*16*

7.8K 378 67
                                    


Sonunda düğün salonunda gelmiştik. Abim arabadan inip benim kapımı açtı. Yüzümdeki tebessümle abimin kolunu tutup ayağa kalktım. Abimin koluna girdim. Yüzümdeki gülümsemeyle salona giriş yaptık.

Neyseki ayağıma takılan demirler sayesinde yürümem kolaylaşmıştı. Git gide alışıyordum. Üstelik elbisenin altından da belli olmuyordu. Dev salona girmemiz ile ağzım açık kaldı. Salon altın sarısı dizayn edilmişti. Tek katlıydı ancak dev gibiydi. Ortada kırmızı parlak bir halı boydan boya seriliydi ve sonuda nikah masasında bitiyordu.
Yanımıza takım elbise giymiş biri geldi.

"Merhaba beyfendi ve hanımefendi. Masa numarınızı öğrenebilir miyim? Size masanıza kadar eşlik edeyim." Dedi kibar bir dille. Bu kişinin görevli olduğunu anlamıştım. Abim gülümseyerek,

"398 numaralı masa." Dedi. Vay be!
Burda kaç masa var?

Abime döndüm.

"Abi burda kaç masa var?"dedim merakla.

"Toplam 862 masa var. Her masada 4 kişi oturabiliyormuş." Dedi.

Şok içinde ona bakmakla gülümseyerek ağzıma vurdu.

"Ağzını kapat sinek girer." Dedi gülerek.

Güldüm. O sırada çoktan görevli bize masamızı göstermişti. Abimle masaya oturduk. Masada Pars ve Mert abimde vardı. Sıkıntıyla kıpırdandım.

Ortamdaki sessizlik bozulsun diye Rüzgar abimin kulağına eğilerek,

"Abi niye bu kadar kalabalığız?" Diye sordum.

Abim ilk etrafa göz attı. Sonrada bana döndü.

"Damadın ailesi zenginmiş. Damadın babası burayı hazırlatmış. Şirketlerin deki tüm ortakları ve ortaklarının ailesini çağırmış. Bu yüzden bu kadar kalabalığız. Dedi.

Kafa sallayıp önüme döndüm. Aklıma gelen şeyle abime geri döndüm.

"Abi ben gelin odasına gidiyorum. Gelinimize bakam hele." Dedim. Gülerek baktı.
Elini köpek kovarcasına salladı.

"Hadi git. Git." Dedi ve kahakaha attı.
Göz devirerek masada kalktım. 5 dakikanın sonunda dev salondaki gin odasını buldum. İçeri girmemle gördüğüm manzara karşısında dondum.

Kuzenim Melisa yerde hüngür hüngür ağlıyor. Makyajı boydan boya akmış. Her yerde peçete var. Ve tanımadığım iki kadın Melisayı sakinleştirmeye çalışıyor.

"Melisa!" Diyerek hayretle odaya girdim. Beni görmesiyle kollarını iki yana açtı.

"Kuzeeeğğğn!" Dedi ağlak bir sesle.

Onun yanına gidip sarıldım. Ağlamaya devam etti. Bir eli gözündeki yaşları silmeye kullandığı peceteyi gözüne bastırırken diğer eli de benim belimdeydi. Kadınlara kaş göz yapıp çıkmalarını işaret ettim. Kadınlar dediğim şeyi fark edince anlayışla başlarını eğip çıktılar.

Yaklaşık beş dakika sonra Melisa'nın ağlaması durmuştu. Sessiz sessiz iç çekiyordu. Yavaşça ayrıldım.

"Şöyle gülüm. Kim ağlattı seni?" Dedim narin bir sesle.

Zaten dolu olan gözlerinden bir damla yaş aktı. Hemen elimi uzatıp sildim.

"Dökme ama bu inci gibi parlayan göz yaşını... Şöyle bi tanem niye ağlıyorsun?" Dedim karşımdaki kırmızı gözlere.

"B-ben k-korkuyorum..." Dedi zar zor.

"Neyden korkuyorsun bı tanem?" Dedim kaşlarım çatıkken.

3 ABİM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now