*48*

2.9K 187 50
                                    


KATİLİN GÖZÜNDEN Devam...

Karanlık yolda arabayı kullanır iken radyoda çalan yavaş melodi ile ormanlık arazide yukarıya doğru yol alıyordum.

Elimdeki not kağıdı parmaklarım arasında buruşmuştu. Defterden kopardığım kağıt beni bu yola sürüklemişti. Şimdi ise içimdeki garip hislerle beraber direksiyonu o yere sürüyordum.

##########

20 dakika önce:

Yerden zar zor kalktım. Bacağımda oluşan yeni yaralar umrumda değildi. Kızımın sesi kulağımdan yavaşça silindi. Kabarmış sandalyenin üzerine kendimi bıraktım. Yaşlı gözlerimi elimin tersiyle sildim. Defter yıllardır olduğu gibi duruyordu.

İçimden gelen dürtüyle parmaklarım deftere uzandı.

Tozlu kapağı parmağımla temaz ederken soğukluğu parmak uçlarımı titretti.Defteri kavrayıp kendime çektim ve tam önüme gelince durdum. Sabit parmaklarım defterim kapağını  tutup açarken sayfaların yapışmaması şansımaydı.

İlk sayfalar bomboştu.

Sayfaları hızlıca çevirdim. Ortalara doğru önüme çıkan kurşun kalemle yazılmış el yazısı durdurdu beni.

Ellerim yazının üzerine kaydı.

Gözlerim kelimeleri zihnime iletirken cümleler kurdu zihnim.

"13 Ağustos 2014

Bu gün babamla beraber her zaman gittiğimiz o göle gidiceğim. Babam oraya tek gitmeme izin vermese de gittiğimden haberi olmayacağı için sıkıntı yok.

Oraya önemli bir şey bırakmalıyım. Umarım bu yazıyı babam sonra okur. Defteri güzel saklamalıyım sanırım..."

##############

Araba gölün yanında durunca yavaşça ıslak toprağa ilk adımımı attım. Arabadan inip kapıyı tek elimle kapattım.
Yüzümdeki siyah maske ve başımdaki şapka ile tanınmazdım. Sadece gözlerim açıktı.

Gölün suyuna yansıyan ayın ışığı ve ona eşlik eden yıldızlar beni bu gölü dahada önemli kılmamı sağlıyordu.

Elimdeki feneri ileri doğru uzatıp tuşa bastım. Saf ışık az bir bölgeyi kapsasa da görüşüm birazda olsa netleşmişti.

Elimdeki feneri gölü taramak için gezdirirken gölün karanlığı dibini göstermiyordu.

Tek çar göle girmekti.  Yavaşça adımlayıp soğuk suya girdim. Boşta kalan sol elimi suya daldırıp dibi taradım. Neyseki minik bir göldü ve su seviyesi boyumu geçmiyordu.

Elim suyun derinliklerinde gezerken daha derine ilerledim. Bulduğum birkaç şişe dışında ilgi çekici bir şey yoktu.

Her seferinde elime ya bitmiş sigara kutusu yada şişe denk geliyordu. He birde nadiren gelen poşetler.

Elime yine gelen şişeyi görünce sinirlenip toprağa atmak üzereydim ki içindeki kağıt parçası beni durdurdu.

Aradığım şey bu olabilirdi.

Elimdeki şişeyle beraber kıyıya ilerledim. Toprağa geri basarken ıslanan üstümü umursamadan feneri yere attım. Yanan fener ışı ormana döner iken şişenin tıpasını kavrayıp çektim.

Tıpa açıldığında mantar parçayı yere attım. Şişeyi ters çevirip elimi altına koydum. Yukarı aşağı sallayıp içindeki şeyin düşmesini sağladım.

Elime düşen eskimiş kağıt avcumda durur iken şişeyi yere bıraktım

Yere düşen şişe bir taşa çarpıp parçalandı.

Elimdeki kağıdı hızlıca açtım. Rulo olan kağıt açılınca içindeki resim görüşüme girdi. Ancak karanlıktan dolayı net göremiyordum.

Az ileride yerde olan Fener'e uzanıp aldım.

Feneri resme tutup baktım.

Kızım ve benim bir fotoğrafım vardı.
Kızım muhtemelen 4-5 yaşlarındaydı bu fotoğrafta. Ancak fotoğraftaki bir kişi gözlerimin açılmasına neden oldu.

Kızımın yanında duran çocuk. Aynı yaşta gibilerdi.

Bu...

Bu...

Bu çocuk...

Alp.

Benim oğlum.
Kızımın ikizi...




********************

Selamlarrrr.

Bölümde Alp kim diye soranlar olabilir diye açıklayayım. Azenin grubundaki arkadaşı. Ve evet katılın kızıyla aslında ikizler.

Alp'in babasından haberi var mı sizce?

Bu arada nasılsınız????
Ben iyiyim.

Her neyse uzatmayayım.

Diğer bölümde görüşmek üzere!
Bay bay!!!

Tarih;

27 Şubat 2021




3 ABİM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin