~~~

Jeongin banyodan çıkıp bir kapıya, bir Hyunjin'e baktı. Şimdi sıçmışlardı.

Her ne kadar büyük bir şey yapmamış olsalar da, Hyunjin'in dolgun dudağındaki kesik kendini göstermeyi başarırken, Jeongin'in hafif şişmiş dudakları öpüştüklerinin ikinci kanıtıydı. Hyunjin üstünü başını düzeltip gözlerini kapattı. Pekâlâ, ders çalıştırmaya gelmişti buraya, bunda bir sorun yoktu.

Kilide giren anahtar sesini duyan Jeongin hızla kapıyı açtı.

"Hoş geldin ağabey."

"Neden geç açtın?" Kardeşini baştan aşağı süzmüş, kızaran dudaklarına şüpheyle bakmıştı ki içeri girince Hyunjin'i gördü.

"Tuvaletteydim, Hyunjin de açmaya çekindi herhalde."

"Öyle mi, geç olmadı mı saat Hyunjin?" Hyunjin dudağını dişleyip saate baktı. On biri yirmi geçiyordu.

"Jeongin'e fizik anlatıyordum."

"Kendi üzerinde mi?" Hyunjin gözlerini kocaman açarken, Jeongin başını eğmişti. "Her neyse, daha da geç olmadan dikkatlice evine git."

"Evet, tabii, iyi geceler." Hyunjin kapıdan çıkarken Chan kardeşine kısa bir bakış atıp ceketini çıkararak eline tutuşturdu.

"Bugün sana ne çalıştırdıysa hepsini soracağım, bakalım güzel çalıştırıyor mu?" Anahtarını alıp Hyunjin'in arkasından evden çıktığında Jeongin'in dizlerinin bağı çözülmüştü. Yere oturup dişlerini dudaklarına geçirdi.

Tek ümidi ağabeyinin Hyunjin'e çok kızmamasıydı.

Chan, zaten şiddete karşı birisi olduğu için sadece konuşmak için dışarı çıkmıştı. Hyunjin sanki onun geleceğini tahmin edermiş gibi arabaya binmeden önce beklemiş, tanıdık bedeni görünce sırtını dikleştirmek istedi fakat yapmadı. Çekiniyordu.

"Hyunjin, konuşalım mı biraz?"

"Tabii, konuşalım." Chan derin bir nefes alıp saçlarını feriye iterek kendinden uzun çocuğa baktı.

"Açık konuşacağım, kardeşimle olmanı hiçbir şekilde onaylamıyorum. Tıp okuyor olman o kızı çirkin bir hareketle insanların önünde rencide ettiğin gerçeğini değiştirmiyor. Eşin olmak üzere olmasını geç en başta kuzeninmiş o senin. Her ne kadar akraba evliliğini onaylamamana hak versem de, bu şekilde buna karşı çıkmana hak vermiyorum."

"Benim tarafımdan değerlendirdin mi? Öğrendiğimde ailemin beni nikâh gününe kadar eve hapsettiğini de söylemiştim, karşı çıkmama izin vermediler bile." Chan alt dudağını diliyle ıslatıp dişlerinin arasına aldı.

"Her ne olursa olsun Hyunjin, sen o kızı orada, insanların önünde gelinlikle bıraktın mı bıraktın. Kardeşimi bu şekilde rencide edip, onu üzeceğini düşünüyorum, bunu değiştirmek için iki buçuk aydır, hatta yakında üç ay olacak, hiçbir şey yapmadın." Hyunjin sadece bakışlarını kaçırmakla yetinirken Chan devam etti.

"Kardeşime bir kez daha yaklaşırsan daha önce görmediğin bir halimi göreceksin ve emin ol, o kısım beni en az senin kadar korkutuyor çünkü daha önce hiç kimse beni bu kadar sinirlendirmemişti. Sana yardım ettim, okula geri döndün ve birkaç seneye doktor olacaksın, ama aldığın eğitim öğretim doktor olmanla yeterli kalmıyor. Kardeşimi mi istiyorsun? Ona ve kendine yakışacak gibi davran. O zamana kadar kardeşimin yanında seni görmeyeceğim." Hyunjin başıyla onayladığında Chan bir şey demeden eve çıkmıştı. Duyduğu son şey hızla ayrılan bir aracın sesiydi.

