." Jisung tamamen ona döndüğünde Minho sevgilisinin dudağını öptü.

"Güzelmiş tadı."

"Böyle gönlümü alacağını düşünüyorsan, doğru düşünüyorsun." Gülerek dondurmasından biraz daha emdi.

"Çikolatasından ısıracağım." Jisung ısırmadığı köşeyi ona uzattığında Minho ısırmış, biraz da dondurmadan emmişti.

Jisung, hava soğuk olduğu için yavaş eriyen dondurmasını yavaş yavaş emerken arada Minho'nun öpücük istilasına uğramış, arada da dondurmasından zorla Minho'ya yedirmişti.

Sonunda biten dondurmasıyla Jisung sevgilisine döndü. "Minhoşum, eve gidelim mi?"

"Gidelim güzelim. Üşüdün mü?" Jisung onu başıyla onayladığında ikisi kalkmış, eve yürümeye başlamışlardı.

~~~

Changbin, yemeği bitince Felix'le beraber mutfağı toplamamıştı. Felix bulaşıkları yıkayarak makineye yerleştirirken ortadan kaybolan sevgilisine kızıp duruyordu.

"Hemen iki lafına tav oldum, öküz işte. İnsan yardım eder. Yıl dönümümüz kutlu olsunmuş. Kesin unutmamak için 14 Şubat'ta teklif etti." İçeriden gelen şarkı sesiyle durmuştu.

"Changbin? Evimize uzaylılar mı istila etti?" Ellerini durulayıp mutfaktan çıktığında dişlerinin arasında gül olan sevgilisini görüp kahkaha atmıştı.

"Dance with me, make me sway..." Felix elindeki gülü kendine uzatarak yaklaşan, pijamalı genci izlerken kıkırdıyordu. Changbin gülü sevgilisinin kulağının arasına sıkıştırıp ellerini tutarak hafifçe sallanırken bedenini kendine çekip belini kavradı.

"Changbin, pijamalıyız."

"Ve aşığız. Dans et benimle güzelim, senden başka hiçbir şey umurumda değil." Felix gülümseyerek Changbin'e ayak uydururken, Changbin onu kendinden uzaklaştırıp kendine çektiğinde dönerek kolları arasına girmiş, onun hafifçe geriye eğmesiyle bir elini boynuna konuştu. Changbin onu doğrultmadan önce dudaklarını hafifçe öptüğünde Felix doğrulup normal dans pozisyonuna geldiğinde etraflarında dönerek ritme uygun dans ediyorlardı.

Şarkı başa sardığında Felix kahkaha attı.

"Ne kadar dans edeceğiz, mutfak beni bekliyor."

"Daha çok bekleyebilir." Changbin sevgilisinin beline iki eliyle sarılıp sallanırken dudaklarını uzun uzun öpmüştü. Felix alnını alnına yaslayıp gülümsedi.

kaçak damatlarWo Geschichten leben. Entdecke jetzt