"Ne çok konuştun, dedeler gibi." Chan gülerek yatakta uzanan bedene baktı.

"Bugün ne dersen de kızmayacağım. Azat edildin." Hyunjin gülerken bir anda acıyan yarasıyla inledi. Chan'ın gülüşü solarken aceleyle yerinden kalktı.

"İyi misin?"

"Yok bir şey." Yüzünü buruşturup sırtını yataktan ayırırken konuştu, kıvranıyordu. Chan birkaç kez hemşire çağırma butonun bastı, acı içindeydi Hyunjin.

İçeri gelen hemşire anında çıkıp nöbetteki doktorla içeri girerken, hemşire dışarı çıkmalarını istemişti. Chan koltukta uyuyan Seungmin'i kucağına aldığında Seungmin gözlerini açmış olsa da doğrulamadı, Chan'ın gerginliğini hissedebiliyordu. Koridordaki koltuğa oturup Seungmin'i kendine yaslattıktan sonra bir süre uykusunun açılmasını bekledi. Seungmin sonunda uykusu açılında Chan'ın endişeli yüzüme baktı.

"Hyunjin iyi mi?"

"Hm hm, domuz gibi." Seungmin gülerek başını Chan'ın göğsüne iyice yerleştirip cekete sarıldı. Chan ise, sabaha göre daha az endişeliydi, kötü değildir diye düşündü Seungmin.

"Demiştim sana, uyanır o diye. Ne oldu peki?"

"Bilmiyorum, sancılandı. Doktor bir organına zarar gelmemiş demişti, dikişleri sızlıyordur muhtemelen." Seungmin başıyla onaylayıp tamamen doğrularak Chan'a döndü.

"Karnım acıktı benim. En son saat iki de Felix'in yaptığı kekin tadına bakmıştım." Chan gülümseyerek Seungmin'e baktı. Dikkatini çok fazla dağıtıyordu bu çocuk.

"Doktorlar Hyunjin'in iyi olduğunu söylesin, bir şeyler almaya giderim." Seungmin başıyla onaylayıp ellerini kenetleyince Chan başını hafifçe iki yana sallayarak göz kırptı.

"Hiç, elini tutmak hoşuma gidiyor." İki genç gülümseyerek el ele tutuşurken Seungmin başını Chan'ın omzuna yaslamış, uyanık kalmaya çalışıyordu, yorulmuştu bugün koşturmaktan.

İçeriden çıkan doktorlarla iki genç de doğrulduğunda, doktor gülümsedi. "Endişelenecek bir şey yok. Sadece anestezinin etkisi azalıyor, tekrar bölgesel olarak anestezi yaptık. Geçmiş olsun."

"Teşekkürler." Chan başıyla onaylayarak içeri girmişti. Hyunjin el ele tutuşan iki gence bakıp başını geriye attı.

"Jeongin'i özledim."

"Daha hasta yatağından çıkamadın, canına mı susadın çocuk?" Seungmin, Hyunjin'in yanındaki sandalyeye oturup yatağa başını koyarak Hyunjin'in elini tuttu. "Öleceksin diye ödüm patladı."

"Eminim öyledir."

"Tabii öyle, evin masraflarını kim karşılayacak?" ikisi gülerken Chan Seungmin'in koltuğa bıraktığı ceketini alıp odadan çıkmıştı. "İşin şakası bu, gerçekten çok korktum. Kısa bir sürede seni kardeşim gibi sevdim, ölsen çok ağlardım."

"Ağlamadın mı?"

"Jeongin hepimizin yerine ağladı." Hyunjin küçük sevgilisinin adını duyunca gülümseyerek başını yana yatırıp avucundaki eli hafifçe sıktı.

"Söyle, kahvaltısını yapıp gelsin."

"Uyandığı gibi koşarak buraya geleceğine yemin edebilirim." Seungmin elini Hyunjin'in elinden çekip koluna vurdu hafifçe. "Acıdı lan, neren yaralı senin? Domuz gibisin, güce bak."

"Miniğimi düşündükçe güçleniyorum. Söyleyin ona kahvaltı yapmadan gelmesin."

"Chan'ı bile dinlemiyor, bizi mi dinler? Felix döve döve götürdü onu." Hyunjin kahkaha attı. Jeongin, tam bir çocuktu. Şımarık, aşık ve yaramaz bir çocuk.

"Telefonunu verir misin?"

"Uyandırma, zor uyutmuşlar zaten."

"Versene oğlum." Seungmin oflaya oflaya komodine uzanarak telefonunu verdi. Hyunjin, Jeongin'le olan konuşma odasına girmiş, ses kaydını açmıştı.

"Hey, Jeong! Ben iyiyim güzelim, sabah kahvaltını yapmadan gelirsen seninle konuşmayacağım. Lütfen Felix ve Changbin'e zorluk çıkartma."

"Iy, çok romantik."

"Sana ne lan, aşığım ben. Hem azat edildim." Ses kaydını sonlandırırken mesaj çift tik olmuştu. Hala uyuduğuna emin olduktan sonra telefonu sahibine uzattı.

"Siz ne iş?"

"Sen hani hastaydın?" Seungmin imayla gelen soruya ters bir cevap verdiğinde Hyunjin sırıttı.

"Hala sevgili değilsiniz sanırım, teklif bekleyeceğine etsene." Seungmin arkadaşına dil çıkardığında Hyunjin dilini tutmaya çalışsa da, Seungmin kaçmıştı.

"Git be, uğraşma benimle. Döverim seni." Seungmin sandalyeden kalkıp koltuğa ilerlerken Chan odaya girmişti.

"Yemek!" Chan'ın kenardaki tekerlekli masaya koyduğu yemeğe doğru ilerledi Seungmin.

"Lütfen yağlı bir şeyler almadım de, ben de açım çünkü!"

"Biliyorum, tost aldım o yüzden." Üçü de tostlarını alıp yemeye başladığında Seungmin'in çalan telefonuyla Chan kaşlarını çattı.

"Kim bu saatte?"

"Bilmi-"

"Efendim Jeongin?" Hyunjin telefonu alıp çoktan açtığında Chan kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı.

"Hayır, kahvaltı yapmadan gelmeyeceksin, yat uyu şimdi... Güzel, iyi geceler." Hyunjin gülümseyerek telefonu kapatırken Chan'a bakarak dil çıkardı.

"Siz uyutmak için sakinleştirici verirsiniz ama benim tek sözüm yeter işte, görüyor musun aşkın gücünü?" Seungmin dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalışırken Chan göz devirmişti.

"Sizinle uğraşılmaz bak, gerçekten. Beni ayar ediyorsunuz. Yat uyu sen de." Hyunjin Chan'ı sinirlendirebildiği için gülerek tostunu yemiş, yatağına tekrar uzanıp gözlerini kapatmıştı.

"İyi geceler."

"Umarım gecemin kalanı iyi geçer çünkü yoruyorsun beni." Hyunjin kahkaha atarken Chan koltuğun minderlerini yere bırakıp Seungmin'in koluna hafifçe vurdu. "Uzan hadi."

"Ben uyudum sen u-"

"Zaten çok uyuyamayacağım, yat işte. Gözlerinden uyku akıyor." Seungmin başıyla onaylayıp tostunun son lokmasını ağzına atarak koltuğun en dibine girerek Chan'a yer açtı. Chan da yanına uzanmış, Seungmin'e dönerek gözlerini kapatmıştı.

Seungmin, işaret parmağıyla Chan'ın kirpiklerine dokunurken Chan gülümseyip fısıldadı.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç, dokunmak istedim. Güzel bir his, bak, sen de dokun parmağın gıdıklanacak." Chan gülerek gözlerini açtığında Seungmin elini çekti. "Gözüne giriyordu parmağım."

"Uykun geldiğinde felaket tatlı oluyorsun, biliyor musun?"

"Şşhh, Hyunjin duyacak. İyi geceler." Seungmin gözlerini kapattığınca Chan onun kirpiklerine dokunmuştu. Seungmin gülmemek için kendini sıkarken Chan'ın güldüğünü fark edince kahkahasını tutamadı.

"Uyuyun be! Sabah edin flörtünüzü!" Hyunjin ikisini azarlarken Seungmin elini ağzına bastırıp gülmeye devam etti.

"İyi geceler Seungmin."

"Şu an gayet iyi gidiyor gecem, Chan." Chan bu sözden cesaret alarak kolunu Seungmin'in beline attığında Seungmin ona yanaşıp gözlerini kapattı. "Gerçekten uyuyorum artık."

"Bence de, uyu artık." İkisi de sonunda sustuğunda, Hyunjin ve Seungmin uykuya dalmıştı. Chan da bir süre Seungmin'i izlemiş, Jeongin hastane odasına dalana kadar Seungmin'le uyumanın keyfini çıkarmıştı.

kaçak damatlarWhere stories live. Discover now