3 ABİM (Tamamlandı)

*43*

MİNE GÜNCE (GAZETECİNİN) ANLATIMIYLA...

Ellerim hayla titriyor idi. O makale Türkiye'ye bir bomba gibi düşerken doğru yaptığımı ve sorun olmayacağını kendime inandırmaya çalışıyordum.

Sabah çoktan olmuştu. Saat 06.00 gibiydi.

Gece boyunca bilgisayar ekranından gündemleri izliyordum.

Sosyal medya dalgalanır iken birçok haber kanalında ismim duyulmaya başlanmıştı.

Televizyon ekranından gözüme yansıyan ışık, kızarmış ve uykuya hasret gözlerimi yakıyordu.

Ancak bu işgence bile içimdeki ateşi söndüremiyordu.

Telefonuma onlarca gelen cevapsız aramalara bir tanesi daha eklendi.

Çisem arıyordu.

Yorgun gözlerim isminde takılı kalır iken yutkunarak elimi telefona uzattım.

Sağ elimin üzerinde gördüğüm çizik bedenimin acı çektiğini ve bu acıyı bana inadına gösterdiğini düşündürüyordu.

Telefonu avuç içime aldım. Yeşil tuşa basıp kulağıma götürdüm telefonun soğuk metalini.

"A-abla! Sonunda açtım! Sabahtan beri arıyorum. Bir şey oldu sandım. Ve bu haberlerde duyduğum şeylerde ne? Hemen oraya geliyorum. "

O nefes almadan konuşmasını sürdürür iken hemen sözünü kestim.

"Sakın gelme... Ben iyiyim... Öğlen benimle her zamanki kafede buluş. Sana anlatacağım... " Diyip telefonu kulağımdan çekip kırmızı düğmeye bastım.

Konuşma biterken içimi huzursuzluk sardı.

Saatlerdir oturduğum sandalyeden kalkıp biraz dinlenmek için yatak odama yol aldım.

Belki ılık bir duş beni kendime getirir diye düşündüm.

Yatak odama girip etrafa kısaca göz attım. Yatak odam hep topluydu.

Sonuçta bu odaya çok gelmezdim.

Sabaha kadar makale yazar ve işe giderdim. Sadece hafta sonları dinlenmek için girerdim bu odaya.

Odanın kapısını arkamdan kapattım.

Odamdaki banyoya girdim.

Evimde iki banyo vardı ve buranın küveti daha genişti. Belki biraz suyun içinde kalıp kendimi germekten sertleşen kaslarımı dinlendirirdim.

Küvetin suyunu açıp normal bir sıcaklıkta bıraktım.

Rahatlama zamanı...

Rahatla Mine... Birini öldürmedin...
Vicdan azabı çekmemeklisin...

***************

Fön makinesinin gürültülü sesi ile saçımı kurutur iken aynada kendime bakıyordum. Süt beyazı tenim yumuşacık olmuştu. Hafif dolgun yanaklarım pembeleşmişti.

Üzerime giydiğim beyaz sweatshirt saçımın ıslaklığı ile nemlenmişti.

Altımdaki siyah şort dolabımda bulunan 20 şortun tıpa tıp aynısıydı.

Saçımı bir yandan tarar iken sonunda kurumuştu.

Fönü kapatıp fişini çektim.

Banyomda ki dolaba koyup saçımı son bir kez taradım.

Salık saçlarım ile odadan çıkar iken banyonun lambasını söndürdüm.

Odama geri dönünce kendimi yatağıma attım.

Telefonum sessizde olsada titreşim modunda olduğundan sen dolayı masamın üzerinde titreyip duruyordu.

Yorgunca kalkıp elime aldım. Yağan binlerce bildirimi tek seferde silip telefonumun titreşim modunuda kapattım.

Tam telefonu kapatıp yerine koyacak iken gözüme takılan mesaj ile 'Mesajlar' isimli kutuya bastım.

Gizli numaradan gelen mesaj en üstteydi.

Kaşlarımı çattım.

Doğrusu bu durum benim için normaldi ama anormal olan şey ise attığı son mesajın ekranımda gözükmesi ve o mesajında şu olması idi,

Gizli numara
Görevin tamam... İmha işlemi başlasın...

Yazılan bu saçma şey beni korkutmuştu.

Tam o an koridordan gelen ses yüreğimi ağzıma getirdi.

Ardından şiddetle açılan odamın kapısı korkuttu beni...

O adam...

Gözlerim bana doğru tutulan namlunun ucundaydı.

Yoksa...

Daha bir reflex bile yapamadan silah ateşlendi.

Gördüğüm son şey ise...

Adamın yarım gülen ağzı ve ateşlenen silah.

******************

Selammmm...

Bölüm atulduuu...

Naber? Nasılsınız canlarım?????

Ben iyiyiiiiiiimmmm

Bu arada çok fena grip olmuşum. Bu gün uzun zamandan sonra ilk defa öğlen uykusuna yattım.

Uyandığımda aklıma gelen ilk şey bölüm atmam gerektiğiydi.

Üstelik garip olanda ben bölüm yazmak için saat belirleyip alarm kurmuştum.

Elime telefonumu alıp baktığımda alarmın çalmasına 2 dakika vardı.

Doğrusu kendimi tebrik ettim kdjdjjdjd.

Bu arada size bir not...

Bu gün toplam iki bölüm atılacak...

İkinci bölüm saat 21. 00 da gelecek.

Her neyse uzatmayalım. Sizleri çoooooook seviyorum....

Bay bay 💜♥️♥️♥️♥️