Chan, eve girip kardeşinin odasına yöneldiğinde içeriden gelen ağlama sesini duymuştu. Kardeşinin ağlamasından nefret ediyordu.

Jeongin sessizce ağlarken koridordan gelen ayak sesiyle gözyaşlarını silip yorganının altına girerek uyuyor gibi yapmaya çalıştı. Işık kapalı olduğu için ağabeyinin yutacağını düşünmüştü ama yanılıyordu.

Chan odaya girdiğinde Jeongin yüzünü yastığa bastırdı. Chan ışığı açmadan yatağa girip, kardeşine iyice yanaştıktan sonra onu göğsüne çekip ıslak yanağını okşadı.

"Jeongin, tam olarak neden ağlıyorsun?"

"Biliyorsun."

"Hayır, bebeğim, bilmiyorum. Tam olarak neye ağladığını eminim sen de bilmiyorsundur." Jeongin iç çekip gözlerini silerek karanlıkta parlayan gözlere baktı ve ardından ağabeyinin beline sarıldı.

"Çok mu kızdın Hyunjin'e?"

"Hayır, sadece düşüncelerimi söyledim."

"Yani çok kızmaktan daha fazlasını yaptın." Chan kardeşinin saçlarını severken başını eğip alnını öptü.

"Jeongin, şu an sana da kızmam gerektiğinin farkında mısın?" Jeongin omuz silkince Chan başını geriye attı.

"Ben hiçbir şey yapmadım. O da yapmadı, sadece birbirimizden hoşlanıyoruz." Chan kardeşini kollarından tutup dikleştirdiğinde Jeongin başını ona inatla çevirmiyordu. Chan uzanıp gece lambasını yaktıktan sonra kardeşine baktı.

"Bak bana," Jeongin başını eğip elleriyle oynarken Chan derin bir nefes alıp kardeşinin çenesinden tutup yüzünü kendine çevirdi. "Bana bakar mısın biraz?"

"I-ıh."

"Pekâlâ, Hyunjin'e sadece olgunlaşıp hatalarının tam anlamıyla farkına varana kadar senden uzak durmasını söyledim. Tamamen aranıza girmedim. Seni gerçekten seviyorsa kendini kanıtlayacaktır. Sen de onu gerçekten seviyorsan kendini kanıtlamasını bekleyeceksin. Tamam mı?" Jeongin başıyla onayladığında Chan kardeşini kendine çekip ıslak yanaklarını öptü. "Ağlamana dayanamıyorum."

"Ama ağlatıyorsun. Bana neden kızacakmışsın hem?"

"Eve erkek attığın için olabilir mi?" Jeongin başını ağabeyinin boynuna gömüp titrek bir nefes aldı.

"Ağabey, söz veriyorum bak elini bile tutmayacağım, lütfen görüşelim Hyunjin'le. N'olur?" Chan tekrar ağlamaya başlayan kardeşinin boynunu öpüp kollarını sıkılaştırdı. "Olmaz. Hyunjin'i onaylamıyorum bile sen görüşelim diyorsun."

"Lütfen, ama haksızlık bu!"

"Neresi haksızlık?" Jeongin ağabeyinden ayrılıp dik dik ona baktı.

"Sen Seungmin ağabeyle istediğin gibi flört edebiliyorsun ama ben Hyunjin'i sevemiyorum."

"Sen bugüne kadar hiç Seungmin'i eve atıp onunla öpüştüğümü gördün mü? Seungmin'e sadece yardım ediyorum, onunla flört etmiyorum." Jeongin dudak büzüp ağabeyinin göğsüne sığındı yine.

"Lütfen, lütfen lütfen~ Yalvarırım ağabey, ne istersen yaparım lütfen görüşmeme izin ver." Jeongin sızlanıp ağlamaya devam ederken Chan sadece onun sırtını ve saçlarını okşamış, arada yüzüne öpücükler bırakarak onu uyutmuştu.

Hyunjin'in kendini nasıl kanıtlayacağını merak ediyordu. Zamanı geriye alamayacağına göre, vazgeçeceğini düşünüyordu. Jeongin'le olmasına izin vermeye niyeti yoktu Chan'ın. Şu hayattaki en değerli varlığını kaçak bir damadın üzmesine izin verecek değildi.

kaçak damatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin