"Hiç, utanmadım ki."

"Jeongin, yanakların kıpkırmızı." Jeongin dudak büzerek büyüğüne baktı.

"Hyunjin'den utandım. Jisung ağabey sadece tişörtle kahvaltı yaparken sabah şeyine ima yapmıştım sonra Hyunjin geldi ve dedi ki seni böyle hayal ettim." Kısık sesle anlatırken Minho sakince küçüğünü dinlemiş, sonradan fark ettiği şeyle kaşlarını çatmıştı.

"Sadece tişört mü? Han Jisung!" Jeongin'in dizinden kalkıp hızla mutfağa girdiğinde Jisung elindeki tavadan tabaklara yumurta bölüyordu.

"Efendim bebeğim?" Oldukça sakin bir şekilde cevap verdiğinde Minho yanına gidip pürüzsüz tenine vurdu.

"Üşüteceksin, git bir şeyler giy."

"Evin yetmiş derece Minho, üşümem." Minho anlık durup bakmış, Jisung afallamasından yararlanıp sevgilisini öpüp elindeki tabakları masaya bırakmıştı.

"Hile yapıyorsun."

"Afallayan sendin. Benim sorunum değil." Jisung masaya oturup dizini kendine çektiğinde Minho bacağına vurdu. "Ya, beni arkadaşlarımdan kıskanıyor olman çok saçma."

"Ağabey hiç mutlu olmayacaksın ama Jisung ağabey hepimizle banyo yaptı. Görmediğimiz şey değil." Jeongin masaya otururken Hyunjin de yanına oturtmuştu.

"Ve sen, dün saçlarını yıkadığımda utançtan soğuk suyu açtırdın sıcakladığın için." Jisung kahkaha atarken Jeongin tekrar kızarmaya başlamıştı.

"Hiçte bile, su kaynıyordu derim yandı. Kızarmış tavuğa döndüm." Hyunjin inanmış gibi başıyla onayladığında mutfağa Chan ve Seungmin girmişti.

"Günaydın millet." Seungmin neşeyle konuşup Hyunjin'in yanına oturduğunda Chan da karşısına oturmuş, kızaran kardeşine göz kırpmıştı. "Yine utanmış bebek ekmeğim."

"Ağabey ya! Benimle uğraşıyorlar."

"Ne diyorlar?" Jeongin bir saniye duraksayıp başını eğerek kısık sesle konuştu, ağabeyinden daha çok utanmıştı.

"Diyorlar bir şeyler." Hyunjin gülerek sevgilisinin yanağını öpüp ekmeğe sürdüğü çikolatayı uzattı.

"Tamam, demiyoruz bir şey. Kahvaltını yap hadi." Jeongin ağzını açtığında Hyunjin ekmeği bırakmış, gülerek kahvaltı yapmaya başlamıştı. Chan başını iki yana sallayarak güldü.

"Bebek."

"Şirin ve saygılı bir bebek. Kim büyüttü acaba?" Seungmin gülümseyerek sevgilisine bakarken Chan sırıtmıştı.

"Gelecekte de güzel bir bebek büyüteceğim." Seungmin gözlerini kocaman açıp ona baktığında Chan göz kırpmıştı.

Gelecek planı kurduğunu söylemişti resmen, yuh.

Masadaki hareketlilikle ikisi de oraya döndüğünde Jeongin'in elindeki çayı döktüğünü görmüşlerdi.

"Ya, sakin olun sıcak bile değildi." Jeongin söylenirken yanmadığını göstermek için şortunu baldırına kadar çekti. "Bak, ıslak sadece."

Hyunjin rahat bir nefes alıp önüne dönerken Jisung başka bir bardağa tekrar doldurmuştu.

"Nasıl başardın kendinden uzaktaki bardağı devirmeyi?"

"İçip önüme koymuştum, sonra elim çarptı." Chan başını iki yana sallayarak ağzına yemek attı.

"İşte bu yüzden her zaman çayını uzağa bırakıyoruz. Neden dibine bırakırsın ki?" Jisung çayı tekrar çocuktan uzağa bıraktığında Jeongin ofladı.

kaçak damatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin