PARS'TAN Devammm
Sinirle Rüzgarın odasından çıktım.
O pis kızı, o katili nasıl odasına soktu diye. He birde kıyafet vermiş. Offf!
Sinirle odama girdim. Ancak içim hiç rahat değildi. Bir türlü uyuyamıyordum. Yastığımın altına bir kaç saat önceden sıkıştırdığım telefonumu alıp saate baktım.
Saat 02.23 dü.
Oflayarak yataktan kalktım. Odamdan çıkıp koridorda ilerledim. Başta salonda gidip oturmayı düşünsem de gözlerim Rüzgarın odasının kapısına kaydı.
Sinirle elimi yumruk yaptım. O kızın böyle rahat bir yerde yatmaya hakkı yok!
Odaya sessizce girdim.
Rüzgar ve Aze denen katil kız beraber huzurla yatıyorlardı.
Bir kaç saniyelik yumuşasamda hemen toparlanıp kaşlarım çatık bir şekilde yatağa ilerledim.
Azeyi , Rüzgara fark ettirmeden kucağıma yavaşça aldım. Bu gece dışarda yatıcaktı bu pis katil!
Odadan sessizce kucağımda Aze denen pis katille çıktım.
Sessizce alt kata indim. Salondan geçip dış kapıyı açtım. Dışarda fırtına vardı ve hava çok soğuktu.
Bir anlık Aze adına üzülsem de hemen silkelendim. Ben onun için üzülemezdim!
Ben daha bahçeye bir adımımı atamadan Aze sanki onu bırakıcağımı hissetmiş gibi sargıda olmayan bir elini tişörtüme atıp sıktı.
"Nolur beni bırakma..." Dedi uykulu ama endişe dolu bir sesle.
Donup kaldım sanki. Bir şey yapamadım. Önceden ona acımazken şimdiyse içimde merhamet kırıntıları vardı.
Aze bana biraz daha sarılınca sinirlendim. Az ilerde olan havuz gözüme çarptı.
Yapmalı mıydım?
Düşünmeyi bırakıp acımasızca havuza ilerledim. Havuzun başına gelince hiç düşünmeden Azeyi 3 metre derinliğindeki soğuk havuza attım.
Azenin suyun içinde ellerini sallayışını gördüm. O an zihnimde bir ses yankılandı.
"Kurtar onu! Yardıma ihtiyacı var! Lütfen! Yardım et ona!"
Bu ses annemin sesiydi. Ölü annemin sesi. İlk aşkımın sesi. Özlemlediğim sesm Gözlerimde yaşlar birikti. O an beynime değilde kalbime uyup havuza atladım.
Soğuk suyun etkisiyle önce bedenim kaskatı kesilse de birkaç saniye sonra görüşüm netleşti. Az ileride Azeyi çırpınmaktan yorulmuş bir halde elini çok yavaşça sallayıp kendini suya bırakışını gördüm.
Gözümden bir damla yaşın aktığını hissettim ancak havuzun suyu onu da emmişti.
Hızla Azeye doğru yüzdüm belinden tuttuğum gibi suyun yüzeyine doğru çekmeye başladım.
Birkaç saniye sonra ikimizi de suyun üzerine çıkara bilmişdim hızlıca havuzun kenarına yüzdüm.
İlk Azeyi toprağa koydum sonra kendim çıktım.
Aze cansız bir şekilde toprakta yatıyordu.
Ancak ölmemişti. Hayla çok yavaşça kalbi atıyordu.
Hemen kalp masajına başladım.
Bu yaptıklarıma kendimde inanamadım ama sanki burda yatan annemin daha doğmadan önce üç oğlunuda baş ucuna koyup karnına ellerimizi koyup 'meleğimizin doğumuna az kaldı... Kardeşiniz olucak canlarım.' deyip bizi sevindiren annemizin karnının içindeki minik bebek olarak gördüm.
O çok masumdu. Ben yıllarca katil damgası vursamda o masum bir melekti.
Kalp masajı bitince suni tenefüs yapmaya başladım. Elimi dudaklarının arasına boru şeklinde koyup hava üfledim. Bir çok kere bunları tekrar ettim. 1 dakika sonra Azenin ağzından sular geldi ve Aze şiddetle öksürmeye başladı.
Bir anda beynime dank etti her şey.
Ben onu öldürmeye çalışmıştım.
Gözümden bir damla yaş aktı. Ben nasıp böyle birine dönüşmüştüm.
Aze korkuyla bana bakıyordu. Ağlamaya başlamıştı. Sessizce hıçkırıyordu. Onu orda bırakıp eve girmek istesemde yapamadım. Kucağıma alıp eve soktum. Tabi bunu yaparken Aze sanki diken batmış gibi irkilmişti. İçeriye girmemizle küfür gevelemem bir oldu.
Lanet olsun! Bunun burda ne işi var!
************"
Selammm!
Ben geldim!
Bu bölüm hakkında baya düşündüm.
Biraz kısa ama bu gün tam 24 saatlik bir yolculuktan geldim ve yorgunluk var üstümde. Kusura bakmayın!
Sizi seviremmm bayy
YOU ARE READING
3 ABİM (Tamamlandı)
Teen Fiction* * * * Bir meleğin hikayesini dinlemiş miydin? Kanatsız ama melek ruhuna sahip sanki... * Sevgi denen oyun kurban arıyor kendine? Çünkü sanırım ben bu oyunda kurban oldum... * * Acılı bir geçmişe hapis oldum. Gerçek olmayı bekleyen hayallerimin tüm...
